hesabın var mı? giriş yap

  • bu haftasonu izmir agora avm'deki mudo mağazasında karşılaştığım manzara...
    bahsi geçen odun, indirim öncesi 475 tl imiş, mudo damping yapmış, 380 tl'ye düşmüş.

    http://imageshack.us/…hoto/my-images/859/mudoz.jpg/

    kredi kartına taksit yapıyor musunuz diye sordum, ciddi ciddi biz 6'ya bölüyoruz, banka da +4 veriyor dediler.

    merak edenler için boyutlar: yaklaşık 45 - 50 cm yüksekliğinde 15 - 20 cm çapında....

    imlayı düzelttim.

  • eşinizin sana birsey söylecem sözü ile başlayıp ömür boyu süren kelimelerle tarifi olmayan olgu.
    anne ve babadan binlerce kere duyulmuş anne baba olunca anlarsın sözünün hakllığı karşısındaki boyun eğiş.

    hamilelikle beraber bütün ilgileri üzerine çeken eşin kıskanılır ama vereceği hediye karşısında nefret ettiğiniz kaprisler bile çekilir. çünkü ödül çok büyüktür. karnındaki varlığın hayal edilmesi, onun nasıl birsey olacağı, acaba doğru mu yaptık, daha erken değil miydi, bu boktan dünyaya bir canlı getirmek bana mı kaldı, ona bana sağlanamayan şeyleri sağlayabilecek miyim, bana mı benzeyecek annesine mi sorularıyla geçen dokuz koca ay. sezeryan tarihinin belli olduğundaki içinde kopmaya başlayan fırtınalar.
    ve büyük gün.
    ameliyathane önünde hastanede neden sigara içilmiyor lan şeklindeki küfrediş. anne babanızın olm tamam kendine gel telkinleri. doktorun hemşireye ufak dozda bir anti-depresan verelim emri. 15 dakikalık bir operasyonun yıllardır sürüyormuş hissi. elin ayağın birbirine dolaşması.
    veeeee
    hemşirenin kollarına bıraktığı minik şey. "şey" çünkü ne olduğuna karar vermek güç. "şey" çünkü dünyada onu anlatmak için bir kelime türetilmemiş. şey çünkü o aslında sen. şey çünkü ben ne büyük sevgiler yaşadım tezinin çürütüsü.
    hoşgeldin kızım bebeğiiimmmm
    kimsenin ağlatamaz dediği sen kollarındaki minik şeye bakarak hüngür hüngür ağlıyorsun. kollarındaki savunmasız canlının sıcaklığı bütün benliğini yakıyor. yaprak gibi titretiyor içini bedenini.
    kimselere vermek gelmiyor içinden. hemşire "almam lazım bazı kontroller yapacağım" dediğinde yavrusuna gelen saldırı karşında aslanlaşan kediyi şimdi çok daha iyi anlıyorsun.

    hastaneden eve gelişi, ağlaması uykusuz geceler, annesinin emzirdiği anlardaki olağanüstü büyü, doğallık. ben neden emziremiyorum neden tek vücut olamıyorum serzenişi.
    ilk sokağa çıkışı, ilk gülüşü, ilk ses çıkarışı, ilk dişi,ilk,ilk,ilk,ilk,ilk...................

    seni çok seviyorum
    hoş geldin kızım
    hoşgeldin şimalim
    baban

  • yeni bi ali atıf bir saçmalaması, kendisi diyor ki,

    --- spoiler ---

    "...ekşi sözlük reklam alan bir mecra. site trafiğini arttıran unsurlar da tanınan kişiler. ekşi sözlük yazarları yorum girdikçe, başkaları da girip okuyor, trafik artıyor. ekşi sözlük'ün sahibi de sayfaları reklam verene pazarlayıp gelir elde ediyor

    bu durumda ekşi sözlük'ün tanınan kişilere bir tür pay ödemesi gerekmez mi? çünkü ekşi sözlük bir iş modeli ve ünlüler de bu modelin malzemesi...

    alın size hukuki bir konu daha?..."

    --- spoiler ---

    hayatımda duyduğum en düz mantıkla söylenmiş söz bu olsa gerek, onu geçtim daha yazarlar olarak biz bile pay alamazken ünlülere verilsin yakarım bu sözlüğü.

  • 1 aralık 1876 yılında kaluga'da doğdu. sovyetler birliğinin mareşali ve ikinci dünya savaşı'nın kahramanı oldu. birinci dünya savaşi'nda çar'ın ordusuna katıldı. 1918 yılında iç savas sırasında kızılordu süvari komutanlığında bulundu. savaşlar arasında jukov kendini geliştirdi. 1931 yılında frunze akademisinden mezun oldu. 1939 yılında mançurya'daki sovyet birliklerinin lideriydi ve burada japonlara karşı başarılı olmuştu. kasım 1939 - mart 1940 arasındaki kış savaşı sırasında sovyet ordusu genelkurmay baskanlığında bulundu. kızılordu genelkurmay başkanı olana kadar kiev bölgesinde kaldı. nazi işgali sırasında leningrad savunmasını başarıyla yürüttü. daha sonra batı cephesi komutanı olarak seçildi. moskova'yı başarılı şekilde savunduktan sonra alman ordusunu orta rusya'ya geriletti. 1942 yılında yardımcı savunma komiserliğine yükseltildi. stalin'in askeri danışmanı ve savaşın kalanının planlayıcısı ve yürütücüsü oldu. meşhur stalingrad savunmasının ardından mareşalliğe terfi etti. bu andan sonra alman ordusunu berlin'e kadar sürmeye devam etti. savaştan sonra her yetenekli sovyet vatandaşı gibi stalin tarafından bir tehlike olarak görüldü ve önemsiz görevlere atandı. stalin'in ölümünden sonra kruşçev'i destekledi. savunma bakanlığı görevine getirildi. lenin nişanı * * sahibidir. 18 haziran 1974 yılında ölmüştür.

    japonlarla savaşı sırasında sürekli japonları cephede oyalamış, hiç farkettirmeden yedek kuvvetlerini ve zırhlılarını artırmıştır. japonların üç katı bir güce sahip olduktan sonra tarruza geçmiş, on gün içerisinde zaferini ilan etmiştir. ileride sorduklarında şöyle diyecektir: "japonlar zırhlılara karşı iyi savaşamıyorlar"

    bilinen en katı savunma ve ilerleme anlayışına sahip subaylardandır. bir mayın tarlasından askerleri geçirmenin o askerlerin bir çatışmada kaybedilmis olmasıyla aynı şey olduğunu düşünen bir komutandır. bugün ruslar otobüsteki bir teröristin elindeki otomatik silahla 8 kişiden fazlasını öldürebileceğine kanaat getirdiklerinde teröristi rpg ile vurarak 8 kişi artı teröristi öldürme gibi operasyonları bu adam yüzünden yapmaktadırlar.

  • bende uyandırdığı tek düşünce; herkese atatürk nasip olmuyordur. bu günümüze bile şükür be atam sayende.

  • yoklukla imtihan edilmekten iflahi kuruyan x kuşağının sonuç olarak ürettikleri yanlış politikaların yanı sıra teknoloji çağına geçişe maruz kalmış nesildir.

    ne tam anlamıyla x olup monoton yaşamayı, azla yetinmeyi, teknolojiden uzak olmayı becerebilmiştir ne de tam bir z gibi makinelerin, yazılımların çocuğudur.

    kafası hem nostaljik çalışır hem de modern çağın koşuşturması ve yabancılaşmasına duhul olmuştur.

    yine de en iyi bu nesil hayal kurmasını bilir. geçmişi ve geleceği harmanlamak sancılıdır ama görmesi/görebilmesi haz verir.