hesabın var mı? giriş yap

  • gazetenin rü$tü ile ilgili bir sorusuna ''rü$tü eve i$ getirmeyi sevmez'' $eklinde cevaplami$ti. salonda penaltı mı atıyor rü$tü'ye anlamadım ki.

  • şu entryme #35563826 cevap olarak "aptalsın ayrıca köylüsün" yazmış yazar-ımsı. olmamış bu ama, bir daha yapmayı denesinler. hahahha köylüyüm balım ben ya. hiç de utanmadım bak, sıkıntı yok köylü olmakta. o alevi bu kürt öteki köylü...ne yapalım lan hepimiz sizin gibi beyaz türk değiliz. halkız biz ve direniyoruz. uymadıysa git bayrak salla kazlıçeşmede. ha bu arada fransız lisesi mezunuyum, 3 dil biliyorum, avukatım, ama hiç de koymaz çöp de toplarım şalvar giyer hasat da toplarım...sonradan olma burjuva kafalarıyla gelme bana. köylü olmak onurdur yeter ki sonradan görme olmayayım.

  • + what do you study?
    - i'm reading economics
    + you mean studying, right?
    - boğaziçi university
    + ???
    - i read in boğaziçi
    + ?!!
    - are you manzara?

  • konum olarak gözlerle aynı düzlemde ve beynin arka alt kısmında bulunan “efsanevi” salgı bezi...

    aslında vazifesi seratonin ve melatonin hormonlarını salgılamak olan bu doku parçası hakkında, kökeni antik dönemlere, decartes’a ve gizembilime (okültizm) kadar uzanan sayısız hikaye anlatılır...

    “üçüncü göz” ya da “aklın ışığı / light in the head” olarak da adlandırılan pineal gland’in, meditasyon yoluyla astral seyahat deneyimi yaşamak isteyen insanın fiziksel ve doğaüstü-spiritüel dünyaları arasındaki geçiş kapısı olduğuna inanılır... decartes insan ruhunun bu salgı bezinde “oturduğunu” iddia etmiştir...

    bulunduğumuz ortamın karanlık ve aydınlık seviyesi değiştiğinde, vücut saatimizin gündüz/gece ritmini ayarlamakla sorumlu olan pineal gland’in salgıladığı hormon miktarı da değişir... ayrıca gözümüzün beynimize aktardığı her görüntü sinyalinin bir tür haritası, tıpkı bilgisayardaki “cache memory” mantığıyla, geçici olarak pineal gland’de saklanır...

    kör insanların ve binlerce kilometre uçan göçmen kuşların yol bulma kabiliyeti de pineal gland’in marifetlerinden biridir...

  • bir büyükşehrin acil servisinde çalışan bir hekim olarak kendi gözlemlerimi aktarmak istediğim virüs.

    bugün sadece covid-19 şüpheli hastalara baktım; çoğuna tomografi çekiyoruz çünkü belirgin semptomu/şikayeti olmadan tomografide bulgu veren çok fazla hasta var. bu hastalardan örnek alıp yatış yapıyoruz.

    örnek alırken dikkat edilmesi gereken husus: testin negatif çıkması o kadar önemli değil; asıl önemli olan pozitif çıkması. negatif çıktı diye hasta değilsiniz anlamına gelmiyor. o yüzden negatif çıkıp taburcu olsanız bile bu salgın tamamen geçene kadar izolasyon kurallarına dikkat etmelisiniz.

    çok fazla hasta yatırdım bugün; kesin tanılı hastalar da geldi, şüpheli olup gözlem amaçlı yatırdıklarımız da. haliyle her ne kadar korunsam da yüzde yüz koruyucu bir şey olmadığı için ben veya diğer çalışma arkadaşlarımın bu virüsü kapması an meselesi. bunu kabullenerek çalışıyoruz artık.

    arkadaşım annesi hasta diye evinden ayrıldı; başka yerde kalıyor. ben de ailemi risk altına sokmamak için evde iletişimi minimuma indirdim; yemeği odamda yiyorum. ben de evden çıksam mı diye düşünüyorum ama çıkarsam bu iş nereye kadar gidecek bilmediğimden kararsızım. bir hastalıkları yok diye kalmaya devam ediyorum ama içim de rahat değil bir yandan. risk düşük olsa da başınıza geldiği an o acı maksimuma çıkmış oluyor çünkü. bilirim.

    size tavsiyem, biz sağlık çalışanları evimizde bile rahat edemiyorken sevdiklerinizle beraber, risk altında değilseniz, evdeki zamanınızı güzel değerlendirmeye; beraber vakit geçirmeye çalışın. şahsen ailemle vakit geçirmeyi çok severim. ancak şu an bunu bile yapamıyorum; doktorluk bazen, hatta çoğu zaman yalnız kalmaktır. yine de bugün işe yarar şeyler yaptığımı hissettiğim için bu mesleği yapmaktan ötürü keyif aldığımı söyleyebilirim.

    bu virüsü en kısa zamanda atlatıp sevdiklerimizle daha güzel günlerde, daha güzel yerlerde görüşmek üzere.