• bilinen birçok komedyenin aksine çok garip mimik ve jestleri olan kişi. bazen kendini yerden yere atıyor bazen de "aha bu sefer sıyırdı" diyebiliyorsunuz. mikrofonla yaptığı efektler de çok başarılıdır.

    tool'un third eye adlı şarkısındaki konuşmalarından biri şöyle gelişmektedir:

    "all my point is, there's a lot of ways to look at the world. why pick the way you learn over tv? 'cause it's usually wrong. did you ever see a good drug story in the news? never. news is supposed to be objective isn't it? but, every drug story is negative!... well hold it! i've had some killer fuckin' times on drugs! let's hear the whole story! same lsd story every time and we've all heard it: "young man on acid thought he could fly, jumped out of a building. what a tragedy..." .... .... what a dick! he thought he could fly, why didn't he take off from he ground and check it out first?! you don't see ducks lined up to catch elevators to fly south! he's an idiot, he's dead! good! means there's one less moron in the world! wow, what a fuckin' tragedy huh?...

    how about a positive lsd story? that would be newsworthy, don't you think?: "today a young man on acid realised that all matter is merely energy condensed to a slow vibration, that we are all one consciousness experiencing itself subjectively.there is no such thing as death, life is only a dream and we're the imagination of ourselves... ... here's tom with the weather!"

    kabaca çevirmek gerekirse:

    "söylemek istediğim, dünyaya bakmanın pek çok yolu var. neden televizyonun öğrettiği yolu seçelim ki? çünkü genelde yanlıştır. hiç haberlerde iyi bir uyuşturucu hikayesi izlediniz mi? asla. haberlerin objektif olması gerekir, öyle değil mi? ama bütün uyuşturucu haberleri kötümserdir.... durun bi dakika! ben uyuşturucu kullanırken harika zamanlar geçirdim! bir de olaya bu yönden bakalım! hep aynı lsd hikayesi ve bunu hepimiz duyduk: "uyuşturucu kullanan genç uçabileceğini zannedip kendini binanın tepesinden attı, ne büyük trajedi..." ... ... ne büyük salak! eğer uçabileceğini düşündüyse neden kontrol etmek için ilk önce yerden havalanmayı denemedi? ördeklerin güneye uçmak için asansörlerde kuyruk oluşturduğunu görmeyiz değil mi? adam aptalmış, öldü! süper! bu, dünyadan bir moron eksildiği anlamına gelir. vay, ne büyük trajedi, çok üzüldüm!..

    iyimser bir lsd hikayesine ne dersiniz? işte bu haber niteliği taşırdı, değil mi?:

    "bugün uyuşturucu kullanan genç bir adam, madde dediğimiz şeyin sadece yavaş bir titreşime yoğunlaşmış enerji olduğunu, insanların aslında kendi kendisini öznelce tecrübe eden tek bir bilinç olduğunun farkına vardı. ölüm diye birşey yoktur, hayat sadece bir rüyadır ve hepimiz birbirimizin hayaliyiz... .... şimdi hava durumu için tom'a bağlanıyoruz!"

    ders niyetine okutulması gereken bir insandır vesselam.
  • ölümünden bir sene sonra çıkan radiohead albümü the bends bu güzel abimize adanmıştır.
  • bugun olumunun 14. yildonumu. daha 32 yasindayken ayrilmis aramizdan. 1988-1994 yillari arasinda yaptigi gosterilerde seyircisiyle paylastigi fikirlerinin, sundugu tezlerin ve elestirdigi hatta sanki karsisindaymis gibi kavga ettigi dusuncelerin bugun hala daha gecerliligini koruyor olmasi beni hem urkutuyor hem de hicks'e daha da fazla saygi duymama neden oluyor. o da bu ridein gercek olmadigini anlayanlardandi ama o susturulmadan terk etti bu lunaparki:

    the world is like a ride at an amusement park. and when you choose to go on it, you think it's real because that's how powerful our minds are. and the ride goes up and down and round and round. it has thrills and chills and it's very brightly coloured and it's very loud and it's fun, for a while. some people have been on the ride for a long time, and they begin to question: is this real, or is this just a ride? and other people have remembered, and they come back to us. they say, "hey, don't worry, don't be afraid ever, because – this is just a ride." and we … kill those people. "shut him up. we have a lot invested in this ride. shut him up. look at my furrows of worry. look at my big bank account and my family. this just has to be real." it's just a ride. but we always kill those good guys who try and tell us that, you ever notice that? and let the demons run amok. jesus, murdered; martin luther king, murdered; malcolm x, murdered; gandhi, murdered; john lennon, murdered; reagan … wounded. but it doesn't matter, because – it's just a ride. and we can change it any time we want. it's only a choice. no effort, no work, no job, no savings and money. a choice, right now, between fear and love. the eyes of fear want you to put bigger locks on your doors, buy guns, close yourself off. the eyes of love instead see all of us as one. here's what we can do to change the world, right now, to a better ride. take all that money we spend on weapons and defenses each year and instead spend it feeding and clothing and educating the poor of the world, which it would pay for many times over, not one human being excluded, and we could explore space, together, both inner and outer, forever, in peace.
    http://www.youtube.com/watch?v=q95kx_ep2nk

    meali, ama oncelikle (bkz: ride/#3623034)*

    bu dünya, lunaparktaki bir ride'a benziyor. ve bu ride'a binmeyi sectiginiz zaman gerçek oldugunu dusunuyorsunuz cunku beynimiz iste bu kadar guclu. ve bu ride asagi iniyor, yukari cikiyor, donup duruyor. heyecan yasatiyor, urkutuyor, cok parlak renkli, cok gurultulu ve cok eglenceli...bir sure icin. cok uzun zamandir bu ride'da olan bazi insanlar sorgulamaya basliyor: bu gercek mi, yoksa sadece bir ride'mi? ve hatirlayan diger insanlar bize geri donuyor. diyorlarki "hey, endiselenme, sakin korkma, cunku bu sadece bir ride." ve biz bu insanlari...olduruyoruz. "susturun onu. bu ride'a cok para yatirdik. susturun onu. endiseli gozlerime bakin. buyuk banka hesaplarima ve aileme bakin. bunlarin gercek olmasi lazim." bu sadece bir ride. ama biz her zaman bize bunu soylemeye calisan iyi insanlari olduruyoruz, farkinda misiniz? ve seytanlarin aramizda serbestce dolasmasina izin veriyoruz. isa, olduruldu; martin luther king, olduruldu; malcolm x, olduruldu; gandhi, olduruldu; john lennon, olduruldu; reagan ise…yaralandi. ama onemli degil- cunku bu sadece bir ride. ve onu istedigimiz zaman degistirebiliriz. bu sadece bir secim. caba gerektirmez, ugras gerektirmez, is gerektirmez, tasarruf ve para gerektirmez. bir tercih, hemen simdi, korku ve sevgi arasinda. korkunun gozleri kapilariniza daha buyuk kilitler koymanizi, silahlar almanizi, kendinizi kapamanizi istiyor. sevginin gozleri ise hepimizi bir olarak goruyor. dunyayi degistirip daha iyi bir ride haline getirmek icin hemen simdi sunu yapabiliriz: her yil silahlar ve savunma icin harcadigimiz butun parayi alin ve onun yerine fakir dunyanin beslenmesine, giyinmesine ve egitimine harcayin. bu para bu isin yapilmasina kat kat yeter, tek bir insanoglu bile disarda kalmaz ve hep beraber uzayi arastirabiliriz, hem ic hem de dis uzayi, sonsuza dek, baris icinde.

    sadece bir komedyen degil, bir filozof, bir dusunur, bir sanatciydi. cenette new kids on the block dinlemektense cehenneme gidip alev nehirleri uzerinde jimi hendrix dinleyip surf yapmayi tercih ediyordu. inaniyorum ki hendrix'le birlikte cennet'i salliyorlardir.
  • tanıyan pek yoktur bill hicks'i. kendisine adanan albümlerin kapaklarında adını resmini görüp ''kimmiş lan bu'' diyerek öylece bir bakılır ve o albümler dinlenmeye devam edilir.

    ama biliniz ki bill hicks yeryüzü üzerine bugüne kadar gelmiş en komik ve aynı zamanda en zeki insanlardan biridir. liseyi bitirir bitirmez los angeles arizona bay bölgesine 18 yaşında göç eden bill'in bir tek amacı vardır; rock yıldızı olmak. çocukken veli toplantılarında öğretmenleri kendisi için ''hahaha çok komik bir çocuk..ama siz onu biraz...nasıl derler..acaip yetiştirmişsiniz..biraz oğlunuzla ilgilenin'' derken bill yapacağını kafasına koyar ve lise biter bitmez vınnn. ailesi onu psikologlara götürürken psikologlar bill'in gayet iyi olduğunu söylerler. ama ailesine göre o, ''normal olmayan'' biridir. ki bu doğrudur. arizonada aralarında jay leno'nun da olduğu bir komedi grupları vardır. sağlam kankadırlar jay leno ve ekibiyle. daha sonra kendisini david letterman keşfeder ve kendi şovu için onunla çalışmaya başlar. daha 17 yaşında yazdığı flying saucer tour, volume 1 ile birlikte ortamların aranan insanlarından biri olur. daha 20 yaşındayken ciddi anlamda öfkesin kontrol etmekte zorlanır ve dinden, her türlü dogmadan yetiştiği protestan bölgesinde gördükleri sonucunda tiksinir. bill'in rock yıldızı olma hayalleri kendisinin komedi yeteneği sayesinde rafa kalkar.

    daha sonra david letterman'la çalışmanın verdiği gazla baya bir para kazanır. ancak tüm bu parayı bir tek yere yatırmaktadır; uyuşturucuya. 1989 yılında uyuşturucuyu bırakana dek bill tüm parasını kaybeder. ancak artık o senede 300 şova çıkan ünlü bir komedyendir. uyuşturucuyu, alkolü ve başka bir çok şeyi:) aynı anda bırakır. ancak o andan sonra şovlarında uyuşturucuyla ilgili kimsenin cesaret edemeyeceği esprileri kendi hayatından örnekler vererek yapmaya devam eder. hatta atalarımızın magic mushroom bularak evrildiğini ve bunun böyle gerçekleştiğini söyler. (bkz: third eye)

    dünyanın en öfkeli muhalif insanını mı görmek istiyorsunuz? işte bill hicks. en kısa yoldan söyleyeceğini söyler; george bush -bu baba olan- dünyaya gelmiş en şeytani insandır. şeytanın uşağıdır. reklamcılıkla ve parayla pulla uğraşanların hepsi şeytanın uşağıdırlar. şeytanın sikini ağızlarına alsınlar, der. hatta bu satan's cock esprileri sırasında kendinden geçer, yaptığı efektlerle durumu daha net anlatır.

    fundamentalist hristiyanlara göre dünya 12.000 yıl yaşındadır? nası lan der. hmmm evet biz incilde bahsedilen herkesin, ademle havvanın ve ondan sonra gelenlerin yaşına baktık hesapladık 12.000 yıl tuttu. e peki dinozorlar? onların kemiklerini tanrı bizi sınamak için koydu. yuh!!..gösterilerindeki alaycılık baştan aşağı mimikleriyle, ses tonuyla bezelidir.

    aradan geçen onlarca yıla rağmen john f. kennedy'nin suikastini her gösterisinde anar. amerikan hükümetinin yaptığı aldatmacaları öyle bir anlatır ki, gülmekle sinirlenmek arasında bir yere koyar sizi. amerikan televizyonlarında kendisinin zamanında yayınlanan gladyaörler yarışmasına kafayı takmıştır.

    eğer reklamcıysanız ya da parayla uğraşıyorsanız, kendinizi öldürün der. iyi olan herşeyin katili sizsiniz, dünyayı pislikle dolduran sizlersiniz, sikilmişsiniz ve dünyayı da kendinize benzetmeye çalışıyorsunuz der. ve bunu derken son derece ciddi olmasına rağmen insanlar kahkahalara boğulur. ancak o anda öfkesini görebilirsiniz. resmen sahnede delirir. alın izleyin;

    http://video.google.com/…%20hicks%20marketing&emb=0

    aslında tüm derdi insanların çok basit biçimde bir şeyleri çözebilecekleri açlık, sosyal güvenlik gibi sorunlarının sorumlusunu bulmuştur; para ve paraya tapanlar. iki yüzlüler. sıra kendilerine gelince toz kondurmayanlar. aslında sonn derece ciddi şeyler söylemektedir, ancak o sahneden bir ''komedyen'' olarak bulunduğu için insanlar gülmektedir. aslında gülünecek şeyler değildir söylediği çoğu şey.

    kendisinin ölmeden aylar önce londra'da yaptığı revelations gösterisi kanımca gelmiş geçmiş en mükemmel stand uplardan biridir. mc hammerdan vanilla ice'a, basic instinct'ten amerikan politikalarına, sansüre, amerikanın savaşı körükleyen politikalarına ''bir çocuğun doğumu aslında bir mucize ihihih'' diyen sevgi börtücüklerine kadar herkese ve herşeye giydirir.

    http://video.google.com/…&aq=f#q=bill%20hicks&emb=0

    hele ki amerikan hükümetini karşısındaki masum birine doğru yerden bir silah uzatan jack palance'a benzediğini, karşısındaki masum insan silahı yerden almak istemese bile ''pick up the gun...'' diyerek karşısındakini zorladığını, ardından da o masum insan silahı eline alınca anında vurulduğunu gösterir. sonra da jack palanca, yani amerikan hükümeti şöyle der; gördünüz işte, elinde silah vardı ben de onu vurdum...verdiği bu örnek, bugün amerikanın ırak ve afganistan politikasının kısacık ve acı dolu bir parodisidir sadece.

    kendisi, pankreaas kanseri olduktan sonra çekilmiş olan son görüntülerinde şöyle görünür; zayıflığını ve yüzündeki renksizliği gizlemek için bıraktığı sakallarıyla, normalden oldukça sakin ve durgun bir halde. konuk olduğu program bir rock programıdır ve bu son programda normalde gösterilerine göre oldukça naif ve sakindir. sanki her an öleceğini düşünüyormuş gibidir. ayrıca bu videosunda, o günlerde yani 1993 te sadece bir albümü olan tool'un hayranı olduğunu da söyler. yani tool'un kendisine olan hayranlığı tek taraflı değildir.

    http://video.google.com/…ill%20hicks&emb=0&start=10

    kendisinin bu solgun, sakallı ve zayıf halinin resmi, tool'un aenima albümünün kapağında yerini alır.

    bill, kimsenin söylemeyi aklından bile geçiremeyeceği gerçekleri, en keskin ve zeki biçimde söyleyebilen bu adam, günümüzde insanların durumlarını, saçmalıklarını, klişelerini, sıradanlıklarını 15 sene öncesinde söylemiş, bugün de geçerliliği devam edebilecek sözlerin sahibidir. kendisinin söylediklerine hakaret diyebilirsiniz, aşırı diyebilirsiniz, ama söylediklerinin muhattaplarını bir kere daha düşünün. bill hicks'in sözleri, hakedene hakettiğini verir,

    ölmeden bir kaç ay önce ailesinin yanına döner. orada konuşamayacak hale gelmeden bir hafta sonra acılar içinde ölür. onu, mississipiye doğduğu yere gömerler.

    eğer gerçekten farklı fikirler, uçuk bir insan, sağlam bir muhalefet, öfkesiyle ve alaycılığıyla insanı titretebilen birini görmek istiyorsanız, bill hicks'i izlemeye devam edin.

    another ''undead'' hero'yu.

    tıpkı chuck schuldiner gibi
    john f. kennedy gibi.
    john lennon gibi.
    martin luther king gibi.

    spiral out.
  • bir komedyenden öte filozof tadında konuşan kişiliktir, ilgilendiği akım ve görüşler ne gibi araştırmacılarla kesişir bilinmez. çok yönlü bir adam, insafsız bir eleştirmen, başarılı taklitçi. gösterilerinde güldürürken resmen giydiririyor.
  • su dunya uzerine gelmis, gecmis, gelecek... en harbi, en akilli, en kafa, en komik, en gercekci, en sirin, en tembel, en karizmatik uc-bes adamdan biriydi. butun iyiler gibi o da cok erken yasta gocup gitti.

    esi benzerine bir daha rastlanmayacak bir insandi.

    sirf kendisiyle gunun birinde karsilasabilmek icin cennete inanmayi o kadar cok isterdim ki..
  • nedense bana komik gelmez. komedyenliği onun zorunlu mesleğidir. memuriyetidir. aslen bir "preacher"dır o. dini bir sözcü gibidir. ortalama insanların anlamayacağı, ürkeceği ve sonunda kızacağı şeyler söyler. sevgiden bahseder, ve aynı duyguları paylaşmayanların korkunç şekillerde ölmesini ister. ölen her ahmak onu mutlu eder.

    bütün bu sözlerinin başında ve sonunda birer espri yapar ki, kısa dönem hafızamızdaki stand up sanatçısı ünvanı bütünlüğünü korusun. ama izledikten sonra teker teker canlanır insanın zihninde anlattıkları.

    komedinin rock yıldızıdır, iyi ve doğru olanı söylemiş olandır. bu yüzden erken ölmüştür.
  • komedyen değil, sanatkar...

    '90 başlarında tool adamı maynard efendi* los angeles'ta komedi kulüplerinde stand-up gösterilerine çıkarmış ve o sıralarda hicks'le tanışmışlar.. birlikte aynı kulüplerde gösterilere bile çıkmışlar.. derken dostluk ilerlemiş ve hicks bazı tool konserlerinin açılışlarını da yapmış şovlarıyla.. hatta tool'un 1993 lollapalooza konserlerinde yaptığı kontakt lens muhabbeti epey ilgi görmüş ve sonrasında maynard da bu espriyi zaman zaman kullanmış.. (espri de şu : seyirciye "kontakt lensimi düşürmüşüm de, bi zaamet bakınır mısınız sağa sola?" denir ve hatırı sayılır sayıda ebleh seyirci de direktife uyup sağında solunda kontakt lens arar.. olay budur yani..)

    hicks ölümünden önce katıldığı son letterman show çekimlerinden sonra (1993) çok yakın bir dostunu heyecanla arayarak -aklımda kaldığı veya beynime kodlandığı kadarıyla- demiş ki :

    -evet, nihayet oldu ! her şey çok iyiydi bu kez.. o an aklımdakileri, tüm söylemek istediklerimi söyledim.. harikaydı.. artık çok daha rahatım.. kendimi çok daha iyi hissediyorum...

    aynı dostunu kısa süre sonra tekrar aramış ve bu kez de demiş ki :

    -inanamıyorum ! kesmişler ! evet, söylediklerimin çoğunu kesmişler ! nasıl olabilir bu ? kendimi çok kötü hissediyorum...

    ve yine yakınları onun bu olay yüzünden ölürken dahi üzgün ve hayal kırıklığına uğramış halde olduğunu söylerlermiş.. peki n'olmuş onu çok sarsan bu olaydan ve ölümünden yıllaaar sonra ? letterman -kapitalist amerikan televizyonu çağında olayın özünün samimiyeti tartışmaya fazlasıyla açık olsa da- hicks'in annesini* programına konuk etmiş bir gün (2009) ve programında ondan özür dilemiş.. yıllar önce oğlunun üzülmesine ve mezara dahi bu duyguyla gitmesine neden oldukları ve bu sebepten ailesi ve yakınlarını da yeterince üzdükleri için.. ve o yıllar önce kesmiş oldukları tüm hicks performansını o programda, annesinin de önünde yayınlamış..

    işte bu 15 yıl kadar rötarlı özürle ilgili bir link : http://blogs.courant.com/…-on-letterman-finall.html

    yeri gelmişken bir de şu tool - aenima albümü hicks'leri için 1-2 link :

    http://toolvinyl.com/…t/uploads/2008/04/aenima4.jpg

    http://1.bp.blogspot.com/…-_'another_dead_hero'.jpg
  • kendisine benzemeyi en çok istediğim ve kendisine benzemekten en çok korktuğum kişi.
  • en güzel esprilerinden bir tanesi türkçeye gayet güzel çevrilebilinir:

    "dünyanın pek çok sorunlu yerinde insanlar "devrim! devrim!" diye haykırıyor. burada ise "evrim! evrim!" diye haykırıyorlar. "başparmaklarımızı istiyoruz!""
hesabın var mı? giriş yap