hesabın var mı? giriş yap

  • az biraz tecrube sahibi oldugum olay. vatana millete hayirli olmak maksadiyla 3-5 tavsiye verebilirim.

    1) yelpaze tamamiyla genis olsun. yani, ben sadece x alaninda is yaparim, baska bir sey anlamam diye kendinizi dar bi sokaga suruklemeyin. tum secenekler onunuzde olsun.

    2) en az 10 bin lira lazim, ondan sonrasi rahat diye gereksiz bir fikir edinmeyin. 10 bin liranin altina da kendi isine kurabilirsin. bu ideal bi sey degil tabi, burada soylenmek istenen, enerjinizi bi rakam uzerinde yogunlastirmayin.

    3) universite mezunu biriyseniz, sizden cok daha az egitimli, agzi pis, ahlaksiz, normal sartlarda bir araya gelmeyecegin insanlarin agzini cekmeye hazirlanin. kendinizi onlardan ustun gormeyin, ulan ben ne isler yapiyordum da, simdi boyle adamlarin agzini cekiyorum diye kendinizi demoralize etmeyin. esnaflik boyle bir sey, herkesi bi sekilde idare edeceksin.

    4) girmek istedigin sektoru iyice arastir. guncel piyasasi olan bi sektore gir. 10 sene once dominos tarzi fast foodlar is yapamayacak durumdayken, simdi ise bi sube acabilmek icin 600bin tl isim hakki oduyorsunuz. o yuzden guncel piyasasi olan bi sektoru tespit etmek cok onemli. hatta kendi isinizi kurmak istediginizde belirlemeniz gereken en onemli nokta bu. guncel piyasasi olan sektorler veya yakin gelecekte patlama yasayacak sektorler. kendi tahminim, spor salonlarinin yakin gelecekte cok ragbet gorecek olmalaridir.

    5) vereceginiz hizmetin fiyatini cok iyi belirleyin. piyasanin cok alti olmasin, ustu de olmasin. tabi bu rakamlara tahmini olarak ulasilmiyor. diyelim ki x urununun size gelis fiyati 1 tl. sen bunu 1.5tl'ye satarsam kar ederim diye dusunurseniz, kisa surede batarsiniz. fiyatlarinizi, elektrik, su, kdv, g.vergisi, stopaj, kira, bagkur,muhasebe ve diger bi dunya masrafi dusunerek belirlemelisiniz.

    6) paranizi ivir zivir seylere harcamayin, yok dukkani boyayip, musterilere guzel goruntu saglayacagim diye 5 bin lira paranizi ziyan etmeyin. patron oldunuz diye kendinize super bilgisayar toplatmayin. kendinize araba almaya calismayin.

    7) kendinize kisa ve uzun vadeli hedefler koyun. ayda en az 2 bin tl kenara koyacagim, sene sonuna kadar su kadar ciro yapacagim deyin. ve bu konuyu gercekci olarak ele alin. cok yuksek hedefler koyup kendinizi kandirmayin, ve cok dusuk hedefler koyup da kendinizi hafife almayin. kapasitenizin biraz ustunde hedef koyun ki, biraz ugrasin.

    8) iyi bir adam buldugunuz zaman onu birakmayin. yaninda calisacak saglam bi eleman bulmak gercekten sanildigi kadar kolay degil. hatta cok ama cok zor. o an icin imkaniniz olmasa bile, gelecekte yaninizda calisacak adam lazim olabilir.

    9) belinizi kimseye baglamayin. birisi size cok musteri gonderiyor diye, ona cok taviz vermeyin. kendinizi ona bagimliymis gibi hissettirmeyin. tabi, size cok musteri gonderen birisine bol kiyak yapin, sukranlarinizi bildirin ama o olmazsa, ben batarim durumuna dusmeyin. inanin, o musteri bi sure sonra, ben seni birakirsam sen daha cok kaybedersin, benim dedigimi yapmazsan musterileri baskasina yonlendiririm diyebilir. temkinli olun.

    10) kendinizi sadece 1 bankaya da baglamayin. genel olarak calistiginiz bi banka olur ama, en az 2-3 bankayla da kucuk olcekli isler yapin. kredi cekin ve odemeleri zamaninda yapin. kendinizi sadece bir bankaya baglarsaniz, buyuk bir hayal kirikligi yasayabilirsiniz. acil bi kredi lazim olur ve herhangi bi sebepten dolayi vermiyoruz kardesim diyebilirler. sende oyle mal gibi kalirsin. baska bankalara kosturursun ama onlarda sana, bizim seninle simdiye kadar bi isimiz olmadigi icin size istediginiz krediyi vermemiz mumkun degil derler.

    11) satin aldiginiz urunleri sadece bir kisiden almayin. genel alisverisinizi bi kac kisiden yaparsiniz illa ki ama, piyasadan farkli kesimler ile de bir baglantiniz olsun. yarin obur gun onlarda yamuk yapabilir. taklaya gelmeyin sonra.

    12) ahlakli ticaret yapin. yalan soylemeyin. musteri kaybetme pahasina bile olsa, dogrudan vazgecmeyin. yalaninizdan dolayi musteri kazanabilirsiniz ama o musteri piyasayi biraz kurcalasa sizin yalaninizi ortaya cikartir ve bi daha size ugramaz. onun cevreside dolayisiyla size ugramaz.

    13) temiz is yapin. araba alip satiyorsaniz, satis islemlerini veresiye yapmayin. mecbur kalirsaniz mutlaka senet vs imzalatin. tanidik bile olsa bunlari yapin. bunu kendinize bir ilke edinin.

    14) komsularla araniz iyi olsun. mutlaka isin dusuyor. birbirinizi destekleyin.

    bu liste boyle uzar gider. bi cogunu zaten kendiniz bi sekilde ogreniyorsunuz.

    selametle kalin.

  • açıkçası benim anneannem hiç bir şey öğretmedi bana. kadının hayat felsefesi şu şekilde:

    ''yi, iç, sıcak tut kendini, yi, yat, bismill, yi, çay iç içini ısıt, yimek yi, sıcak tut kendini tirrik olma, bismilll, yi, yavrım, çay iç, bismill, yavrım, foksu aç, bismill...''

    anneanne ne lan öyle? modern gibi takılmalar. bildiğimiz nene bu işte.

  • benim bir kedim var. öyle kaprisli ev kedilerinden değildir. sizi görür görmez yere atar kendini, açar karnını ve bekler. ister ki sevilsin, okşansın.
    bazı günler bakar ki gelip onu yerde seven yok, kalkar oturduğum koltuğa gelir. önce boynumun arkasına burnunu sürter, saçlarımı koklar ve hoppp diye kucağıma atlar. çok da güzel mırlar, açar motoru tor tor tor...
    severim ben de kedimi, o kadar zahmet etmiş, ayıp olmasın derim. ama o sırada başka bir odaya gitmek isterim. karnım açtır mutfağa gitmek isterim, hava sıcaktır duş almak için banyoya gitmek isterim. isterim de isterim!
    peki kediyi o mutlu, huzurlu ortamdan çıkarmak onu üzmeyecek mi derim içimden. daralırım, kalbim sıkışır.
    düşünürüm ve sonra yavaş yavaş sevginin şiddetini arttırırım. dokunulmasını sevmediği yerlerine dokunur, koltuktaki yerini daraltırım.
    önce bir afallar, sonra bana kızar, bazen pati atar hatta dişlerini de kullanıp şiddetin dozunu kaçırır ve bir hışımla kucağımdan atlatıp kaçar.
    "gitme" derim ama gider.
    ilişkileri bu tek kelimelik cümle ile bitiririm ve benim bitirdiğimi kimse anlamaz. bana kızan olmaz.
    bu yöntemi ben keşfetmedim, bir zamanlar keşfedenin kedisiydim.

  • bir insan ülkesinden bahsederken, ne kadar duru ve samimi olabilir onun cevabıdır. nuri bilge ceylan'ın cannes film festivalinde ödülü alırken yapmış olduğu konuşmada şöyle geçiyor bu ülke:

    "'bu ödülü, tutkuyla sevdiğim, yalnız ve güzel ülkeme armağan ediyorum''

    yüzlerce sayfa yazsan, sağından girip solundan çıksan, tepeden tırnağa resmetsen; bir ülkenin içinde bulunduğu durumu bundan daha güzel anlatamazsın. bir cümle, sekiz kelime ve olay bitmiştir. bir güzelliğin bu derece güzel tasvirini en son sadri alışık 40 yıl önce menekşe gözler'de yapmıştı. fatma girik'in çakmak çakmak gözlerinin yanına tutmuştu bir tutam menekşeyi. fatma girik'in gözleri miydi asıl güzel olan, yoksa menekşeyi tutanın bakışlarındaki ateş mi güzelleştirmişti o gözleri?

  • yanyana olmayan, 2 kişilik oturma yeri boş kalmış minibüs'e carsafli iki kadin binmesi; kadinlardan genc olanin bos yerlerden birisinin yanindaki adama "kardesim sen kalk bakiyim su boş yere otur, biz de buraya yan yana oturabilelim" demesi; adamin "yahu siz bir oraya bir buraya otursaniza" demesi; çarsaflı kadının "ne yani sen benle bu bacıyı elalemin herifleriyle yanyana mı oturtucan?" demesi; bunun üzerine önden bir bayanın dönüp
    "hanfendi bakın, ben 20 dakikadir bu bayın yanında oturuyorum, hala da bana tecavüz etmedi, buyrun siz de oturun" demesi..

  • belli ki kendi kendine çekmiş çocuk gerizekalının teki de bulup yaymış. ulan hanginiz ayna karşısında saçma sapan hareketler yapmadı ben 25 yaşındayım ben bile yapıyorum halen. çoğu kişi de öyle. gece 2 gibi gelen yakışıklılık hissi gibi bir şey olsa gerek.

  • - ne okumuştun sen oğlum?
    + bilg. tekn. ve prog. amca
    - hee 2 yıllık mı?
    + he 2 yıllık
    - bizim oğlanın bilgisayara virüs girmiş ne yapcaz onu?
    + temizlenmesi lazım
    - sana getirsek de bir baksan
    + ben bilmem amca onu 4 yıllık okuyanlar temizler.