ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
100'den geriye doğru 7'şer 7'şer hızla saymak
-
94'te duraksadığım eylem...
edit: markasiz uyardı. 93 kalıyor. 100'den, 7 çıkarsa.
edit 2: hakikaten yanlış yapmışım. dedikleri doğru karneyi alan sözlüğe koşuyor. yeter artık vurmayın öldüm.
24 nisan 2015 almanya'nın soykırımı tanıması
öğrenci evinde yaşanabilecek en dumur olaylar
-
gecenin bir vakti başka bir evden ders notları * almak için giden ev arkadaşını beklerken kapının çalması, arkadaş döndü sanılarak kapının açılması, kan ter içinde iki travesti ile burun buruna gelinmesi, haydutun biri kovalıyor, bi beş dakka durabilir miyiz demeleri, şaşkınlıkla içeri davet edilmeleri, ev arkadaşının yarım saat sonra döndüğünde evde biri patates soyan, diğeri tavada kızartan iki travesti ve salonda uyuklayan arkadaşı ile karşılaşması.
oyuncak dinozorlardaki inanılmaz mantık hatası
-
oyuncak dinozorlar plastikten yapılmaktadır.
plastiğin ham maddesi ise petroldür.
petrol ise fosiller yardımıyla oluşmaktadır.
bütün bu bilgiler ışığında plastik dinozorlar aslında gerçek dinozorlardan yapılmaktadır.
exxen
-
reklam ile entry girdirtmeye başladığına göre televizyonun altın çocuğu bu sefer faka bastı sanırım.
debedüt: gelen maillere istinaden; artık daha da eminim faka bastığına
kulağa hoş gelen her türlü müziği dinlerim
-
bu cevabı önceden çok baştan savma olarak düşünüyordum. hoş, ben de bu cevabı verebilecekler arasındayım ama hep bir kaçış, hakikaten müzikten anlamayan insanların verdiğini düşünürdüm ki "hep bu tarz mı dinlersin?"* sorusuyla açılan bir muhabbeti bu cevapla noktalayana kadar. neden? böyle başlayan muhabbette müzikten gerçekten anladığını düşündüğüm insanın çok sığ fikirleri olduğunu gördüm de ondan. dostum rockçısın, trance diye bir tarzı da kabullenmiyorsun ama armin van buuren diye bir güç var. türkü dinlemem diyorsun ama neşet ertaş diye bir güç var. bugüne kadar tek tip müzik dinleyen insana hiç rastlamadım. belirli bir tarza yatkın olabilirsin, genelde x tarz severim diyebilirsin ama sadece x'ci olmak çok sığ bir kavram bana göre. müzik çok geniş bir kültür sonuçta.
herkes kendine göre kaliteli müzik dinliyor ama müzikle statü farkı yaratmaya çalışanlar var. albüm mü yaptın, dünya starı mı oldun ki dinlediğin müzik sana nasıl bir statü farkı kazandırsın. ben de artık tam böyle olmasa da buna benzer cevapla savuşturuyorum atakları.
ne diyorduk; müzik iyidir, güzeldir, sektör büyüyor, önünü alamıyoruz vs.
thor love and thunder
-
5 kasım 2021'de vizyona girecek olan 4. thor filmi. chris hemsworth ve tessa thompson başrolde. yönetmen taika waititi. natalie portman, "kadın thor" olarak geri dönüyor.
https://pbs.twimg.com/media/d_9ljbhx4aai9am.jpg
https://twitter.com/…niz/status/1152753105274101760
edit: phase 4'daki diğer filmler (bkz: #92877207)
edit2: son vizyon tarihi 6 mayıs 2022 oldu.
dünyanın en güzel fotoğrafı
-
son 5 dakikadır benim için:
http://cdn.pichars.org/store/2292_original_aubr6.
edit: link yenilendi, haber verdiği için mjorate'e teşekkürler.
21 cm'nin üstünde 5 saat zıplamak
-
lan allah belamı versin topuklu ayakkabıdan bahsettiğini entryleri okuyunca anladım. içimin bu kadar fesat olduğunu bilmiyordum. kız çok fena gaf yapmış yalnız, yazık.
meb'in ders müfredatını inanç temelli değiştirmesi
-
allah'ın izniyle x'i bulunuz
edit: sayın cumhurbaşkanımızın talimatıyla x'i bulacağız inşallah
yeni başlayanlar için iş hayatı
-
hiçbir yer "tam istediğiniz" gibi olmayacak, çünkü sizin "tam istediğiniz şeyin" kendisi zaten "çalışmamak" üzerine kurulu.
zengin çocuklarının daha başarılı olması
-
hayatın acı gerçeklerinden biri.
zengin babanın, çevresinin, çocuğuna sunduğu egitim ve diger olanakların buna sebep olduğu herkesin malumu.
bense hemen göze çarpmayan başka bir faktörden bahsedeyim. aynı kalitede eğitim almış da olsanız, aynı zekaya da sahip olsanız, ayni ise de girseniz zengin çocuğunun sizden daha başarılı olması beklenir. sebep? kendine güven. örneğin siz şirketteki işinize muhtaç olduğunuz için zengin çocuğu kadar kendinden emin konuşamazsınız. zengin çocuğu ise yetiştiği ortamdan ötürü genel müdürü filan kendi dengi gibi düşünür.
bu sav tabii ki her bireyi tasvir etmiyor. ortalamalardan bahsediyorum.
***
bu durumla savaşmanın bilinen tek yolu devletin tüm vatandaşlarına sunduğu sosyal olanakları artırması. iskandinav ülkelerindeki social mobility'nin abd'den kat kat yüksek olmasının temel sebebi bu.
vahşi kapitalist sistemde fakir doğan genelde fakir ölüyor.
annie hall
-
"entellektüel adamın mutlu ilişkisi olmaz", "akıllı adam zor adam" gibi şahane (ve pesimist) tespitleri olan woody -en nihayetinde- elbette haklı çıkar. la-dee-da efekti ile başlayan, tek heceli ve kardeş ünlemlerle hız alan diyaloglar git gide sonu gelmez "dedin/demedim", "ne demek istedin?" temalı şebnem ferah*'a havale geçirtecek ayarda diyaloglara, ardından monologlara dönüşür. en son yatakta yan yana yatıp tavanı seyretmektedirler. annie joint içmeden havaya bile girememektedir. alvy'nin "kendini geliştir, birşeyler yap" söylemi annie'nin gidip profesörü ile yatması ile sonuçlanır. (kadınlara birşeyin çok koyduğunu böyle anlarız)
kadın-erkek ilişkisi üzerine çekilmiş filmlerin içinde gelmiş geçmiş en başarılılarından biri olduğunu her fırsatta kanıtlar annie hall. bu film için woody'nin diane keaton ile olan ilişkisinden yola çıktığını söylemeye gerek var mı? (diane keaton'ı hala muhabbetle anmaktadır, unutulmaz addetmektedir. annie hall olan kadından aşağısı beklenmezdi)