• çalış,
    - denizin 50 metre altına techizatla dal, dalamadığın yere başka bilimsel çalışmaların ürünü teknik araçlar gönder, vakit ve kaynak tüket. kaynağın içinde ömrün de olsun...
    - yeni tütmüş volkanın dibine kadar gir. "dürtsem ısırır mı?" tedirginliğine denk bir tedirginlik yaşa. zehirli gazın içinde kaybol. binlerce santigratlık volkan damlaları arasında örnek topla...
    - 7. kat balkonundan bakmaya korkan insanların olduğu bir dünyada, gezegenin yörüngesine gir, gözlem yap. kainatın sırrına erişir gibi ol.
    - fırtına, kasırga, boran, tayfun kovala. felaketin hızını, çapını ölç.
    - kimsenin görmediği, görse de anlam veremediği, anlam verse de yorumlayamadığı mikroskobik canlıların uğruna hayatını ver. evladından çok bu tipsiz tek hücreli canlıları gör. sanki bir aşk doğacakmış gibi virüs, bakteri incele.
    - birkaç rakamın ve sayının, birkaç harfin ve işaretin oluşturduğu bir grafik dizilişin (formül) karşısında acz içinde bekle, düşün, kafa yor: "belki şu ana kadar fiziğe dair bildiklerimiz yalandı" şüphesinden dolayı.
    - ada ada, tepe tepe, okyanus deniz gez. kuş gözlemle, kertenkele incele, fil tedavi et, at takip et, gorille dostluk kur...

    sonra hıyarın biri ömründe ilk kez tanık olduğu bu gerçeğe, bilgiye, düşünceye sahip çıkıp desin: "bu yazıyordu zaten"
  • (bkz: evrim teorisi kuran'da yazıyor)

    hergün okunduğu halde zaten yazılı olan şeyi bulamamak doğru düzgün okunmuyor anlamına mı geliyor? yoksa başka birşey mi açıklansın.
  • bilimadamlarına akıl veren yaratana inanır.
  • bu tür yaratılışçıların olacağı olacağından tüm kutsal kitaplarda bahsedilmiştir.
  • en hafifinden; gayrete saygısızlık, çalışmaya hürmetsizliktir..

    mü'min kişi imanı gereği ispat arayışında olmamalıdır zaten.. insanoğlu kuralları değişmez görmeye yatkın olsa da her bilimsel gözlem ve hesap kaynaklı kural, farklı ortamlarda farklı sonuçlara doğru eğilebilir, değişebilir veya tamamıyla devre dışı kalabilir.. bu sebeple bu kanıtlara yegane gerçekler gibi bel bağlamak ne kadar anlamlı düşünmemiz lazım.. değişmez olan, eğilip bükülmez olan, tartışılmaz olan yegane varlığa inanan bir mü'minin, varlığa dair ispatlar, cevaplar, kanıtlar arayan pozitif bilimle imanını kıyaslaması ve -daha kötüsü- desteklemeye çalışması büyük hata.. çok büyük hata..

    eğer bu kişi; yaratan'ı daha iyi tanımak adına yaratılmışları gözlemlemeyi, kainatta olup biteni anlamaya çalışmayı, hikmete dair ipuçları görebilmeyi ve kendini böylece dosdoğru konumlandırabilmeyi amaçlıyorsa iş değişir.. çünkü etrafımıza baktığımız kadarıyla görünen o ki allah hiçbir şeyi gökten zembille indirmiyor.. her şeyi sebeplere bağlıyor.. kainattaki her durum, hatta "mucize" denecek şeyler bile kurulu bir düzen üzere gerçekleşiyor..

    yani parmak şıklatıp sihirbazlık yapan sakallı bir "zeus" yok karşımızda.. ve açıkçası parmağından yıldırımlar çıkaran aksi bir ihtiyardansa***, tüm oluşları bir mekanizmaya bağlamış, varoluşu bir sistematiğe oturtmuş, gerçekleşen istisnasız ne varsa her şeyi; bir annenin çocuğuna olan merhametini, bahar yağmurunu, filizlenen akasya tohumunu, yumurtayı dölleyen spermi, galaksimizin içinde korkunç bir süratle hareket ettiğimiz ama bu hareketi durduğumuz yerden hissedemediğimiz güneş sisteminin göçünü, öfkeyi, sevgiyi, gün batımını, birbirine bağlı yaşamları, yaşamadığını varsaydığımız taşları-kristalleri hep bir sebep-sonuç ilişkisiyle var eden allah'ı "büyük" görüyorum.. "allahuekber" kelimesi anlamını buluyor içimde..

    varlığı bir sistematik dahilinde yaratan ve keşfetmemiz için önümüze sonsuz ayrıntılar içeren bu mekanizmayı serene sonsuz hamdüsenalar olsun..
  • nal toplama sendromu bir nevi.
  • ateistlerin yaptığı doğa belgeseline seslendirmede "işte bunlar hep allah'ın hikmeti" sözlerini ekleyendir.
  • bunun bir de "bu yazıyordu zaten" e gelmeden öncesi var. bu adamlar yalancı, mason lobisinin, israilin adamları, müslümanlığı engellemek için yapıyorlar o bilimi, hepsinin içe şeytan kaçmış, bilim adamaı değil ilim adamı olmamışlar, gibi...
hesabın var mı? giriş yap