ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ferhan şensoy'un mizahının hiç komik olmaması
-
eyfel kulesi çok kötüydü yarısına kadar çıktımcılar derneği başkanı kendi yarı sahasından bildirdi.
kendisi tam manasıyla komedyen değildir. ilk amacı güldürmek hiç değildir. bir de trajedi nedir bilmek gerek.
güldürü unsurları sadece yüz kaslarına değil, soğancığa da hitap etmelidir.
gsm şirketlerinin whatsapp konuşma ücreti alması
-
yarrami yesinler dediğim uygulama. lan olm sim kart girisi dahi olmayan tabletime whatsapp yukluyorum, evdeki wifi'dan nete girip istedigimle sesli - goruntulu sabah akşam konusabiliyorum. buna kim napabilecek ?
güz cern'inde kuğurdaşan maviş rekalatör tanrısı
2.5 yaşındaki bebeğini vegan büyüten doktor çift
-
çocuk ilerde dünyada adana kebap diye bir şey olduğunu öğrenecek ve belki de ailesini affetmeyecek.
getir ofisinde çalışan beyaz yakalı kızın videosu
-
bunun bir benzeri de tiwiterda çalışan bir kız yapmıştı.
elon şirketi alınca kızı bulup işine son vermiş.
aklıma o geldi
edit: twitterda ki işini anlatan kızın videosu
kitap olarak okumak isteyenlere bullshit job
ben kitabı okuyamam videosu var mı diye soranlara video
maalasef bu gibi uydurma işler günümüzde çok karşılaşılıyor ama kitabı okuduktan sonra linkedin de titleda yazanları görünce ağzınızı doldurarak hasssisktir lan diyebiliyorsunuz.
arkadaşla sevgili arasındaki fark
-
birine "amina koyim" der uygulayamazsiniz.digerinin amina koyar söyleyemezsiniz
fatih altaylı'nın hande fırat'a verdiği ayar
-
öyle böyle bir ayar değildir...kendisi de beğendiğim bir gazeteci olmasa da fena saydırmış :
"hürriyet'in bir grup yazarı ve yöneticisinin "yerli otomobilin prototipi"ni görmelerini ama yazmamalarını eleştirmiştim ya...
kendini grubun lideri zanneden hanımefendiden yanıt geldi.
hayli uzun bir yanıt.
ve en az yayınladıkları ilk haber kadar komik, eğlenceli bir yanıt.
mesela hanımefendi şöyle başlamış.
“hürriyet türkiye’nin en büyük haber platformu”
bu cümle bizler için komedinin doruğu...
hürriyet için ise trajedinin...
evet bir zamanlar hürriyet, türkiye’nin en büyük haber platformu idi.
ama bunun üzerinden epey bir zaman geçti.
çok uzun bir zaman.
o zamanlar hürriyet’in ankara temsilciliğine mesela, en iyi haber yapanları getirirlerdi, en iyi yalakalık yapanları değil.
bugün artık hürriyet, türkiye’nin haber platformu değil, olsa olsa türkiye’nin mizah platformu.
yapmadığı, yapamadığı haberciliği ile mizah konusu olan bir platform.
tabi ki, bu sizin kabahatiniz değil hanımefendi.
elbette hürriyet siz orada olduğunuz için bu hale düşmedi.
ama hürriyet bu hale düştüğü için siz oradasınız."
edit: yazının tamamı
insanın içini bir anda acıtan sözler
-
havaalanında, pasaport kontrolü için kuyruktayız. hemen ardımda almanya'dan oğlunu görmek için yurda dönen yaşlı bir çiftin konuşmalarına kulak kabartıyorum. beklemekten hiç hoşlanmayan biri olarak, aylar belki yıllar sonra gerçekleşecek bol özlemeli bir buluşmanın çok değil bi 5 dakika önce gerçekleşmesi için insanlığım tutuyor ve sıramı onlara veriyorum. buyrun teyzecim, siz geçin öne diyorum. kadın, kocasını da çekiştirerek geçiveriyor önüme. gurbet bana hiç yaramıyor belli ki, bu sefer de bu kol kola çiftin yıllar boyu kim bilir ne zorluklara birlikte göğüs gerdiklerini filan düşünüyor, teyzemin taa gözlerinin içine içine tatlı tatlı gülümsüyorum. ama anılan teyze bu duygusal anı ahan da şu sözleriyle pırasa gibi doğruyor: "ne bakıyon?"
yok bi şey.
kişinin büyümediğini anladığı an
-
şehirlerarası yolculukta muavin gelip "ne alırdınız" diye sorduğunda yanınızdaki adam kahve veya çay alırken sizin hala kola veya meyve suyu aldığınızı fark ettiğiniz an.
hele kahveyi alan adam "kek istemiyorum" derse sıkıntı daha da büyüyor. keksiz yapamam çünkü, kek önemli.