• zamanında molko bu konuyla alakalı en güzel şeyi söylemiş-ti.
    “ı know the past will catch you up as you run faster” .
  • bilmek, her şeyi kendinizin bir parçası yapmak demektir.
  • dedim: artık bilgiden yana eksiğim yok,
    şu dünyanın sırrına ermişim az çok.
    derken aklım geldi başıma, bir de baktım;
    ömrüm gelip geçmiş, hiçbir şey bildiğim yok!

    ömer hayyam
  • epeyce sıkıntılı bir zihinsel evre..

    azizim bruce lee* bu konudan bahsederken -pek sevdiğim- kap metaforunu kullanır.. kabın faydasındaki kusursuzluğu boş oluşuyla ilişkilendirir.. mükemmel bir kap boş olmalıdır ki işe yarayabilsin.. içine aldığı şeylere izler/kokular bulaştırmadan, yeni ile eskiyi karıştırıp ikisinin de nefasetini bozmadan taşıyabilsin..

    zihnin mükemmeliyeti ve kudreti de kabın boşluğunda saklı o kusursuz ve emre amade potansiyel ile ilgili gibi..

    bununla birlikte, dolmadan taşanlar var bir de.. üzücü haller..
  • (bkz: anlamak)
  • "cemaat oyununun aktörlerini birleştiren temel akit, öteki'nin her şeyi bilmemesi gerektiğidir. öteki her şeyi bilmemelidir: totaliter-olmayan toplumsal alanın münasip bir tanımıdır bu."
    (zizek, "yamuk bakmak")
  • (bkz: #97203959)
  • yapmakla tamamen ayrıdır. fiiliyat önemli. en basit örnek; yemek yapmayı bilebilirsiniz ama bu iyi yaptığınız anlamına gelmez. daha doğrusu, bilmek değil de yalnızca o işi tanımlamak olur. ezberlersin, konuşursun yahut bilenden dinleyip yazarsın. bir şeyi gözle görmeden emin olmamak lazım. çeşitli sektörlerdeki işçiler küçümsenmemeli mesela. "ustalar çok bildiklerini sanıyorlar." vesaire gibi söylemler kibirdir. ustanın ukalalık yapması ayrı bir şey ama durduk yerde bunları sebepsiz küçümseyerek kendini yüksek göstermek, sike sürülecek aklı olmayıp, aklım olsa da sikime sürsem hezeyanıdır. bir şeyler ilk icat edildiğinde okul mu vardı? beyinlerinden başka hiçbir yol göstereni, bir öğretmeni olmayan adamlar pek çok alanda o bilimin temellerini atmıştır. tamamıyla kendi akıllarıyla ilerlemişlerdir. küçümsediklerin sayesinde bugün midene ekmek giriyorsa, lafını bilip konuşacaksın. bugün dirilseler, o sikik diplomanı eline mi verirler, yoksa kıçına mı sokarlar belli değil. bilimin temellerini atanlar, bir şeyleri ilk yapanlar bu kadar böbürlenmemiştir be.
  • bilmek acı verir, ızdırap verir. bilgi her şeyden önce sorumluluk ister. bilmek için yola çıkan insanlar bu yükün ne denli ağır olduğunu göze almalıdır. bilgi her şeyden önce sizin hayatı görmek ve algılamak istediklerinizin ve gerçekte olanların arasındaki uçurumu göz önüne serer. bu öylesine ağır bir uçurumdur ki artık hayatı tüm çıplaklığıyla, acımasızlığıyla ve gerçekleriyle görürsünüz. artık yaşamınızdaki hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. önünüze bu saatten sonra iki seçenek çıkacak birisi bilmenin yükünü tüm gerçekliğiyle omuzlayıp bu yolda kendi doğrularınız için mücadele etmek, diğeri ise bu durumu kabul edip binlerce yıldır mezarları dolduran, hayatın akışına kendini teslim etmiş sessiz sedasız ölüler kervanına katılmış bir kişi olmak. neyi istediğinize, kendinizi nerede görmek istediğinize siz karar veriyorsunuz. yaşam basit heveslerin ve hayvani içgüdülerin çok daha ötesinde keşfedilmeyi bekleyen ihtişam dolu bir kitap. bu kitabın sayfalarını en iyi anlayanlardan olmak için detaylara boğulanlardan olmamak lazım.(hayatın gündelik koşuşturmacası içinde yitip gidenlerden). şimdi korkuyu ve endişeyi bir kenara bırakıp gerçeklerle yüzleşme zamanı.
  • çoğu zaman sadece hüzün getirir.
hesabın var mı? giriş yap