ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
fatih terim'den sonraki galatasaray hocası
-
aynı zamanda fatih terim'den önceki hocadır. biz böyle gördük şimdiye kadar.
alex de souza vs gheorghe hagi
-
alex: palmeiras, cruzeiro, parma, fenerbahçe
# brezilya kupası (1998)
# copa libertadores (1999)
# uefa şampiyonlar ligi çeyrek finali (2008)
* turkcell süper lig : (2005, 2007, 2011)
hagi: steau bükreş, real madrid, brescia, barcelona, galatasaray
# avrupa süper kupa (1986, 2000)
# uefa kupası (2000)
# uefa şampiyonlar ligi finali (1989)
# uefa şampiyonlar ligi yarı finali (1988)
# uefa şampiyonlar ligi çeyrek finali (1991, 1995, 2001)
# fifa kulüpler dünya kupası finali (1986)
# uefa kupası yarı finali (1992, 1996)
* türkiye süper ligi şampiyonluğu (1997, 1998, 1999, 2000)
valla bence çok şey ifade ediyor.
adnan oktar'ın silikonlar vadisindeki fotoğrafı
-
(bkz: çek şu filmi be hocam)
fotoğrafçıdan damada anlamlı dayak
-
eger fotografci fotograf çekmez, kuafor gelin başı yapmaz ise, düğün salonu sahibi gelinin yaşına bakıp küçük ise salonu vermez ise, bu düzeni degiştirebiliriz. yasalar istedigi kadar yaşı kücültsün toplum ne derse o olur tebrik ederim
fatih sultan mehmet'in yanındaki zenci
dünya lideri görmüş efsanevi nesil
-
1900'lü yılların başında yaşamış, kurtuluş savaşına katılmışlardır.
edit: başlık başa kalmış. keşke caps falan alaydım.
beylik ve klişeleşmiş lafların ingilizceleri
-
look sir!
i have couple of words to tell you. you are a big man, with money and everything. thousands work for you. would it make you look cool to play with their future, leaving all those innocent kids without shelter and food? but why wouldn't it? wasn't that you who never pitied his own daughter, avoiding a handful of happiness?
can't you see sir? these kids love each other. but i'm talking in vain, trying to teach how to love to someone who doesn't know what it is. huh!, you, the big boss, billionaire, factory owner mr saim !
do you think you are great? no you aren't, but i am. i! master yaşar!
you're nothing compared to me, get it? nothing! you have no value to me. yet, for sure you won't be able to do any harm, neither to my daughter in law, nor my son!. nor you can destroy, scatter and defeat us. because we're not bound to one other with money but with love. we love one another. we are a family, a beautiful family. do you think you are strong enough to knock this down?
don't touch my family anymore! don't touch my children, my son and my daughter in law. if you are to harm them; i, the man who hasn't even hurt an ant in his entire life , master yaşar, would pull the trigger and shoot you down, without thinking a second.
got it? i'd shoot you down and never look back at you!
gargamel şirinlerin yenebileceğini nereden biliyor
-
gargamel'in ilk amacı şirinleri yemek değildir. başlarda şirinleri yakalayıp simyacılıkta kullanarak onları altına çevirmek ve zengin olmak ister. onları yakalamaya çalışırken başına gelenlerden sonra duyduğu öfke ile amacı onları yemeye evrilir. bu kızan birinin "seni yakalarsam çiğ çiğ yiycem " demesi gibi... fakat gargamel bunu ciddi ciddi yapacak kadar çılgın birisidir. ayrıca kitaba göre koca ağız adındaki devin eski çağlarda daima şirinler avına çıktığı ve şirinlerin çok lezzetli olduğu geçer. gargamel de bu bilgiden etkilenmiştir.
börekçinin 1.5 liralık böreği geri alması
-
aile işi olarak börekçiyiz. 20 senedir bu işi yapıyoruz.
1.5 liraya sebep böreği geri alıp tepsiye koyan adam esnaf değildir. tamam abi 50 olsun canın sağolsun der geçersin. müşteriyi memnun edersin. bunun adabı budur. eğer ki o müşteri sürekli benzer şeyler yapıp 1-2 lira geçirmeye çalışan biriyse ancak o zaman o 1.5 liralık böreğin hesabını sormaya kalkarsın bu iş böyledir.
bir de bir ihtimal o an tezgahta olan eleman iş yerinin sahibi değilse ve çok detaylı bir şekilde ondan hesap soruluyorsa adam kasada bir dengesizlik olmasın diye o 1.5 liranın peşine düşmüş olabilir. ama yinede çalışanından 1.5 liranın hesabını soracak işletmeden de hayır gelmez. neresinden tutsan ofsayt. eyyorlamam bu kadar.
yaran fıkralar
-
birgun carlsberg, miller, tuborg ve efes pilsen in ba$kanlari barda icmeye gitmi$. garson gelince teker teker soylemi$ler;
- ben bi carlsberg aliyim
- ben bi buyuk miller istiyorum
- ben tuborg icecegim
sira efes pilsen'in adamina gelince;
- ben bir kola aliyim, demi$. garson gidince yanindakiler sorumu$, "yahu sen niye efes istemedin" diye;
- kimse bira icmiyordu, ben de size uyayim dedim.. demi$..
edit: ycc dedi ki: bu aslında "guinness" biraları için varolan bi efsane