hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • evet, intihalcidir.

    bu bahsettiğim makale bizim matematik dehasının:
    - http://onlinelibrary.wiley.com/….1002/fld.2211/full

    bu da kopyalandığı makale:
    - http://www.sciencedirect.com/…pii/s0960077905011148

    adam almış, birebir değişkenleri filan değiştirip (x'i a yapmak gibi, ortaokulda yapardık) yeni makale diye sunmuş. biraz baktım, lakin tatilde evde olduğum için enstitünün vpn bağlantısı ile uğraşamadım, sadece 3-5 makaleye baktım. bu yukardaki örneği bulmak hiç zor olmadı. gelişigüzel bir makale seçtim, birebir intihal çıktı. diğer bir kaç tanesinin de giriş kısımları, bazı tanımlar filan paso kopya. web of science'a bakıldığında atıf almış biraz, doğru, ama bu intihalci olduğu gerçeğini değiştirmez kesinlikle. zamanım olduğunda diğer makalelere de bakıcam.

    ek: şimdi farkettim, bu bahsettiğim makalede "alıntı" yapılan makaleye bir kere atıf verilmiş, ama makalenin neredeyse tamamında cümleler, denklemler vs tıpa tıp aynı.benim bildiğim intihal tanımına göre bu intihaldir.

  • -evet sayin seyirciler, simdi de televizyonunu yeni acanlar icin haber bultenini tekrar sunuyoruz.
    - a-aa!
    - saka lan saka. sokayim televizyonunu yeni acanlara..
    - oha
    - hele televizyonu hala kapali olanlara iyice kafam girsin!
    - yuha!

  • yüz kızarması, belirli zihinsel süreçlerin üst üste gelerek, utanma güdüsü oluşturması ve sonuçta da fonksiyon yetersizliğine sebep olması nedeniyle ortaya çıkan durumdur.

    zihnimiz karıştığında, simpatik sinir sistemimiz devreye girer ve çevresel kılcal damarlarımız vazodilatör maddelerin de etkisiyle genişlemeye başlar. bunun sonucu olarak kan akışımız hızlanır ve yüzümüzle boynumuzun çevresine daha fazla kan pompalanır. bütün bu tepkileri göstermemize neden olan hipotalamustur.

    utanma durumunda vücut genelinde de bir sıcaklık artışı görüldüğü için kan çabuk soğuyabileceği noktalara doğru pompalanır. bu noktalarda eller, ayaklar ve yüzümüzdür.

  • şimdi türkçe'nin muhteşemliğine şahit olun. yazık ki, bu tür kelime türetme usulü unutulmuş:

    geriye doğru > kaçmak

    ileriye doğru > koçmak/koşmak (koç da aynı kökten)

    yukarıya doğru > kuçmak/uçmak (kuş da aynı kökten)

    yana doğru > keçmek/geçmek (geçit ve keçi de aynı kökten)

    aşağıya doğru > köçmek/göçmek (köçek ve göçük de aynı kökten)

    ****

    geriye doğru > çekmek

    ileriye doğru > çakmak, çokmak/çomak

    dışarıya doğru > çıkmak

    aşağıya doğru > çökmek (çökelek, çökelti)

    ***

    takmak

    tekmek/tekme

    tikmek/dikmek(diken)

    tokmak

    tökmek/dökmek

    tükmek/tükürmek

    ***

    geriye doğru > sakmak(saklamak)

    zemin üstünde sıçramalı > sekmek

    dışa doğru, içeriye > sokmak

    içten dışa > sökmek

  • ünlü bir futbolcu olmasa eğer, haftasonları ottoman nargile cafe'de takılacak, ''sıkıntı yok karşim, adamsın, hallederiz o işi. olmadı ya merveyle, bana ne abi yoluma bakarım'' diye gezecek, muhtemelen facebook profiline takım elbiseyle çekilmiş, çatık kaşlı halinin fotografını koyup, '' acılardan öğrendik senden öğrenecek değiliz'' diye açıklama yazacak, ''osmanlı torunuyum,ecdad, 1453, '' diye gönderiler atacak, ''dririliş ertugrul'' hayranı olacak, 27 'sinde evlenip, haftasonu karısıyla yaptığı selfie'leri yine sosyal medyada paylaşıp '' allah bozmasın, çok güzelsiniz'' yorumlarına ''sağol karşim, darısı senin basına '' yazacaktı.

    ünlü futbolcu oldu. forması istenen adam oldu. ünlü kadınlarla yatıp kalktı. çevresi değişti, zengin kankaları oldu. iyi arabalara biniyor, pahalı saatler takıyor. sonunda da ''değişmedim'' diye prim yapıyor ama, o aslında dünyayı feth etti. aynada kendine bakıp ''sensin oğlum'' diyor. ''başarı diye bişey varsa o sensin. bayrampaşa'dan çıktın ama bak şimdi nerdesin, helal lan sana, helal oğlum. '' diye gazlıyor kendini.

    barış manço'dan gelsin:

    ''sapa kulba kapağa itibar etme dostum
    içi boş tencerenin bu sofrada yeri yok
    para pula ihtişama aldanıp kanma dostum
    içi boş insanların bu dünyada yeri yok''

    edit: ne zaman arda yazsam debe'ye giriyorum. hesap soracak kesin.

  • bana dediler ki; zeki alasya'nın cenazesine gittik siz yoktunuz neden gelmediniz? bilmiyorlar ki ben aynı gün annemi uğurladım sonsuzluğa hem de aynı mezarlıkta.. zeki alasya benim kardeşim bir parçam gibiydi nasıl böyle bir şey düşünürler? ben oraya gelsem bile kemal'in cenazesindeki gibi kameralardan uzak kalmayı tercih ederdim yani beni yine göremezdiniz.. zeki'yi defnettikden sonra metin akpınar ve orhan gencebay'ın neden ortadan kaybolduğunu hiç merak ettiniz mi? etmediniz ben söyleyeyim bizim aile kabristanlığına geldiler hem de koşa koşa annemi toprağa verirken oradaydılar definden sonra zeki'nin mezarına gittik kimsecikler yoktu peki siz oraya zeki alasya için mi gittiniz? yoksa gelen ünlüleri görmek için mi? gözleriniz beni aramışsa belli ki gelen ünlüleri görmek için..
    aklıma nejat uygur'un son şiirindeki ilk dizeler geldi birden:

    biliyorum cami avlusundaki bu kalabalık bana değil
    gelen ünlüleri görmek için
    aa o da burda şu da burda deyip
    beni musalla taşında unutanları görüyorum
    hayatımda ilk defa katıla katıla gülüyorum...
    çünkü kırkım dolmadan unutulacağımı biliyorum...

    şener şen

  • şövalye kavramının nasıl ortaya çıktığını merak ediyor musunuz?

    orta çağ’da şövalyelik kavramının ve dolayısıyla şövalyeliğin çıkışı hafif sabanlar yerine tarımda ağır sabanların yaygınlaşmasına dayanır. bu kavramı biraz açacak olursak eğer; avrupa’da 11. yy. ‘da ortaya çıkan teknolojik yenilikler daha çok tarımla alakalıydı. bu yeniliklerin en önemlileri ağır sabanın bulunması ve buna dayalı üçlü tarla rotasyonu ve yeni bir at koşum sistemiyle çivili at nalının bulunmasıdır. bu yenilikler birbirlerine destek olarak 1100 yy.'dan sonra kuzey avrupa’da görülen zirai büyümenin temelini oluşturdu. böylece roma zamanında seyrek nüfuslu ve ekonomik açıdan geri kalmış bir sınır bölgesi olan kuzey avrupa, akdeniz topraklarına rakip olacak bir şekilde tarım ve zirai üretimde ilerlemiştir.

    ağır sabanın en büyük avantajı yumuşak topraklara göre daha verimli olan kuzey avrupa’nın o sert topraklarını sürme imkânı vermesi ve dolayısıyla tarıma elverişli hale getirmesidir. bu sabanın ikinci önemli avantajı ise büyük saban bıçağı toprağı alt üst ettiğinden ekilen topraklarda çapraz sürüm işlemini gereksiz kılarak insan emeğinden tasarruf sağlamasıdır. başlangıçta çok verimli topraklarda uygulanabilen üçlü tarla rotasyonu da önemli avantajlara sahipti. farklı mevsimlerde değişik ürünlerin ekilmesiyle kıtlığa karşı bir sigorta görevi görüyordu üçlü tarla rotasyonu. ilerleyen zamanlarda da ikili tarla rotasyonundan üçlü tarla rotasyonuna geçilmesiyle üretim miktarı %50 arttı ve köylünün tüketeceğinden fazla ürün üretmesine yol açtı. böylece göreli olarak zenginleşen köylülerden alınan vergi ve kiralar sayesinde prof. askeri birimler yani şövalyeler oluşmaya başladı. her derebeyinin kendi içinde sahip olduğu bu parasal güçle sağlanan vergi gelirleri sağlam zırhlardan, çift elli kılıçlardan ve yeni üzengilerden oluşan şövalyelerin oluşturulmasını sağladı.

    ilk başlarda hafif miğfer ve normal bir kılıçtan oluşan bu ağır zırhlı süvari birlik yani şövalyeler geçen yıllarla birlikte atlarından tutun başlarına taktıkları boynuzlu miğferle kadar görsel bir şov halini aldı. bu açıdan zamanında en karizmatik bulduğum töton şövalyelerinin boynuzlu bu miğferleri adamlara ayrı bir karizma ve düşmanlara da korku salmaktadır.

    sonuç olarak power is the money, money is the power olarak tarımda %50 üretim artışı sağlayan lordlar artan parayı şekilli miğferlere, kılıçlara, at koşum takımlarına yatırdı ve gelişen teknolojiyle süslenip püslenen töton şövalyeleri, kutsal roma imparatorluğu’nun gothic şövalyeleri ve tapınak şövalyeleri ortaya çıktı. bu ağır zırhlara sahip şövalyelerle gelişen avrupa ordusu da komşularına karşı durumu tamamen değiştirdi ve zamanında avrupa’yı öttüren istilacı kavimlerin zırhsız ordularına karşı üstünlük kurmaya başladı ve istilalar bu yeni askeri güç sayesinde çok azaldı. size bir kaç gothic knight ve favorim olan töton şövalyelerinin miğferlerinin resimlerini göstermek istiyorum.

  • gece gece kan beynime sıçradı, olay nedir kim haklıdır bilmiyorum ama 7-8 polisin arasındaki kadına sürtünmek nedir yahu nasıl bir hayvanlıktir nasıl bi acizliktir. ne oldu tatmin mi oldun... nasıl bi kafa var amaç ne sürtünurken... ilkel herif, adi, aşağılık...