hesabın var mı? giriş yap

  • bu cümle spiker ile suriyeli mülteci arasında geçen aşağıdaki diyalog içerisinde kurulmuştur. utanarak izliyorum.

    - neden avrupa'ya gitmek istiyorsunuz? bu dalgalı denize şişme botla girmek bile bile ölüme gitmek demek değil mi?
    + ne yapalım abi, para yok, iş yok, açız.
    - nereden geliyorsunuz?
    + istanbul'dan. istanbul'da herkes çalıştırıyor, kimse para vermiyor, yemek vermiyor abi. günde 14-15 saat çalıştırıyorlar, kullanıyorlar. suda ölmek burada kalmaktan daha iyi abi.

    hani nüfusunun %99'ı müslüman olan türkiyemiz var ya. hah. işte o türkiye'den bahsediyorlar.

  • 2 yıldır her hafta düzenli olarak oynayan biri olarak bir kaç bir şey daha karalayabilirim sanki.

    orjinal olarak bir masa etrafına toplanan 3 veya daha fazla kişi bir tane yirmilik zar ve kağıt kalem ile oynanmaktadır. ama daha sonralar tabii ki bilgisayar ortamına da ayrıntılı bir şekilde aktarılmıştır. bilgisayar versiyonu her ne kadar bazı yönlerden kullanışlı olsa da gerçek deneyimi yaşamak için masaüstünde oynanması gerektiği söyleniyor.(ben hiç masaüsü oynamadım çünkü grubumdaki insanlar başka şehirde)

    en basit şekliyle anlatmak gerekirse unutulmuş diyarlar isimli yüksek fantazi öğelerinin hakim olduğu ortaçağ dünyasında maceraya atılan bir kişi nasıl davranırsa o şekilde davranıyorsunuz, yani bence tam olarak hayal kurmak değil çünkü hayal kurduğun zaman şu anki kişiliğinle bağını koparmadan 3. boyutta eylem ve olayların zihinde oluşmasını sağlarken frp oynarken oyuncunun tamamen birincil kişiliği ile bağını koparıp karakterin rolüne bürünmesi beklenir. adı üstünde role play.

    yani "ben şimdi büyücü oldum hıaaa " değil de "merhaba ben kieran majere, daggerford lordunun büyü danışmanıyım" şeklinde bir yaklaşımınız olmalı frp de. olay tamamen role bürünmek, sen bilgisayar oyunlarındaki gibi tuşlarla karakteri yöneten biri değilsin bizzati karakterin kendisisin.

    kaba tanım için bu kadarı yeterli olur sanırım. ilave soruları olan olursa özelden cevaplamaya çalışırım.

  • hamas o yaptığının sonunda fare gibi deliklerden çıkıp sürüne sürüne ateşkes için yalvarmaya gitti israil' e. isterseniz o aşamaları geçip direk sürünmeye başlayın.

    t: terörist eylem ifadesi.

  • "neden ?"

    aklımda sadece bu sorunun dönüp dolaşmasını sağlayan bir işkencedir bu...

    "neden ?"

    hala içimde bir yerlerde dağınık bir şekilde duran tüm o özlem, sevgi, aşk kırıntılarını kalbime gelişi güzel tekrar saçan bu telefon neden ?

    işte yine o ses...tüm "hayır"’ların "evet" gibi geldiği, telefonun bir yanından girip öteki yanından çıkarak sımsıkı, ama sımsıkı sarılma isteği uyandıran o ses.

    nedendir bu aramak ? herşeyi mahveden sen.. aldatan ve çekip giden sen...bir türlü sana yetemeyen “beni” tekrar aramayı düşünmen neden ?
    yıllar sonra, bir kez daha, herşeye rağmen tekrar deneyelim dediğim zaman arkanı dönüp de “bu eleman kenarda dursun...şööle bi etrafa bakalım..daha iyisi var mı acaba ? ” diye başkalarıyla denemeyi isteyen sen; herşeyi ikinci kez elinin tersi ile ittikten sonra bu ağlamaklı ses neden ?

    yine denedin ve yine mi olmadı ?
    kimseler sevmedi mi seni ya da sen umduğun gibi sevemedin mi ?
    seni sadece “sen” olduğun için seven,
    gözlerinin en içine “ben” gibi bakan biri daha çıkmadı mı ?
    umutsuz musun ?
    ya da ;
    mutsuz musun ?
    artık hiçbirşey eskisi gibi olamayacak karamsarlığı içinde yorgun musun ?

    eğer öyleyse ,
    ben” gibi olmuşsun.
    ne üzücü ki neler hissettiğimi anlar olmuşsun.
    “ne olurdu sanki yok etmeseydin herşeyi, ve ben en çok sevdiğim kadınla mutlu olsaydım” diyen ben gibi zamana mağlup olmuşsun.

    gördün mü bak ne kadar zor geçen zamanı geri döndürmek..
    ve o zamanla gidenleri tekrar yerine getirmek..
    ne kadar zor tekrar güvenmek..
    ve aslında ne kadar acı ilk fırsatta yine çekip gideceğini bilmek..
    ama daha kötüsü..
    belki de en kötüsü..

    ne kadar yazık seni bu kadar çok sevmiş olmak ve ilk görüşte seni seçmek.
    bir daha kimseyi bu kadar sevemeyeceğimi bilerek..

  • düz dünyacı tayfa; lütfen bize söylermisiniz,diyelim haklısınız. dünya tepsi gibi düz.dünya düz olduğu halde, bu durumdan küre dünyayı savunanların ne gibi bir çıkarı olabilir. yada,bu size göre, gizlenmese, hayatımızda ne değişirdi? lütfen çok ciddiyim.

  • bülent arınç'ın, twitter'da erişim yasağı varken nasıl tweet atabildiğini açıklayan müthiş tespiti.

    "biz faydalı işler için yazıyoruz. mesela 'ben bu sabah akhisar'a gidiyorum' dedim sadece. çalışmalarımı anlatıyorum. nasıl ulaştı, erişime nasıl açıktı bilmiyorum o sırada, düşmüş. düşünce de beni sağdan soldan aradılar, 'herkes tweet atamıyor, siz nasıl atıyorsunuz' diye. özel bir çabamız olmadı. allah kapıları açıyor demek ki iyi niyet olursa twitter bile açılır' dedi." http://www.haberturk.com/…tan-ilginc-twitter-yorumu

    boşu boşuna o kadar dns kasmışız arkadaşlar, her şey bir iyi niyete bakıyormuş. şimdi ayarımızı yedik, mahcup mahcup oturuyoruz.

  • töbe töbe. çok mal lan bu nasa.

    la tabi gidebilirdik. o yol yapılırken mıcırı, asfaltı kamyon çekmedi mi amk? greyder tesviye yapmadı mı?
    bunlar gittiyse araba da gider.

  • bu pkk'lıları da anlamak mümkün değil arkadaş.

    her gün geberiyoruz diye bağırıyorsunuz, sonra da ölü sayısı beğenmiyorsunuz. twitter'daki pkk hesaplarına baksak değil 4571, 45binleri buluruz, her allahın günü bodrumlarda 100'er kişi yakılıyor bunlara kalsa..

    ölüyor musunuz ölmüyor musunuz bir karar verin amk?!