hesabın var mı? giriş yap

  • kulanıcı deneyimi olarak doğru hareket eden atm'dir. parayı alıp gidip dalgınlıkla kartı unutma ihtimali yüksektir, ancak kartı önce alırsan parayı almadan oradan ayrılmazsın, çünkü para çekmek için geldin oraya.

  • arkadaş (sataus) : benim hayatim su sorularla geçti hep niye? nicin? nasil? neden?....

    bi arkadaşından gelen yorum : niye niçin ve neden aynı sorular nerdeyse :d hayatının 4te3ü boşa gitmiş yawrum..

    ( arkadaş oturtmuş lafı yahu )

  • kimisi saflığın göstergesi olan yorumlardır.

    adam "dinamo kiev maçını nereden izliyorsunuz arkadaşlar? " diye soruyor,
    bir kişi cevap vermiş "erzurum yildizkent'te iddaa bayisinde izliyorum"

  • beyne her zamanki gibi error verdirir.

    çok ilginç ya sanki aynı kadın photoshop programında bir kızıl, bir sarı, bir siyah, sonra siyah kıvırcık, sonra sarı kıvırcık şeklinde devam eden 30 varyasyonla çoğaltılmış. dünyada anlamadığım çok şey var ama adnan hoca ve kedicikleri, yani einstein beynini ödünç verse de anlayamayacağım bir mefhum.

  • dunyanin en garip dilencilerini barindiran amerikan sehri. (amerikan sehri ulan, amerika birlesik devletleri sehri degil. amerikayla ilgili yazilmis her entry'de konuyla alakali gereksiz bir cemkirme surecine giren, gereksiz mevzularin yazarlarina selam ederim. neymis, amerika kitaymis da, amerikanin hangi ulkesiymis de. sanki arjantinden bahseden adam, guney amerika gibi diger cok genel bi tabir kullaniyomus gibi. amerika ya da amerikali kavrami, birlesik devletlerde yasayan amerikalilarin dahi kendileri icin kullandigi cok genel-gecer bi kavram degilmis gibi. neyse, oyle bi selam eeyim dedim)

    muthis bir nezaket, son derece sofistike bir dilenci populasyonu... nam-i diger homeless people. o kadar siradisi bi havalari var ki, bir dilenciyle dunyanin baska hic bir yerinde duyma ihtimalinizin olmadigi dilenen-dilenilen diyaloglarina sahit olursunuz. soyle ki:

    + selam genc adam.
    - merhaba.
    + ya kusura bakma rahatsiz ediyorum ama, bir ceyreklik var mi diye sorucaktim.
    - cok uzgunum, hic bozuk yok. baska bi zaman artik.
    + yok yok hic onemli degil, rahatsiz ettim. iyi gunler.
    - ya dur surdan bozdurim de gelim, hemen iki dakika.
    + hee meksikalinin yerinde mi? o suratsiz pezeveng tanimadigina artizlik yapar simdi. ver sen bana bi dolari, bende var bozuk. ne vericektin sen bana, haa ceyreklik. al moruk, 75 cent para uzeri.
    - hayyy yasa bee. sen hep burda misin? yarin bozuk bulundurim bari.
    + valla belli olmuyo ki, bi ara seven eleven'a takiliyoduk. bu hafta festival var ya burda, buralardayim herelde.
    - tamam hadi hayirli isler.

    niye? rekabet cok cunku. her kos basinda bir homeless. adamlar musteriyle diyalogu guzel tutuyo ki, ertesi gun adam o koseden cebinde bozuklukla gecerse "lan bu dunku kibar dilenci degil mi, dur su ceyrekligi veriym de sevindirim garibani" deyip bagista bulunsun. dilencilige has amator ruhu kaybetmeden yakalanmis muthis bir profesyonellik.

  • film rusya'da 1905 yılında st. petesburg'da baş gösteren ilk ihtilal denemesinin kutlamaları çerçevesinde yaptırılmıştır. rus yöneticiler o zaman 27 yaşında olan ve o güne kadar sadece bir film (grev) çevirmiş olan eisenstein'a güvenmişlerdir.

    eisenstein da bu güveni boşa çıkarmamış ve sinema tarihinin baş yapıtlarından birini ortaya koymuştur. potemkin zırhlısı bir propaganda filmi olmasına karşın tüm dünyada büyük övgüler almıştır. öyle ki amerikan ulusal sansür kurumu filmi yılın filmi seçmiştir.

    einstein'in o dönemde böyle bir film çekmesine çok şaşırmamak gekekir zira 1920'lerde sinema tüm dünyada ayak takımının eğlencesi olarak görülür ve entellektüeller tarafından ciddiye alınmazen sscb'de bizzat lenin'in desteğiyle dünyanın ilk sinema okulu açılmıştır ve yine lenin'in kendisi "sinema bizim için sanatların en önemlisidir" sözünü söylemiştir.

    ek bilgi: eisenstein gemideki papazın merdivenlerden yuvarlanması sahnesi için uygun oyuncu bulamadığından dolayı bu sahnede yuvarlanan kişiyi kendisi oynamıştır. sinemaya başlamadan önce sirklerle ilgili olduğu için akrobatik hareketlere yeteneği vardır.

  • televizyonda arap bir eleman sarki turku soylemektedir.

    - ne diyor bu eleman simdi?
    - arapca soyluyor, anlamiyorum.
    - e siz de arapca konusmuyor musunuz zaten?
    - yok, biz turkce konusuyoruz.
    - himm, arada pek fark yok ama degil mi?
    - yok, ikisi de diyaloglar vasitasi ile ve agiz yolu ile konusuluyor.
    - himm.
    - peki sen koyuncopluyonmu?
    - hö?
    - zzzztt... yok birsey devam et.

  • amcamın kahvesinde de yıllardır buna benzer bir şifre uygulaması vardır. mekanizma daha basit: tuvaletin kapısında kol yok. haceti gelen amcama başvuruyor, amcam da adam müşteriyse tezgahın altından kapı kolunu çıkarıyor, işi biten kolu geri getiriyor.

    ileride elektronik sisteme geçerlerse şifreyi şimdiden tahmin edebiliyorum. not edin bir kenara: kemal_1956.