ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
nihal candan'ın adliyede sinir krizi geçirmesi
-
ne kadar vasıfsız, değer üretmeyen ve insanların hakkını yiyerek illegal şekilde lüks hayat yaşayan asalak parazit varsa beter olması dileğiyle, nice dilan polatlara...
gezi olayları başlı başına bir hataydı
-
http://m. sabah'tan sonrasını okumadım.
sözlük erkeklerinin yakışıklılık dereceleri
-
mühendislik okuyan bir bağyan olarak ilk üçü zorladığım derecelendirme.
siz sözlük erkeklerinden daha yakışıklı ve karizmatiğim. evet. çünkü mühendislik okumak bunu gerektirir.
hiçbir yerinden açık vermeyen antep fıstığı
-
salona geldiğinizde gözleriniz sehpanın üzerindeki kasede kalan birkaç antep fıstığına ilişir ya. içinizde filizlenen umut tohumlarıyla kasenin içinde kalan birkaç antep fıstığına hamle yaparsınız. elinize fıstıklarla birlikte garip bir ıslaklık gelir de avucunuzdaki fıstıklara baktığınızda anlarsınız işte o an. o nemli fıstıklar; babanın ağzına atıp kıramadığı, umutları başka bir bahara bırakan, hiçbir yerinden açık vermeyen salyalı fıstıklardır. o an herşeyden vazgeçip en azından kasedeki beyaz leblelebileri gömüp, durumu kayıpsız atlatmak adına ağzınızda oluşacak kuruluğu dahi göze alırsınız lakin baba kişisi geriye hiçbir yemiş bırakmamıştır.
beyler :(
(bkz: hayata dair iç burkan detaylar)
(bkz: umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları)
6 şubat 2023 erk acarer tweet'i
-
ülkede deprem vergisi toplanıyor hükümet o vergiyi yola harcadık diyor ve harcadık dediği yollar depremde kullanılmaz hale geliyor.
az bile söylemiş
pneumonoultramicroscopicsilicovolcanoconiosis
-
ingilizce olan pneumonoultramicroscopicsilicovolcanoconiosis "çoğunlukla yanardağlarda bulunan çok ince silis tozunun solunmasıyla oluşan hastalık" anlamına gelen ve aslında everett m. smith tarafından yalnızca en uzun ingilizce sözcük olması için yaratılan ve çoğulu da (pneumonoultramicroscopicsilicovolcanoconioses) aynı derecede uzun olan bir sözcük
pneumono = akciğerlerle ilgili (latince, yunanca'dan)
ultra = ötesi (latince, "ultraviyole"deki gibi (morötesi))
microscopic = oldukça küçük (latince/eski ingilizce, yunanca'dan mikron, küçük, ve skopos, görünüş)
silico = silis (latince)
volcano = yanardağ (latince)
coni = toz ile ilgili (yunanca: konis, toz)
osis = hastalık / durum (yunanca)
bu şekilde bölüp okunabilir.
kaynak : wikipedia
adı buket olanların balık etli olması
-
etimolojik kökeni olan gerçeklik.
balık et - baluk et - baluket - buket.
breaking bad'in türk versiyonuna isim önerileri
-
uyuşturucu işine giren kimya öğretmeninin kurtuluşu.
stv
edit: imla
parasını çalan gaspçıları öldüren ukraynalı
-
motorla aracının yanına yaklaşıp camını kırıp 36000 eur parasını gasp edenleri eşekler cennetine gönderen dimitry kardeşimin ellerine sağlık diyorum. tüm hırsızların sonunun böyle olması dileğiyle. gaspçılar ayrıca silahla ateş de ettikleri için nefsi müdafaa ile kısa süre sonra çıkacağını düşünüyorum dimitry'nin. sizi bilmem ama bence adalet budur.
link
nöbetçi eczane arayan emre belözoğlu'ndan kaçmak
-
neden bilmiyorum kahkahalar atarak okuduğum olay. gerçekse hakikaten komik lan.
başkasının aile ilişkilerinin insanı dumur etmesi
-
çok sevdiğim arkadaşımın evine kahvaltıya gittiğimde, kahvaltının susam sokağı tadında işlenmesi beni dumurdan dumura sürüklemiştir. arkadaşım henüz uyanan ev halkı için annesine:
- anne baba nerde
- baba uyuyo yavrum
-hmm peki ya abi ? abla?
- abi kalktı abla yüzünü yıkıyor yavrum
bu konuşmaların şokunu atlatamadan arkadaşımın işitme engelliler için kahvaltı yapışını izlemeye başladım, kendisi sofradaki herşey konuşuyor yemeden önce yüksek sesle isimlerini sayıyordu:
-hmmm ekmeğimizi alalııım, önce bir parça tereyağı ve biraz balllll.....hani benim zeytiniiiim, iişte burdaaa hoop bi parça zeytin......bugün hiç reçel yemedim, hmmm çilek reçeli, bayılırım...
bütün bunları arkadaşım komiklik yapıyor herhalde diyedüşünerek seyrettim ama sofrada kimse gülmüyordu, ve bu aile gerçekti.