hesabın var mı? giriş yap

  • - kola kapagi ile alabiliyor muyuz?
    - gecti o kampanya.
    - ama sisede oyle yazmiyor?
    - sisede durdugu gibi durmuyor iste.

  • beşiktaş'ın şampiyonlar ligi gruplarında yapacağı son maç.

    kendini avrupa'nın en büyük takımı say.+

    herkesle dalga geç, aşağıla, küçük gör.+

    yerel rakibin (fenerbahçe) avrupa'da lime lime doğranırken dalga geç.+

    ama aynısı sana olunca destek bekle, milliyetçilikten ve türklükten bahsedip iki yüzlülük örneği göster.+

    sağa sola renkli menkli (hayır ne alaka amk) diye saldır ama sahaya kırmızı renkli formayla çık.+

    kendine efendi de ama seni desteklemeyen herkesin anasına avradına küfretmeyi kendinde hak olarak gör.+

    tüm bunların ardından gelen eleştirileri bütün dünya'nın sizi kıskandığı, türkiye'de başka takım tutanların sizden korktuğu şeklinde yorumla.+

    işte, tiner kafası.

  • odadan iceri girerken ayagin kapi esigine takilmasi ve sendelemem sonucu hr ablanin espiri yaparcasina,

    - bu sizin dikkatsiz oldugunuzu gösterir

    demesi

    ve benim de: sizin de önyargili oldugunuzu.

    demem.

    (bkz: dakka bir gol bir)

  • vergi veriyorum otoyoldan geçiş ücreti ödüyorum ve hayvana sahip çıkamayan devletim yüzünden canımdan oluyorum yada maddi külfetli kaza geçiriyorum.

    bu kadar ucuz olamaz insan hayatı !

  • fetö'den daha az tehlikeli ve daha çok kripto oldukları için bu gruplarla mücadeleyi emniyet değil sosyal medya ve müge anlı yapıyor. sonra da muasır medeniyet, sonra da ahlaklı nesil.

  • rizespor taraftarının haklı isyanı. ağların yırtık olması kuşku uyandırıcı. gollerin bazıları değil, neredeyse bütünü usulsüz. ayı gibi vuruyorlar toplara.

  • "özgürlük, karşınızdakinin duymak istemediği şeyin sizin söyleyebilmenizdir." sözünü söylemiş.
    kendisini manevi babam sayarım.

  • doğru söylüyor "sana ne?"
    bu işsiz güçsüz kadınların ortalık karıştırma makamı değil mi sınıf anneliği?
    sanki dünyanın ağası.
    aferin çocuk.

  • ilginc ozelliklere sahip bir agac. devasa boyutuna ragmen, kokleri topragin fazla derinine kadar inmiyor, bununla beraber yanlara dogru inanilmaz yaygin. bu yuzden etrafinda baska agaclardan hazzetmiyor, daha dogrusu baska agaclar oldugu zaman zayifliyor ve olmeye basliyor zira topragin icerisindeki mineralleri baska agaclarla paylasamiyor. ayni sekilde kokleri gunes isigina gereksinim duydugu icin, etrafinda baska agaclarin golge yapmasi sagligini tehdit ediyor. bu yuzden cok enteresan bir mekanizma gelistirmis. etrafindaki agaclarin olmesi, kendi yasami icin elzem oldugundan, bu agac yangina baska herhangi bir agactan cok cok daha fazla dayanikli. bir sekoyayi yakmak mumkun, lakin bunun icin ozel caba harcayip ugrasmak gerekiyor. standart bir orman yangini sonucunda etraftaki tum agaclar yanip, yok olurken sekoyalar tam tersine bundan faydalaniyor, olmedikleri gibi, islerine geliyor. cunku hem etraftaki agaclardan kurtulmus oluyorlar, hem de yanan agaclarin kulleri yeni mineral olarak hayatlarina hayat katiyor.

    ortalama bir sekoyanin (dogal ortami olan california'da), hayati boyunca on onbes yangin gecirmesi son derece siradan bir durum ve ornegin yosemite'de dibi yangin sebebi ile siyah olmayan bir sekoya gormeniz hemen hemen imkansiz. ayni sebepten, yangin sonucu dis kabuklar yanip dokuldugu icin bir sekoyanin yasini halkalarini sayarak ogrenmek de mumkun degil.

  • - seni rüyamda gördüm cansu.
    - sahi mi? nasıl gördün?
    - nasıl desem? böyle bazı şeylerden arınmış, saf, yalın bir şekilde diyeyim.
    - ay gerçekten mi? hadi, inşallah.
    - aynı şeyi ben de sabah kalkınca dedim biliyor musun?
    - ne dedin?
    - hadi, inşallah dedim. akşam bize geliyorsun değil mi? film izleyecektik?

  • umarsızca sözcüğünün olur olmaz yerde ve sıklıkla kullanılması bunların başlıcalarındandır.

    diğerleri ise kısaca:

    *marifetmiş gibi oksimoron ifadelere abanmak (zifiri aydınlık, kalabalık yalnızlık, sessiz çığlık vs.)

    *sonsuza kadar uzayıp giden zincirleme şiir tamlamaları (sonbahar hüznüne tutsak umarsız bir kelebeğin kanadında çarpan yüreğimin vs. vs.)

    *hep ayrılık teması içermesi (sen gittin ya, şimdi sen yoksun ya.. diye başlayıp depresifliğin dibini bulmak)

    böyle gider.