• kendi deyimiyle, karanlık hissiyatlar içinde yaptığı, ilk albümünü yayınlamış müzisyen. tv juice isimli albümdeki sound uçuk kaçık, kalıba sokulamayan, ama genel itibariyle psychedelic bir havası olduğu da aşikar.

    kendisiyle yapılan bir röportajdan:

    “uzunca bir süredir, evimde tek başıma müzikler yapıyorum. genellikle karanlık hissiyatlar içinde oluyor çıkan şeyler sanırım. hepimizin bildiği karanlık hissiyatlar bunlar. 7 temmuz’da “tv juice” isimli dokuz şarkılık bir uzunçalar albüm yayımlayacağım dijital olarak. albümün kapağını palmiyeler’den tanıdığımız mertcan mertbilek çizdi. kapağı çok seviyorum. şarkıların yapım sürecinde beni besleyen imgeler “kıyamet, rüyalar, televizyon ve çocukluk” idi. bu temalardan mertcan’a hiç bahsetmemiş olsam da sadece şarkıların taslak hallerini dinleyerek beni o kadar iyi anladı ki. kapağı getirdi ve “binlerce kez evet” dedim kendi kendime. “

    “albümü yayımlayana kadar bekleyemedim ve “dead dance” i son derece plansız ve ani bir kararla albüm kapağı ile youtube’a yükledim. biraz hafifletti bu beni açıkçası. sabırsız bir insanım. belki dayanamayıp bir şarkı daha atarım albüm çıkmadan, belki de atmam bilemiyorum. sound olarak “dead dance” bi beklenti yaratmamalı, eğer böyle bir beklenti mevcutsa. farklı farklı soundlar var bana kalırsa albümde, elbette tüm şarkıların buluştuğu ortak bi taban da var.”
  • sıkı bir takipçisi olarak üzülerek söylemek durumundayım; ölüpop albümü ismi gibi ölü doğmuştur, brek bu gidişle nereye varmak istemektedir? tv juice albümündeki samimiyeti ve derin karanlığı bulamadım. bence özgünlüğünü yitirmiş, yapay ve vasat bir noktaya doğru evrilmiş bu albümüyle. sanki söz yazmak zorunda hissetmiş her parça için, söz yazarken dur müziğini besteleyeyim demiş, beste yaparken dur bir de söz yazayım demiş üstünkörü. brek sana sesleniyorum senin ketum, öznel, dağınık, boğucu tarafını seviyoruz sanıyorum ki yanındaki tayfadan olgun işler çıkmayacak, en kısa zamanda kendi içine özüne dönebilmen umuduyla
  • dinlediğimde gömülüyorum.
  • ölüpop'a vasat demek haksız eleştiridir. ışıkları yakıyor gündüzün şarkısına sardım. tebrikler
  • bugün tanıstım, tesekkür ediyorum..
  • spotifiy'da zaman zaman karşıma çıkan yeni nesil indie'cilerden. fena sayılmaz. sesi inanılmaz bir şekilde taner öngür'e benziyor acaba o mu?
  • ilginç bir şekilde beğeniyorum müziğini. eleman da çılgın deli sarı çocuk. hastasıyız.
  • üzgünüm sevgili depresif ekşi sözlük yazarları. bunu yapmam gerekiyordu çünkü hak ediyor.
    kaybolan benim gemim
    edit:imla
  • canlı konserleri yukarıda arkadaşın dediği kadar kötü değildi. hayır dün adamlar kıçı kırık bomontiada sahnesinde bir avuç insana çaldılar. sahnede yardımcı olsun diye sadece 1 görevli vardı, o da kız arkadaşıyla takılıyordu. öncelikle çok profesyonel wow'luk bir sahne değil orası abi. üstelik, sürekli detone olmaları, doğru nota basamamaları durumu yoktu sahnede. hatta ben canlı performanslarını beklediğimden daha iyi buldum. konser verme denecek adamlar mı bunlar? ulan ülkede doğru düzgün konser veren kaç adam var ki yok yere kötülüyorsunuz? jakuzi, palmiyeler, destroy earth, brek, gözyaşı çetesi, raws, lalalar fvs var elimizde. iş yapan insan bu kadar azken saçma sapan noktalardan yıkıcı eleştiri yapmak neye yarıyor? bu gruplar (hepsi değil, tamam) yazın ücretsiz konserler verdiler. hatta dünkü brek'in 2. ücretsiz konseri galiba bu yaz için. bu insanları canlı müzik yapamamakla itham etmek, sonra konser verme git kayıt yap demek ne derece doğru? türkiye'de müzik adına bir şeyler yapmak, hatta insanlara ulaşabilmek için ücretsiz konser vermek karşılığında teşekkür edilmesi gereken şeylerken insanlarımızın dediklerine bak. tamam, konser vermesinler. kimin konserine gideceğiz acaba? ben şahsen tüm yaz bomontiada konserleri olmasa konsere gidemezdim, çünkü cebimde beş kuruş para yoktu ve avm'lerin diğer beleş konserlerinde maalesef müzik zevkime uyan sanatçılar çıkmıyordu. kaç kez cebimde sadece akbil ve telefonumla gidip gece otobüs kalmayınca bu konserlerden eve yürüyerek döndüğümü hatırlıyorum. ücretli olsa elbette bu anılarım olmayacaktı, bu insanların canlı performanslarını göremeyecektim. benim teşekkür nedir bilmeyen güzel insanlarım iş bilmemekle suçlasın. ben çok eğlendim. ses iyiydi, belki berk'in mikrofonuyla biraz ilgilenilmeliydi. hazal hem klavyede hem de yer yer yaptığı vokalde çok iyiydi. dehan sonlara doğru döktürdü, ayrıca deniz'in ve yağız'ın ellerine sağlık çok güzel performans çıkarttılar. yanımda boğazını sıkma hareketi falan yaparak dans eden benim açımdan korkutucu bir herifle konseri izlemiş olsam da güzel bir geceydi. o nedenle herkese çok teşekkür ediyorum, ha gayret devam etsin bu güzeller*
  • bomontiada'daki konserinde beklediğimden daha iyi performans göstermişlerdir. brek'in şarkı söylerken ortaya koyduğu karakter, aynı şekilde diğer grup üyelerinin şarkılara kendilerini bırakışlarını izlemek çok keyifliydi. mikrofonla ilgili bir miktar sıkıntı vardı evet sözler birkaç şarkıda rahat anlaşılamadı. braderin'in konser sonunda gitarı su şişesiyle terbiye etmesi de çok iyiydi :))

    bu tür grupların mümkün olduğunca canlı konser vermesi ve desteklenmesi gerekiyor. hala orta çağ romantizminden çıkamamış bir türk alternatif müziği dinlemek can sıkmaya başlamıştı. brek gibi şarkıcılar kendi dünyalarının karanlık katmanlarını yine bir o kadar karanlık synth ritimlerle buluşturarak bizi aydınlatıyor bu yüzden daha çok şarkı daha çok canlı performans yapması gerekli diye düşünüyorum. yani eleştirileri iyi süzerek mümkün olduğunca üretmeli. günün sonunda üretken insan her zaman yolunu bulur. (bkz: bartu küçükçağlayan)
hesabın var mı? giriş yap