hesabın var mı? giriş yap

  • amerigo bonasera - ekşi sözlüğe güveniyorum. karmamı ekşi sözlük sayesinde yaptım. ve entrylerimi de bir ekşi sözlük yazarı gibi girdim. aramaya inandım. forum yapmadım. anket başlıklara entry girmedim. gerektiğinde ayar verdim ama diğer yazarların onurunu zedeleyecek bir şey yazmadım. iki serseri iki gün önce bir entrimi kötülemişler. altına ayar bakınızları verip, mealini yazmışlar. sözlüğe girdiğimde gördüm ki entrim geçen haftanın en kötü entrileri listesinde. ben iyi bir ekşi sözlük yazarı gibi moderatörlere gittim. bana illegal hiç bir şeyin olmadığını söylediler. monitörün başında aptal gibi kalakaldım. ve o iki serseri bana smileyli mesaj gönderdi. o zaman dedim ki "adalet için don corleone'ye gitmeliyiz".

    vito corleone - neden moderatörlere gittiniz? neden daha önce bana gelmediniz?

    ab - benden ne istiyorsunuz? herşeye razıyım. ama sizden istediğim şeyi yapın.

    vc - neymiş o?

    ab - o iki serserinin sözlükten uçurulmasını istiyorum don corleone.

    vc- ben bunu yapamam.

    ab - size istediğiniz her şeyi veririm.

    vc - sen uzun zamandır badilistimdesin. ama sen ilk kez bana bir şey danışmak ya da yardım istemek için geliyorsun. başlığıma en son ne zaman entry girdiğini hatırlamıyorum bile. çaylakken sana kefil olmama rağmen. bence artık dürüst olalım. sen badiliğimi asla istemedin. ve bana borçlanmaktan korktun.

    ab - başımın derde girmesini istemiyordum.

    vc - seni anlıyorum. sen ekşi sözlük'te cenneti buldun. karman iyiydi. çok şükela alıyordun. moderatörler seni koruyordu ve sözlüğün kuralları vardı. benim gibi bir dosta ihtiyacın yoktu. ama şimdi yanıma gelip bana "corleone; adaleti sağla" diyorsun. ama bunu saygıyla yapmıyorsun. dostluğunu önermiyorsun. bana "baba" demek bile aklına gelmiyor. onun yerine bana geliyor ve benden sözlükten yazar uçurmamı istiyorsun. değil mi?

    ab - senden adalet istiyorum.

    vc - bu adalet değil ki. sen hala sözlükte yazarsın.

    ab - o halde entryleri kötülensin. benim gibi. bunun için ne ödeyeceğim?

    vc - bonasera; bonasera... bu kadar saygısızca davranman için sana ne yapmış olabilirim? eğer bana dostça gelseydin entrylerini mahveden o serserilerin entrileri kötülenmiş olurdu. eğer senin gibi dürüst bir adam tesadüfen düşman kazansa bile onlar da benim düşmanım olurdu. o zaman senden korkarlardı.

    ab - dostum olur musun? baba...

    vc - güzel... bir gün -tabi o gün hiç gelmeyebilir- senden benim için bişey yapmanı isteyeceğim. ama o güne kadar bu adalet meselesini bir armağan olarak kabul et.

    ab - grazie grazie baba!

    vc - prego

  • ciğer amk ciğer
    sadece 18 ay önce kuzu ciğerinin kilosu 15 liraydı. sürekli evde ciğer yapardık. yanında sumaklı soğan salatası ve acılı şalgam suyu ile beraber tam bir şölen olurdu bizim için. şimdi 47 tl. sadece 18 ay geçti yüzde 300 arttı.
    edit: evet arkadaşlar yüzde 200 arttı. hepinize tesekkur ederim.
    edit: 67 oldu.
    edit: 80 oldu namussuz.
    rrrawrrr'ın uyarısı ile gelen edit: 110 tl olmuş.

  • birileri tarafından özel olarak sınıra yığılmışlardır, amaç evropaya "bakım biz iktidardan gidersek bunlar size gelecek" mesajı vermektir. yedik mi, yemedik.

  • içeri giremesin diye camı kapatanların ve atla diye tezahürat yapan tüm öğrencilerin eğitim hayatlarına son verilip adli ceza verilmelidir.

    vicdanlarınız varsa vicdan azabında boğulun şerefsizler!

  • üniversite sonrası yaşanan iş hayatı depresyonu neticesinde kimi bünyelerde görülebilen durum.

    zaten süperior bir sistem olan eğitim sistemimizin tornalarından çıkmış, daha mf'yi mi seçmeliydim, tm'yi mi derdinden kurtulamamışken, önüne zibilyon tane lisans programı sunulan, bunlardan en aklına yatanı seçmeye çalışmış olan bireydir bu depresif birey.

    gider daha aklı bir karış havadayken, michael j fox titrekliğinde ve ürkekliğinde adım atar üniversiteye.

    güç bela burayı da bitirir.

    sonra alır yürür bir hengâme.

    haslbelkader bir iş bulabildiyse ne âlâ.

    sabah akşam aşındırır yolları, bir şeyler umar, bir şeyler değişsin de ne değişirse değişsin diye bekler haftalar, aylar boyu.

    işte bu kaotik yaşam mücadelesinde inanır mısın, aklına bile düşmez bir sevdicek edinmek.

    filmlerdeki aşk filmlerde kalır. ki zaten o filmleri bile izleyemez olmuştur artık.

    eve gelip yemek yemektir tek derdi. televizyon karşısında bayılmamak için kendini zor tutarken elinden kayıp gidiverirmiştir hayatının kumandası.

    söyle bana ey asî rüzgar, ey umarsız nehir, ey pervâsız tosbağa! bu sersefil hayatta yalnız kalmasın da ne yapsın bu adam?

    kendini gerçekleştirmenin peşine düşmüşken, tilt oyununda, aşağı doğru serbest düşüşler ile salınmamak için, kendine uygun bir kovuk bulmaya çalışırken, söyle bana kime anlatsın derdini?

    kim dinler onun çırpınışlarını, kim anlayış gösterir bu "skora yansımayan güzel futbol"'a?

  • annem marketten gelince bir heyecanla poşetleri karıştırıyorum benlik bişey var mı diye. akranlarım çoluk çoçuğa karıştı.

  • çırpı gibi kol diyorsunuz da kevin durant'ın kollardan da pek bi farkı yok kollarının. tabi ondaki atletizmin şu an için furkan'da olmadığı açık fakat uzun vaadede başarıyı kovalayan potansiyelli bi takıma gitti. takım arkadaşlarına ayak uydurur fizik olarak da gelişirse nba'in yeni avrupalı yıldızı olabilir.

  • "barış için bir çocuğuna da sen türkçe isim ver" desen foşşik tece olursun ama.

    sikim gibi kampanya

  • uzaktan eğitim okuyup diplomada örgün yazıyorsa saçma olan durum budur. biz acı çeke çeke okuduk. gerektiğinde derslerimiz uzadı, geceleri gündüzlere katıp çalıştık. bunun uzaktan eğitimle bir tutulacağını beklemek cidden örgünler açısından da can sıkan bi durum olurdu.

    doğru bir karar.

    edit : bana abuk subuk kuru bahanelerden mesajlar atmayın. bu kazanılmış hak felan da değil. sen buna başvururken zaten bir haksızlığa başvurmuşsun. göz göre göre devlet eliyle bütün o okuyanların hakkına girmişsin. burda hak felan yok. şimdi kalkar da bu konuda geriye dönük dava açılırsa ben kalkar örgünlerin mağduriyeti adına dava açsam ne olcak o zaman. biri yazmış 2-3 üniversite dışında örgün öğretim dezaten bi bok yok. ulan tırrık o kadar kolaysa git örgün oku o zaman. bende istanbul üniversitesi edebiyat fakültesinde okudum. hocalar dahil kimse sevmezdi uzaktan öğretimi kimi kandırıyorsunuz.