hesabın var mı? giriş yap

  • antep fıstığı hacmen küçük olsa da, yağ oranı görece yüksektir. bu yüzden, tatlılarda daha başarılıdır.

    daha iri olan siirt fıstığı'nın (iran fıstığı da buna benzer) yağ oranı görece düşük, lif oranı yüksektir. bazıları tarafından sası veya yavan bulunmasının nedeni budur.

    aynı durum fındık için de geçerlidir:
    en iyi fındık, en yağlı olan "talaşlı yağlı", "tombul fındık" ve "yağlı fındık" adlarıyla da bilinen giresun fındığıdır. buna karşın, palaz fındık ve özellikle kara fındık daha iridir, ancak yağ oranı görece düşük ve daha liflidir.

    bununla birlikte, yağ oranı düşük fındık ve fıstığın da uygun işlem ve kavurma tekniği ile lezzetinin artırılması mümkündür.

    örneğin, iran'da fıstığa safran eklerler (ben bundan pek hazzetmem).

    altın sarısı kıvama gelecek şekilde biraz daha fazla kavrulan bir kara fındık ise, az kavrulmuş tombul fındıktan daha aromatik olabilir.

  • "konuştuğun zaman sadece bildiklerini tekrar edersin ama dinlersen yeni şeyler öğrenebilirsin."

    demiş dalai lama. ne güzel demiş.

  • kimilerine doğuştan default olarak gelen özellik. karşı cins konusunda yanlızlık çekmeyeni boldur bu tiplerin. etraflarından "karşı cins" asla eksik olmaz. cep telefonları susmaz. iyi arkadaşlar, dostlar asla eksik olmaz. eksik olan tek şey bireyin aşık olunma ihtiyacıdır. o da zaten karşılanmaz.

    "iyi insan", "zarar gelmez insan", "partilere, düğüne, derneğe çağırılan insan"dır. ama kimse onun "sevilme" ihtiyacını anlamaz. "lan öyle sevmeyin, başka türlü sevin" mesajlarını ya kimse anlamaz, ya da yanlış anlar. karşı tarafa "ulan ilişki yaşamak istiyorum" diye açık açık bildirimde bulunduklarında, karşı taraftan "sana aşık olacak birini bulalım"la gelirler. ya da "doğru kişi henüz karşına çıkmadı"yla. 30larına geldiklerinde jeton düşer, boşverirler aşkı falan. aşka inançları kalmaz.

    acayiptir, gariptir, birey kendini toplumdan değilmiş gibi hisseder.

    yıllar sonra gelen edit: beni çok seven. biriyle evlendim. buradan şu dersi çıkarıyoruz, umudumuzu hiç bir zaman kaybetmiyoruz.

  • kemal doğulu diyor ki; ben anlayamadığım insanları severim.

    sanki benim başıma hep stephen hawking'lerle, einstein'larla takılıyor. hande yener'in kankasısın işte ne anlayamadığım insanı?

    hande yener'i bile anlayamadıysan o da ayrı bir dram tabi.

    edit: diğer enteller gibi 'ya ben hep felsefe entrysi giriyorum ama bu saçma entrym debe oldu ühü' demeyeceğim. diyemem zaten son 5-6 entrym bu başlığa :( sadece şunu diyeyim, senin ben osmanlıcana sokayım uzun it. geber artık.

  • silah taşıma ruhsatına sahip ve silah taşıyan bir avukat olarak mevcut görüntüler üzerinden olayı yorumlamak isterim.

    -öncelikle olayın ana kahramanlarının (kasadaki çocuk, yeşil t-shirtli kişi ve beyaz gömlekli kişinin) kars veya ardahan yöresinden olduklarına yemin edebilirim fakat ispat edemem. esenyurt zaten istanbul'un değil bu iki ilimizin bir ilçesidir dersek abartmış olmayız. (edit: kasadaki çocuk malatyalı çıktı)

    -olay haraç meselesinden ziyade şahsi bir mesele gibi duruyor (alacak verecek, tefecilik, sataşma, kan davası vb) çünkü iki cinayetin zanlısı beyaz gömlekli şahıs olay yerine oğlunu alıp gitmiş (görüntüde “baba,baba” diye bağıran tosun) görüntülerdeki beyaz gömlekli şahsın herhangi bir çetenin “eleman” konumundaki birine benzemediğini, olay yerine lüks bir suv araçla gidilmesini de hatırlatarak rahatlıkla söyleyebilirim. (bu yorumumumla bu kişinin eleman değil godfather olduğunu kastetmiyorum tabiki) hiç bir mafya patronu, çete reisi, kabadayı, godfather icraate alt soyunu alarak gitmez. dolayısıyla bu pencereden bakarsak organize değil şahsi bir mesele gibi geliyor bana. (edit: olayın evveliyatında başkaca bir yaralama olayının olduğu, kan parası ile yaralama konusunun kapatılmaya çalışıldığı, borcun ödenmediği ile ilgili iddialar var)

    -olayın şahsi bir mesele olmadığına, organize bir durum olduğuna dönük yorumlara da çok itirazım olamıyor zira kasadaki çocuk ana figürler olan yeşil t-shirtli kişi ve beyaz gömlekli kişiyi tanımıyor. onlara ismiyle hitap etmiyor. dolayısıyla bu yönüyle de ilginç ve sıra dışı bir durum oluşmuş durumda (edit: kasadaki çocuk karşı tarafı tanıyormuş, bir uyarı üzerine videoyu tekrar izlediğimde kasadaki çocuk yeşil t-shirtli adama samet amca diye net bir şekilde sesleniyor)

    -bir hukukçu olarak şunu söyleyebilirim; beyaz gömlekli kişinin ateş etme eylemiyle 2 kişiyi öldürmesi meşru müdafaa sınırlarını çok aşan bir durum. her ne kadar ilk silah çeken ve ateşleyen kişi kasadaki çocuk da olsa, beyaz gömleklinin ona ateş ettiği sırada o çocuğun üstünde 3 kişi var (yeşil t-shirtli kişi, beyaz gömleklinin oğlu tosun ve sik kafalı japon askeri) ve tamamen etkisiz hale getirilmiş (çocuk 2 atıştan sonra 3. atışı yapamaz hale gelmiş çünkü elleri kolları tutulmuş) buna rağmen beyaz gömlekli çocuğu öldürücü nitelikteki atışlarla vuruyor. arkasından dükkandaki silahsız iki kişiyi de vuruyor. dolayısıyla rahatlıkla kasten cinayet suçu oluşmuştur diyebiliriz.

    -cinayet suçunun nitelikli (ağırlaştırıcı) hallerine ilişkin olarak ise; tasarlayarak olmadığını söylemek mümkün çünkü dükkana girip tarayıp çıkmıyorlar. öncesinde diyalog var ve herseye rağmen ilk silahı kasadaki çocuk çekiyor ve olaylar ondan sonra cereyan ediyor. kan davası vs varsa kan gütme saikiyle adam öldürmeden nitelikli ceza alabilirler.

    -kasadaki çocuğun tedbirli olmasına rağmen (silahının kurulu ve yakınında olması) şanssız olduğunu söyleyebiliriz. çünkü ilk iki atışı kendisine yönelen fiili saldırıyı engellemeye yetmiyor (muhtemelen ayaklara yapmış olduğu atışlar hedefi bulmuyor) sonunda da kendisi neredeyse bitişik diyebileceğimiz 3 adet atışla vurulup hayatını kaybediyor. üzücü. gencecik birisi ve babasını korumak isterken hayatını kaybetti.

    -vurulan ve birinin hayatını kaybettiği diğerinin ise yaralı kurtulduğu diğer iki kişi için ise söylenebilecek tek şey: yanlış zaman, yanlış yer

    -organize şube'nin olayın faillerini yakalaması an meselesidir. şahsi bir mesele olduğu iddiamdan yola çıkarak, vefat edenlerin gencecik iki insan olduğu gerçeğine de dayanarak şunu söyleyebilirim; bu şarkı burada bitmez.

    -silah bulundurma veya taşıma hakkınız varsa bu yasal haktan yararlanın. tüm dünya yarın barışa boğulsa bile bu işin uzaylısı var dinazoru var. silahlanın kardeşim.

  • akil insan olmak için sadece "artık kan akmasın" cümlesini ezberlemenin yeterli olduğunu hepimize gösteren kadın. bu akşamki aykırı sorular programında enver aysever karşısında konu hakkındaki bilgisizliğiyle gerçekten acınası bir haldeydi, nihat doğan'dan bir farkını göremedim.

    istanbul'a dikilen 11 milyon lale' ye aynı soruları sorsak illa ki bir tanesi dile gelir, elle tutulur bir şeyler söylerdi lan. bildiğimiz laleden bir farkın olsun be akil lale.

  • satış yasağına karşı yapılması gerekli olan eylem. sonuçta satış yasak amk, veresiye yasak değil ki. ahah.

    gidecez kanka bakkalımıza, aga sen bunu ver, yarın öderim saat 6.01 de diyeceğiz. bitti gitti işte.

    yaşasın semt bakkalına dönüş.