hesabın var mı? giriş yap

  • bir paketin içerisine saçma sapan şeyler koyup, 100 yıl sonra açılması için bir yere teslim etmek. norveç'te yapıyorlar bunu mesela.

  • rte'nin korumalarının yüzüne karşı "baş hırsızın yalakaları" dendiği ve korumaların ağızlarını açamadığı olay.

  • orta okuldaki din kültürü hocası sözlü notu olarak dua okutmaktaydı... sınıftan bi elemanla arasında geçen diyalog
    -ayetel kürsiyi oku
    -bilmiyorum hocam
    -kevser suresi
    -bilmiyorum
    -fatiha
    -yok
    -subhaneke
    -yok
    -besmele çek
    arkadaş onu da çekemeyince hoca en sonunda
    -ulan allah de beş vercem...

  • tony montana: ın this country, you gotta make the money first. then when you get the money, you get the power. then when you get the power, then you get the women

    (bkz: scarface)

  • bir önceki aşaması: yanlış kişiyle evlenileceğinin anlaşıldığı an.

    kim anlatmıştı hatırlayamadım. gerçek bir olay. nikah salonunda merdivenleri inerken kadın kravatını düzeltiyor adamın. hani, sanki beğenmiyormuş gibi. adam bi duruyor şöyle, suratına bakıyor kadının. artık n'oluyosa o anda, dönüyor sırtını, çıkıp gidiyor. sonra ikisi de başkalarıyla çok mutlu evlilikler yapıyor.

    haaaaa şimdi hatırladım; eski kaynanamdı anlatan.

    ulan acayip gülme geldi.

  • lösemi denen illeti yenmiş gül yüzlü bir çocuk. babası ve annesinin içi titriyordur ona bakarken. florya'ya sevgi ve umut getirmiş, taraftarın sevgilisi olmuştur.

    ali yiğit'i gördükçe lösemiden kaybettiğim oğlumu hatırlıyorum. en büyük hayalim onunla birlikte galatasaray maçlarına gitmekti ama yarım kaldık. yarın molde maçında 3,5 yaşında bir çocuğun artık giyemeyeceği forması ile tribünde olacağım, maç sonu ali yiğit üçlü çektirirken oğlum çektiriyormuş gibi mutlu olacağım.

    unutmadan; bu çocuğun 14 yaşına kadar gördüğü zorluğu koca koca insanlar ömürleri boyunca görmemiştir. çok görmeyin gözündeki ışıltıyı.

  • ya pişman olursam diye hayatı erteleyeceğinize pişman olun daha iyi. pişmanlıklarınızdan ders çıkarabiliyorsanız sıkıntı yok.

    "yatağımın karşısında bir pencere var. odanın duvarları bomboş. nasıl yaşadım on yıl bu evde? bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? ben ne yaptım? kimse de uyarmadı beni. işte sonunda anlamsız biri oldum. işte sonum geldi. kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım."

    demeyin sonra.

  • neden beton diye sorguladığım fikir. bence mısırla doldurabiliriz böylece yanardağ patladığında tüm dünyaya patlamış mısır yağar eğlenceli günler geçirebiliriz.

  • son zamanlarda iyice sayısı artan, ve bundan daha da cesaret alıp yaptıkları şeyin yanlışlığını fark etmeyen kadındır. tanımadığı kadınlara ısrarla ve küstahça mesaj atan erkekleri tasvip etmiyorum. yaptıkları kesinlikle yanlış. ancak selam yazan, ya da bir şekilde sohbet açmaya çalışan her erkeği de kendi sosyal medya hesabından fotoğraf, isim-soyisim sansürlemeden ifşa eden kadınların yaptıkları daha da büyük bir suç bence. tanımadığın insanlardan mesaj almak istemiyorsan, mesaj alma özelliğini kapatırsın bu kadar basit. bu durumu resmen kendine bir meşgale haline getirmiş, her 3-4 saatte bir ifşa paylaşan kadınlar bile var.

    varan 1

    varan 2

    paylaşırken mesaj atanların isim ve fotoğraflarını ben sansürledim. hanımefendinin paylaşımında sansür yoktu onu da belirtmek istedim. insanı profeminist olup kadın haklarını savunmaktan caydıracaksınız bu gidişle.

    edit: kendisini 'yaptığınız şey çok yanlış.' diye uyardığımda da uzun bir mesajla bana çemkirdi. sanırım gerçekten bazı sorunları var, allah şifa versin.

    mission complet’edit’:
    bu paylaşımları yapan hanımefendi çok pişman olduğunu söyleyip, ifşa ettiği beyefendilerden özür diledi. sonra da hesabı dondurup bu diyarları terk etti. sözlüğün gücünü de bu olay ile birlikte tekrar görmüş olduk. hepinize teşekkür ederim, iyi ki varsınız. bunu yapan ya da yapmayı düşünenlere de iyi bir ders oldu sanırım.