hesabın var mı? giriş yap

  • modern anadolu coğrafyası'nda köksüzlük, kimliksizlik, vahşi bir iştahla büyüme ve estetik fakirlik terimlerinin tartışmasız sahibi, şahsım için uzun yıllardır kırıkkale adlı ucube- hormonlu il olmuştu... orada yaşayan bir akrabamızı her ziyarete gittiğimde anayurt oteli'ndeki zebercet'in ruhu içime çöker, bu korkunç çukurdan kaçıp kurtulmak için saatleri sayardım...

    sonra bir gün, sultanbeyli'yi tanıdım! ve anladım ki;

    kendini muhafazakar sağ olarak tanıtan, son 60 yıldır kesintisiz iktidarını sürdüren politik ve ekonomik bir hegemonya'nın gizlemeye gerek duymadan sergilediği gerçek yüzü'dür sultanbeyli.

    sultanbeyli, içi kof vaatlerdir. el konulmuş devlet arazileridir. kanun tanımazlıktır. harekete geçmiş cehalettir.

    sultanbeyli, cemiyet olamamış bir toplumun cemaatleşmiş yaşayan ölüler haline gelme sürecidir.

    365 gün 7/24 açık sözde kermeslerdir. her gün camında aslında hiç var olmayan yüzlerce kuran kursu veya talebe yurdu adına satış yaptığını yazan bildiğin fast food dükkanlarıdır. vergisiz helal kazançtır. dar-ül harp'te kafirin elinden çalınan hazine arazisidir. düşman rejimden ve onun vatanadşaları olan işbirlikçilerinden kaçırılan milyon dolarlardır.

    demokratik kongo cumhuriyeti tipi demokrasi'nin oy deposu, sadaka ekonomisinin utanç duvarıdır. fakirleştikçe sistemin daha da dibine çekilen, aç kaldıkça daha çok oy vermek daha çok partinin ofisboyu haline gelmek zorunda kalan kavruk anadolu insanlarının cehennemidir.

    sultanbeyli, bir pasif devrim` :cihan tuğal'a saygılarımla` rüyasıdır...

    olur da, bir gün yüzüncü yılına yaklaşan vurguncu sahte muhafazakar ve sahte dinci zavallı sağ iktidarlardan bu kadim anadolu toprakları yakasını kurtarabilirse;

    sultanbeyli insanlık tarihine büyük ve acı bir not olarak düşülmeli, asla yıkılıp yeşil alan kültür merkezi falan yapılmamalı,

    bu topraklarda bir zamanlar yaşanmış asırlık sömürünün, vicdansızlığın, estetik ve güzellik düşmanlığının, günahkarlığın ve açgözlülüğün somut örnekleri olarak gelecek nesillere ve hatta tüm insanlığa sergilenmek üzere son haliyle bir "yüzsüzlük müzesi" olarak korunup saklanmalıdır...

    rabbim, bu yalnız ve güzel ülkeye yeni sultanbeyliler göstermesin!

  • saç. ama çok saç. her yer saç. evlenmeden önce onlar ne güzel duruyordu onların kafasında. evlendikten sonra sapır sapır yerlerde, banyoda, masada, elbiselerde... acaba erkekler mi neden oluyor bu kadar dökülmesine, bilemiyorum. olamaz mı, olabilir.

  • evimin yanında kreş olması sebebiyle her sabah gördüğüm manzara.
    annesinin peşinden sürüklene sürüklene, ayakta uyur vaziyette kreşe bırakılan çocuk bu.
    küçücük yaşta yaşam kavgasına girişmiş bebecik.
    bir bıraksalar oracıkta kıvrılıp uyuyacaklar oysa.
    lan bir insan 3 yaşında mı başlar hayatın yükünü yüklenmeye?
    bir kaç sene sonra da okul derdi başlayacak.
    sonra sınavdı, ygs lgs igs hayatı sikilecek garibimin.
    sokaklarda topaç çevirmek, akşam ezanına kadar maç yapmak hiç olmayacak hayatında.
    varsa yoksa ders, sınav, koşuşturmaca.
    dershane, rekabet ve başarılı olma zorunluluğu.
    şu an ne olduğunu tam idrak edemese de birşeyler oluyor.
    tv'de mutsuz insanları görüyor.
    nefretten gözü dönmüş amcaları görüyor.
    polisler var, sirenler çalıyor.
    sonra uyku saati geliyor.
    sabah gene annesi uyandıracak.
    süklüm püklüm annesinin peşine takılıp kreşin kapısına bırakılacak.
    akşama kadar annesini özleyecek.
    debe edit:
    (bkz: taşlıdere ilköğretim okulu yardım kampanyası)

  • başkası anlatsa ütopik bir karakter olduğunu sanacağım ama bugün bizzat kendisiyle tanışıtığım hoca.

    bildiğin elinde bir kutu kuru pasta ve tepsiyle geldi. hevesle herkesin sırasına çayları ve plastik tabaklarda servis ettiği kuru pastaları, un kurabiyelerini bıraktı. sınav erken olduğundan "kahvaltı yapmamışızdır" diye düşünülmüş.

    bana 6 yıllık yüksek öğrenim hayatımın en kötü geçen vizesini yaşatacak sorular sormuş olmasına rağmen şu an hiç kızgın değilim kendisine. aksine sarılasım var.

    buradan bütün akademisyenlerin kendilerine bir hayat dersi çıkarmalarını umuyorum. tanışın bu hocayla, arkadaş olun. az insanlık öğrenin.

    not: olay ilköğretimde değil, yüksek lisans seviyesinde gerçekleşen bir sınavda yaşanmıştır.

  • bizim bu satırları okuyup bitirdiğimiz süredir.
    şuan bir erkek evinden hazırlanıp çıktı.
    hatta şimdi bir tanesi daha..

  • ilk olarak tek bir yolu bulunmaktadır öncelikle sağlıklı kilo kaybı için kalori açığını hesaplayın.(bu tek yoldan girdikten sonra ilerleyeeksiniz sonra yollar karışacak )

    günlük enerji açığına göre kilo kaybı nasıl tahmin edilir - örnek olarak 35 yaşında, hafif hareketli bir yaşam tarzı olan, 80 kg, 171 boyunda bir kadın günlük yaklaşık 2000kcal'ye ihtiyaç duyar.

    35 yaşındaki burcu adlı kadının ağırlığı 80 kg'dır. burcu sağlıklı bir bmı aralığında olabilmek için 10 kilo vermek istiyor.

    adım 1: enerji gereksinimlerini ve enerji açığını hesaplayın

    burcu'nun günlük enerji harcamasının 2000kcal/gün olduğunu hesapladık. özetlemek gerekirse, bu burcu'nun bazal metabolizma hızının (bmr) 1,4 (hareketsiz yaşam tarzı) ila 2,4 (güçlü aktif yaşam tarzı) arasında değişebilen fiziksel aktivite düzeyi (pal) ile çarpımıdır. daha sonra burcu'nun vücut ağırlığını azaltmak için günlük enerji alımını azaltması gerektiğini tavsiye edebiliriz. bu günlük açığın 500 kcal'den fazla aşılması önerilmez. burcu vücut ağırlığını daha kısa sürede azaltmak istediği için günlük enerji alımını 500 kcal kadar azaltmaya razı oluyor. onun yeni günlük enerji miktarı (=alımı) artık 1500 kcal/gündür.

    adım 2: hedef ağırlığa ulaşmak için gereken süreyi tahmin edin

    temel bir kural, 1 kg başına 32,2 mj'yi (7700 kcal) kaybetmek için 3500 kcal'lik kümülatif enerji açığının gerekli olduğunu belirtir. dolayısıyla burcu'nun 10 kg vücut ağırlığı kaybetmek istiyorsa toplam 77.000 kcal (7.700 kcal x 10 kg) enerji açığı yaratması gerektiğini hesaplayabiliriz. elbette bunu bir gecede başarmak mümkün değil, zamana yayılması gerekiyor. burcu günlük alımını 500 kcal azaltmaya karar verdiğine göre şunu hesaplayabiliriz:

    77.000 kcal (10 kg kaybetmek için gereken toplam enerji açığı) / 500 kcal (günlük açık) = 154 gün sonra amacına ulaşacaktır.

    bu kalori açığını oluştururken spor yapmak çarpan etkisi oluşturacaktır şöyle ki çeşitli uygulamaların size aktardığı "efenim şu kadar yürüdünüz şu kadar kalori yaktınız ya da şu hareketleri şu kadar dakika da yaptınız bu kadar kaloriniz gitti" gibi açıklamalardan öte bu spor aktiviteleri metabolizmanızı hızlandıracaktır.

    metabolizmanızın hızlanması ya da 80 kg burcunun 70 kg burcuyla aynı metabolizma hızına sahip olması( sporla ancak bu muhafaza edilir) çünkü spor yapmadan 80 kg'da 70 kg'a düşen burcu'nun kesinlikle metabolizma hızı aynı değildir. öyle ki 80 kg'lık burcu 70 kg'lık burcunun sırtında ve karnında iki tane 5'er litrelik damacana taşıyan halidir. yok olan bıngıl bıngıl yağları damacana içinde hayal edin.

    (yazının başında "bu tek yoldan girdikten sonra ilerleyeeksiniz sonra yollar karışacak" demiştim.)

    dolayısıyla 70 kg'lık burcu metabolizmasını hızlandırmazsa ilk baştaki gibi hızlı kilo veremez, isyan eder sonra tekrar yemeye başlar bu arada lipit metabolizmasında ki dilemma leptin ve lipit hüçrelerinin yok olmayıp sadece küçülmesi, küçük lipit hücrelerinin tekrar büyümek için daha da hırçınlaşması istanbul'da gece konducuların kentsel dönüşümle tapu alıp zavallı beyaz yakalılar yeni evlirini acımasız fiyatlarla kiralaması gibidir. fakat o da ayrı bir hikayenin konusu. kalori açığını sağladınız ve spora başladınız 6. haftanın şafağında bana danışın. sorunuz o zaman kafanızda belirecek.

  • dedemin ölümünden sonra 47 yıllık aşkı olan anneannem tarafından yapılmıştır:

    şimdi ben başka insanlara dert anlatırken konuşmak zorunda kalacağım.

  • bizim burada bi tantunici var, adam rica etti direkt bizi ara, yemeksepetinden söyleme diye, 2-3 kez öyle yaptım, hep çok sipariş var diyor, geciktiriyor, tekrar yemeksepetine döndük, 10 dakikaya getiriyor ibne. size komisyon bence %50 olmalı, ibne çakallar.