ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bu arada bora ben
-
"bak beyim... sana iki çift lafım var. koskoca adamsın. paran var, pulun var, her şeyin var. binlerce kişi çalışıyor emrinde. yakışır mı sana ekmekle oynamak? yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu karda kışta sokağa atmak, aç bırakmak? ama nasıl yakışmaz... ben boşuna konuşuyorum. sevgiyi tanımayan adama sevgiyi anlatmaya çalışıyorum. hıh... sen... büyük patron, milyarder, para babası, fabrikalar sahibi... sen mi büyüksün? hayır biz büyüğüz, biz! sen bizim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç! gözümüzde pul kadar bile değerin yok. ama şunu iyi bil; ne oğluma, ne de gelinime hiç bir şey yapamayacaksın. yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizleri. çünkü biz birbirimize parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız. bizler birbirimizi seviyoruz. biz bir aileyiz. biz güzel bir aileyiz. bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun?! dokunma artık aileme. dokunma bizlere. dokunma oğluma, gelinime... eğer onların kılına zarar gelirse, bu arada bora ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan ben, bora, hiç düşünmeden çeker vururum seni! anlıyor musun? vururum ve dönüp arkama bakmam bile."
kişinin yaşlandığını anladığı an
-
cumartesi taksim'deyken biran önce eve gidip çay demleme hayali kurduğu andır.*
türkiye artık avrupa'da değil
-
bunu anlamak için sokağa çıkmak, sahile inmek falan yeterliydi oysa!
şok olmuş gibi tavırlara girmeye gerek yok kardeş. senin dükkan tabelaların arapça olurken birer birer,
gençlerin bir mülteci tarafından öldürülürken,
genç kızların, kadınların yine bunlar tarafından gizli gizli fotoğrafları, vidyoları çekilirken anlamalıydın gidişatı.
dipçe-i istila: arkadaşlar, yukarıdaki açıklama doğrudur değildir. olay bu değil. avrupa birliği, " siz avrupa'da değilsiniz " dese ne, demese ne!
mevzu başka. mevzu, ülkemizde yaşanan şu olaylardan biri bir avrupa ülkesinde yaşansa halkın tepkisi ne olurdu?
mevzu, benim geçtiğimiz aylarda istanbul'da adres soracakken beşinci denememde bir türk'e denk gelebilmem.
mevzu, bazı semtlerde sokak boyunca sadece arapça tabelalar olması!
uzar gider bu liste. sen önce vatanına sahip çık; sonra bana çemkirirsin " hepsi mültecilerin suçu mu? " diye.
senin ülkende zaten sürüsüne manyak varken bir de ithalatına girdin bu işin!
içeride her türlü ahlaki olmayan şeyi yapıyorlar
türklere sorulan salak sorular
-
-sizin ülkede tuz yokmuş doğru mu?
-tuz ne?
maraş depremi ingiltere'yi dümdüz eder
-
kendimizi iyi mi hissetmemiz gerekiyor?
barış isteyen bir kesime savaş açmak
-
polis öldürerek, adam kaçırarak barış istemelerinden dolayı gerçekleşen durum. barış silahla olmuyor anlamak lazım.
zübeyde hanım'ın atatürk'ten para istemesi
-
hikayenin aslı şöyledir;
zübeyde hanım 5 kuruşunun kalmadığı bir gün ankara'ya telgraf çeker
paramız bitti oğlum diye sıkıntısını belirtir. bunun üzerine salih bozok, atatürk'ün yanına gelerek:
''elimizdeki mevcut paradan gönderelim mi'' diye sorar.
atatürk:
''zübeyde'ye 20-25 gibi gitmesi lazım" der, ve hemen telgraf çeker, "paraları sıfırladınız mı?".
başkası mıydı lan o yoksa???
kerimcan durmaz
-
cem yılmaz bir zamanlar uçan sabri için şunları söylemişti: “bir adamı stüdyoya çağırıp uçmasını beklerseniz o da uçar.”
kaynak
birini edepsizlik yapsın diye markalaştırırsanız o da yapar.
çiftleşmek için 30 bin erkeği bekleten dişi yılan
merhaba ben selinsu bunlar benim itiraflarım
-
şu iki örneğine bizzat şahit olduğum yazı bütünü.
"düşüncesi hakkında en ufak bir fikre sahip olmadığım halde deniz gezmiş'in her ölüm yıldönümünde herhangi bir starbucks şubesinden iphone'umla "devrim bir gemi gibidir. kim bilir kaç yunus görmüş, kaç deniz gezmiş" paylaşımı yaparım."
" kural gereği arkadaşlarımın feysbuktaki fotoğrafları altına "güzellik, ay ben seni yerim ki -kalp kalp kalp-, bebeğim çok güzelsin" yazarım; onların da simsiyah kaşlara sahip olmama rağmen ısrarla sarıya boyattığım borussia dortmund terk saçlı fotoğraflarıma aynı şeyi yapmalarını beklerim."
başıma bir şey gelmeyecekse ben bu yazıyı beğendiğimi söyleyebilirim. yazan kişi niçin hunharca linç edilmiş anlayamadım.
gregor mendel
-
1822 - mendel dogdu
1840 - opava gymnasium'dan mezun oldu
1843 - olomouc felsefe enstitusu'nden mezun oldu
1843 - brno'daki augustinuscu aziz thomas manastirina katildi
1848 - rahiplerin yurttaslik haklarinin genisletilmesini talep eden dilekceyi imzaladi
1851 - doga tarihi egitimi icin viyana universitesi'ne girdi
1853 - ogretmenlik yapmak uzere brno'ya geri dondu
1853 - bitkilerde kalitim uzerindeki arastirmalarina basladi
1862 - havayla ilgili gozlemlerini avusturya-macaristan doga bilimleri cemiyeti'nin dergisinde yayimladi
1865 - bitki melezleriyle ilgili makalesi brno doga bilimleri cemiyeti'nin dergisinde yayimlandi
1868 - basrahip napp oldu ve mendel brno manastirinin yeni basrahibi secildi
1870 - moravya ve silezya tarim cemiyeti merkez komitesi'ne secildi
1884 - mendel oldu
hala koronavirüs kapmayanların meslek sırları
-
is makinesi operatoruyum santiyede. yanima yaklasani 9 metre derine gomerim dedim. o gunden beri yaklasan yok... yemegimi cayimi termosta evden getiriyorum. ama tabiiki yusuf yusuf halindeyim.