ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
17 mayıs 2000 galatasaray arsenal maçı
-
penaltılar kullanılıyordu. heyecandan annemle yerimizde oturamazken bir ara balkona çıktık, bıraksan hatim indireceğiz dua ederken. o an kafayı kaldırdığımda karşımda gördüğüm manzaraysa elinde hakikaten kur'an'ı, başında örtüsü karşı komşumuz okuyor. onunla göz göze geldik, içeriye tekrar girdiğimdeyse popescu son penaltıyı kullanmıştı bile.
çoluk çocuk, kadın, erkek tüm türkiye'nin inandığı, en derinimizden gelen bir duaydı 17 mayıs. tekrar kutlu olsun ulusun evlatları, fatih'in aslanları!
köyde çocuk olmak
-
bir yaz günü, arkadaşınızı oyuna çağırmaya gittiğinizde, evin önünde onu beklerken annesinin "aaa sen toz toprak olmuşsun oğlum, ayıp böyle gezilmez" deyip bahçe hortumuyla kafanızı, yüzünüzü köpürte köpürte bir güzel yıkadığı günleri yaşamış olmaktır. seni kendi evladından ayrı görmeyen, senin kirli gezmeni kendi ayıbı sayan o kadının hakkı ödenir mi hiç? bir ömür ödenmez.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
yalnızlığın ne olduğunu tuvalete girip sıçarken kapıyı kapatmayan bilir
ağrı'da 30 bin kişilik after party
-
insanlar eğlenmeye hasret. insanlar gülmeye hasret. bu ülkede güzel şeyler de oluyor.
doya doya eğlenin ağrılı kardeşlerimiz.
debe editi: şu gencecik yaşımızda gezip eğlenmek varken sinir ve stresle boğuşuyoruz.
mars'ta bulunan tabut
-
mars'ta hayat olmadığını gösterir.
biz ara eleman ülkesiyiz mucit çıkaramayız
-
çevre ve şehircilik bakanı erdoğan bayraktar'ın muhteşem beyanatı. islam ülkelerinin bilimdeki geriliği hakkında tartışmalara tokat gibi cevap.te allaam.
haber linki
yaran fıkralar
-
bir fransız, bir alman ve bir türk müzedeki "adem ile havva cennette" tablosuna bakıyorlarmış.
alman:
"vucutlarının kusursuzluğuna bakarsak bunlar mutlaka almandır" demiş.
fransız:
"hayır, havva'nın güzelliği ve adem'in yakışıklılığına bakın. bunlar olsa olsa fransızdır" deyince,
türk karşı çıkmiş:
"bunlar kesin türk. baksanıza, üstte yok, başta yok. yiyecek de elmadan başka birşeyleri yok ama hala kendilerini cennette sanıyorlar! "
1995 yılından hatırda kalanlar
-
turk popunun zirve yili. pop muzik sevdigim soylenemez ama 95 yili bi baskaydi hakikaten:
mirkelam - her gece
rafet el roman - seni seviyorum
tarkan - kis gunesi
emel muftuoglu - hovarda
sezen aksu - beni al onu alma
candan ercetin - umrumda degil
celik - hercai
ercan saatci - sayenizde
izel - hasretim (denizleri as da gel)
levent yuksel - zalim
grup vitamin - al askini sok gozune
mfö - mazeretim var asabiyim ben
yildiz tilbe - vazgectim
sibel alas - adam
zeynep - inadi birak
pinar aylin - deliler gibi
kenan dogulu - simsiki siki siki
baris manco - müsaadenizle çocuklar
bendeniz - neler olacak
yeni turku - bana bir masal anlat baba
nalan - hadi yarim
burak kut - yasandi bitti
metin arolat - dert degil
suat suna - yalan degil
ferda anil yarkin - sonuna kadar
ebru gundes - firtinalar
kerim tekin - cici baba
secil - uhde
gulay - cesaretin var mi aska
akin - rebeka
ege - delice bir sevda
hakan peker - atesini yolla
yesim salkim - deli mavi
soner arica - derbeder
sibel tuzun - kacin kurasi
aysegul aldinc - beni hatirla
bora oztoprak - seni seviyorum
kayahan - allahim neydi gunahim
cern
-
deneyden şu ana kadar çıkarabilecek sonuç:
- fizik kitabı almayın, seneye müfredat değişecek.
down sendromlu diye bebek aldırtmak
-
down sendrom, sma yada benzeri bir hastalık ile çocuk aldırmak en mantıklı yöntemdir. kimse böyle bir çocuğu sahip olmadan atıp tutmasın tarifi bile olmayan çok zor yaşam ki bu anneler, babaların en büyük arzusu çocuklarından uzun yaşayabilmektir.
kitapçıda çalışmak
-
bir sürü romantik insanı ortaya çıkarmış durum.
he ya, vallahi harikadır kitapçıda çalışmak, müşteri olmadığı zaman hemen köşedeki tchibo'dan cheesecake alıp kahveyle birlikte oturup chuck palahniuk'un son kitabını okuyabiliyorsunuz, öyle süper bir meslek.
ciddi ciddi rahat olduğuna inanlar var, yavrucuğum akşama kadar ayaktasın bir kere, müşterilerle ilgilenmen gerekiyor, alacağınız maaş da asgari ücret, "fırsatını bulsam şu işi bırakır kitapçıda çalışırım" gibi samimiyetsiz istekleriniz de bayıyor, he, bırakırsınız fırsatını bulsanız, yayınevi sahibi ya da kitapçının kendisi değilseniz akşama kadar ayaklarınıza kara sular iner, ay sonu asgari ücretinizi alır evinize dönersiniz artık nasırlaşmış ayaklarınızla, lan azıcık samimi olun, azıcık gerçekçi olun ya.
eve alınacak kedi ile mülakat yapmak
-
-ulasamadıgınız cigere ne dersiniz?
+ulasamayacagim ciger yoktur benim.
-alındınız.