ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
k.o.z. filminde muhsin yazıcıoğlu'nun ölüm sahnesi
-
kendileri yapmis gibi, oradaymiscasina anlatmalari ilginc olmus tabi.
sakalını kesmediği için işinden olan ibb çalışanı
-
kendi sakali icin sakal-i serif demis.
o peygamberin sakali degil miydi?
10 nisan 2015 madrid hologram eylemi
-
ispanya'da protesto özgürlüğüne kısıtlama getiren, gösteriler öncesi izin alma zorunluluğu koyan 'ulusal güvenlik yasası'na tepki madrid'de gerçekleşen tarihteki ilk hologram yürüyüş vasıtasıyla gelmiş.
özgürlük için hologram haraketi tarafından düzenlenen bu eylemde 'özgür vatandaşlar olarak protesto edemiyorsak, özgür hologramlar olarak bunu yaparız' deniliyor özünde.
hem hologramlar gaz yiyemez, ölemezler!
kaynaklar
http://revolution-news.com/…against-spains-gag-law/
https://www.youtube.com/watch?v=dvouthp1taq
#oruçtutmuyorumçünkü
-
aga ne diyelim. allah bin tane peygamber göndermiş yine ıslah edememiş bu coğrafyayı. tartıştığımız konuya bak. oruç tutan tutmayan birbirine hayvan falan diyor. adamlar bugün galaksimizde ne oluyor deyip uzay boşluğuna kök salarken, biz bugün ne giysek, bugün hangi mezhep çatışması var, hangi örgüt ne amaçla kelle kesiyor ya da oruç tartışması yapıyoruz. biz oyuncu değil oyuncağız lan. bir tane iskandinav ülkesinde böyle kısır saçma bir tartışma döner mi, hayır. allah var diyen emirdir diyen tutar, ben tutmuyorum diyen tutmaz kime ne? vallahi kafamı duvarlara vuracağım. bu ülkede yaşamak, bu salak tartışmaların beynimi işgal etmesinden o derece sıkıldım.
dünyanın en hüzünlü cümlesi
-
yıllar önce 28 şubat'ta entübe edilmeden önce kızımın söylediği "2 gün sonra bomba gibi uyanıp geleceğim" sözüdür.
edit: çok soru geldi "bugün nasıl" diye. 2 gün sonra 2 mart günü ebediyete kanat çırptı.
edit 2: adı efsane idi. hikayesini yakın zamanda yazacağım. onu nazarında tüm kistik fibrosis hastalarına selam olsun.
edit 3: konuyla ilgili daha önce yazdığım bir anekdot: bkz: #113607723
edit 4: o kadar çok mesaj aldım ki, inanamadım. bu duyarlılığınız ağlattı beni güzel insanlar, hep böyle kalın, teşekkürlerim gölgenizden ayrılmasın.
sahile inmenin suç avm'ye gitmenin serbest olması
-
türkiye’nin nasıl yönetildiğini gösteren basit örneklerden sadece bir tanesi.
bir tarafta insanlar sadece para harcasın diye havalandırmanın sürekli içerdeki havayı çevirip çevirip verdiği avm’lere gitmek serbest iken;
bu sıcaklarda püfür püfür deniz havasını alabileceğin sahiller yasaktır.
pikniği yasakla , mangalı yasakla ama avm’ler açıkken sahilde yürümeyi neden yasaklıyorsun?
işin en traji komik tarafı ise tuzla marina , pendik marina gibi sahil kenarına kurulan avm’lere gitmek serbest
neyse ben daha bir şey demiyorum
hatırladıkça iç burkan garibanlık anıları
-
sene 92 daha çok küçüğüm. babam yurt dışında ama avrupa değil o zamanın garibanlarının gittiği bi afrika ülkesinde.
işsizlikten, ekonomik sıkıntılardan kurtulmak için başka çare bulamayıp gidiyor bu afrika ülkesine.
bi cumartesi günü annemin dişi çok ağrıyor. yerinde duramıyor ağrıdan sızıdan ağlıyor kadın. özel doktora verecek parayı bırak, devlet hastanesine gitmek için verecek araba parası yok.
öğrendik zaten doktor da yokmuş diş hastanesinde.
dayanamadım annemin ağlamasına.
telefonların yanında o dönem kesin altın rehber bulunurdu. kaygan sarı sayfaları olan işyerlerinin kurumlarının telefonlarının bulunduğu bi kitap.
kaptım o kitabı açtım diş hekimleri bölümünü a harfinden başladım sırayla telefon açmaya.
amca teyze herneysen "annem çok kötü, bizim paramız yok annemi tedavi eder misin?"
üç ya da dördüncü aramamda bi doktor tabi ki yavrum hemen çıkın gelin dedi. koşarak annemi aldım gittim doktora.
bir anısını anlatmıştı gittiğimiz doktor. onun da babası yurt dışındaymış çocukken. montunu kaybetmiş bir kış okula montsuz gitmiş.
annemin dişini yaptı sağolsun annemle sürekli konuşuruz bu olayı. ve annem her seferinde der ki " o doktorun yaptığı dişe hiçbir şey olmadı yıllardır" belki marifet belki minnet bilinmez...
her zaman bu hekimi, ahmet lengerli'yi anarım, takdir ederim. a harfinden başladım gittim belki b harfinde de bir doktor çıkardı yardım edecek ama kaderimizin benzeşmesi daha yakınlaştırdı.
peynir tabağı
-
peynir tabağı sanattır. hazırlanışında ki ince detaylarla birlikte lezzetli bir sanat.
davetlerinizde iyi bir sunum yapmak ve misafirlerinizi etkilemek için bazı püf noktalarını bilmenizde yarar var sevgili sözlükçüler...
peynir tabağınızla birlikte sofranızda bulunması gereken ve peynirlerle mükemmel uyumu oluşturacak yiyecekleri şu şekilde sıralayabiliriz.
çavdar ya da yulaf ekmeği, kraker, peksimet, ceviz, badem gibi kuruyemişler, taze meyveler, kuru meyveler, maydanoz, dereotu, rezene gibi yeşillikler, bal, reçel, tereyağı.
içecek olarak da şarap çeşitlerini bu listeye ekleyebiliriz.
peynirlerin tabaktaki pozisyonları ise ayrı bir ders konusudur.
tabakta sıralama saat yönünde olmalı, başlangıç için saat 6 pozisyonu seçilmeli ve hafif lezzetlilerden keskin tadı olanlara doğru gidilmelidir. peynirlerin oluşturduğu yuvarlağın ortası da bazen başlangıç olarak alınır. orta bölgeyi 1 olarak kabul edersek:
1. taze peynirler
2. koyun ve keçi sütünden yapılan peynirler
3. yumuşak peynirler, beyaz küflü peynirler (brie, camembert)
4. orta sert peynirler, kırmızı küflü yumuşak peynirler (gouda, emmental)
5. sert peynirler (parmesan)
6. aromatik ve güçlü kokulu küflü peynirler (rokfor, gorgonzola)
bir tabak içinde en az 5 çeşit farklı lezzetlerden seçilmiş peynir bulundurulmalıdır.
kesim olarak üçgen kesim tercih edilir ve uç kısmı tabağın dışına bakacak şekilde dizilir.
tabağın renginin veya deseninin peynirlerin önüne geçmemesi gerekir.
taze meyveleri ayrı bir kapta servis etmek gerekir.
ekmek seçimi de önemlidir. taze, esmer, gevrek kabuklu olanları tercih edilir.
peynir tabağımız şarap ile birlikte ana yemek olarak sunulacaksa kişi başına 250 gr, aperatif olacaksa 100 gr şeklinde olmalıdır.
peynirler, servisten yarım saat ya da bir saat öncesinde buzdolabından çıkarılmalıdır.
olayı biraz abartacak olursak farklı peynir türlerinin farklı bıçak tipleri vardır. her peynirin ayrı peynir bıçakları kullanılarak kesilmesi önerilir.
artık siz de bu sanatın birer sanatçısı olabilir, konuklarınızı baştan çıkarabilirsiniz.
15 temmuz 2016 köprü direnişi görüntüleri
-
bu ülke bu kadar haini nerede yetiştirdi diye soruyorsun ya. " ne istediler de vermedik? " bu lafı hatırladın mı kızgın dinci? şimdi gidip padişahın efendin için şehit olabilirsin.
yaran fıkralar
-
devlet bir gün geniş ve boş araziye geceleri göz kulak olacak, 1500 tl maaşla bir bekçi almaya karar verir.
“talimatlar olmadan bekçi nasıl iş yapacak?” bir planlama birimi kurulur ve 2000 tl maaşla iki kişi işe alınır. işleri yapıp yapmadıklarını nasıl kontrol edeceğiz diye düşünülerek 2500 tl maaşla da 2 denetmen işe alınır. bir süre sonra bunların maaşları nasıl hesaplanıp ödenecek diye tartışılır. 3000 tl maaşla bir mali müşavir, bir katip bir de istatistikçi işe alınır.
bir süre sonra bunlardan kim sorumlu olacak diye düşünülür 7000 tl maaşla bir müdür 4500 tl maaşla iki müdür yardımcısı işe alınır.
çok geçmeden ülkede ekonomik kriz çıkar. masrafları kısmak için bekçi kovulur.
uzaylılar var ama insanlık buna hazır değil
-
yarraam, ne açıklıyosun öyleyse amk?
bir iddiadır.
pasif telefonların imei'lerinin iptal edilmesi
-
ortada sorun görmeyen yazarlar için şöyle örnek verilmesi gereken olay; araç alıyorsunuz ama herhangi bir durum için yurtdışına çıkmanız gerekiyor ve 1 yıl boyunca aracı garajda tutuyorsunuz. 1 yıl sonra ülkeye dönünce bakıyorsunuz ki bir kanun çıkmış. kanunda deniyor ki 1 yıl boyunca plakasına benzin alınmayan araç trafiğe çıkamaz çünkü şase numarası başka bir araca geçirilmiş olabilir!
her türlü anayasal hakka aykırı bir tasarıdır... mülkiyet hakkı, iletişim özgürlüğü vs. vs.
aydınlatma eklemesi:
- sim kart tak çıkar n'olcak ya, imei kopyalama engeli vs. vs. argümanları sunan arkadaşlar hala olayı anlamamış durumda. burada parasını verip her türlü kullanım hakkına sahip olduğunuz tamamen yasal ürüne "bir kanunsuzluk yapılma ihtimali var" argümanı üzerinden bir regülasyon getiriliyor. ancak getirilen bu regülasyon farklı şekilde de yapılarak "kişilerin anayasal hakları engellenmeden" de düzenlenebilir. insan yaşantısına müdahale eden içerikle çıkan kanunların etrafından dolanarak ya da kendince bir çözüm?! bularak o kanunun yapmaya çalıştığı şeyi altettiğini zannetme ata sporunu bir unutsak şu memleketteki yaşam kalitemiz birazcık artar.
- halihazırda 7 yıl olan sürede zaten evde duran telefon belli bir zaman sonra teknolojik açıdan geri kaldığı için fiilen kullanılmaz hale geliyor. misal ilk çıkan iphone var bende. hala çalışıyor ama ne uygulama yükleyebilirim ne de doğru düzgün hat kullanabilirim. 7 yıllık sürenin oldukça dramatik bir şekilde 1 yıla düşürülmesi ekonomik açıdan da hala verimle kullanılabilecek cihazların doğrudan çöpe atılması demek oluyor ki bu da ekonomi için zarar verici bir olay aslında.
800 binlik arabası olup 30 tl mazota çok diyen tip
-
çünkü biz 800.000 tl' lik arabayı aldığımızda araba 300.000 tl idi. mazot da 5 tl idi.