hesabın var mı? giriş yap

  • bilgisayar başında izlerken gece gece canımı sıkmış video'dur. böyle şeyleri doğal ortamda canlıların kendi habitatlarında olurken bir belgeselde falan izlerken rahatsızlık duymuyorum, sonuçta doğa acımasız bir sistemdir ve her şey olması gerektiği için oluyordur. ama şöyle insan eliyle yapılan sentetik ortamlarda sırf haz amacı güden bir iki piç kurusu tatmin olsun diye canlıların yaşam hakları suistimal edilmiyor mu ifirit oluyorum. şerefsiz piçler.

  • kendisi su aciklamayi iletti:

    "merhaba, keşke herkes o kiloları ile dalga geçtikleri kadın kadar hayata tutku ile bağlı ve özgüveni olan kişiler olsa idi!keşke yorum yazanlar izleyici olmaktan ziyade izlenen olmayı hayatta ilke seçip koyun misali yaşamasalar ve tepkilerini verebilselerdi.klavye kralı değil hayatlarının kralı olabilselerdi!patetik düşünceli sapkın fikirli tüm insanların üzerinden yağlarım tonlarca geçsin yağlarımın altında kalsınlar!in şal lah...planking felsefesini bile anlamaktan özürlü beyinlere o hareketi yiyorsa bi tarafın gel sende yap demek istiyorum!ekşisözlük ekibine de ayrıca teşekkür ediyorum her ne kadar anlamasalarda o anki eylemimi anlayabilecek türkiye'de tek onlar olacağının güvencesi ile ben oradaydım!yazılan yorumlar ailemi üzdü!beni de üzdü ailemi üzdüğü için.yaptığım hiçbirşeyden dolayı ailem zarar görsün istemem ama bende buyum işte! konunun bir ekstrem spordan bir aktivasyondan bir performanstan ne farkı var! tek farkı orada yatan kadının 90-60-90 olmaması! o ölçülerde bir kadın yatsa orada eminim patetik sapkın düşünceli bir çok yazarımsı yaratık klavyesine dokunurken başka taraflarının güdüleri ile methiyeler yazardı!bu yorumumu umarım yazarsınız sayfanızda!hayatı anlamak yerine fiziksel meta olarak insanları görmekten öteye gidememiş beyinlere bir nebze soğuk su etkisi yaratır!ailemi çok üzdünüz dilerim o fil-balina-sapkın düşünce yazanların hepsine duam şu ki hayatınızdaki tüm kadınlar katmer katmer yağ olsun o yağlarda boğulun inşallah!"

  • hiç izlemediyseniz bu diziyi ve ne menem şeydir diye merak ediyorsanız, işte şöyle bir şey:

    bir iş arkadaşım var, bu diziyi izlemeye yeni başladı. şu sıralar en çok kıskandığım insanlardan biri kendisi. arada gelip "ya bahar ne gıcık karı di mi" filan diye soruyor. ben düşünüyorum, bahar'ı son görüşümün üzerinden epeyce zaman geçmiş... ağladığım olmuş izlerken, güldüğüm olmuş. hepsini yaşamış bitirmişim. o ise bunları şimdi yaşıyor. negzel!

    elimde olsa, behzat ç.'yi hafızamdan sildirir, yeniden izlemenin mutluluğunu yaşarım.

  • her normal beyinde yüzleri tanımaya yarayan merkezin -ismini öğrenemedim bir türlü- yaptığı şey gözün yakaladığı* bir resmi renk ve parlaklık gibi temel özelliklerinden öte tanımlamak, daha önce gördüğü görüntülerle karşılaştırmak ve bu karşılaştırmaya göre kimliklendirmek. işte prosopagnozisi olanların yapamadığı şey de bu sonuncusu. karşılarındaki yüzü kesinlikle görüyor, daha önce gördükleri yüzlerle kıyaslayabiliyor (büyük-küçük, uzun-geniş, siyah-beyaz gibi özellikleriyle) fakat bu kıyaslamanın sonucunu herhangi bir kişiyle ilişkilendiremiyorlar.

    tıpkı normal insanlar gibi, çok olağanüstü durumlar dışında, birinin yüzüne baktıklarında onun yaşını tahmin edebiliyor, cinsiyetini ayırt edebiliyor, mimiklerini algılayabiliyor, hatta kendilerine bakıp bakmadıklarını bile fark edebiliyorlar. tek fark bu yüzün daha önceki yüz kayıtlarıyla eşleşmiyor olmasında, hatta daha öncesinde hiçbir yüz kaydı bulunmamasında...

  • linteki videonun 2:20 saniyesinde çatlak şanzel isimli biri "doktor öldürdüm çünkü babaannemin ameliyatında %99 değil, %100 hatalıydı. babaannemin ölümüne sebep oldu." diyor.

    bazı şeyler vardır ki ya iyidir, ya kötüdür.

    ortası, orası, burası yoktur!

    armağan çağlayan, bu kötü! videoyu yayından kaldır.

    kaldır ki, iyi insanların içi daha fazla acımasın.

    kurgucunuzda mı demedi? "abi burayı keselim ya" diye...

  • otomobil, otobüs benzeri araçlarla seyahat eden kişilerde görülen baş ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı, stres benzeri olaylardır. sebebi psikolojiktir demek heralde yanlış olmaz.

    hareket halindeyken iç kulağımızdaki kanalların içinde bulunan sıvı ve adını bir türlü hatırlayamadığım taşlar çalkalanır ve beynimize dengenin sağlanması için ivmeyi bildiren mesajlar gönderir. diğer taraftan aracın içinde sabit bir noktaya bakarken (özellikle kitap falan okurken) gözümüz beyine hareket halinde olmadığımız, bir yerde sabit bir şekilde beklediğimiz yönünde mesajlar gönderir. iç kulaktan "hareket ediyorsun" mesajı alırken, gözden "hareket etmiyorsun" mesajı alan beyinin kafası karışır (bkz: beyinin kafasıın karışması). doğal olmayan bu iki sinyal arasında ne yapacağını bilemeyen zavallı vucüd tansiyon yükselmesi, mide bulantısı benzeri tepkiler gösterir.
    dikkat edilirse aracı kullanan kişiyi araba tutmaz ziraa bu kişi sürekli yola bakmaktadır ve araç kendi kontrolündedir, ne zaman hangi yönde ivmeleneceğini biraz daha iyi kesitirebilmektedir. aynı şekilde ön koltukta oturan kişide de araba tutması etkisi daha az görülür.
    ayrıca beyinin, araba içinde bu şekilde tepki vermesinin; gözler hareket halinde olmadığını söylerken, iç kulaktan gelen, hareket edildiği mesajı veren sinyallerin beyin tarafından zehirlenme sırasında gönderilmesi gereken mesajlarla karıştırıldığı ve bu yüzden mide bulantısı, tansiyon yükselmesi benzeri tepkilere yol açtığını iddia eden bir görüş vardır ki kulağa mantıklı gelmekle birlikte bildiğim kadarıyla henüz kanıtlanamamıştır.

    deniz tutulması da bu şekilde gerçekleşmekle birlikte araç tutulmasına göre biraz daha etkilidir. o da başka bir yazının konusu artık.

    haa son olarak, araba tutması kuşlara ağaçlara değil sabit bir noktaya bakıldığnda gerçekleşir. yanlış bilgi vermeyelim, dikkatli olalım.

  • bu kavrama göre bir kişi hastalanınca, hastalık sebebiyle meydana gelen belirtileri ortaya çıkarabilen dogal bır madde bulunmalıdır. bu madde suyla seyreltilerek yoğunlugu azaltılıp ilaç olarak kullanılır. homeopati kuramına gore bu madde ters olarak, değişik dozlarda hastadaki belirtileri giderici etki gosterecektir. homeopatik bir ilac ne kadar sulandırılırsa o kadar etkili olur. en etkili ilacı bulmak icin sulandırma oranları neredeyse asıl ilaçtan hic kalmayacak şekilde matematiksel hesaplarla bulunur. hastalık belirtilerini ortaya çıkaran madde taş, toprak, bitki, hayvan parçaları, etleri olabilir.
    mesela kronik ishali olan bir hastaya ishal yapıcı dogal bir madde bulunur ve her defasında daha da sulandırılıp hastaya verilir. en düşük yoğunlukta ishal yapıcı dogal maddeye sahip sıvı, en fazla ishal tedavi edici etkiye sahiptir.

  • her yıl düzenli olarak alıyorum oldukça rahat ve konforlu. dünyadaki bütün insanlar aynı ayakkabıyı giyse ne olur, kapitalizimin uşağı olmayın dedelerimiz ninelerimiz ayaklarına giyecek lastik ayakkabı bulamazken bugün ayakkabı beğenmez olduk.

  • //mercimek koftesi

    /******************************************************************************
    ** mercimek.c
    ** copyright (c) 2004
    ** s. caglar onur (caglar.onur~tubitak.gov.tr) (main developer),
    ** a. murat eren (meren~uludag.org.tr) (tester)
    **
    ** this program is free software; you can redistribute it and/or
    ** modify it under the terms of the gnu general public license
    ** as published by the free software foundation version 2
    ** of the license.
    **
    ** this program is distributed in the hope that it will be useful,
    ** but without any warranty; without even the implied warranty of
    ** merchantability or fitness for a particular purpose. see the
    ** gnu general public license for more details.
    **
    ** you should have received a copy of the gnu general public license
    ** along with this program; if not, write to the free software
    ** foundation, inc., 59 temple place - suite 330, boston, ma 02111-1307, usa.
    ******************************************************************************/

    #include <1 su bardağı kırmızı mercimek>
    #include <3 kase köftelik bulgur>
    #include <2 çorba kaşığı domates salçası>
    #include <1 çorba kaşığı biber salçası>
    #include <4 çorba kaşığı zetinyağı>
    #include <3 adet orta boy soğan>
    #include <5 adet yeşil soğan>

    #ifndef nane
    #define nane (isteğe bağlı)
    #endif

    struct _baharat
    {
    tuz, karabiber, kırmızı biber, kimyon;
    }

    yemek * main(void)
    {
    mercimek köfte;
    kırmızı mercimek;
    bulgur köftelik_burgur;
    doğranmış_soğan soğan;
    salça biber_salçası;
    baharat_ baharat;

    haşla(mercimek_salçası);

    karıştır(mercimek,köftelik_burgur);

    sleep(bir_süre);
    while(status != pembe)
    kavur(soğan);

    karıştır(soğan,biber_salçası);

    yoğur(baharat,bulgur);

    köfte = karıştır(maydonoz,bulgur);
    yogur_şekil_ver(köfte);

    printf("afiyet olsun...");

    return (servis_yap(köfte, turşu, roka));
    }