hesabın var mı? giriş yap

  • halbuki "merhaba" da "asker" de arapça kökenli birer türkçe kelime ama sandaletle yampiri yampiri yürüyen ve türk devleti'ni hiçe saydığını kaşıkçı cinayetinde de gördüğümüz bir bedevi olduğunu gözümüze sokmak için diplomatik nezaket içinde bir "merhaba asker" deyip lazım olmayan diğer selamını sona iliştiremiyor.

    bakın arap kibri ve kini ne fransızda ne ingilizde var. adamların türk düşmanlığı ermeni ve yunanların türk düşmanlığından az değil.

  • direk gıda sektörünün içinden yazacağım.gıda ambalajı üreticisiyim.birçok şirket patronu arkadaşım var restaurant , cafe ve pastane işleten.
    başlık ne yazık ki doğru.bunun siyasi görüş ile uzaktan yakından alakası yok.zamların tamamı artık talebe göre belirlenmekte.bugün bir dilim pasta 100 tl , bir kebap 150 tl.3 kişi pirzola yeseniz 250 gramdan 750 gramı 600 tl.evde aynısı 200 tl.
    firmalar artık zam işini rutine bağladı.o ay hiçbir mamüle zam gelmese bile fiyatlar değişmekte.bakın un fiyatları düştü, pastacılık yağı fiyatları vs herşey düştü ancak fiyatlar artmakta.bunun bir sebebi de enerji ve işletme maliyetleri.ancak bu da aslında malzeme fiyatları düştüğünden dengeli gitmesi gerekirken halen zam yapılmakta menülere.

    "diğer yandan talebin patlamasının bana göre asıl sebebi insanların para biriktirerek mülk , otomobil alma ihtimali kalmaması.bu yüzden maaşlı çalışan kesim özellikle o ay çalışıp o ay yeme moduna geçti.bu da talebi patlattı özellikle gıda sektöründe."

    edit; çok fazla mesaj alınca asıl ekmek fırsatçılığından da bahsetmek istiyorum.

    bakın unun çuvalı 240 tl idi.tmo ( toprak mahsülleri ofisi ) destekli olarak satılıyordu yaz ortasına dek.yazın tmo bu desteği kaldırdı ve unun çuvalı 500 tl lere çıktı.o da 1-1.5 aylık süre için.( zaten depoları full tmo destekli un doluydu bu fiyattan un almadılar bile) ardından hemen ekmeğe zam yapıldı 5 tl oldu.
    şu an son 2 aydır tmo desteği yeniden var ve unun çuvalı 345 tl!
    peki ekmeğe zam geldi mi ? gelmedi değil mi ? halen 5 tl.aslında geldi!ekmek gramajı 250 idi.önce 230, şimdi de geçen hafta 200-210 gramlara kadar düşürdüler resmi olarak.sonuç olarak aslında geçen hafta ekmeğe %20 daha zam geldi yazdan beri gramajı düşürdüklerinden.
    fırınlar ülke tarihinde görülmemiş bir kar oranı ile çalışmaktalar şu an.birçoğunda afgan , suriyeli vb çalıştırmakta.vergi zaten hak getire, fiş kesmezler malum , vergi düzgün ödemezler.taksici lobisi diyorlarya, ülke de asıl fırıncı lobisi var.açın bakın alayı da iktidarı savunur.

  • bir süredir kahvemi kendim kavuruyorum. üç farklı yöntem denedim.

    1) air popper; mısır patlatmak için üretilmiş, mısırı sıcak hava ile patlatan cihaz.

    normalde bu cihazların sadece mısır patlatmak için kullanılması gerekiyor. zaten cihaz üreticileri de bunu özellikle vurguluyor. ancak air popper ile kahve kavurmak en az mısır patlatmak kadar güvenli. cihazın başında durmak ve kavrulma işlemine arada müdahale etmek gerekiyor.

    kahve kavurmak için kullanılacak air popper'ın dip noktasında sıcak havayı kahve çekirdeklerine iletecek deliklerin açılı tasarlanmış olması çok önemli, ki ısıya maruz kalan çekirdekler hareket etsin, aynı noktada sabit kalmasın. böylelikle denk kavrulmuş kahve edersiniz. 20-30 saniyede bir tahta kaşıkla çekirdekler karıştırılırsa süper olur.

    günümüzde üretilen air popper'lar düşük watt'la çalıştıklarından kahve çekirdeklerinin gereken ısıya ulaşamadığını, bu sebeple çekirdeklerdeki şekerin tam olarak karamelleşemediğini, dolayısıyla 1200 watt'tan az güçle çalışan cihazlarda yüksek verim alınamadığını söyleyebiliriz.

    bu yöntemle tek seferde 100 gram kahve çekirdeğini cihazın gücüne ve ürettiği ısıya bağlı olarak yaklaşık 7 dakikada kavurabilirsiniz.

    https://streamable.com/u8up

    2) tavada kavurmak.

    yeşil kahve çekirdekleri tavaya konur ve tahta kaşıkla karıştırılır. bu yöntemle kahve kavurmak yaklaşık 20 dakika kadar sürebilmekte.

    kahve çekirdekleri yaklaşık 200c ısıya ulaştığında mısır patlamasını andıran sesler duymaya başlarsınız. first crack (1c) denilen bu aşamada çekirdekteki şeker karamelleşir. kısa bir süre sonra first crack sona erer, bir kaç dakika sonra da second crack (2c) başlar. kahve çekirdeğinin cinsine göre 1c ile 2c arasında süre olmayabilir ya da bu süre çok kısa olabilir. 1c sırasında kavurma işlemini bitirirseniz light, 1c bittikten sonra medium, 2c sırasında ise dark roast elde edersiniz vs.

    kahve çekirdeklerini tavada kavurduğunuzda kavurma işleminin hangi aşamada olduğunu görsel ve işitsel olarak kolayca tespit edebilirsiniz. air popper'da ise cihazın çıkardığı gürültü ve kısıtlı görüş ile kavurma işleminin hangi noktada olduğunu tam olarak saptayamayabilirsiniz.

    vakit ve emek isteyen bu yöntemle air popper'a kıyasla daha fazla kahve çekirdeğini tek seferde kavurabilirsiniz.

    https://streamable.com/6omn

    3) kavurma makinesi.

    bu makinelerin ev için olanları air popper gibi sıcak havayla kahveyi kavuran freshroaster sr500 benzeri cihazlar, ya da behmor 1600 plus gibi drum mekanizmasını kullanan cihazlardan oluşuyor.

    drum mekanizması, kahve çekirdeklerini metal silindir içerisine yerleştirip silindiri kavurma sırasında döndürerek çekirdeklerin olabildiğince denk kavrulmasına olanak sağlıyor. bildiğim kadarıyla ticari kahve kavurma makinaları bu yöntemi kullanıyor.

    behmor 1600+ gibi ev için üretilen ve fırına benzeyen bu cihazlarla 1c ve 2c'yi tespit edebilir, çekirdeklerdeki renk değişimlerini gözlemleyebilir ve tek seferde yarım kilo kadar kahveyi kavurabilirsiniz.

    air popper ve tava yönteminin aksine, bu tip cihazlar kullanıcıya farklı ısı profilleri sunar. böylelikle her kavurma işlemini aynı sürede, aynı ısıyla gerçekleştirerek tutarlı kahve elde edebilirsiniz. örneğin, hawaii, sumatra gibi ada kahvelerini düşük ısı profiliyle, yüksek rakımlı bölgelerde üretilen sert çekirdekli kahveleri ise yüksek ısı profiliyle kavurabilirsiniz.

    https://streamable.com/tqri

    ***

    - çoğu kahve çekirdeği için, içtiğimiz kahveye lezzet katan tatları en çok orta kavrulmuşta (medium roast) hissederiz.
    - dark roast otomatik olarak sert kahve demek değildir sanılanın aksine.
    - kavrulmamış yeşil kahve çok kuru bir ortamda tutulmuyorsa 1 yıl tazeliğini (içerisindeki nemi) koruyabilir.
    - taze kavrulmuş kahve 48 saat dinlendirilmelidir. bu sürede çekirdekler yüksek oranda karbondioksit gazı salacakları için, tek yönlü çalışan (havayı sadece içeriden dışarıya veren) kaplarda tutulmalıdır.
    - kahve kavrulduktan 1 ay sonra tazeliğini kaybetmeye başlar. lezzet kaybeder, bayatlar.
    - içmek istediğimiz kahveyi nasıl demleyeceksek ona göre çekirdekleri öğütmek gerekir. örneğin bir etiyopya kahvesini french press yöntemiyle demleyip içmek istiyorsak coarse/kaba, pour over yöntemiyle içmek istiyorsak medium/orta, aeropress istiyorsak ince ögütmeliyiz.
    - herkesin damak zevki farklı. şu sıralar favorim olan kenya'nın nyeri bölgesinden çıkmış kahvelerin lezzetini en çok pour over yöntemiyle demlediğimde alıyorum. bu yöntemi diğerlerinden ayıran, demlenen kahveyi ince ve tahta bir çubukla karıştırarak (ben chop stick kullanıyorum), daha çok lezzetin çözünüp (bkz: extraction) sıcak suyla karışmasını sağlayabilmeniz.

  • "le cola'yı fransız malı zannedip arkadaşlarla bim'i bastık, feyizli bir abi bizle sohbet etti. şimdi namaza gidiyoruz. nereden nereye."

  • çatal dillidir. bilgiye ihtiyaç duyanlar, dilenci de olsa hükümdar da olsa hep huzuruna çıkmışlardır. onlar sorar, pythia cevaplar. yalnız bu cevapların özelliği iki anlamı birden taşımalarıdır. pythia, python canavarının derisini taşıdığı gibi dilini de fiziksel ve metaforik olarak taşımaktadır. verdiği her cevabın iki anlamı vardır. iki anlamlı olan bilgi, mantıksal açıdan baktığımızda anlam yoksunu, ontolojik olarak baktığımızda da statü yoksunudur. yoksunluklar, cevabın niteliksel ve niceliksel özelliklerini de oluşturmaktadır. iki anlamlı cevabın niceliği adı üzerinde ölçülebilen iki anlamı birden aynı tümcede verebiliyor olmasıdır. fakat nicel özellik, cevapları mantıksızlığa çıkardığı için tek başına hiçbir şey ifade etmez. nitelikle birlikte bir anlam kazanır. iki anlamlı cevabın niteliği tek bir doğru imkanını yadsımaktadır. soruyu soran, cevabın içindeki metaforu yakalayabildiği ölçüde hakikate* giden yolculuğa çıkar.

    socrates, bu yolculuğa cuk oturan bir seyyahtı. pyhtia ona dünyanın en bilge insanı olduğunu söylediğinde, sokrates; ama ben hiçbir şey bilmiyorum ki dedi. gerçekten aslında her şeye hakimdi ya da bir şey bilmiyordu çünkü henüz olmayan bilgisiyle yapacağı bir ironi veya maiotik ile doğurtacağı her şeyin bilgisi yoktu.

  • geçen sene philip morris eğitimindeyiz. yaklaşık salonda 106 kız var, hepsi de podyuma çıkar gibi gelmiş. toplasan da 10 erkek var. hani tekelden sigara alırken aniden belirip "sigarayı kendinizi için mi alıyorsunuz" diyenlerden..

    eğitmen geldi, şöyle bi süzdü etrafı, erkek yok gibi bişi, şöyle erkekler bi parmak kaldırsın görelim yau dedi delikanlıları..

    yanımdaki erkek arkadaş da fazla sallamadı, e görsün canım ne o çocuk gibi triplerinde haklı olarak.

    arkadaki kız: hahah kaldırsana erkek değil misin hahaha
    arkadaş: kaldırdım ben, sen farketmedin.

  • ayaklanmayı boşver de o nasıl bir sis çökmesidir.nasıl inecek uçaklar oraya merak ediyorum? yer konusunda baştan beri yapılan eleştiriler sanırım doğru çıkacak.

  • evlenmeden önce kırmızı çizgilerimden biri de doğacak çocuğa çift isim ve ebeveyn ismi koymamaktı. çocuk doğmadan dedesi ölünce tutturdular dedesinin ismi de dedesinin ismi diye. çocuğu doğuracağım diye aylarca gözler tavanda yatalak olan ben, 9 ay boyunca 1 kere arayıp sormayan, bir ihtiyacın var mı demeyen tipleri çocuğumun ismine karıştıracak değildim. hâlâ bayramlarda falan hayatımda ilk kez gördüğüm tipler niye dedesinin ismini koymadınız diyor. bir gün birine çünkü eşşeğin sikinden ötürü deyip sıkacağım gırtlağını o olacak.

    debe editi:
    2 gündür mesaj kutumu ve beğeni butonunu patlatan arkadaşlara teşekkür ediyorum. aynı dertten muzdarip çok fazla insan varmış, yalnız değilmişiz.
    nadir de olsa hakaret edip bela okuyanlara ise tek lafım; devran dönüyor, geleneksel toksik aile yapınızın içinden geçeceğiz, bu daha ne ki ahahahaahasslkj ruh hastaları sizi :)))