• bu filmin araba sahnesiyle anilmasi üzüyor beni, hatta iki saattir konuşmuşuz bir kere caklin bizet demedik çok üzülüyorum. yeni fön çekilmiş saçlariyla yataktan kalkip kahvalti hazirlayan, üzerinde basit bir mavi pijama üstüyle oturduğu masadaki misir gevreği tabağına parmağını batiran caklini nasil görmediniz ona çok yaniyorum. bunu bir araba takip filmi gibi, bir matriks gibi, bir boondock saints saçmaliği, bir dörti heri eastwood vaziyeti, polisin elini ayağını bağlayan amerikan siyasetinin eleştirisi falan gibi izleyenler size sesleniyorum. gittiğiniz yol yol değil, geri dönün. dünyanin en güzel sountracklarindan biri üzerinde yürüyen bir aşk filmi gibi izleyin bunu kardeşlerim. yoksa orada caklinin işi ne, bunu bir düşünün, düşünün gözünüzü seveyim, sitivin cakline "geleceğimiz şimdi başladi" dediği yeri düşünün. sitivin caklinin verdiği kahve fincanini tutuşunu düşünün, restorandaki bakişini düşünün, teşekkür ettiği yeri, cesetle caklin arasina girdiği sekansi, caklinin belgin doruk gibi seke seke koşmalarini, son sahnedeki uyumalarini düşünün. yatmadan önce düşünün. ve yatmadan önce düşündüğünüz son şeyle, uyandiğiniz zaman ilk akliniza gelen şeyin ayni olmasindaki esrari düşünün. çok esrarli hikayeler bunlar. onu da gece yarisi kahve içerken düşünün.
  • the french connection ile birlikte hareketli polisiyenin ilk örneklerindendir ve renkli kara film dönemine geçişteki kilit filmlerin başında gelir. bu filmle birlikte polis dedektifleri, komiserler ve gizli polisler melankolik bir havaya bürünmeye başlarlar. frank bullitt (steve mcqueen) örneğindeki gibi içe dönük, karşı cinsiyle yeterince vakit geçiremeyen, ideallerinden arınmış izole kanun adamları sistemle uzlaşamadıkları gibi nüfuzlu kanun dışılarla tam anlamıyla hesaplaşamazlar. yollarına politikacılar veya valiler çıkarak taş koyarlar. dümen suyunu döndüren ve kapitalin odak noktasındaki bu tipler esasen mafyatik ilişkilerin başındaki kişilerdir. bullitt bunu bilir ve sürekli kanayan açık yarasına biraz daha gömülür. dünyanın değişmesi zordur ve bu düzen hep böyle sürüp gidecektir. bazan yükselen bazan düşüşe geçen müzik de özü tamamlar mahiyettedir; iç ve dış çalkantıların karabasanında.
  • lalo schifrin'in crime jazz'a ait en güzel örnekleri* 60ların naif atmosferiyle birleşince sıkça rastlamadığımız ince bir tat bırakıyor. filmdeki artık retro olduğu için güncel görünen aksesuarlarda görsel zenginliği sağlıyor.

    *robert l. pike'ın mute witness romanından uyarlamadır.
    *girişte cast'in geçtiği kısımlar çok şıktır.
    *kovalamaca sahnelerinde müzik olmaması, lalo schifrin'in tavsiyesi üzerinedir.
    *kovalamaca sahnelerinde steve mcqueen'in görünmediği kısımlarda dublör bud ekins kullanmaktadır arabayı.
    *bir an için heat'in finalini anımsatandır.
    *"artık böyle filmler yapmıyolar ya" denilip zevkle izlenendir.
  • bullitt'teki meşhur sekans, amerikan aksiyon sinemasının ilk gerçek takip sahnesidir.
  • --- spoiler ---

    türkçesiyle gangsterin kaderi, 1968 abd yapımı polisiye-gerilim filmidir. özgün adı bullitt olan film, yıllar sonra trt televizyonunda "hedef" adıyla da gösterilmiştir. rober l. fish'in robert l. pike adıyla 1963 yılında yazdığı mute witness (dilsiz tanık) adlı romanından senaryosunu alan trustman ve harry kleiner'ın birlikte uyarlayıp yazdıkları filmi peter yates yönetmiş, başlıca rollerinde steve mcqueen, robert vaughn, jacqueline bisset, don gordon ve robert duvall oynamışlardır. filmin caz tarzındaki özgün müziğini ise lalo schifrin bestelemiştir. "bullitt", ingiliz yönetmen yates'in abd'de çektiği ilk sinema filmidir. son olarak, filmin imdb.com puanı 7,5/10'dur.

    filmin konusu
    san francisco polis teşkilatının sert dedektifi franklin bullitt (steve mcqueen), senatör chalmers (robert vaughn) tarafından bir mafya itirafçısını korumakla görevlendirilir. ancak gizli yerlerinin iki tetikçi tarafından basılması ve itirafçının vurulması üzerine, bullitt, olayı kendi yöntemleriyle çözmeye karar verir. filmin tanıtım sloganlarından ikisi şunlardır; "iyi polisler vardır, kötü polisler vardır, ve bir de bullitt vardır." ve "dedektif teğmen frank bullitt: nevi şahsına münhasır bir polis. kendisi için çalıştığı adamın vay haline". bu hızlı tempolu film, en çok san francisco sokaklarındaki baş döndürücü araba takibi sahneleri ile hatırlanır. filmde steve mcqueen'in kullandığı ford mustang marka arabanın filmden sonra popülerliği bir kat daha artmıştır. filmde bazı sahnelerde arabayı dublör değil, kendisi de bir yarışçı olan mcqueen bizzat kullanmıştır.

    filmin tarzı
    film, olağanüstü hızlı temposuyla 1980'lerde ve 1990'larda bir furya halinde gelecek olan yüksek bütçeli aksiyon filmlerinin bir habercisi gibidir. araba sahneleri de 1970'lerde benzeri bütün filmlerde adeta moda haline gelecektir. filmin bir diğer özelliği de, hem dış, hem de iç sahnelerinin son derece doğal ve inandırıcı olmasıdır. hatta gerçek çevre seslerinin kullanıldığı uzun araba takibi sahnesine, lalo schifrin, doğallığını bozacağı kaygısıyla müzik eklemeyi uygun görmemiştir. keza hastanede ameliyat sırasında ve kalp masajı (cpr) yapılırken kullanılan jargon, hastanenin amerikan filmlerinden alıştığımız steril görünümden biraz uzak havası, seyirciye filmin içerisinde yaşıyormuş hissini tattırır.

    filmdeki araba takip sahnesi
    filmin en karakteristik sahnesi olan ve san francisco'nun inişli çıkışlı dik yollarında 10 dakika kadar süren heyecanlı araba takibi sahnesinin çekimleri tam 3 hafta sürmüştür ve bu sahne, the french connection ve the road warrior filmlerindeki kovalamaca sahneleriyle birlikte, sinemadaki en iyi araba takibi sahnesi olarak kabul edilmektedir. çokça sinema hilesine başvurulmadan doğal kamera açılarıyla çekilmiş bu sahneler, gerçekten de çok inandırıcı durmaktadır. özellikle kameranın mcqueen'n arabasının içine yerleştirilerek yapılan çekimlerde, arabanın san francisco'nun inişli çıkışlı dik yokuşlarında hızla ilerlemesi, seyirciyi sanki lunaparklardaki rollercoasterlardan birine binmiş gibi hissettirir. filmde bazı sahnelerde ford mustang marka arabayı dublör değil, kendisi de bir yarışçı olan mcqueen bizzat kullanmıştır. film gösterime girdikten sonra, bu marka arabaya olan ilgi daha da artmıştır. gerçekten yüksek hızlara çıkılan araba sahneleri için, yetkililer, golden gate köprüsü'nde çekim yapılmasına izin vermemişlerdir. filmde arabayı steve mc queen kullanmadığı zamanlarda gedikli dublörü bud ekins kullanıyordu. ekins, onun 1963'te çevirdiği the great escape filminin tehlikeli motosiklet sahnelerinde de oynamıştı. mcqueen öldüğünde, bütün motosiklet koleksiyonunu bud ekins'e bırakmıştı. steve mcqueen, bu filmi peter yates'in yönetmesini özellikle istemişti, çünkü ingiliz yönetmenin bir yıl önce çektiği robbery (soygun) (1967) adlı filmi görmüş ve bu filmdeki londra sokaklarında geçen gerçekçi araba takibi sahnelerini çok beğenmişti.

    ödüller
    film , 1969 yılında en iyi kurgu oscar (akademi) ödülü'nü kazandı, "en iyi ses" dalında da aynı ödüle aday gösterildi. "bullitt", abd'de "kültürel, tarihi ve estetik olarak önemli" filmler arasına seçilerek kongre kütüphanesi'nin "ulusal film arşivi"nde muhafaza edilmesine karar verilmiştir.

    not
    neredeyse aktör steve mcqueen ile özdeşleşen "bullitt" filminin, wolfgang petersen'ın yönetmenliğinde bir yeniden çevriminin yapılacağı, bu filmde de mcqueen'in rolünü brad pitt'in oynayacağı iddia edilmiştir.

    kaynak: vikipedi

    imdb.com - http://www.imdb.com/title/tt0062765/

    wikipedia - https://en.wikipedia.org/wiki/bullitt

    trailer - https://www.youtube.com/watch?v=bsvd806qnm8

    filmin main theme şarkısı - https://www.youtube.com/watch?v=duo9ogmtbou

    --- spoiler ---
  • (bkz: steve mcqueen)'in bas rolunu oynadigi, san fransisco sokaklarinda kullandigi '68 ford mustang ile kotu adamlarin kullandigi dodge charger arasindaki kovalamaca sahnesi otomobil meraklilari arasinda kult olmusdur
    yazarken hata yapmisim (bkz: bullitt)
  • filmin soundtrack'inde yer alan şarkılar şöyle;
    1- main title
    2- shifting gears
    3- ice pick mike
    4- cantata for combo
    5- room 26
    6- on the way to san mateo
    7- just coffee
    8- main title (rec. vers.)
    9- the aftermath of love
    10- ice pick mike (rec. vers.)
    11- hotel daniels
    12- bullitt guitar solo
    13- the first snow fall
    14- room 26 (rec.vers.)
    15- the architect's building
    16- song for cathy
    17- music to intorrogate by
    18- end credits

    ayrıca shifting gear adlı iki numarada yer alan şarkı tüm türk filmlerinde soygun yapılırken kullanılan müziktir merak edenlere duyurulur
  • kovalamaca sahnelerinde mustang'i steve mcqueen kullanmıştır.
  • başlangıç jeneriği zamanının ötesindedir.
  • 1968 yapımı steve mcqueen abimizin karizmasının resmen tavan yaptığı tam bir klasiktir.

    klasik filmlere ve/veya klasik arabalara ilginiz varsa mutlaka izlemişsinizdir ya da en azından ismini duymuşsunuzdur zaten.

    bir sinema klasiği gözü ile bakmayıp da günümüz bol digital efektli sinema filmleri ile karşılaştırma densizliği yaparak izlenirse aksiyonu, temposu hatta ve hatta hikayesi çok yavan ve klişe gelebilir klasik filmlere özel bir ilgi duymayan izleyicilere. ancak 1968 yapımı bir film olduğu düşünüldüğünde ve o gözle izlenirse inanılmaz keyif alabileceğiniz bir filmdir. ayrıca sinema tarihinin en bilinen araba kovalama sahnelerinden birisini de bünyesinde barındırır bu film üstelik san fransisco sokaklarının muhteşem yokuşları eşliğinde direksiyonda ise bizzat steve mcqueen abimizle.
hesabın var mı? giriş yap