ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ilk dört madde değişirse silahla direniriz
-
anayasal düzeni bozmak suçtur, darbe girişimidir. darbeye direneceğini söylemiştir. sevmesem de kendisi haklıdır.
hakan çalhanoğlu
-
"milli takıma alınmadığım için üzgünüm" demek kendi açısından masum ifade olduğu için kullanmaması gerekirdi. bunun yerine, "benim yerime haksız olarak tercih edilen bütün adamların yedi sülalesini *******, hakkımı da helal etmiyorum" dese daha iyi olurdu. herkesin anladığı dilden konuşulması gerekir.
debe editi: selam. öncelikle böyle sığ bir entrynin debe'ye girmesinden dolayı özür dilerim. ama bana değil sedet'e kızın bununla alakalı. sizlerin bu entry'e oy verip, debe gibi ortalama entrylerin yer aldığı bir listeye sokmasını sedet sağladı. neyse şimdilik geçelim bunu, zaten bu konuda bir yere varamıyoruz ne kadar konuşsak da. kaldı ki yakında kanzuk sözlüğü dürüm yapıp yer.
bu entry futbol tabanlı olmakla beraber, aslında bu ülkede adam kayırmanın, cehaletin, mayfacılığın, züppeliğin, karaktersizliğin, hırsızlığın her yere işlemesinden dolayı yazılmıştı.
şimdi bu entry'de konuyu futboldan çıkarın. bir işe başvurduğunuzu ve o iş için yeterince de donanımlı olduğunuzu düşünün. ancak sizin yerinize, o şirkette çalışan bir müdürün çok sevdiği ve beş para etmez bir adamın alındığını düşünün. neler hissederdiniz acaba?
ve daha bir çok alana çekebilirsiniz bu entry.
şimdilik saygılarımla
evlilik
-
market ya da ormanda yürüyüş dışında dışarı çıkmadığım, eşim dışında hiç kimseyle fiziki olarak görüşmediğim karantina sürem 1 ayı geçti.
neredeyse her gün ne kadar şanslı olduğumu düşünüyorum bu aralar. evlenirken “hayatı beraber geçirmek istediğin insan”ı seçtiğini düşünüyorsun ama birebir yaşayıp görmek çok değişik bir duygu.
mutlu olunca “kesin bir bokluk olacak” diye düşünen bir insan olduğum için, şimdiye kadar hep içimde evlendik ama belki birkaç yıl sonra aslında doğru insan olmadığızı anlarız belki gibi bir korku vardı. “ya hata yaptıysam” korkusu. şu bir ayı geçirdikten sonra, anladım ki çok doğru bir karar vermişim.
başka hiç kimse olmadan, 1+1 ufacık evde mutlu mutlu yaşayabildiğim bir insanı bulmuş olmak inanılmaz.
o kadar insan içinden nasıl oldu da böyle harika bir insanla ikimiz de bekarken tanıştık, ikimiz de birbirimizi çekici bulduk, zaman geçti iyice bağlandım, o da bana bağlandı ve mutlu olduk. nasıl bu ufak ihtimal gerçekleşti? aklım almıyor.
ilerde daha ufak bir yere taşınsak şehir hayatını özler miyiz, beraber sıkılır mıyız tantana olmadan diye düşünüyordum arada. çok daha mutluymuşuz meğer.
mutlu evde büyümediğimden herhalde bana öyle olağanüstü ve inanılmaz geliyor ki... neyse hayat bu ama şimdilik pek güzel.
erkeğin telefonunu cüzdanını çantasına koyan kız
-
hiç mi sevilmediniz olm siz neleri kutsallaştırıyorsunuz böyle karanlık odalarda, acılı yemekler vererek mi ilişki yaşadılar sizinle. anlamıyorum.
yapmayan kızı sorgulamak gerekir.
edit: başlık başa kalmış
twitter'da paylaşılan havalimanı b. king menüsü
-
türk lirasının sadece havaalanı bölgesinde değersiz olduğunu zannedenler var.
bundan 16 sene evvel ilk ve tek olarak yolculuk ettiğim atatürk havalimanı burger king'de bu şokun benzerini yaşamıştım.
yahu dedim bu ne kadar farklı böyle, kasadaki kızımız burası havalimanı dedi.
lafa bak, burası havalimanı. galaktik imparatorluk kalkış üssü sanki, babası da darth vader amk.
yaran fıkralar
-
kayserili dede artık ölüm döşeğindedir, tüm ailesi yanındadır ve olay gelişir;
+ oğlum burda mı?
- burdayım baba.
+ karım burda mı?
- burdayım hayatım.
+ torunum burda mı?
- burdayım dede.
+ hepiniz burdasınız, dükkana kim bakıyo lan !?!?
ailesine yük olmamak için okurken çalışan embesil
-
hem okuyup hem çalıştım. 2006 yılında bir öğrenci olarak elime ayda 1100 lira geçiyordu. tek başıma ev tuttum. okulu dört senede bitirdim. ayaklarımın üstünde durmanın gururunu yaşadım. ailemin de benimle gurur duyduğunu biliyorum. ayrıca ailemin bana saygı duyduğunu fark ediyorum.
onları mahçup etmedim, zora sokmadım.
bazılarının zoruna giden, en asil duyguların insanıdır.
geceye z kuşağının bilmediği bir bilgi bırak
-
üniversitelerin bahar şenliklerinde içki içebiliyorduk, parti başkanları tv tartışma programlarına çıkıp iki kelimeyi biraraya getirebiliyorlardı, sevgililerimize mektup yazıyorduk, taksim'de akm'nin önünde buluşuyorduk, devlet okullarına gitmek daha havalıydı, metallica türkiye'de enfes bir konser vermişti ve bayağı büyük bir şeydi, cumhuriyet gazetesi okurduk ve gazeteler genel olarak itibarlıydı, bazı diziler vardı ve herkes onları izlerdi...
sınıfsal farklılıkların daha az hissedilir olduğu, hayatla bağlantımızın daha derin olduğu zamanlardı.
bunları bilmenize gerek yok ama z kuşağı. siz kendi yolunuza sahip çıkın yeter.
breaking bad türkiye'de çekilse olabilecekler
-
atanamayan kimya öğretmenleri metamfetamin işine girer.
kazı kazan'dan 2 tl çıkınca para alan adam
-
zirvede bırakmasını bilen kişidir.