hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi
    edit: altından hangi dizi, hangi olay çıkacak akıllara sorular düşürür.
    edit 2: gökyüzünde bir anda beliren parmak izi ipucu olabilir.
    edit:3 ucu açık olay, ne olduğunu anlamak için takipte kalmak gerek.
    edit 4: soru işaretleri giderek artıyor bu yeni çağ ne zaman başlıyacak acaba?

  • zamanında televolede açıklamışlardı bu durumu, tokatı almak diye bir şey varmış sinemada, emine ün de alamamış bu tokatı ondan öyle olmuş, tokatın geldiği yönün aksine, daha tokat gelmeden hızlıca kaçmak lazımmış.

  • ankara erkeklerinin haince planladıkları karı kaldırma zirvesinin alternatifidir. haydi kızlar gelin şunlara gösterelim bakalım zirve nasıl olurmuş. çatlasınlar adi erkekler! haydi, haydi hepimiz en tangalı en sütyensiz halimizle zirveye! haydi file çoraplar! yalnız kendimiz değil artı birlerimizle beraber coşmaya! haydi!

    http://www.soursummitz.org/s/zirve.php?id=3960 burda belirtilen saat ve mekanda, haydi!

    - abi bana yazdırdınız bunu da emin misiniz lan bi verim alabileceğimize? hayır yapalım tabi elimizden geleni de...bi de benim nick hiç öyle hatun nicki gibi de değil be abi,bi pillibebek yazsaydı nebiliim bi mistiqkedi yazsaydı olmuyo muydu? daha şık dururdu böyle
    - olum napalım, başlığı açacak hatun nicki bulabilseydik zirveyi düzenlemezdik zaten. mistiq son zirvede afişe etti kendini,onu da yemezler,aynı hesap.
    - "okurlar da davetlidir" desem miydi ?
    - de..de..bi de şey yazabiliyo muyuz abi "deri çizme giyenlere bedava bira" mesela??
    - çok belli etmeyelim abi zirvenin fiktif olduğunu? file çorap dedik zaten
    - doğru doğru kalsın böyle
    - abi bişi dicem
    - buyur koç?
    - birbirimizi zikmicez di mi? yani noolursa olsun...söz mü?

    (bkz: ankara kari kaldirma zirvesi)

  • osmaniye'de hortumda uçan şemsiyeyi tutmaya çalışanca, şemsiye ile birlikte bir süre uçan adamdır.
    çok sürrealist bir video çok.

    böyle buyursunlar

    edit: ''baktım giderek yükseliyorum, kendimi aşağı attım'' diyerek süreci daha sürrealist açıklamış.

    sağlık durumunu soranlar, ''zamanında kendini boşluğa bıraktığı için bir sorun yokmuş.''

  • bir gecede cahil kalan arap ve rus artıkları varsa, küçükken ezsinler iyice. sonra başa bela oluyorlar.

  • iyi de bu hala cahil olduğunuz gerçeğini değiştirmiyor. aksine ülkedeki cahil sayısını bize gösteriyor. nicelik nitelik ayrı şeyler öğren de gel.

  • üniversite son sınıftayım, mezuniyete 5 ay kalmış. ameliyat gününü stajlara denk gelmesin diye dönem arasına aldım, hem dedim arkadaşlarım gelir refakatçi olur, hem de ikinci dönem daha sağlıklı olurum.

    neyse geldi ameliyat günü, gittim hastaneye, yatış yapılacak, yaptırdım neyse, refakatçi olmasını söylediğim arkadaşa mesaj attım nerdesin ben yatış yaptırdım diye, ya kusura bakma kanka ben onu unutmuşum dedi. bi' şey diyemedim tabi zaten az sonra da hasta bakıcı ameliyata gidiyoruz dedi, kimse yok mu yanınızda dedi, dedim gelmediler.

    anesteziye girdik, doktor sohbet ediyor hangi fakültedensin falan, dedim dişteyim, oo bizden o zaman sana başka bi şey yapalım uçuralım seni dedi, 3 saat sonunda odada uyandım, hemşire geldi, kimse yok mu dedi, yine aklıma geldi, yok dedim, doktor geldi, kimse yok mu dedi, yok dedim.

    sonra beni vip odaya aldılar, bölüm başkanı yanındaki vizit heyetiyle geldi, sohbet ettiler, 30 dk boyunca benimle ilgilendiler, herhalde diğer doktor hocalarına söylemiş.

    ondan sonra zaten kendi kendime yetmeyi öğrendim. kimseye minnet eylemeden yaşadım.

  • tüm canlılar ama özellikle insanlarda baskınlık hiyerarşileri önemli rol oynar. özellikle insanlarda bu çok daha önemlidir çünkü insan sosyal bir canlıdır ve sürekli gruplar halinde yaşamaya meyillidir.

    her grup bu ister kedi sevenler derneği olsun ister tepeden tırnağa silahlı bir özel operasyon askeri timi olsun bir araya geldiği anda içlerinden birinin kararları vermesi gerekir.

    bu durumda grubun içindeki en baskın kişilik doğal lider olarak gruba yön vermeye başlar veya baskın bir rütbeye sahip kişi diğerlerine yapmaları gerekenleri emreder.

    bu baskınlık fiziksel güce dayanabileceği gibi zeka ve tecrübeye de dayanabilir. ancak bir konuda mutlaka baskın özellikler göstermesi beklenir. gücünü resmi olarak yasalara dayanarak kullanıyor bile olsa kişilik özelliği olarak baskın bir yapıyı sergilemesi lazımdır.

    baskınlık ve baskın kişilik otomatik olarak hoşgörüsüz olmakla ters orantılıdır.

    son derece hoşgörülü ve toleranslı bir insan iyi bir yönetici olabilir ama burada yöneticilik yaptığı grubun yapısı ve amacı çok önemlidir.

    örneğin hobi amaçlı bir derneğin başkanı hoşgörülü bir yönetim tarzı gösterebilir.

    birbirlerini çok iyi tanıyan ve sadece keyifli zaman geçirmek için bir araya gelmiş bir müzik grubu da hoşgörüyle yönetilebilir.

    yani temel olarak yüksek stresli hedeflere sahip olmayan ve düşük hedefli gruplarda yöneticilik pozisyonu üstlenenler hoşgörülü,neşeli ve herkesi kucaklayan sakin bir yöneticilik stili benimseyebilirler ki zaten öyle olması beklenir.

    ancak işlerin rengi değişirse yöneticilik tarzının rengi de değişir.

    bunun sebebi basittir.

    örneğin askerlik veya kolluk kuvvetleri gibi gruplarda tehdit ve çatışma ihtimali yüksek olduğu için "barışçıl" ve "şiddete yabancı" bir kişiliğin yöneticilik yapma ihtimali düşüktür.

    ya da sorumluluk sahibi değilseniz son derece cana yakın bir şekilde siyasetle uğraşabilirsiniz ama sorumluluk makamına oturmuşsanız ve tek bir kararınız binlerce insanın canını,malını,ailesini ve geleceğini etkiliyorsa yani yanlış vereceğiniz tek bir kararın bedeli çok büyükse "cana yakın" olmanız pek bir işe yaramaz.

    yönettiğiniz insanlar sizden kendinden emin,sert,korkusuz ve gerektiği yerde acımasız bir yöneticilik bekler çünkü ancak bu şekilde kendilerini güvende hissederler. sudan korkan birinin gemisine binmek pek istemezsiniz.

    kısacası yöneticiliğine soyunduğunuz grubun içinde bulunduğu şartlar ve alınması gereken kararlar ne kadar stres ve tehdit içeriyorsa, grup içi ve dışı çatışma ne kadar fazlaysa yöneticinin kişilik yapısı da ona göre şekil alır.

    uzun süre büyük holdinglerin veya devlet kurumlarının başında yöneticilik yapmış insanları şöyle bir yakından incelemenizi tavsiye ederim.

    göreve ilk başladıkları sıradaki beden ve yüz şekillerine, gülümseme oranlarına ve konuşma tarzlarına dikkat edin.

    yıllar geçtikçe bu kişilerin yüz hatlarının ve beden dillerinin daha sertleştiğini ve konuşma şekillerinin daha da saldırganlaştığını göreceksiniz.

    hatta kadın yöneticilerin yıllar geçtikçe daha erkeksi özellikler sergilemelerinin sebebi, bu etkiye dayanır.

    bu sebeple bir kısım yöneticileri "çok sert" "çok suratsız" "çok öfkeli" veya "çok hoşgörüsüz" olarak suçlamadan önce bu insanların vermek zorunda kaldıkları kararları ve onların yerinde olsanız siz nasıl bir insana dönüşürdünüz samimice düşünün.

    gün içinde verdiği en önemli karar "akşama evde mi yemek yese, yoksa arkadaşlarla dışarıya mı çıksa" olan bir insanın, aynı gün içinde verdiği yada vermediği kararlarla "milyonlarca insanı etkileyen" bir yöneticiyi eleştirirken biraz "hoşgörülü" olmasında fayda vardır.

    bana kesinlikle böyle bir şey olmaz, ben olsam dünyanın en insancıl ve empatik yöneticisi olurdum diyenlerin de bugün eleştirdiği kişilerin şu andaki hallerine bir anda gelmediklerini de düşünmeleri çok iyi olur.

    kısacası yöneticilik ve baş olmak zor işlerdir ve zorluklarla mücadele edebilen sert bir kişilik gerektirir. eğer böyle değilseniz bile, bir süre sonra ister istemez ya sertleşir ya da kenara atılırsınız.

    insan doğasının binlerce yıllık özellikleri bugün elimizde akıllı telefonlar var diye değişmedi ve değişmeyecektir. insanlığın ateşi kullanmaya başlamasının üzerinden bile alt tarafı bir kaç yüz bin sene geçti.

    bu sebeple insan doğasını ne kadar gerçekçi bir şekilde değerlendirebilirseniz olayları da o kadar iyi anlarsınız.

  • hakkını savunmaya çalışan üniversite öğrencisi, maden işçisi veya çevreci mi ki polis müdahale etsin? ne kadar da düşüncesizsiniz!?

  • komutana maeve binchynin yalnız kadınlar sokağı* kitabını okurken yakalanan askerin yaşadıkları:

    - asker!
    - emredin komutanım!
    - napiyosun oğlum?
    - kitap okuyodum komutanım.
    - ne kitabı lan?
    - roman komutanım.
    - adı yok mu bu romanın?
    - yalnız kadınlar sokağı komutanım.
    burada komutan biraz durup düşünüyor ve sonra daha sakin bir ses tonuyla:
    - nerdeymiş bu sokak lan?
    - onu bulmak için okuyorum komutanım.