• "telefonun çalmıyorsa, bil ki benim." *
  • arasan, aramasan "o"nun için birdir..
    ve çatık kaşlarınla görmüşsündür o gerçeği..
    arasan konuşacağın iki üç sıradan cümleye tercih edersin aramayıp o "sıradan" konuşmayı duymamayı..
    çünkü acıtır.. o sıradanlık acıtır..
    ve sen de acımaktan bıkmışsındır..
  • bütün gün akıldan çıkaramayıp msn messenger'dan mesaj atamamak da bir benzeridir aslında(teknolojinin gözünün yağını yiyeyim e mi). istenmediğin zaten anlaşılmıştır ama "acaba bir mesaj gelir mi? imkan var mı?" düşüncesini aklından atamamış, obsesif kişiliğini sorgulamaktan yorulmuş olsan da yine beklersin, hatta öyle beklersin ki karşılıklı online olmanın verdiği gerginlik her saniye kat be kat artar, mesaj attın atacak duruma gelirsin, değer verdiğin için elin gitmez "daha fazla rahatsız etmemek" adına. bu arada arkadaşlarınla konuşursun kendini bir nebze dahi olsun rahatlatmak adına ama aklın hep ordadır, mouse cursor'ı "o" kişiyi seçmiş beklemektesindir ve sonunda gece biter* bir anda offline olur "o" manasızca çok değer verdiğin kişi, o zaman bir daha anlarsın istenmediğini. offline olan aslında "o" değil senin "o" kişiye ait hayallerindir belki de**. uzun uzun düşünme süreçlerine girersin yine, bilgisayarı kapatıp yatağına yatarsın, bir türlü uyuyamaz aklından çıkarmaya çalıştıkça daha derine inersin, sonra bir noktada dalıp sabah olduğunu farkedince yine başlar bu süreç, günün seviyesiz işlemlerini yaparken "o" hep aklındadır, akşam eve gittiğinde "acaba mesaj atacak mı?imkan var mı?" diye düşünürsün yeniden, bu böyle devam eder gider, yine akşam olur aynı şeyler yaşanır, ta ki sen bir şekilde bu olayın üstesinden gelmeyi başarana ya da dayanamayıp heşeyi açıklamaya karar verdiğin o mesajı attığında alıcağın olumsuz yanıtı görene dek**..belki de en sonunda rahatlamışsındır, ya da sadece kendini kandırmaya devam ediyosundur kim bilir.
  • çok derinlerde "o"nun aramasını beklemektir.
  • bütün gün akıldan çıkaramamak değil, çıkarmamaktır... ve bu durumda aramamak değil arayamamaktır aslında...

    zira istersen zor da olsa, canını acıtsa da, ağlasan da, sızlasan da aklından çıkarabilirsin ama çıkarmak istemezsin. bütün gün onu düşünerek oluşan onsuz mutsuzluğu yine onsuz ama hayatında adının bile geçmediği, belki de başka biriyle olabileceğin bir mutluluğa tercih edersin, bağlanmışsındır bi bakıma... sabah onun adıyla uyanır, gece yine onun adını sayıklayarak yatarsın, sabahı onla getirir, bütün gün yine onu, sadece onu düşünürsün... ve bu günlerce, haftalarca, aylarca, hatta bazen nadir de görülse yıllarca böyle sürüp gider...

    hatta olmadık zamanlarda şiir bile yazdırır adama...

    telefonu elime alıyorum yine,
    bulmak zor olmuyor adını,
    zaten sana gidiyor elim,
    ve sonra uzun bi sessizlik...
    o dört harf bana bakıyor,
    bense harflere...
    belki de hiç bu kadar yakın olmamıştın bana,
    hiç bu kadar yakınımda hissetmemiştim seni,
    bu kadar çaresiz olmamıştım hiç,
    düşündüğünden de çaresiz...
    dakikalarca adına bakıyorum,
    ama bi türlü içimden geçeni yapamıyorum,
    bi türlü basamıyorum o tuşa,
    korkuyorum belki de!
    neden mi korkuyorum?
    bi bilsem!
    ağlıyorum yine...
    bi damla gözyaşı akıtıyorum,
    adının üstüne,
    belki gözyaşım anlatır aşkımı diye...
    ve kalbimde bi acı,
    sen bilmiyorsun.
    bu gece de gözü yaşlı yatıyorum,
    ellerim bomboş,
    aklımda sen,
    aklımda yokluğun.
    yokluğun varlığımı unutturuyor yine,
    ama umrumda değil,
    sadece sensin umrumda olan,
    sadece sen,
    sadece sensizliğim,
    sadece yokluğun!
    ve şimdi...
    umutlarımı,
    üstüne titrediğim umutlarımı,
    belki de sana giden yolda sahip olduğum tek şeyi,
    yine başka bi geceye erteliyorum...
    son bir kez bakıyorum resmine gece sona ererken,
    son bir kez kayboluyorum gözlerinde,
    ve son bir öpücük konduruyorum,
    iyi geceler öpücüğü,
    belki çıkar gelirsin diye...

    edit: hey gidi. zamanında bütün gün akıldan çıkaramayıp yine de aramadığım kişiyi aylar sonra son oylanan entry'ler sayesinde hatırlamak da ilginçmiş.
  • akla gelen iyi anıları kötü cümlelerle bozdurmamaya karar verme durumu. ya da herhangi kötü bir durumu daha da kötüleştirmeme çabası. arasam nolacak ki?
    - selam, bütün gün seni düşündüm
    aha götü kalktı bile. ukalaca 2-3 çift laf edecek ve bende ona karşı bir sevgi-saygı kaldıysa hem onu hem de bu sevgiyle hatırladığım mutlu anıları silecek.
    - selam, aramıyodun uzun zamandır
    bak imalı bir ses tonu kullanmaya başladı bile. sikik. seviyoduk lan birbirimizi bir ara. tabi aramayacam, abonen miyin senin? ego tatmin aracın mıyım? hal hatır sorunca bile bir yerden "seni artık sevmiyorum"a getiriyosun. biliyoruz arkadaş, zor oldu ama kabullendik. baya bi zaman da oldu. bak arkadaş bile diyorum sana. bir arkadaşın olarak yalakayla arkadaşın arasındaki farkları öğretebilirim.
    -seni özledim.
    yok yok, ben kaşınıyorum. ama "seni bir arkadaş olarak özledim" de diyemezsin ki.. özledim işte, babaannemi de özlüyorum mesela. onun gibi ölseydin keşke de bari yanlış anlamasaydın.
    -iyi.
    sus bari be sus. tribe sokma beni akşam akşam. nah iyi. gel de gör bi nasıl olduğunu özlemenin...
    -neyse
    neyse, kusura bakma gününün 5-10 dakikasını ve kendi sinirlerimi katletmiş bulundum. arada hatırlayıp mutlu olduğum iyi anılar da kaynadı ama benim hatamdı. gerçekten pardon, neyse.
    -görüşürüz
    görüşmemeliyiz.
    -hoşçakal
    görüşmemeliyiz.
  • bazı koşullarda yapılması gereken bişeydir.. koşulları zorlayarak arayanların % 95 oranında pişman oldukları klinik deneylerle kanıtlanmıştır..
  • çoğu zaman sanıldığı gibi gurur değildir aslında. mutlu olmak için gurur bir kenara bırakılabilmelidir, bu öğrenilmiştir ama... belkide o şekilde mutlu olamayacağını öğrenmiştir kişi. iki kişilik bir mutluluk için iki kişinin çabası gerekir nede olsa. bir beklemedir aslında, ya akıldan çıkarılamayanın aramasını ya da onu unutup yeni diyarlara yol almayı...
  • akıldan çıkmayan kişinin gözlerinin bir yabancıya baygın baktığı, dudaklarının o yabancının dudaklarıyla birleştiği bilindiği için söz konusu olandır.
    bazen ne kadar sevsek de sadece sevdiğimizle kalırız.
hesabın var mı? giriş yap