hesabın var mı? giriş yap

  • diş hekimi olarak sarıkamış'a giden bir zat, askeri hastanenin yanındaki askeri fırına pide yaptırmak için gider.
    - oğlum bi kıymalı yapın bana
    - emredersiniz komtanım.bu arada biz kısa dönemiz komutanım kimya öğretmeniyim ben (hamurcu asker)
    - allah allah, öğretmenin ne işi var fırında ya
    - komutanım o ne ki, şu çaycı hakim, yamağı da savcı
    - ben de maden mühendisiyim komutanım (kürekçi)

  • - biz sizi oss'ye çalışın, test cozun diye rahat bırakalım diyoruz, siz boş kalınca florasanlara tırmanıyor, kapı kollarından sarkıyorsunuz*!

  • 2 gün önce mcdonald's ta bir şeyler yedim. saat gece 10 gibiydi ve masaları toplayan minimum 55-60 yaşında bir abiydi. ihtiyacı olmasa o saatte orada olmaz değil mi ?

    benden önce masada oturanların boşlarını aldı sadece 1 kere teşekkür ettim inanılmaz mutlu oldu.

    kalkarken de kendi çöpümü kendim attım, kolay gelsin iyi akşamlar dedim gene inanılmaz mutlu oldu ve bir sürü olumlu dilekte bulundu benim için.

    insanları mutlu etmek aslında bu kadar kolay.

  • bugün izleme fırsatım oldu ilk söyleyeceğim şey muazzam bir woody allen filmi olduğu. olay akışına girmeyeceğim çünkü woody filmlerine aşina olanların bildiği bir hikaye ancak hikaye çok güzel işlenmiş. asıl adamımız her woody filminde görebileceğimiz gibi ciddi korkuları olan, hayatın anlamını ve nedenini sorgulayan bir entellektüel. bu karakter üzerinden hem kendi hayatlarını hem aşk hayatlarını sorgulayan karakterler mevcut. ve tabi artık filmlerin tamamen gişe kaygısıyla yapılmasına eleştiriler barındırıyor yapım, dünya sinemasına saygı duruşu diyebiliriz buna. mort karakterimiz bir roman yazmaya çalışmaktadır ancak bunun sıradan romanlardan olmasını istemediği için bitirememektedir. dostoyevski, joyce seviyesinde bir eser ortaya koymak isterken, son dönemeçte kendisinin bir kitap yazarı değil iyi bir okuyucu olduğu sonucuna varır.

    ama benim değinmek istediğim nokta bu değil, filmde karşımıza çıkan büyük yönetmenlerin filmlerine yapılan göndermeler muazzam. tabi burada woody en sevdiği yönetmenlerden bir seçki sunuyor bize adeta. bergman filmlerindeki sahnelerin içerisinde başrolümüz dahil oluyor ve karşımıza harika diyaloglar ve sahneler çıkıyor.
    tabi sadece bergman filmlerini görmüyoruz. godart, bunuel, fellini yapımlarından da harika sahneler karşımıza çıkıyor.

    bergman'ın persona, wild strawberries, seventh seal filmlerinden ikonik sahnelerin mort üzerinden tekrar yaşandığını görüyoruz. godart'ın a bout de souffle'u, bunuel'in el ángel exterminador'u, truffaut'ın jules et jim'inden sahneler ile karşılaşırız. belki gözümden kaçan filmler olmuştur, fark eden olursa mesaj atarsa ekleyebilirim.

    nihayetinde filmimiz seventh seal'de şövalyenin ölüm ile ilk karşılaşmasında yaşanan sahne ile nihayete erer. ölüm'ü christoph waltz canlandırmakta. kısa bir rolü var son derece eğlenceli diyaloglar söz konusu. hatta konuşmanın bir noktasında ölüm, mort'a beni bile depresyona soktun minvalinde bir söz söyler.

    sonuç olarak ben filme hayran kaldım. son dönem woody filmleri arasında en iyilerden. 2010 sonrası filmlerine baktığımda midnight in paris ile en iyi filme diyebilirim. bu arada başrolümüz olan mort'un paris aşığı olması çok güzel bir olay oldu benim için.

    10/10

  • herkesi kukla gibi oynatan o tek yüzük'ün standart etkilerini üzerinde gösteremediği şahsiyet. o yüzüğü takanları görür, yüzüğü taksa bile görünmeye devam eder ve yüzüğün kendisini görünmez hale getirebilir. bir maia, çiçek böcek aşığı bir orman yerlisi yada eru; her ne ise gandalf' ın deyimiyle "o kendi kendisinin efendisidir". ondaki gizem de bundan kaynaklanıyor olsa gerek. frodo 'nun onun evinde konaklarken gördüğü rüyanın kitabın sonunda valimar'a açılırkenki sahneyle örtüşmesi ( tolkien 'in de belirttiği üzere) de tesadüf değildir.
    peter jackson 'un tom bombadil 'i filme almamasının nedeni böyle gereksiz (!) ayrıntılarla izleyicinin kafasını karıştırmak istememesidir herhalde. fakat bu amca yüzüklerin efendisi ' ni tolkien 'in en önemli eseri silmarillion 'a bağlayan öğelerdendir.

  • cahil suruler yetisiyor, kadini mal gibi goren, kendisini reddedecek bir iradesi olamayacagini dusunen bir suru barbar yetistiriyor egitim sistemi, toplum. tavuk gibi dogruyorlar sokaklarinda gucsuzleri . böcek kadar deger vermiyorlar kadinlara. guclunun gotunu yalayan gucsuzu bogazlayan, yasatmamaya and icmis bir karanlikla karsi karsiya turkiye.

    (bkz: boyun eğme)

  • ...
    simit yok mu simit. yiyoruz ya hani. o simidi bi düşünüyorum da yani o simidin ortasında bir delik var ya o boşluğa ne oluyor? biz yedikten sonra yani o boşluk nereye kayboluyor yani? hayır onuda yiyorsak çünkü hava yutmuşuz gibi oluyor da böyle gaz mı yapmasa sonra korkusu var hep içimde onu yemesek mi acaba yani? o gaz insanı öldürür biliyor musun? o simitin ortasındaki o boşluk adamı öldürmüş...
    ...

    konu değiştirirken bile beyin yakan dizi

    edit: link