hesabın var mı? giriş yap

  • "diyelim ki balıkmışım ben, sen de balıkçı. ikimiz de biliriz sineğe bile kıyamazsın, öyle bos oltayı atarsın denize. bilirsin salak olmadığımı, ama aşık olduğumu bilmezsin. ben sana inat yakalanırım. şaşırırsın, nerden çıktı bu diye... istediğin balık degil ki, oturmak iskelede. mecbur çekersin yukarıya. acı çekiyorum nede olsa. dedim ya kıyamazsın... uzanırım avuçlarına. dudaklarıma dokunursun, iğneyi çıkartacaksın ya, yoksa sevdiğinden falan değil... bilirim senin yanında yaşayamayacağımı. sen de bilirsin, öldürmeye kıyamazsın, bakarsın avucundaki aptal balığa, ben de sana... sonra beni kurtarmayı seçersin, ben avuçlarında ölmeyi seçmiştim oysa... bırakırsın denize. yüzünde kahraman gülümseme. hayat kurtardın ya biraz önce. sessizce boğulurken mavilerde, son kez bakarım iskeleye, iskeledeki aptal balıkçıya, sen de kurtardığın balığına..."

  • lan bakın yapmayın, etmeyin, katılmayın dediğim davettir.

    hani eski türk filmlerinde adamı ortaya alıp tokatlaya tokatlaya aralarında çeviriyolar ya.. işte feneri de aynen öyle yaparlar.

    bi bahane bulun; kaynımız öldü diyin, ne bileyim takımdaki bütün futbolcuların ayağı burkuldu deyin, manitayla buluşucaz falan deyin ama gitmeyin.

  • haberi okumadan önce anneye saçını taraması için tarak hediye etmek istemiştim ama annenin açıklamalarını okuyunca;

    "ne derdin var rezil, terbiyesiz. ne derdin var hayvan. en iyi okullarda okuyorsun. en iyi şeyleri yiyor içiyorsun hayvan. 40 yıllık devlet memuruyum rezil ettin bizi. "

    fikrim değişti.

    kadın muslukları açıp bütün imkanları sağlamış. kız ilgi beklemiş anne de, kızına en iyi şeyleri sunmakla ergen kızının mutlu olacağını düşünmüş.

    anneye 8 de 4, kıza da atlarken, denize atlar gibi burnunu eliyle tıkadigi için 8 de 1 kusur veriyorum.

    8 de 3 kusur ise buraya yazdığım için bana.

  • askerde sık sık parti yapardık. parti dediysem askeriyenin yanındaki lojmanın marketine belli saatlerde girme iznimiz vardı. oradan cipsler kolalar alıp gazinoda toplanıp yer içer eğlenirdik. o markette kiloluk çiğ köfte, lavaş falan da olurdu. haliyle partimizin starı da çiğ köfteydi. genelde de lavaş yetmezdi. tabi o zamanlar böyle doritoslu dürümler ortada yok. arkadaşlardan birisi lavaş bitince doritosun üzerine koyup yemeye kalktı. tadının harika olduğunu söylese de hepimiz iğrenir gözle izledik onu. sonra birisi daha cesaret etti. o da çok beğendi. birisi daha birisi daha derken hepimiz bu eşsiz tadı denemiştik. artık partilerimizin starı doritoslu çiğ köfte olmuştu.

    zaman böyle akıp gitti biz terhis olduk. terhisten bir kaç ay sonra gördüm ki komagene bu doritoslu dürümleri listesine eklemiş. o yüzden hiçbir zaman kim olduğunu bulamadım ama bu fikri komagene'ye veren kişinin benim devrelerden birisi olduğuna eminim.