• ornegin makine muhendisi olup da mekanik dersini bir fizikciden almak gibi bir durumdur. gayet normal olmasinin yaninda, cok daha iyi ve tercih edilendir.
  • yahu tıp kazanan adama bence kimse ders vermemeli. doğrudan "omniscient*" onlar çünkü çok net yaptılar annesi.
  • başlığı açan arkadaş anladığım kadarıyla akademisyenin, bilimin, bilim insanının ve de bilim dalının ne olduğunu bilmemekle beraber doktorların tüm bilim dallarında mükemmel süper ötesi bilgiye sahip olabileceğini sanıyor. ayrıca yine burdan öyle görünüyor ki hayattaki tek başarısı ise tıp kazanmak. tabi ki beş parmağın beşi de bir değil. tanıdığım bir çok doktor arkadaşım böyle konularda son derece mütevazi ancak çıkıyor arada böyleleri. mesleğim icabı doktorlarla bir çok konuda çatışıyoruz (bkz: canan karatay). bazen en büyük prof bile öyle saçma sapan bir şey söylüyor ki ben yüksek halimle ‘uzman olduğun bir alan varken neden burda saçmalıyor bu’ diyorum. yani çok biliyormuşsunuz gibi farklı alanlarda yorum yapıyorsunuz ya hani hah biz o zaman çok eğleniyoruz. ilk başta akademisyen kelimesine değinelim. taşrada yüksek okulda hocalık falan denmişte en taşrasındaki üniversite bile scı’da 30 puan almış yayınlar istiyor. scıe’yi bile kabul etmiyorlar. adam oraya yayın sokabilmek için yıllarca bi tarafını yırtıyor zira bir makalenin ortalama yayın süresi 2 yılı buluyor ancak maalesef bu evladımız topu topu 6 sene tıp okumuş ağzı egoyla kokuşmuş beyinsizlere kendini beğendiremiyor çünkü neden? ‘taşrada’. inşallah bu kadar tantanadan sonra boğaziçinde tıp okumuşsundur(!).
    gelelim bilim kelimesine. bilim deyince aklınıza sadece biyoloji, tıp, fizik, kimya geliyorsa bırakın bu işi. çok ciddi söylüyorum bırakın. bilim laboratuvardan ibaret mi sanıyorsunuz? bilim uygulamadan ibaret mi sanıyorsunuz? (ki bunu laboratuvarda çalışan biri olarak söylüyorum). adam gelmiş diyor ki klinik görmemiş adam hocalık yapıyor. allahın kekosu bilim ordan ibaret olsaydı hala suyun üstüne ayaklı ev yapıyordun. o adam orada biyolog olmak için yıllarını vermiş ve sen onun bildiği biyolojiyi 6 yılda tıp fakültesinde öğrendiğini mi sanıyorsun. sana acı bir gerçek söyleyeyim o zaman yeni mezun bir tıpçı bile yeni mezun bir biyologdan daha fazla biyoloji bilemez. bilmiyor da.
    gelelim bilim dalına. gerçi bu lise konusudur bilmeniz lazım sonuçta tıp kazanmışsınız liseyi yalayıp yutmuşsunuz ya. bütün bilim dalları birbirinden beslenir. biyokimya, fizikokimya, biyofizik, topoloji (matematik-felsefe), diferansiyel aklına daha ne gelirse. bir bilimin içinde başka bir bilimden faydalanırsın aksi düşünülemez bile. dünyada akademik sistemin oturmasıyla birlikte bilim dalları isim almaya başlamıştır ondan öncesinde bi divan edebiyatında bir şaire bakıyorsun adamın asıl işi fizik, astronomi, seyyahlık bilmem ne. arada çizgi yok yani ki hala yok. ama sen tek tip insan modelini teşkil ettiğin için çoklu zekanın aslında her insanda olduğunu ve bunun insanların farklılıklarını belirlediğini elbette anlayamazsın. geçiyorum bu bölümü kendimi yormicam.

    off aman hatta daha fazla yormicam kendimi ne anlatıyosam çok anlıyorlarmış gibi. he canım he sen tıp kazanabildiğin için her şeyi herkesten en çok sen biliyorsun. maşallah otur 0. azalarak bitmenize bile razıyım yeter ki bitin de şurda adam akıllı doktorlarla iki lakırdı edelim
  • tıp fakültesi mezunu hekimler tus kazanıp ardından temel bilimlerde uzman ve sonrasında akademisyen olmaya çalıştıklarında, dersini verdikleri mekanizmalarin doğru işlememesi halinde ortaya çıkacak rahatsızlıkları ancak teorik olarak bilirler. hiç böyle hastalar görüp, tedavi ve takip etmemişlerdir. ayrica temel bilim dallarının çoğunda vazgeçilmez olan laboratuvar tekniklerine de çok hakim değillerdir. tıp dışı bölümlerden gelen kimyacı, biyolog ya da biyokimya kökenli akademisyenler ise hem laboratuvara cok daha hakimdir, hem akademik çalışma yapmayı daha iyi bilir, hem de özellikle mikrobiyoloji, biyokimya, moleküler biyoloji ve genetik konularında neden sonuç ilişkilerini daha iyi kurabilir. tus çıkışlı biyokimya uzmanlarının kendi rutin laboratuvarlarında bile teknisyensiz ve biyologsuz adım atamadıklarını çok gördüm. temel bilimler alanında tıp fakültelerinden çıkan ve görece daha yüksek impakt faktörlü dergilerde basılan yayınların önemli bölümü fen fakültesi kökenli öğretim üyeleri tarafından yazılıyor. sonuçta başlıkta eleştirilen durum bence daha mantıklı bir uygulamadır. doktorlardaki bu 'temel bilimci bize nasıl ders verir!' egosu da sonraki yıllarda gördüğümüz akademik çalışma ve tez kalitesi düşünüldüğünde tam bir şımarıklıktan ibarettir.
  • nasıl bir eziksin lan sen. tanrı kompleksinden çıkın artık. komik oluyorsunuz.
  • öncelikle akademisyenlik ve tabipliği birbirinden ayıralım;

    akademisyen: temel amacı araştırma olan, bir veya birden fazla konuya odaklanarak o konular hakkında bilimsel araştırma yapan bilim insanı.

    tabip: klinikte görev alan, insan sağlığı ile ilgili sorunları çözerek bir insanı sağlığına kavuşturmayı kendine görev edinmiş kişi.

    bir akademisyen tabiplik yapamaz, bir tabip ise akademisyenlik yapabilir, ancak akademisyenliğin hakkını vermek isterse, tabiplikten bir miktar feragat etmek zorundadır, yani klinikten uzaklaşmalıdır.

    bu noktada bir ikilem başlayabilir, akademisyenlik ve tabiplik ne kadar içiçe girmeli? esasen akademisyen-tabipler benim gözlemlediğim kadarı ile akademik çalışmanın nasıl yürütülmesi gerektiği hakkında fazla bir bilgiye sahip değiller (türkiye için konuşuyorum), bu sebeple yaptıkları akademik çalışmalar çok nitelikli olmuyor. diğer taraftan tıbbi ilimler ile uğraşan akademisyenler ise insan hayatının söz konusu olduğu durumlarda bir tabip gibi düşünemiyorlar, dolayısı ile ürettikleri veya ürettiklerini sandıkları çözümler pratikte uygulanabilir olmuyor.

    peki bu sorun mu? tabip olmayan akademisyenleri tamamen tıptan uzak mı tutmalıyız?

    bunu zaten türkiye’deki tabipler kısmen yapıyor ve dolayısı ile türkiye’de arge düzeyinde tıp avrupa ve amerika’ya kıyasla çok geride.

    tabip olan akademisyenler akademisyenlik tarafını ön plana çıkarırsa muazzam başarılara imza atabilir (örnek: aziz sancar) ancak, günümüz bilim dünyasında ilerlemek işbirliğinden geçiyor. yani, tabip - akademisyenler, tıbbı alanlarda çalışan mikrobiyolog, kimyager, biyofizikçi, genetikçi bilim insanları ile aynı alanda çalışmayı öğrenmeli. olay yok onun puanı yetmedi tıp okuyamadı ondan böyle olmamalıya indirgenmemeli.

    not: tıp alanında çalışan ve zamanında türkiye derecesi ile fen-edebiyat fakültesine kendi isteği ile yerleşen bir akademisyen.
  • fen lisesi mezunuyum, tıp okumadım. sosyal bilimler fakültesini tercih ettim, şu anda da kendi alanımda akademisyenim. sosyal bilimci olarak türkiye'nin farklı iyi üniversitelerinde dereceyle tıp fakültesi okuyan, bitirip şu an asistan hekim olan yüzlerce arkadaşım üzerindeki gözlemim:

    tıp okuyanlar, okumayan herkesin kendilerini kıskandığını sanıyor.
  • o zaman inşaat mühendisliği öğrencileri temel programlama dersini inşaat mühendisi hocadan alsın. mal mısınız amk? hangi hastanede doktorluk yapacaksan buradan yaz da oraya gelmeyelim kardeş.
  • egona sokiyim afedersin.

    adam/kadın bir bilim dalından mezun olmuş, tusu kazanmış, ihtisasını yapmış gelmiş hoca olmuş. hekim oldum tabip oldum diye bir şey dememiş, sadece senin gibi dar beyinlilere eğitim vermeye gelmiş.

    yazık ki yazık bu yeni nesle.

    edit: yazarın son 5-6 entrysi “tıp”, “doktor”, “uzman doktor maaşı” gibi gibi. anladık kuzum doktorsun. şimdi sakin ol ve o steteskobu yavaşça yere bırak.

    edit 2: “tusa giremiyorlar” diye mesaj atanlar için şu ösym linkini bırakayım. temel bilimler kadrosuna tusla girebiliyorlar. tusla herhangi bir klinik bilimler seçip de cerrah falan olabiliyorlar demedim. lütfen biraz araştırınız.
  • ego kotu bir sey degildir. alti bos ego kotu bir seydir. burda sikayet edilen sey iyi aciklanmali biyolog vs yeterince yetgin degil mi? yeterince yetginse altibos egolu doktorlari ezebilir. bu iyidir. yok biyolog bir cacikdan anlamiyor her sene verdigi dersi papagan gibi anlatiyorsa kendi bos egosunu genc doktorlari ezerek sisiriyorsa, bunun bir denetlemesi olmali, hocalar belli bir kriterlere hakkaniyete gore alinmali. bu kadar basit.
hesabın var mı? giriş yap