hesabın var mı? giriş yap

  • ben önce gri tshirt giyeni kanzuk sandım. "adam iyi kilo vermiş, baya iyi olmuş. helal olsun. hareketli de valla" diye düşündüm.

    meğerse kırmızı tshirt giyenmiş.

  • o amk kekosunun ağzından gelen kanı ayakkabısıyla silen polis ne güzel bir polis.
    keşke pisletmeseydin devletin verdiği ayakkabıyı babayiğit.

  • seattle'ın bende uyandırdığı en esaslı duygu, hareketin herşeye gebe olduğu duygusu. fazlasıyla yerime sabitlendiğimde, bir şeyin üstünde fazlaca durduğumda şehrin nezihliği ve düzeni boğucu gibi görünürken, harekete geçtiğimde, yürüdüğümde, dolaştığımda yollarla birlikte sanki içimde bir şeyler açılıyormuş gibi geliyor. sanırım her yere yayılmış parklarının, korularının da etkisiyle içimi bir genişleme, rahatlama, dünyaya yayılma arzusu kaplıyor. tek başınayken içeride hissedilen, kalabalıkken (yani iki kişiyken) aramıza sızıyor. bazen huzurlu bir sessizlik olarak bazen de henüz sezilmemiş bir halin birdenbire sezildiği ve dile geldiği sözler olarak. bu bakımdan benim tecrübe ettiğim seattle, başından beri, beni buyur eden, beni böyle kabul edersen sana burada yer var diyen bir seattle. ancak bir yandan da tutkulu bir aşktan çok karşılıklı saygıya dayalı br evlilik gibi; evliliğin taraflarının kimler olacağı konusunda liberal ama tutkuları hayretini kaybetmiş. bu entry böyle bitmeyecekti ama.

  • bu tarz diyaloglar yüzünden iş aramayı bırakıp girişimci olmaya karar verdim. tamam şirketlerin bazılarında mankafa tipler vardır da her görüşmede de bir tane bana mı denk gelir? bir de kurumsal firmalar, altını çiziyorum.

    3. görüşme, lojistik firması (alakasızım ama 2 aylık işsizlik beni bu yola düşürüyor)

    - zminrna hanım daha önceki görüşmelerimizden yola çıkarak bu pozisyon için uygun olduğunuzu düşündük. fakat birkaç noktaya daha değinmek istiyoruz.
    + tabii.
    - öncelikle biz çok yoğun çalışıyoruz. buna ayak uydurabilecek misiniz?
    + yoğunluktan kastınız?
    - cumaları gece 23.oo'e kadar. cumartesileri ve bayramlarda dönüşümlü. bazen haftaiçi birkaç gün 23.oo'e kadar...
    + hmm anlıyorum çalışmadığınız gün yok gibi.
    - ehehe evet biraz öyle. peki maaş konusundaki düşünceniz nedir?
    + bla bla aldım en son çalıştığım yerden.
    - aaa bu ücret bizim için fazla. 5-6 yıldır çalışanlar bu ücreti alıyor.
    + hmm anlıyorum fakat ben bu ücretin altına inmeyi düşünmüyorum. malum istanbul'da yaşamak zor bu sunduğum ücret de ortalamanın altında bile.
    - yani burda çalışanlar genelde evli. eve 2 maaş girince geçiniliyor. sizin yok mu evlilik planınız? evlenirseniz siz de rahat yaşarsınız, kötü bir maaş değil aslında.
    + anlamadım?? evlenirsem rahatça burda çalışır geçinirim doğru mu??
    - ehehe tabii burdaki herkes öyle yapıyor.
    + @@!!??

    çok bilinen, kurumsal bir firmanın bakış açısı. lanet olsun lan size. evlencekmişim geçinmek için...

  • ismail abi: ... çünkü herkesin bi düzeni var bekleyeni var.
    ölüm: senin bekleyenin yok mu ?
    ismail abi: ben bekliyorum...

  • haklı bir açıklamadır. halkın yarısı işsiz olduğundan öğleden sonra uyanıyor zaten. yaz saati-kış saati ayrımı yapamıyorlar haliyle.

  • ünlü bir perakende firmasının i.k uzmanı ile yapılan iş mülakatında aynen şu diyalog yaşanmıştir:

    ik: işletmenin karlılığını saglamak için ne tür yöntemlere başvurursunuz?

    ben: bla bla bla bla.. ama azalan verimler yasasını düşünerek optimum personel sayısının sağlanması gerekmektedir.

    ik: ne yasası latrak bey. biz hukuk bürosu muyuz :)) (alaycı bir gülümseme)

    ben: ne hukuku ik cı hanım siz beden eğitimi mezunu musunuz? (daha alaycı bir gülümseme)

    sonuç: biz sizi daha sonra arariz.

    yani; bilgisiz, egolu ik cilar ile mülakata girmek işe alınmamaya sebep olabilir.