ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ikinci meşrubatı isteyebileceğini fark etme yaşı
-
ilk kez meşrubatla başlayan bu eğilim eğer kontrol edilmezse, ikinci porsiyon iskender, ikinci kez aynı filme gitme, ikinci telefon, ikinci araba şeklinde devam ederek tüketim çılgınlığının esiri olmaya kadar gidebilir. bu bağlamda ikinci mesrubati isteyebilecegini farketme yasinin insan hayatındaki pitfalllardan biri olduğu söylenebilir rahatlıkla.
chp'nin sözlük temalı oy verin reklamı
-
gel sandık çok güzel.
dürüm var. kanzuk'a gönderme var. sandalyeden düşme var.
çok sevdim lan.
atatürk'ün ceddimiz balıktır biz maymunuz demesi
-
atam yine doğru söylemiş. dünya' yı bilimle anlamayan utansın.
(bkz: gökten indiği sanılan kitaplar)
alternatif yunus günçe şiirleri
-
başım diyorum,
belada .
falan da filan da,
cüzdanımı unutmuşum helada
soygun sırasında fatura ödeyen dayı
-
akıllı adammış. parasını soygunculara kaptırsa, faturayı ödeyemez. o yüzden ben parayı vezneye ödeyim de iş benden çıksın diye düşünmüştür.
tek başına yaşamanın dezavantajları
-
alışkanlık yapması.
zamanla her şeye tek başına karar vermeye öyle alışırsınız ki kendi hayatını kontrol etmenin gücü çok tatlı gelmeye başlar ve artık o hayatı kimseyle paylaşmak istemezsiniz. yalnız siz ve sizin cumhuriyetiniz vardır. kral da halk da sizsiniz.
tamircilerin parça çaldığı gerçeği
-
anlatılan iki hikayede de çalıyor olmalarına rağmen işlerini de aksatmayan tamircilerden bahsedilmiş.
yani adam çalıyor ama yapıyor da. bizim toplumda pek ayıplanmaz böylesi.
ptsd
-
(bkz: shell shock)
eskiden bu isimle tanımlanan, genellikle 1. dünya savaşı sonrası eve dönen askerlerde görülen travmatik bir rahatsızlık. ayrıca doğum yapan kadınlarda da görüldüğüne ilişkin çalışmalar bulunmakta.
çocuk sahibi olunca hayatın kaydığı gerçeği
-
kimsenin itiraf edemediği bir gerçek.
türklere sorulan salak sorular
-
-sizin ülkede tuz yokmuş doğru mu?
-tuz ne?
her şey çok güzel olacak sloganının proje olması
-
serinin ilk proje ayağı 1998'de çekilen her şey çok güzel olacak propaganda filmi ile başlıyor. . 2000 yılına gelindiğinde ise zeka ve sanat tanrıçası olan athena proje için her şey güzel olacak milli marşını yapıyor ve halk bu sayede imamoğlu'na sempati beslemeye başlıyor. yetmiyor marşı cd'lere kopyalayıp halka bedava dağıtıyorlar. sonrasında devam eden projeler silsilesi 2013 yılında atılan tweet'le topluma yedirilmeye, tamamen benimsetilmeye çalışılıyor.
en sonunda 2019 yılına geldiğinde, projenin ilk filminde oynayan adamın çocuğu berkay ( 13 ) '' her şey çok güzel olacak ekrem abi '' diyerek, daha önce projelerle uyuşturulmuş halkı, bu efsunlu slogan ile kendine çekmeyi başarıyor. bu sayede proje kitlelere enjekte edilmiş oluyor.
ama daha bitmedi. bu görünenler sadece projenin küçük bir bölümü, asıl en büyüğü cumhurbaşkanlığı seçiminde olacak. imamoğlu türkiye'nin cumhurbaşkanı olacak. umarım bu projeyi açıkladığım için ekrem imamoğlu beni adamlarına dövdürmez.
iç güvenlik paketi
-
kaç oyla kabul edildiğini merak ettiğim paket. tv'deki görüntülerde mecliste en fazla 100-150 milletvekili vardı.
kalan 400 tane kayıp milletvekilinin nerede olduğunu merak ediyorum. hadi akp vekillerinin canı cehenneme de, muhalefet vekvekilleri neredeler mesela? o atarla ayrılan emine ülker tarhan nerede? paylaşım rekorları kıran, akpyi titreten muharrem ince nerede? mustafa balbay nerede? neredesiniz ulan?
4-5 kaşık nutella yedikten sonra gelen uyku
-
glikoz ince bagırsak duvarından kana karısarak pankreasa sms atar. "tatlım insülin salgısını biraz hızlandırsak mı?" bu soru karşısında pankreas kırıcı olamaz ve aniden insülin yükselir.
yükselen insülin vücudu çoktan luna parka çevirmiştir bileee. beyin devreye girerek "ayol napıyorsunuz melatonini göreve davet ediyorum!" der. sonuç uyku hali.
bu arada yakışıklı leptin istifa eder ve siz sürekli kendinizi aç hissedersiniz.
pos makinesi çalışmıyor furyası
-
geçen gün -üstelik alkollü mekanda- başıma gelmiş hadise.
3.000 tl hesap tuttu. adam dedi ki “yalnız pos çalışmıyor”.
ben de “o kadar nakiti nasıl taşıyayım” dedim.
“iban verelim” dedi.
“gecenin 12'sinde ben niye eft'ye 50-60 tl komisyon ödeyeyim. böyle iş mi olur? eft komisyonunu düşecek misin hesaptan? ya hesabı ödemicem, yada komşudan pos getirin” dedim.
pos geldi. çektim. slipte oturduğum işletmenin adı yazıyordu.
yani bozuk mozuk değil. hayır zaten oturduğumdan beri elli kalem üründen geçirmişsin bana. banka komisyonunu mu dert ediyorsun?
böyle işlerde -eğer yiyip içtikten sonra derse- gerekirse tartışın işletmeyle.
edit: havale isteyen işletmeci bir arkadaş rahatsız olmuş. özelden “havale/eft komisyonu 50 tl tutmaz. senin olay yalan.” diyor. “yok abi 5-10 tl de olsa sen niye komisyon veresin bi de hesabın üstüne?” diyen yok ama.