• grigory s. petrov'un finlandiya'nın kuruluşunu ve bataklıklar ülkesinden nasıl beyaz zambaklar ülkesine dönüştüğünü anlattığı değişik bir kitap.

    1920'li yıllarda yazılmış. bir nevi toplumsal dayanışma gösterisi. snelman adlı finli bir aydının toplumun bütün dilimlerini asker, öğretmen, mühendis demeden harekete geçirmesini ve bügünkü fin ülkesinin, kültürü, sanayisi ve eğitimiyle nasıl kurulduğunu anlatmakta.

    didaktik ve otoriter bir dil, biraz da "üçüncü dünyaya örnek olsun" anlayışı hem kitaba hem çeviriye hem yayıncıya hakim olsa da naif bir kaynak olarak iskandinav kardeşlerimizin tarihi hakkında bizi haberdar eden yerli malzemeyi ve isimleri hatırlatan okuması kolay bir eser.
  • kitabın bir bölümünde finli filozof johan wilhelm snelman (1806-1881) öğretmenlere ve akademisyenlere yönelik muazzam bir konuşma yapmaktadır. şimdi bu konuşmayı aynen aktarıyorum " aziz arkadaşlar! çalışma koşullarınızın ne kadar ağır olduğunu biliyorum. insanlarınızın emeğinizi değerlendirmediği ıssız yerlerde nasıl yaşadığınızı biliyorum. maddi durumunuzu da anlıyorum. ama ne yapabiliriz? unutmayın: halkı uyandırmaya daha yeni başlıyoruz...sizleri fedakarlığa davet ediyorum herkesi değil, yalnıca fedakarlık yapmayı kabul eden ve bunu yapabilecekleri çağırıyorum. afedersiniz ama sizinle açık konuşacağım: biliyorum ki, her meslekte olduğu gibi aranızda ruhen eğitmen olmayanlar da var. onlar sanatkar bile değiller. onlar mesleklerini sevmeyen, mesleklerini kahreden tembellerdir. bir arkadaş olarak onlara nasihat ederim: okulu bırakın. başka bir uğraş bulun, yazıhanelere gidin, tüccar olun. başka işlerle ilgilenin. ama canlı ruha ve büyük bilgiye gerek duyulan meslekleri işgal etmeyin..."
    (aktaran: nikolay petrov; beyaz zambaklar ülkesinde, koridor yayıncılık, istanbul 2008, s.36-37)".
  • okudukça gözünüzün önüne türkiye'nin atatürk ile yeniden dirilişini getiren,yapılan her devrimin ne amaçla yapıldığını çok sade ve güzel bir dille anlatan,bir toplumun küllerinden doğmasını anlatan kitap.
  • oriijnali rusça olan rus rahip grigorij petrov'un finli devlet adamı johan vilhem snellman'ın eserlerine dayalı olarak yazdığı hayal ürünü bir romandır. orijinali saraybosna'da bulunan bu kitabın ilk çevirisi 1923 yılındaki sırpça-hırvatça çevirisidir. akabinde bulgarca ve sonra'da türkçe çevirileri gelmiştir. geri kalmış bir ülkenin nasıl olup da ekonomik, sosyal açılardan müreffeh bir hale geleceğini anlatan bu kitap elbette atatürk'ün de ilgisine mazhar olmasıyla türkiye'deki askeri okullarda zorunlu kitap olarak okutuldu. bunca tantanaya rağmen bu kitabın fince çevirisi 1978'dir ve o zamana kadar neredeyse finlandiya'da hiç bilinmez.

    finlandiya'nın bulgaristan büyükelçisi paul jyrkankallio kitapla ilgili 1970'lerde şunları söylemiştir: "dışişleri bakanlığı çalışanı yani biraz da ülkesinin propagandasını yapma rolü olan birisi olarak şu paradoksu kabul ediyorum: hayal ürünü ve çoğunlukla eğlenceli yerleri olan bu kitabın dışişleri bakanlığı'mızın üst düzey uzmanlarının hazırladığı diğer eserlere kıyasla türkiye'de ve bulgaristan'da finlandiya'ya daha çok hayrı dokunmuştur. bu noktada bilge romalıların sözünü anımsamak gerekir. habent sua fata libelli- kitapların kendi kaderi vardır."
  • toprakları taşlarla dolu, ekonomik gücü olmayan, eğitimli insan sayısı oldukça az , daha yeni isveç ve rus baskısından kurtulmuş bir halkın ülkelerini nasıl beyaz zambaklar ülkesine döndürdüğünü anlatan , mustafa kemal atatürk'ün etkilendiği ve herkesin okuması için çaba gösterdiği bir kitap. halka kızmaktansa önce onu dönüştürmek ve değiştirmek gerektiğini aksi takdirde bilgiye sahip olan kişinin tek başına mutsuz olacağını görüyorsunuz.
    yaşamı ile yanyana koyduğumuzda mustafa kemal'in ne kadar çok kitap okuduğunu ve öğrendiği herşeyi bir başkası ile değil halk ile paylaştığını gözlemliyosunuz belki birazda ona ve zihnine yaklaşıyorsunuz okudukça.
  • bir avuc aydinin aslinda isteseler ve cabalasalar neleri basaracagini gosteren kitap. zira trenin on vagonunda bulunan onderler halki geri kalmisliktan kurtarmak icin seferberlik ilan ediyor ve uygarlik mucadelesi baslatiyor. her calismanin sonunda elde edilen basari gibi insanliga, dayanismaya, ruh birligine ve insanlik onuruna ornek teskil eden bir son kendini gosteriyor.
  • atatürk'ün askerlere tavsiye ettiği söylenir bizzat finlandiyalılar tarafından.
    http://www.helsinginsanomat.fi/…ticle/1101978058628
  • ata'sını anlamadan "atam" diyen, kitabı neden önerdiğini anlamadan "okumayın" diyen , kendinin bu ülke için gereksiz olduğunu anlamayıp, kitaba " gereksiz" diyen bir yazarın bilinçsizce zırvaladığı , herkesin okuyup anlaması gerektiği ata yadigarı kitap.
  • kitap fince veya rusca basımında(şimdi hatırlayamadım) ön sözünde türkiye ile ilgili bir anektoda yer verilmiş.
    anektot aynen şöyle ; 60 darbesini yapan subaylara cumhuriyet gazetesi darbeden kısa bir süre sonra bir anket yapıyor.
    sorulardan bir şöyle sizi en çok etkileyen kitap hangisi ?
    cevapların büyük bir çoğunluğu aynı kitabı gösteriyor.beyaz zambaklar ülkesinde
  • finlandiya halkının önemli bir kısmının, bırakın okumayı, varlığından bile haberdar olmadığı bir kitap.
hesabın var mı? giriş yap