• 21. yüzyıl insanının handikaplarından bir tanesidir.
    bunca uzun yüzyıllar boyunca yapılacakların çoğu yapılmış, denenecekler denenmiş, söylenecekler söylenmiş, keşfedilecekler keşfedilmiştir.
    ilk uçan insan olamazsınız, ilk aşıyı bulan. ilk paratoneri bulan insan olmayı istersiniz ama zaten benjamin bulmuştur çoktan.
    elbette bu francis fukayama'nın tarihin sonu tezi gibi birşey değildir.
    bireysel olarak, bundan sonrası için, bütün o yapılmışları, edilmişleri, söylenmişleri, icatları öğrenmeniz ve yeni şeyler bulabilmek için o teknolojilere, bilgi birikimine, deneyimine sahip olmanız ve bütün bunların üstüne, orjinal bir şeyler ortaya koymanız gerekir.
    aksi bir tür mucit macitlikten öteye gitmez.
    buraya kadar saydıklarımız bilhassa türkiye'de yaşayan biri için ne kadar zordur.
    yazmak da bundan farklı değildir. bir makale hazırlarsın. eleştiri gelir akabinde:
    - hmmm burada x kişiden etkilenmiş olmalısınız. yer yer onun fikirlerini görür gibi oluyorum!
    - o kim ki?
    siz istediğiniz kadar kendinizi yorun, illa birilerine benzetileceksinizdir.
    anlatamazsınız efendim. zaten yapılmışı edilmişi, yazılmışı vardır.
    sanatta da işiniz zordur. işin boyutunu aşıp marjinalleştiğinizde de ya taşlanırsınız, ya dışlanır.
    mesela film sektörü de özellikle son yıllarda yapılmamışın peşindedir.
    akla hayale sığmayan, bu adam bunu nasıl hayal etmiş dediğimiz senaryolar, efektler.

    bu durum illa bir şeyler keşfetmek veya bir ekolün kurucusu olmak adına yaşanan sıkıntılar da değildir. günlük yaşantımızda da sıklıkla karşılaşırız.
    sevgilinize bir jest yapmak istersiniz, zaten çokça yapılmış bir klişedir. kardeşim benim için bir ilktir bu.
    arkadaşınıza bir kitap almak istersiniz doğum gününde, aman ne klasik bir hediyedir. oysa bunu birileri yaptığı için değil, siz istediğiniz için yapmışsınızdır.
    kızsanız saçınızı şöyle taradığınızda tuğçe'ye, böyle topladığınızda merve'ye benzeyeceksinizdir. çünkü onlar yapmıştır bunu daha önce.
    erkekseniz, topu atışınız hakan'a, çalımınız ali'ye benzer.
    burası dünya, burada yapılmışı var herşeyin.
    hayatın kolaylaştığı bir devirde yaşayıp, bu kadar çok şeyin yapılmış edilmiş olması insanı sıkıyor bazen. kendinizi üretken değil de sürekli tekrarlayan konumunda bulabiliyorsunuz.
    kaldı ki hepimiz bir deha ve yaratıcılık abidesi olarak gelmiyoruz dünyaya.

    -kendimi ifade edemiyorum necati!*
    -olsun abi, burada ifade edilmişi var!
  • yemek tarifi programlarinda*, seyircide yapilan yemegin pisme surecinin bir anda gectigi yanilsamasini uyandiran sunucu repligi...
    soyle ki, yemegin aslinda onceden isitilmis bir firinda 3 saat kadar pismesi gerekmektedir, ama ne olur, bir anda az once cig olarak koydugumuz yemek, buyurun burada yapilmisi var cumlesi esliginde bir anda pismis bir sekilde karsimiza cikar* uzerinde dumani tuterek...
    ayni durum, cocukarin origami tariflerinde de vardir, o kadar koseyi katlamakla seyirciyi baymak istemeyen sunucu, cebinden bir yapilmisini cikariverir...
  • trt'de cocuklara origami ve bilimum el sanatlarini donemin online imkanlari ile ogretme amacli programlarin, cem yilmaz'in bile diline du$ecek kadar kli$e repligi. bir nesil manyak olduysa, hala inatla hizli yemek yiyorsa bu yuzdendir.
  • bir haftasonu klasiği. (bkz: origami) (bkz: karton ev) (bkz: kumdan kale) (bkz: cem yılmaz)
  • (bkz: aramaya inanmak) alternatifi.*
  • (bkz: persepolis)
hesabın var mı? giriş yap