hesabın var mı? giriş yap

  • il, ülke, sınır, mesafe demeden istisnasız her ilde ikamet eden birkaç arkadaşı bulunan şahıs. örneğin;

    uğurkan: ayselcim nereden katılıyorsun yarışmaya ?
    aysel: hataydan geliyorum.
    uğurkan: hatay'da yaşayan çok değerli bir arkadaşım var kendisine ve hataya buradan bol öpücükler gönderiyoruz.

    uğurkan: mervecim nereden geliyorsun ?
    merve: seattle'dan geliyorum.
    uğurkan: seattleda yaşayan çok yakın bir dostum var, rahşan dağakaçan, kendisi bülent ersoy'un şapkalarını dikerdi eskiden kendisi fevkalade bir insandır ona burada bol öpücükler yolluyoruz.

    uranüsten katılsalar yarışmaya illa öpücük gönderecek amk.

  • tüm game of thrones dizi tarihinde hikayesi ve karakter özellikleriyle toplamda en sevdiğim karakter.

    --- spoiler ---

    daha sör loras'ın abisini kepaze edişinin ardından robert baratheon'un "stop this madness in the name of your king" dediği sahnenin efsane hareketiyle, hatta 01 x 01'deki kullandığı helm ve sonrasında black water savaşındaki "f.ck the king" ve hepimizi hasta eden efsane "chicken" takıntısıyla sevdiğimiz bir karakterdir. grrm'in asalet, soyluluk kavramlarıyla dalgasını geçen, onları küçümseyen zihin parçasıdır sandor clegane. beric-thoros-sandor üçlüsüne terfi ettiğinde geldiği nokta katıksız "reyizlik" mertebesidir. arya ile olan ilişkisi, onunla geçirdiği "sezon" falan hep efsane olarak anılacaktır. "kılıç sallayan ayı" tiplemesinin çok ötesinde bir adamdı. hep beklediğimiz clegavebowl'un sonunda ölümünün gösterildiği sahne game of thrones 8. sezonundaki en sağlam, en alt yapısı olan andır. ne 3 gözlü muazzam özel kişi bran, ne ölümden geri dönen jon snow ne de ejderhalara can veren daenerys targaryen onun kadar özel ve anlamlı bir sahneye sahip olabildiler.

    zaten onun kadar vurucu ve özel bir sahnesi olan tek kişi de onun hem kızı hem de yol arkadaşı, ortağı sayılacak arya stark ve bu istemsiz tesadüf game of thrones serisinde/dizisinde son sezona dair güzel olan tek şeydi.

    hound... adamsın. hem de adam gibi adam, yani güzel adamsın. tüm iyiliği ve kötülüğüyle muhteşem bir kurgu karakter.
    --- spoiler ---

  • üç kuruş maaş için üç kuruşluk insanların ağız kokusunu çeken genç bir kızın sonunda patlaması. insanları işlerinden nefret ettirerek çalıştırın, öfkelerine yenildikleri ilk anda da kaydedip işten attırın. yav ne kötü insanlarsınız.

  • matematiği gün geçtikçe zorlaştırmasına rağmen hala süresini uzatma gibi bir gerekliliği yerine getirmeyen kurumun sınavı. çok ilginç gerçekten, tarih, coğrafya, ingilizce ve matematik sorularının her biri için aynı süre veriliyor. misal ben fonksiyonun bir birim yukarı taşınmış halinin integralini alıp 0-1e oluşan dönel cismin hacmini bulup sonrasında altta oluşan silindirin hacmini bundan çıkarıcam ve sonucu bulucam, sözelci arkadaş da şıklardan almanya'nın ikinci dünya savaşındaki müttefiklerini işaretleyecek veya dilci arkadaş 3 satırlık paragraftaki boşluğa uygun kelimeyi işaretleyecek. üçümüze de 1buçuk dakika, çok adil valla.

    edit: pek çok mesaj geldi, istemediğim bir şekilde sanki burada sayısal alanların süresinin arttırılmasını değil de, sözel alanların süresinin kısaltılmasını istediğim sanılmış. bakın arkadaşlar ülkede verilen eğitimin(sözel ya da sayısal ya da dil) hiç bir şekilde bu ölçme-değerlendirme sistemiyle uyuşmadığının farkındayım, özellikle eğitimciler bunu hatırlatıyor ancak biz zaten 12 sene bu saçmalığın, pisliğin, yanlış yöntem ve müfredatların, tarih öncesi yöntem ve bilgilerin beynimize tıkıldığı sistemde, 2 milyon öğrencinin girdiği sınavdan 1.2 milyonunun 180 barajını geçemediği öğrenci potansiyeline sahip bir ülkenin az da olsa bilinçli, hedefi olan öğrencileri olarak pek çok şeyin farkındayız. bu ülkede sözelcilerin, eşit ağırlıkçıların ve dilcilerin(kısaca sayısalcı olmayan herkesin) ne kadar dışlandığının, iş imkanlarının yetersizliğinin, sayısal seçmedikleri için aptal olarak nitelendirildiklerinin de farkındayım, sırf bu hastalıklı sistemdeki bu algı yüzünden ben sözele yatkın bir öğrenciyken işsizlik korkusuyla sayısala yöneldim. hiç bir alanı, bu alanın öğrencilerini, öğretmenlerini küçümsemek gibi bir niyetim yok, ancak gerçekten objektif olarak cevap verin, hanginiz sözel bir soruyla, 7/24 kullandığınız dille yazılmış ve bunun üzerinden çözeceğiniz bir soruyla(yabancı dile de sonuçta gün içinde sürekli maruz kalıyoruz), tamamen semboller ve sayılar üzerinden işlenen ve çözülen bir sorunun aynı sürede çözülebileceğini iddia edebilir. hanginiz denklemde tek bir rakamı koymadı, işlemi eksi yerine artı aldı diye, farkında olmadan soruyu sonuna kadar çözüp, hem süre hem de net kaybediyor?cümledeki tek bir harfi yanlış okuduğunuz için, 1,5 dakika ayırdığınız soruyu yanlış çözdüğünüzü sanmıyorum.

    kıssadan hisse, amacım kimseyi küçümsemek ya da sayısal>sözel gibi sığ, cahil insan argümanları sunmak değil, üniversite yerleştirme sınavında sayısal alan öğrencilerine de bi yerlerinden ter akmayacak, bir çözdüğünü bir daha kontrol edebilecek, sağlıklı bir şekilde ölçülüp değerlendirilebilecek sürenin verilmesinin gerekliliğini vurgulamaktır.

  • bir şeylerden vazgeçmek, feda etmek, taraflar arasındaki eşitliği bozar. bozulan eşitlik, gitgide tarafların birini büyütür, diğerini silikleştirir.

    büyük fedakarlıklar sevgiden çok şövalyelikle ilgili sanırım.

  • arkadaşlar fuhuş yaparken yakalanmadınız ne bu tedirginlik . polis kardeşlerimiz de çok heyecanlı sanırsın uyuşturucu ticareti yapanları basıyor :)

  • bir miktar yükselen kur. yükseledebilir, düşedebilir, yorumlarımızı ekşiye yazıyoruz.

    ak kardeşler rahatsız olmuş bundan. milleti gaza getirmeyin de spekülasyon yapmayın da. ulan piyasayı hareket ettirecek kadar parası olan adam mı var burada. parası olan adam, bilhassa yabancı yatırımcı da gelip buraya mı bakıyor yatırım kararı verirken! "oh john do u know what they say about dolar in eksi? best advices for investment are there.."

    kendi kendimize yorum yapıyoruz. yatırım tavsiyesi değildir john...

  • roma doneminde ortaya cikan bir dusunce ve felsefe akimi. tarihsel donemi icinde degerlendirildiginde, yavas yavas tarihe karisan site yasaminin golgesindeki bireyin kendini sorgulamasi ve dunyada kendine anlamli bir yer bulma cabasi olarak anlasilabilir. huzunlu bir hikayenin baslangicidir stoacilik, dunyadan kacisin, insanin kendi bedenine hapsedilmesinin dusunsel miladini gosterir bize. bir zamanlar var olmanin, insan olmanin vatandas olmak anlamina geldigi; yasamanin (bkz: bios) site yasaminda aktif olarak yer almak oldugu, bireyin kendini gosterebilecegi alanlar bulabildigi bir donemde, kimse tarafindan yonetilmeyip kimseyi yonetmezken, koca bir bosluk icine dustugu zamana isaret eder. surekli genisleyen bir imparatorluk dusuncesi, bir birlik hayali, erisilemeyen bir gucun golgesi altinda kaybolan bireyi temsil eder. kendine kalan bedenine sarilan, onu acidan, zevkten korumaya calisan, dunyada kaybettigi yeri soyut bir duzlemde yakalamaya calisan insanin draminin gostergesidir stoacilik.
    bu yuzden hegel, efendi kole diyalektigi'nde stoaciligi tarihsel bilincin ilk asamasi olarak algilar. stoacilik ona gore, bireyin asimetrik bir iliskide, varligini kanitlamak yolunda attigi ilk adimdir, kendine ait bir zihnin, kendine ait bir ozgurluk alanin yaratilmasi cabasidir. kisi, digeri yoluyla erisemedigi varliginin taninmasi olgusunu kendine referansla kurgular, donusturemedigi, katilamadigi bir dunyaya karsi kayitsizlikla yaklasmaya baslar. ihtiyaclarindan, iliskilerinden, dunyevi olan herseyden siyrilmak stoaciligin ozgurlesme yolunda ongordukleridir. olumu de bu yuzden bu denli sicak karsilarlar. olum ozgurluktur, olume hukmetmek ise, dunyaya katilamamis bireyin elinde kalan son guctur.