bozuk değilse tamir etme
-
dont fix it if it ain't broken demiş gavur buna.
burada mühim olan sağlam olanı bozmamak kadar, kurcalayıp bozduğunu da ortada bırakmamak, bırakıp da gitmemektir.
hani canım hiç mi züccaciyeci görmediniz? her yanda kırdığınız şey sizindir* yazıp dururlar sağa sola. demek ki sağlamı bozmamak kadar, bozduğunu da bırakmamak lazım.
neden? neden? neden?
habire neden diye sorup durmayın ben de size derim ki o zaman, okusana yukarıyı, düdük makarna. allah allah yani. -
güvenilirliğini 60 ve 70'lerdeki apollo görevlerinde kanıtlamış olan ilkel fakat başarılı bilgisayar sisteminin 2000'lere kadar sayısız uzay aracında kullanılmasının ardında yatan esas sebep.
-
-
yeni emekli olmuş babalara sık sık hatırlatılması gereken bir cümle.
-
bana bir kitapta* bir cerrahın beyin cerrahisi kuralları arasında saydığı şu maddeyi hatırlatan ilke:
"eğer hasta ölmemişse, yeterince gayret gösterirsen hastanın durumunu daha da kötüye götürebilirsin. ben sırtlarından iki diski alınmış hastalar gördüm, üçüncü ameliyatı yapmamız için bize yalvardılar, nasıl olsa kesinlikle bundan daha kötü olamayız diye. bunun üzerine üçüncü diskektomi ameliyatını yaparak ne kadar yanılmış olduklarını onlara gösterdik." -
orj: don't fix it if it ain't broke 'dur
espirisi cumlenin kendi bozuklugundan gelir, elbette kime gore, neye gore.. -
bunun "don't try to fix me i'm not broken" şeklinde bir versiyonu da, evanescence ın hello adlı eserlerinde mevcuttur.
-
her şeye rağmen dinlenilmeyip tamir edilmişse ve parça değiştirilmişse hala kullanılabilecek durumda olan eski parçayı atma diye devam edilmesi gereken cümle. çünkü onu atarsan yeni parça da bozulur. atmazsan kullanmaya ihtiyaç duymazsın o ayrı.
(bkz: murphy yasaları) -
(bkz: çalışıyorsa dokunma)
-
hayatın her alanında benimsenmesi gereken ideoloji..
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap