hesabın var mı? giriş yap

  • -sneijder 3.5 yıllık sözlemesini tamamlamadan gider.
    -neye dayanarak söylüyorsunuz sergen.
    -koltuğa dayanarak.

  • zeki erkeklerden çok farkları yoktur. çabuk anlar, pratik düşünür, mantıklı yorumlar yaparlar. ince esprinin hakkını verirler. görüntüde abartıya kaçmazlar. rahatlardır. bu yüzlerine vurur.

    bir diğer ortak özellikleri de, aşık olduklarında o zekalarından eser kalmamasıdır.

  • sizin ben adaletinizi si.eyim!

    allah belanızı versin...

    lan geçtim artık malum kişiyi... milyar dolarlık israflarını; dünkü belediye başkanı bile artık hangi tüyü bitmemiş yetimin hakkını yediyse 500 araçlık konvoylarla görüntü veriyor, golf sahalarından tarım kurtarıyor. sokaklar ultra lüks alman arabaları ile dolu, ki hepimiz en çok da o şerefsizler biliyor ki biz bu kadar zengin bir ülke değiliz, artık hırsızlık organize hale gelmiş tabana yayılmış, lan resmen hırsızlıkta sosyalist davranılmaya başlanmış... herkes bir yerden adilik peşinde ama bu adamı böyle yakalıyorsunuz...

    bu ülkenin yasalarını çıkaran milletvekilleri, bu ülkenin adalet sisteminin kilometre taşları hakimleri, savcıları, yüksek veya alçak! yargı organları... güvenlik güçleri kolluk kuvvetleri... lan bu adamı böyle kıskıvrak sakatlarcasına yakalayan bu düzene çanak tutan bu ülkenin sözde vatandaşları... sizin ben adaletinizi cibiliyetinizi sileyim! allah topunuzun yedi bin türlü belanızı versin!

    e mi?

  • plank zayıflatmaz. core güçlendirici harika bir harekettir ancak kilo vermek isteyen kişi izometrik hareketler ile kilo veremez.

    tekrar edeyim, harika bir egzersizdir.

    tavsiyem klasik versiyonda 2dk durabilen, diğer varyasyonlara göz atsın. side plank candır ayrıca.

  • 2000'li yılların modası. aklıevvel bir reklamcının keşfetmesinden sonra. "kelimedeki sessizlerden birini seç iki kere yaz, ilginçlik olur,marka olur" prensip haline geldi. örnek verecek olursak: aşşk,deppo,gecce,buzz...

    edit

    nişantaşındaki "gebbe" mağazası ile şahikasına ulaşmıştır.

  • park yasak harita alanının kadıköy belediyesi değil ibb ve ukome tarafından belirlendiğini bilmesine rağmen tribünlere oynayan bir adet şark kurnazının verdiği cevaptır. belediye kar amacı güden bir firmaya park alanı tahsis etmek zorunda mı?

  • dün itibariyle, eve gelen 895 liralık elektrik faturasına itiraz etmek için elektrik idaresine gittiğimde, "895 liranın az olduğunun ben de farkındayım, biz onu 1.895 yapalım, konuyu komple kapatalım" noktasına geleceğimi hiç düşünmezdim.

    fatura itiraz bölümüne çıktığımda görevli arkadaşa tesisat numarasını verdim ve kendisi ekrandan bilgileri kontrol etmeye başladı,

    - bu fatura haricinde yeni faturanız da çıkmış. (hafiften gülüyor)
    - o ne kadar?
    - 106.000 lira, ahahahaaa.
    - ne, 106.000 mi? ahahahah.
    - evet, 106.000, puahahahah.
    - ahahahahhah.

    manyak gibi güldük böyle karşılıklı, benim niye delirdiğim belliydi de, memur arkadaşın durumu daha karmaşıktı. iş stresinden ziyade facebook'taki "eğlenerek para kazanmak artık çok kolay" reklamlarından buralara düşmüş gibiydi, memurluğu da hobi olarak yapıyordu belli ki. ama ne olursa olsun dışarıdan bakıldığında mutlu bir çifttik biz.

    eve dönerken, bu duruma neyin sebep olabileceğini uzun uzun düşündüm, aklıma elektrik mühendisliğinden yeni mezun olmuş arkadaşı aramak geldi, aradım ve durumu anlattım, biraz düşündükten sonra "100'lük ampul çok yakıyor olabilir abi" dedi, akabinde ikimiz de sustuk karşılıklı, uzun bir sessizlikten sonra sesi titreyerek "abi okulda bir şey öğretmiyorlar bize" dedi, eğitim sistemine lanet ederek kapattım telefonu. temizlikçi kadın, mutfaktaki prizde elektrik kaçağı var dediğinde, tüm şehrin elektriği tünel kazıp benim evdeki prizden kaçıp gitmiş olabilir miydi? aklımı kaçırmak üzereydim.

    nihayetinde 106.000 lira ödenecek bir para değildi ama eve döndüğümde son bir umut, kışlık montların ceplerini karıştırırken buldum kendimi, sonuç hüsrandı. görünen o ki şartlar beni en istemediğim sona doğru itiyordu, elektriği iade etmek...

    napıyoduk lan, saçı kazağa mı sürtüyoduk?

    http://t1308.hizliresim.com/1d/j/rk45p.jpg

  • kanunun ne açık ceza evine geçişine izin verdiği, ne de izinli olarak dışarı salınmasına izin verdiği bir pisliğin ifadesidir.

    13 sene önce çocuk öldürmüş birinin açık ceza evinde ne işi var allahaşkına bilen bir hukukçu kardeşimiz şu hukukçu kardeşine açıklasın mevzuyu. cinayet lan bu cinayet. nasıl oluyor da daha senesi dolmadan adamı açık ceza evine koyuyorsun? anlamadığım esas nokta 2018 yılında yakaladığın adamı tutuklayıp yargılamaya başladın, hangi ara işlediği onca suçla ilgili açılan davalar kesinleşti de bu adamın tutukluluk durumu sona erip mahkum statüsünü kazandı, sonra da açık ceza evine geçiş hakkına sahip oldu?

    bu adamın dışarıda olması nedeniyle kimler hakkında soruşturma açıldı öğrenmek istiyorum.

    ordu valisi katilin yakalanması sebebiyle hafifleyen acısının yüzünde yarattığı tebessümü bir kenara koyabilirse bir zahmet şu işle de ilgilense...

  • insanin duygulari kolayca duzenlenmis, rasyonel ve kolay tahmin edilir degil. ask, hayatin cogunda oldugu gibi örüntülerle dolu. matematikteki tahminlerde bu örüntüleri calismak ve bulmakla ilgili. ornegin, hava durumu, borsa dalgalanmalari, gezegenlerin hareketleri, sehirlerin gelisiminin örüntülerle anlamlandirilmasi gibi. matematigin, kisiye yeni bir bakis acisi verme potansiyeli var.

    askin matematiksel oruntulerinden cikan ilginc sonuclar:

    1. sosyal medyada eger birisini ortalama cekicilikte buluyorsaniz ona mesaj atip konusma ihtimalini daha yuksek buluyorsunuzdur. eger birisini cok cekici buluyorsaniz bir cok kisinin ona mesaj attigini dusunuyorsunuzdur. dolayisiyla rekabetin fazla oldugunu dusunerek cok cekici birine mesaj atmazsiniz. rekabetin daha az oldugu yere yonelirsiniz. isin ilginc kismi sosyal medyada hemen hemen herkes en iyi fotograflarini profil fotografi yapmaya meyillidir. dolayisiyla buradan cikan sonuc sudur: cekicilik belli bir yere kadar alinan mesaj sayisini artirirken belli bir seviyeden sonraki cekicilik alinan mesaj sayilarini dusurmektedir.

    2. optimum durma teorisi. diyelim 18 yasinda flort etmeye basladiniz ve 35 yasina geldiginizde evlenmeyi dusunuyorsunuz. hayatinizda o yas araliginda flort edebileceginiz birtakim insanlar var. farkli seviyelerde iyiler. arastirmalara gore flort doneminizin ilk yuzde 37'lik kismi ne yapmamiz gerektigini soyluyor. eger ilk yuzde 37'lik kisimdan cok daha iyi birini buldugunuzda evlenme ihtimaliniz artiyor. tabii, bu arada soyle bir kac durum var. hayatinizdaki en iyi insani yuzde 37'lik kisimda gormus olabilirsiniz. bu durumda bundan sonra herkesi reddedip yalniz olma ihtimaliniz var. bir de evlendikten sonra o kisinin en iyi kisi olup olmadigini bilemiyorsunuz. burada sunu da unutmamak gerekir: dogru insani bulmak yuzde yuz her seyiyle mukemmel insani bulmak veya sana tam olarak uygun olani bulmak degil. dogru insani bulmak kabaca yuzde ile ilgili. ornegin, bir kisi zamanin yuzde 18'inde karsidaki insani sinirlendirsin ve delirtsin. ama ayni kisiyle zamanin yuzde 82'sinde herkesle eglendiginden cok eglensin. bu yuzde kisi icin yeterse karsidaki dogru kisidir. kisaca dogru kisi, yuzde ve beklentiyle alakali. sayilar yeterliyse ona sans ver.

    3. gunumuzde tum dunyada yaklasik her iki evlilikten biri bosanmayla sonuclaniyor. evliligin bosanmayla sonuclanip sonuclanmayacagi tahmin etmek neredeyse parayi havaya atip yazi veya tura beklemek gibi. bazi matematikciler, evlilikleri gozlemledi. bosanmalarin nedenini soyle gozlemlendi: bosanmalar cogunlukla eslerin birbirlerine ne kadar olumlu ve olumsuz olmasiyla ilgiliydi. eger ciftler iliskilerinde olumsuz konusmalar daha coksa muhtemelen bosanacaklardir. cunku sonrasinda olumsuz dusunceler iliskiyi daha da negatif yapacaktir. matematikcilerde sadece bu oruntuyu kullanarak bir iliskinin bosanmayla sonuclanip sonuclanmayacagini %90 dogru tahmin ettiler. sonrasinda eslerin bu durumunu modellediler. konusmalar, tamamen eslerin reaksiyonuna bagliydi. (bkz: #71740323) peki, eslerin tepkileri matematiksel hangi parametrelere bagliydi? bu parametreler sunlardi:
    1) kisinin yalnizken modu
    2) esiyle birlikteyken modu
    3) esin kisinin uzerinde yaptigi etki.
    buradan cikan sonuc cok ilgi cekiciydi. basarili evlilikler, olumsuzluk esigi yuksek olanlar degil. aksine olumsuzluk esigi dusuk olanlardir. cunku bir iliskide olumsuzluk ne kadar azsa iliskinin olumsuzluk sarmalina girmesi de o kadar azalir. iliskilerinde sorun olanlarin iliskilerini olumlu yapmaya calismasi evliliklerini olumlu yapiyordu. kucuk meseleleri kartopu gibi buyutmuyorlardi.

    the mathematics of love | hannah fry

  • çocuk abd vatandaşı. geçmiş olsun. daha da gelmez. biri yorum yazmış. "bir gün bir esnafla tartıştım ve camını kırdım. akşam memlekete gitmek için otogardayken göz altına alındım." diye. cam kıran adam otogarda yakalanır, adam öldüren güle oynaya ülkeyi terk eder. ölen öldüğüyle kalır.

  • amerika'ya yerlesen ikinci kolonidir. 1587'de north carolina aciklarindaki roanoke adasi'na yerlesmisler ve 1590 yilinda arkalarinda hicbir iz birakmadan ortadan kaybolmuslardir. bu ortadan yokolus hakkinda cesitli teoriler uretilmis olsa da, bu kolonidekilere ne oldugu hakkinda kesin bir bilgi yoktur.

    1585 yilinda, sir walter raleigh tarafindan gonderilen 100 kisi, roaneke adasinda ilk ingiliz kolonisini kurmuslardir. raleigh bu adanin ispanyollarla savasacak olan ingiliz savas gemileri icin mukemmel bir liman oldugunu dusunmustu. gemilerin onarimi burada yapilabilir, eksik cephane ve gidalari tamamlanan gemiler savasa tekrar donebilirlerdi. ama plan basarili olamadi. topraklar hem kolonileri, hem de civardaki kizilderilerin ihtiyaclarini karsilayacak kadar berekletli degildi, ustelik adanin etrafindaki sularin sigligi, gemilerin adaya yeterince yaklasmasina engeldi. boylelikle ertesi yil kolonidekiler ingiltere'ye geri donmeye karar verdiler. bu sirada raleigh ingiltere'den bir grup kolonist daha gondermisti. yeni grup, ilk yerlesen kolonistlerin ayrilmasindan birkac gun sonra adaya ulastiklarinda, 15 kisi haric herkesin ingiltere'ye geri donmus oldugunu ogrendiler.

    1587 yilinin ilkbaharinda raleigh yeni kitaya bir grup kolonist daha gonderdi. fakat gemiler daha kuzeydeki (simdiki virginia) chesapeake korfezi yakinlarina dogru hareket ettiler. gemiler temmuz ayinda outer banks'e ulastilar ama donanma komutani, kolonidekilerin roanoke adasi yerine, bu yeni limana yerlesme isteklerini kabul etmedi ve kolonistleri roanoke adasina birakti. koloni lideri john white, ki kendisi adaya ilk yerlesen ingiliz kolonisindendi, 1587'nin agustos ayinda, ingiltere malzeme tedariki icin geri dondu. fakat ingiltere ve ispanya arasinda devam etmekte olan savas, adaya geri donmesini uc yil kadar ertelemesine neden oldu. agustos 1590'da roanoke adasi'na geri donen john white ailesi ve yuz kadar kolonist tarafindan karsilanmayi beklerken, koloninin terk edilmis oldugunu gordu.

    john white'in rastladigi tek ipucu bir agacin uzerine kazilmis olan croatoan kelimesi idi. croatoan ya da hatteralar, adanin guneyinde yasayan ve kolonistlere dostane davranan kizilderilerdi. john white kolonositlerin hatteralar'a katilip katilmadiklarini ogrenmek icin arastirmalara basladi ancak hava kosullari yuzunden arastirmasini tamamlayamadan ingiltere'ye geri donmek zorunda kaldi.

    koloniye yerlesenlerin kaybolmasi ile ilgili iki teori uretildi. ilki, daha en basinda chesapeake korfezi'ne gitmek isteyen kolonistlerin, buraya hareket ettikleri ve kizilderili direnisi ile karsilasip oldukleri. diger teori ise kuzey carolina'daki diger kizilderi kabilelerine entegre olduklari. kolonistlere ne oldugu bilinmiyor, haklarinda tek soylenebilecek sey bir daha avrupalilar tarafindan gorulmedikleri.

    hollywood icin super bir hikaye olabilecekken bu kadar kenarda kosede birakilmis olmasi sasirtici aslinda.

  • çok değerli insanlar var. hepsinden güzel şeyler katıyorsun kendine. instagram gibi görsel gösteriş bombardımanı yerine, salt kelimelerin raksı söz konusu.

    burada zengin olan değil, bilen adam kıymetli oluyor.