hesabın var mı? giriş yap

  • olması gerekendir.ne kadar istemesemde yurtiçi kargoyu bu konuda destekliyorum.

    ben 3 tane farklı firmadan sipariş verdim.hepsi de yurtiçi kargoyla gelecek. sizin eşinizden corona virüsü kapıp bana getirip bulaştırabilir.lakin ben 1 aydır kendimi karantinada tutuyorken , öyle boku bokuna virüs kapmaya asla müsade etmem.

    kapacaksam delikanlı gibi çıkar sokakta yerlere belene belene yuvarlanır kaparım.

  • insanların hakkında hiçbir şey bilmediğini gördüğüm eğitim türü.

    - tezsiz yüksek lisans iki gruba ayrılır, örgün ve ikinci öğretim. ikinci öğretim paralıdır, çünkü dersler 6da başlar. paralıdır çünkü öğretim üyelerinin ek ders ücretleri ödenir. ikinci öğretim çalışanlara yöneliktir ve genelde baktığınız zaman kariyer odaklı mba, insan kaynakları ve finans gibi dallarda sıklıkla rastlanır. diğer yandan örgün eğitim olan tezsiz yüksek lisanslar da vardır. kendi üniversitemde mesela (ankara üni) uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi gibi baba anabilim dallarının da tezsiz programı vardır. bölümde zaten tezli-tezsiz diye bir ayrım yoktur, her şey ortaktır, harç ödemezler.

    - tezsiz yüksek lisans genelde akademi düşünmeyen, bu alanda birikimini arttırmak isteyen ve ileride kamu ya da özel sektörde çalışmak isteyenler için düşünülmüş ve genellikle onlar tarafından tercih edilmektedir.

    - tezli yüksek lisans öğrencileri tez yazıp jüri önünde sunarken, tezsiz yüksek lisans öğrencileri "temelde tezden hiçbir farkı olmayan" yüksek lisans dönem projesiyle mezun olur, tek fark bu çalışmayı jüri yerine danışman hocanız değerlendirir. tezde geçerli tüm kriterler geçerlidir.

    - hocalar ağırlık vermiyor, makaleler hafif denmesi tamamen yanlıştır. zira dediğim gibi örgün tezsiz yüksek lisansta böyle bir ayrım yoktur. iki grup da oldukça özverili ve yoğun bir periyot geçirir. yukarıdan bakıp "ıyy sen tezsizsin galiba" demek saygısızlıktan başka bir şey değildir.

    - ikinci öğretime de neden bok atıldığını anlayamadım. zaten bu program hali hazırda çalışanlar için vardır. sabah 10daki derse çalışan birisi nasıl gelebilir ki? izini maalesef özel sektör vermiyor, kamu da nadiren. hal böyleyken bu grubu küçümsemeye çalışmak egosunu bastıramayan ergenlerin işi gibime geliyor. onlara batan neyse.

  • bir adam bilir ve bildiğini de bilir, bu âlimdir, ona uyun.

    bir adam bilir, bildiğini bilmez, o uykudadır, onu uyandırın.

    bir adam da bilmez, bilmediğini bilir, bu yol gösterici arayandır, ona öğretiniz.

    bir adam bilmez, bilmediğini de bilmez, işte bu cahildir, ondan uzak durun.”

  • floryada bir kafeye gitmiştik..

    ne yesek ne yesek diye düşünürken, garson bize pizzalarının çok iyi olduğunu ustalarının italya'dan geldiğini söyledi..

    bu da bizim hoşumuza gitti, vayyy oovvvvv sesleri çıkardık doğal olarak..bu sesler adamı biraz gaza getirdi ki içeri gidip pizza ustasını bizim masaya gönderdi tanışmamız için..uzaktan tıknaz kafasında bandana olan şimanca bi adam geldi masamıza ve yaran diyalog yaşandı...

    biz: vay abi italyadan gelmişsin
    aşçı: evet
    biz:ne kadar kaldın abi italyada?
    aşçı: 3 ay
    biz: 3 ay mı çalıştın abi?
    aşçı: yok çalışmadım
    biz: 3 ay aşçılık kursuna mı gittin?
    aşçı: hayır 3 ay gezmeye gittim
    biz: heee iyiymiş abi...garson bey biz bi pazı bazlama alabilirmiyiz :)

  • böyle bir olayın üstünden dahi dalga geçen suserları gördükçe sözlüğün kalitesinin nereye geldiğini daha iyi görüyorsunuz.

    ucunun nereye dokunduğu ortaya çıkacaktır elbet.

  • oğlum bu adam ben beyaz kefenimle geldim yüzüğüm dışında bi şeyim yok demedi ki zaten aileden zengin

  • ayar değildir. bir doktora yakışmayan cevaptır. doktorluk bu riske rağmen seçilmiş bir meslektir. aids'li hastadan aids kapma, hepatitli hastadan hepatit kapma gibi ağır riskleri de vardır.

    burada arkalarından atıp tutan ergenleri saymazsak bir çoğumuz için tam da bu yüzden kutsaldır.

    bu cevap ise tıp 1. sınıf öğrencisi cevabıdır.

    çin'de, italya'da maske takmaktan yüzleri mosmor olan, ailelerini göremeyen hemşireler dahi böyle saçma bir cevap vermez canından endişe eden bir insana.

  • arkadaş yanımda babasını arıyor:

    - baba naber?
    - sağol yavrum sen nasılsın?
    - iyiyim de arkadan müzik sesleri falan geliyo, ne o parti falan mı?
    - hehe makamdan da mı çıkaramadın?
    - ne makamı ya?
    - ezan okunuyor evladım...

  • şeker, mısır şurubu ve tatlandırıcı karışımı henüz sıcak iken yaklaşık 42 barlık bir basınç altında karbondioksit ile karıştırılıyor. şekerin içine küçük baloncuklar halinde karışan gaz, karışımın donması ile içeride hapsoluyor. ağzımıza attığımızda çözünmeye başlayan şekerden kurtulan ve aniden genleşen bu mini karbondioksit balonları patlama hissini yaratan şey oluyor.

  • yaklaşık üç ay siparişle pizza söylenmesi sonucunda şöyle vahim haller olabilmektedir:

    "bi zahmet çabuk hocam, turunculu arkadaş sırtının üstünde dönmeye başladı" -ninja kaplumbağalar

  • son zamanlarda sözlükte görülmeye başlanan başlık formatıdır. başına bir şeyler getirilerek giriye dönüştürülmektedir.

    sözlüğün ne kadar geri zekalı çoluk-çocukla dolduğunu bizlere bir defa daha kanıtlayan sözcük öbeğidir.

  • merkel'in bir röportajı vardı; "evinizde yardımcınız var mı, kaç kişi" diye bir soru sordular.
    çok net hatırlıyorum "yardımcım yok, bütün işlerimizi eşimle birlikte yapıyoruz" diye cevap vermişti.
    "bu ceketi daha önce giymiştiniz" denildi, "ben devlet görevlisiyim, modacı değilim" dedi.
    bazı ülkelerin oldukları, geldikleri yeri anlamak adına inanılmaz bir röportajdı.
    bu da onun gibi, elbisenin fiyatı zerre anlam ifade etmez kendini bilen insanlar için.
    "itibarın tasarrufu olmaz" gibi sözler, lüks yaşam sevdası vs tamamen geri kalmış ülkelerde oluyor.