• güzel film. anladığım kadarıyla çağan ırmak’ın eskisi gibi iyi işler yapamadığı söylenmiş, elbette bir babam ve oğlum beklemek bu filme haksızlık olur. ama ben izlerken yer yer ağladım, tutamadım göz pınarlarımı. çağan yine başardın yani. film bence gayet olmuş, aramızda o kadar çok insan var ki bu filmin hikayesine benzer bir hikaye yaşayan. gidin izleyin, ama yanınıza mendil almayı unutmayın, lazım olacak.
  • tolga tekin‘i bu filmde keşfettim. bütün filmi o taşıyor. çok beğendim oyunculugunu. umarım boyle güzel rollerde görürüz kendisini.
  • maalesef babam ve oğlum seviyesine yaklaşamamış olan film. ağlatmadı mı tabi ağlattı ama gereksiz konuların ve inandırıcı olmayan sahnelerin yer yer olduğu bir filmdi. örneklerini spoiler da vereceğim.

    --- spoiler ---
    baba oğul gibi çok derin bir hikayeye, yan konu olarak yine çok derin bir sorun olan çocuk istismarını eklemek bence çok gereksiz olmuş, tadını kaçırdı.

    özge özberk'in oynadığı karakter kayınpederini sevmezken ve varlığından rahatsız oluyorken bir anda ne oluyor da durum tam tersine dönüyor. bu ülkede gelin ile damadın ailesi arasında böyle bir sorun varsa kolay kolay düzelmez, ömür boyu devam eder. çok gerçekçi gelmedi.

    ayrıca son sahnede dedenin cenazesi sırasında oğul rolünü oynayan kaan karakteri, cenazeye nazan oncel'in geldiğini görünce bir heyecanla bak kim geldi dercesine yanındakini dürtüyor. hacı baban ölse tepkin bu mu olur? *

    sözün özü, saydığım bu nedenlerden dolayı maalesef o seviyeye çıkamadı ama konu itibariyle iyi film.
    --- spoiler ---

    kadrosu çok kaliteli olan bu filmde, birkaç isim hariç oyunculuklar gayet iyiydi. ayrı bir parantez açmamı hakeden ve kelebekler filminde dikkatimi çeken tolga tekin abimiz, bu filmde de gayet iyiydi.
  • birçok duyguyu içinde barındıran gayet keyifli bir çağan ırmak filmi. ayrıca (bkz: sarı daşşak)
  • tam da iş yoğunluğunuzdan hayatı kaçırdığınızı düşündünüz günlerde iseniz yüreğinizin ortasına öküz gibi oturan film.

    --- spoiler ---

    ege şivesi ve şirin ege kasabası, alzheimer, baba - oğul ilişkisi, yarım kalmış çocukluk aşkı gibi çağan ırmak demirbaşları yine var filmde. rahatsız ediyor mu, hayır. tekrarlanan bu temalara rağmen, keyif veriyor film. ama biraz farklı yörelere gitsek çağan ırmak’ın kaleminden, başka şehirlerde büyümüş 30lu yaşlarındaki insanların çocukluğuna dönsek daha iyi olur artık.

    film süresince dizi izliyormuş gibi hissettim, karakterlere aşinalıktan dolayı. oyuncular iyi seçilmiş. çok doğaldı.

    domates gibi filme ruh katan küçük bağlantılar dokundu yine kalbimize, baba oğul iki tek atarken biz de şerefe yapmak istedik, özge özberk geçmişiyle yüzleşince rahatladık, çağan ırmak içtenliği yine iyi geldi bize.

    --- spoiler ---
  • çağan ırmak sonunda babam ve oğlumdan sonra az da olsa ağlatacak bir film çekebilmiş, oyunculuklar harikaydı, konusu ise fena değildi, gidip izlenilesi bir film olmuş.
  • filmin fragmanı zaten çok fazla bir şey vaat etmediği için sıfır beklentiyle gittim. nitekim beklentimi düşük tutmakla iyi ettiğimi yapımın vasatlığıyla gördüm. bizi hatırla'nın çok net babam ve oğlum ile unutursam fısılda'nın birleşimi hissiyatı verdiğini söyleyebilirim.

    açıkçası çağan ırmak'ın filmlerine pek merakım yok, hatta kendisinin izleyiciyi ağlatacağım diye ekstra kastığını düşünürüm. filmlerinin çoğunu sinemada değil, evde izlemişimdir. herkesin ölüp bittiği babam ve oğlum'dan zerre etkilenmemiş, tamam mıyız'ı sadece çok iç karartıcı bulmuş biriyim. ıssız adam'ı fena bulmamakla beraber kesinlikle bayılmam. bana göre kendisinin en iyi filmi unutursam fısılda'dır ve onda ağlanacak bir son yokken dahi yönetmenin oluşturduğu algı yüzünden sinemadan ağlayarak çıkan çok kişi gördüm ve duydum. komedi filmi olarak çektiği nadide hayat'ı iddiasız, ancak hoş bir komedi olarak tanımlayabilirim.

    bizi hatırla yine bir baba-oğul ilişkisi üzerine kurulu. ama bu sefer babam ve oğlum'daki gibi ilişkide bir kavga durumu yok. ama unutursam fısılda'daki gibi kahramanlardan birinin unutma problemi var. konunun gideceği yerler filmin en başından kendini belli ediyor. senaryoda seyirciyi heyecanlandıracak veya merak uyandıracak fazla sayıda unsur olduğunu söyleyemeyiz. baba-oğul ilişkisi yanında türk dizilerinin düşük kalitelerinin memleketteki kültürel seviyesinin yerlerde olması yüzünden olduğuna, cinsel istismar problemine, blumia hastalığına ve şehir hayatının insanı doğadan koparışına değinilmekte. açıkçası bu değinmeler de pek filmi doldurmuyor. hatta konuyu sulandırıyor, çünkü birçoğu havada kalıyor ya da kel alaka şekilde bir anda senaryoya dahil oluyorlar. ayrıca bizi hatırla insan sağlığı açısından birçok mantık hatasına sahip. bunları anlamak için herhangi bir medikal geçmişe sahip olmanıza da gerek yok. her şeyi geçtim, yetişme çağında ikili ilişkileri bu kadar iyi olan bir baba ile oğulun filmdeki kadar farklı olmaları hiç doğal değil.

    filmdeki artılar ne diyecek olursanız altan erkekli'nin oyunculuğu gerçekten çok iyi. çağan ırmak filmlerinde, yapımlara renk verme görevini üstlenen binnur kaya da çok başarılı bir iş çıkarmış. hatta izlerken içten içe insan onun sahnelerinin gelmesini istiyorsunuz. başarılı bir iş adamının yüksek refah seviyesini yakalamış, ancak evinde sevgisiz bir ortam bulunurken aniden gelen dedenin torunuyla kurduğu ilişkiyle evde huzuru sağlaması senaryonun görülmeye değer ender yanlarından biri. özge özberk'in oynadığı soğuk karaktere de gösterdiği insanlık dersi de var. tabii filmin bir kısmının foça'da geçmesi bana bir izmirli olarak sempatik geldi, fakat çağan ırmak'ın ege bölgesi'nde çekim merakı böyle giderse bir süre sonra bizim için çok da ilgi çekici olmayacak gibi.

    neticede bizi hatırla, türk sineması açısından vasat kabul edilebilecek seviyede. yönetmenin kendi filmlerine baktığınız zamansa, iyice zayıf kalıyor. çağan ırmak, babam ve oğlum'da çok kötü bir baba-oğul ilişkisi işledim bir de iyi bir ilişki işleyeyim, bunu işlerken de unutursam fısılda'daki gibi oradaki zihin rahatsızlıklarına dem vurayım demiş. ama pek başarılı olamamış derim.
  • müzikleri yer yer babam ve oğlum'un müziklerine benzeyen filmdir.
  • her hikayenin kendi içinde farklı bir anlam barındırdığını ve izleyen/ dinleyen herkeste farklı etkiler bıraktığı malum. bu filmin senaryosuna da bu şekilde bakılmalı.
    filmi ege kasabası, duygu yüklü- geleneksel bir baba, dram’dan öteye taşıyan bir çok nokta var.
    bu nedenle gidilip izlenmesi gerekiyor.
    özellikle büyükşehirde yaşayıp kariyeri ve statüsü uğruna her şeyi mübah gören, gücün sadece maddi boyutunu ön plana alan , aile kavramını unutmaya yüz tutmuş , insanların zayıf noktalarını ön plana çıkarıp hatalarını anında kusan insanlara çokça mesajlar var. bu açıdan bakınca değerli bir yapıt olmuş diyebilirim. ben hayatımdan çok şey buldum ve gelecek için düşünmemi sağladı.

    filmin müziklerini çiğdem erken yapmış. harika bir iş çıkarmış.
  • oldukça sığ, basit senaryolu çağan ırmak filmi. yeşilçam versiyonlarının bile oldukça gerisinde kalmıştır. kesinlikle tavsiye edilmez.
hesabın var mı? giriş yap