ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
17 şubat 2015 istanbul trafiği
-
beşiktaş'tan beşiktaş'a 1 saatte gelerek rekor kırmamı sağlamıştır.
zor olsa gerek istanbul'da yalnız kız başınıza
-
ifşa twiti altına yazılan cevap twitlerden:
"ablacım madem rahatsız oldun ne diye cevap veriyorsun madem cevap verdin ne diye ifşa ediyorsun"
şampiyonlar liginde 4 puanla gruptan çıkmak
-
(bkz: yarın gel mhp'de işe başla)
lassie ile sivas kangal arasındaki farklar
-
lassie ye gel oğlum diyince gelir, kangala gel oğlum diyince sen gel lan der.
sevgilinin daha çok sevildiği an
-
bizim evin salonundan aktarıyorum. bir saat yirmi dakika önce izlemek üzere bir film açtık. sevgili kişisi yeni edindiği strateji oyununa gömmüş burnunu. ayıp olmasın diye filme razı oldu, belli. filmi başlatmadan önce tuvalete gittim niyetini anlamak için. oyunu geri başlatmış aynı benim sabahları beş dakika daha uyumak için her fırsatı ganimet bilmem gibi. hır çıkarmadım tabii. du bakali modundayım başıma geleceği bildiğim halde. sonra düşündüm. strateji oyunları oynamaya bayıldığım dönemlerde anama ettiklerim geldi aklıma. filmine tüküreyim dedim, ona bi şey olmasın. yan yana oturuyoruz, huzursuz olduğumu anlamasın diye bücürük tableti kaptığım gibi kozmetik, entari artık ne kadar karı-kız işi incik mıncık satan site, tanıtan blog varsa açtım önüme. halbuki çok sıkılıyorum sözlük, bildiğin gibi değil. bi de özledim mi ne. ağzını burnunu mıncırasım var ama kıyamıyorum. ellemeyeyim istediği şeyi yapsın dedim. o bilgisayarda galaksiler arası dalgadan bi savaşta dünyayı kurtarırken ben bebeği gözünün önünde dünyadan bi haber oyuncaklarıyla uslu uslu oynayan bir anne gibi oldum. öyle, garip bir his. sevginin aşkla usulca, güvenle yer değiştirdiği anlardan birinin tadını çıkarıyorum.
birden ayaklandı az önce, geldi ayağımı öptü ve sonra ellerimi. dondum kaldım öyle sözlük. teşekkür etti, başımı göğsüne bastırdı. günlük hayatın içinde eriyip gidebilecek ufak bir jesti görmezden gelmeyip mutluluğa dönüştürebildiği andır. şimdi ben bunu sevmeyip ne yapayım!
şarkıcı ses teknisyeni çevirmeni
-
şarkıcı ile ses teknisyeni** arasındaki muhabbeti mümkün kılan çevirmen program.
bu alet olmazsa bu iki güzide şahıs asla anlaşamazlar, zira apayarı iki jargon kullanmaktadırlar. örnek vermek gerekirse:
*sesimin önünde perde var:
kompresörün tresholdunu arttır.
*bu kulaklık mono:
kablo bozuk, kulaklığın sadece sağ tarafında sinyal var
*kendimi duyamıyorum, beni aç:
altyapı fazla, onu kıs.
*bugün bu kulaklıkta bir şey var, her şey kötü geliyor:
regl oldum kulaklarım duymuyor bugün.
*beni biraz uçur:
reverb verir misin?
*sesim şöyle şıkır şıkır olsun:
6 khz'den sonrası shelf eq ile aç.
*benim sesim biraz geride değil mi?:
solisti 12 db aç.
*burada çok değişik, hiç denenmemiş bir efekt istiyorum:
delay veya flanger ver.
*yarın saat 2'de buluşalım:
ben 6 gibi gelirim, siz de 4'de gelin.
*ufak tefek bir şey var ama sen mikste halledersin:
iğrenç söyledim, auto tune ile düzelt.
*sesimin yanları yok, etli etli gelmiyor:
300 hz. civarını aldıysan geri ver. ya da mikrofondan çok uzak kalmışım proximity effect sorunu yaşıyorum.
*sesim uzaktan geliyor:
mikrofonun tersinden söylüyorum, gel düzelt.
ah bir ates ver
-
tcg dumlupınar, 4 nisan 1953 günü akdeniz'deki nato blue sea tatbikatından dönerken 86 kişilik mürettebatı ile batan türk denizaltısıdır. 3 nisanı 4 nisana bağlayan gece su yüzünde seyrederken çanakkale boğazı nara burnu açıklarında naboland adlı bir isveç yük gemisiyle çarpışır. çarpışmanın şiddetiyle dumlupınar'ın güvertesinde bulunan 8 kişi denize düşer. 8 kişiden 2 si pervaneye takılarak, biri boğularak yaşamını yitirir. denizaltı öylesine hızlı batmıştır ki geminin içindeki 81 kişiden yalnızca 22'si kıç torpido dairesine sığınabilir. burada mahsur kalan 22 kişi "battı şamandırasını" su yüzüne fırlatır. güneşin doğmasıyla birlikte civarda dolaşan balıkçı tekneleri tarafından şamandıra görülür. gümrük motoru derhal şamandıranın yanına gelir. gümrük motorunun ikinci çarkçısı selim yoludüz, şamandıradaki ahizeyi kaldırarak ve "alo" diyerek cevap bekler. denizaltıdan cevap veren astsubay selami özben; elektriğin kesik olduğunu, geminin sancak tarafına 15 derece yatık olduğunu, kıç torpido dairesinde 22 kişi olduklarını bildirir. selim yoludüz, kurtaran gemisinin geleceğini söyler. saat 11:00 sularında kurtaran olay yerine gelir. 72 saat boyunca çalışmalar durmaksızın sürer. fakat boğazdaki şiddetli akıntı nedeniyle çalışmalar sonuçsuz kalır. artık denizaltında bulunanlar için umutlar kesilmiştir.
denizaltının içinde ise şunlar olmaktadır: oksijeni idareli kullanmaları için, gereksiz yere konuşmamaları, şarkı türkü söylememeleri ve sigara içmemeleri konusunda uyarılar yapılır. ancak saatler süren kurtarma çalışmalarının sonunda, umutların tükendiği anda karanlıkta bekleyen 22 kişiye, her şey yine aynı sözcüklerle anlatılır; konuşabilirler, türkü söyleyebilirler ve hatta sigara bile içebilirler...
şamandırada bulunan telefon hattının öbür ucundan, tüm türkiye, denizaltıda tevekkülle ölüme yapılan, hüzünlü ama başı dik olarak içlerinden gelerek söylenen türküyü dinler.
ah, bir ateş ver, cıgaramı yakayım
sen sallan gel, ben boyuna bakayım
uzun olur gemilerin direği
çatal olur efelerin yüreği
ah, ataşı gavur, sinem ko yansın
arkadaşlar uykulardan uyansın
türkü o anda yakılmamıştır. eski bir ege türküsüdür. ancak dumlupınar denizaltısında son anlarını yaşayanların nefesi olmuştur diye düşünülür...
üstünde coca-cola yazan bomba
cv'yi ikiye katlayıp arasına 10 tl koyan adam
-
işe kabul edilebilmek için farklı bir yöntem deneyen adam. miktar konusunda sıkıntısı var ama. evet.
noel kutlayan avm'lere gitmiyoruz kampanyası
-
atatürkçüler dinsiz.
aleviler dinsiz.
solcular dinsiz.
ateistler zaten dinsiz.
... ama ülkenin % 99'u müslüman yersen. noel baba sevsin sizi tatlı su müslümanları.