hesabın var mı? giriş yap

  • yaşımı başımı aldım, zarif, kültürlü, iş hayatında saygı gören bir kadınım fakat sevgilim bana denyo, bazen de anten diyor.

  • avrupa'nın türkleri dışarıda tutmak için bulduğu çözümlerden birisidir. domuz yemeyen türkler ülkelerine giriş yapmasın diye sabah akşam her yeri domuzlu ürünlerle bir güzel kokutuyorlar. hatta teşvik amaçlı belediyeler evlere bedava domuz eti gönderiyor. yoksa yedikleri yok ha, sırf şekil olsun diye ürünlerini satın alıyorlar.

    not: hatta bu sabah tren istasyonunda gördüm. temizlik görevlisi kılığına girmiş bir tip yerleri domuz yağı ile silip bir yandan da üstlerine "işlem tamam hans" diye onay veriyordu. "ooooh biraz da şuraya domuz süreyim", "hmmmmh şuraya da domuz koyayım".

  • yaptığı kadınlar günü için kadınların alınması güzel bi hareketti. umarım babalar günü için babaları da alır.

    çocuklar uzun zamandır burda zaten.

  • müzikal olmayan film. bir filmde bolca müzik var diye müzikal oluyorsa tüm arabesk yeşilçam filmleri müzikaldir. bir filmin müzikal olması için müziklerin olay örgüsüyle ilişkili olması gerekir. sahnede nostaljik şarkıları taklit ederek olmaz. (örnek müzikal: chicago, sefiller, muhteşem showman vs.)

    filmde ata demirer’in bir kaç işinde sıkça başvurduğu temel unsurları yine kullandığını görüyoruz. sahil kasabası, şive, bol müzik. bu durumla ilgili ‘’ata kendini tekrarlayıp duruyor’’ eleştirileri görüyorum. ata demirer aslında oldu olası yöre mizahından beslenen, bunu satmaya çalışan biri değildi. eyvah eyvah öncesi osmanlı cumhuriyeti var. sonra arada berlin kaplanı, niyazi dörtnala gibi başka işler var... bunlar olmamış filmlerdi tabi. nihayet hikaye anlatmaya en iyi bildiği şeyden, kendinden yola çıkarak devam etmeye karar verdiğini düşünüyorum. güzel bir müzikal yeteneği ve hem alaylı hem akademik geçmişi var. taklitte çok başarılı. trakya ege kültürüne de hakim, daha doğrusu çok seviyor besbelli. bütün bunları harmanlayıp benzer hikayeler anlatmasında benim için sakınca yok.

    filme gelirsek: muhtemelen anlattığı coğrafyadan olan, arabesk fantezi taverna seven insanlar için çok daha keyifli bir iş olmuştur. kendi adıma kültürel bağ kuramadığımdan, bu müziklerin de dinleyicisi olmadığımdan 3 defa mola verip ancak bitirebildim. olay örgüsüne bir artı eksisi olmadığından ve o şarkıları da 80’li bir bebe olarak bildiğim halde sevmediğimden şarkı söylenen kısımları atladım. ayrıca bülent ersoy’lu kısımları da atladım. hem bülent’in türk sanat müziğini korkunç nağmelerle adeta yırtınarak söyleyerek arabeskleştirmesinden hem de onu taklit edebilecek tek kişinin yine ata demirer olduğunu düşünmemden mütevellit direk ileri sardım.

    kendi filmlerindeki alışıldık finallerden yapmamasına sevindim. sanki ata demirer’in de ‘’hep aynı şeyleri tekrar ediyor’’ eleştirilerini öngördüğünü, her ne kadar belli bir tarz ve şema oturtmuş olsa da o alanda bile bazı farklılıklar yapmaya çalıştığını, bunun sadece izleyici için değil kendisi içinde böyle olmasını istediğini düşündüm.

    olmamışlıklar: ata demirer cast konusunda aslında iyidir. bu filmde de herkes yerli yerinde. tek sorun melek baykal. yıllar önceki cennet mahallesi tiplemesinin aynısı. filmi izlerken her an bir yerden alişan veya öteki manken çıkacak diye gerilmekten dikkatimi toplayamadım. buna gerek yok. yani buna ihtiyacın yok. daha önce kullanılmış bir karakteri getirip oraya temcit pilavı gibi yerleştirmek, hele ki çağrıştırdığı diğer karakterler açısından anlamsız. koy oraya 60’ında botokssuz, önceki rolleri üstüne yapışmamış birini. mis.

    diğer sorun dönem filmi olarak şu 80’ler ve yeşilçam garabetinden medet. anlatılan hiçbir şey güncel değil. zaten dönem filminde de güncellik beklemeyiz. ama bir bağ bağlantı ararız. bu filmi 45 yaş üstü türk izleyiciye yaptıysan başka. ancak genel izleyici için yüzde 80 anlaşılmaz bir film. kayıt yapmak, albüm çıkarmak, taverna müzik, gazino patronuna bel bağlamak... bunlar 30 yaş altı insanların kavramsal veya duygusal bağ kurabileceği işler değil. bunun yapıldığı en doğru zaman işi neredesin firuze’ydi. son vagondu o. çünkü biz bile o zamanlar 20’lerdeydik. herkes anladı o filmi. ancak şimdiki hedef kitlene bunlarla empati kurduramazsın. bir kızın annesi öyle istiyor diye kendinden 30 yaş büyük gazinocuyla evlenme ihtimalini anlatamazsın. inanmaz yani izleyici.

    hali pür melal:
    iş fena değil, abartacak bir şey yok. yapılanlara, niyete bakınca yeşilçam 80’ler falan nostaljik filmler arifv216 veya erşan kuneri bunun yanında geçemez. çünkü bu adam bir kere naif. ata demirer’de o var. samimiyetini izleyiciye geçirebilen biri. yaptığı farklı bir şey yok ama bir şekilde izletiyor, sevdiriyor. insan onun filmlerini yarıda bırakmak istemiyor veya hakkında acımasızca eleştiri yapma noktasına gelinemiyor. sanki kalbi kırılacakmış gibi bir duyguya sokuyor insanı. öyle hassas duygusal bir enerjisi var.

    imdb puanım: 6,5/10

  • internet geçmişini silmek.

    evi temizlemek.

    telefondaki mesajları silmek.

    vakit kalırsa 1-2 ağaç dikmek.

  • hakiki ruh hastasi bir adamdir bunu twitterda sabri reyiz ile yaptigi kavgada da gorebiliriz iste boyle adamlari bastaci ediyor millet ozellikle de kizlar.

    edit:bizi kendisini kıskanmakla itham etmiş twitterda.şöyle bir düşünüyorum da bu adamın heralde diğer erkekler tarafından kıskanılcak tek yanı o karakterine rağmen yanında dolaşan kızlardır ki o kızların da kalitesi bu adamdan belli, kaldı ki şahsım adına açıklama yaparsam ben kadınım seni niye kıskanıyım şimdi?hani erkek olsam belki herife bak bir de yanındaki kızlara bak felan derdim.ayrıca 30 küsür yaşında olmasına rağmen ergenlikten çıkamamış bir adamın insanlar neyine özenir allahaşkına,özenilip kıskanılcak arkasından bok atılcak tek bir tane özelliği olmayan bir adamsın.

    aman allahım hayatımda galiba ilk defa ekşi sözlük linç ekibine katıldım hiç sevmem ama bu adam haketti.

  • cidden kafa yoran problemdir.
    sonuc söyledir:

    haberci (ayni kisi dahi olsa) sürekli iki general arasinda gidip gelir. habire "mesajiniz onaylandi" bilgisini verir. istersinizki bu döngü bir yerde bitsin. soruda da bu istenmis zaten, nezaman biter bu mesaj trafigi ve iki taraf da emin olur diye.

    cevap: hicbir zaman.

    neden: her general son gönderdigi habercinin geri dönmesini bekler tam olarak emin olmak icin. e haberci bir tarafa son kez gidip onay mesajini verince, diger taraf dertlenir ne oldu acep verdimi mesaji diye. bu nedenle haberci sürekli iki taraf arasinda gidip gelmek zorundadir.

    yakalanirsa, is komple yas olur. iki tarafta haber alamaz ve emin olamaz.

    ps: ayrica bu mevzunun namümkün oldugu kanitini ilk paylasan grup icinde prof. dr. (bkz: eralp akkoyunlu) da vardir.

    bu bilgi wikipediden filan araklanmistir. isim benzerligi riski de vardir, söyle %10 gibi.

  • af niye var bir allahın kulu açıklayabilir mi?

    af çıkarmanın yasadışı olması lazım, önermenin bile yasadışı olması lazım. af önereni "sen de onlardansın" deyip içeri atmalıyız.

  • tamamen dolandırcılıktır. ebru gündeş ve reza tam film çeviriyorlar şu anda karşılarında aptal var tabi.

    senelerce amerikaya git sin gelsin ebru gündeş talimatları alsın reza beyden. sonra seneler sonra biz ayrılcaz! yok ya. buna gerizekalılar inanır anca. ne hesaplar kitaplar yapıldı kim bilir!

    aynı demet akalın okan kurt olayındaki gibi. okan kurt iflas ediyor. bunlar tutuşuyor avukatlarla görüşmeler vs. yalandan ayrıldık falan ki demet akalın a icra gelmesin. sonrasında tekrar beraberiz ayaklarına evlenmiyorlar birlikte yaşıyorlar. evlensenize lan dolandırıcılar.

    bu ebru gündeş dahil savcılık soruşturma açması lazım kocası vatan hainliği ile suçlanıyor. ebru gündeş in yardım yatakliktan çoktan tutuklanması gerekli ama nerde işte. bu mal mülk nerde reza efendinin? ne yaptın onları ebru hanım? bunların hesabını ver önce!

  • akp istanbul milletvekili ahmet hamdi çamlı
    attığı bir tweet'de
    türkiye'deki korona vakası sayısını değerlendirirken;
    "21 şehit 947 gazimiz var. allah rahmet eylesin, gazilerimize de acil şifalar dilerim." dedi.

    tweet altındaki yorum duygulara tercüman olmuş.

    "her ölen şehit sayılmaz. herkesin milletvekili sayılmaması gibi..."

    tanım: akp milletvekiline ait cümle