• dönem dönem görülür dünyamızda. atmosferdeki kimi gazların artıp azalması ile tetiklenir. tıpkı günümüzde içinde bulunduğumuz küresel ısınma süreci gibi... özet geçersem, oksijen oranının yoğun biçimde artması buzullaşmaya, karbondioksitin aşırı artışı ise küresel ısınmaya neden olur. bu olay gezegende dönem dönem olur, evet ama, bu son küresel ısınma dönemini biz insanoğlu olarak karbondioksit salınımımız sayesinde öylesine hızlandırdık ki, çok ani ve sonuçlarının ne olabileceği tahmin edilemeyen bir ısınma sürecine girdik. durdurulamayan bir ısınma, küresel afetlere, kayıplara yol açabilir ve ardından çok ani biçimde gelen yeni bir buz çağını da tetikleyebilir. bilinmiyor... neyse, konumuz buzullaşma süreciydi, devam edelim...

    tespit edilebilen ilk buz çağı ortalama 2 milyar yıl önce yaşanmış, günümüzdeki amerika kıtasının kuzeyleri ile avustralya'nın güneylerinde bu çağa ait kalıntılar bulunmuştur.

    ardından gerçekleşen ve bundan 700 milyon yıl önce -buraya dikkat, bu dinozorlardan bile çok öncesidir, insanın dünya üzerinde yaklaşık 2 milyon yıldır varolduğu düşünülünce manyakça bi zaman kavramı bu- evet 700 milyon yıl önce gerçekleşen en büyük çaplı buzul çağında, ekvator da dahil olmak üzere tüm dünya tamamıyla buzlar altındaymış, bu sürece "kartopu devri" de deniyor. bir ara bilgi olarak vereyim, bu çağda mamut filan yoktu, mamutlar 30 milyon yıl kadar önce görüldüler ve 10 bin yıl önce de nesilleri tükendi. yaşadıkları çağ günümüze göre çok daha soğuktu, bu kısım doğru, evet.

    dinozorlar ise çok sıcak bi çağda dünyaya hakimdiler, bu da ortalama 200 milyon yıl öncesine tekamül eder. zira bu çağın sonunda seri halde ve milyonlarca yıl devam eden volkanik patlamalar ve depremler olduğuna dair teoriler de mevcut.

    evet devam edelim, bu büyük çaplı buzul çağından sonra gelenler hep ufak çaplı olmuştur. bu dönemlerde kutuplar dönemsel olarak bir miktar içeri girmiş, yani ekvatora doğru büyümüş, kıtaların kutuplara en yakın bölgeleri buzlar altında kalmıştır. ancak bir daha hiçbir zaman öylesinde büyük bir buzul çağı yaşanmamıştır.

    bilinen son buzul çağı 3 milyon yıl kadar önce gerçekleşmiş ve 10 bin yıl önce sona ermiştir, günümüzdeki kutuplar, bu çağın kalıntılarıdır. şöyle diyebiliriz, ilk insan, dünya bir buz devrindeyken oluşmuştur.

    şu an bir ısınma sürecindeyiz, ancak bahsettiğim gibi bu ısınma, doğal olan, beklenen, bugüne kadar yaşanmış olanlardan çok farklı, çok ani ve hızlı, özellikle son 100 yılda marjinal artışlarla günümüze kadar gelindi, her an her şey olabilir artık. o nedenle buzul çağı konusunda herkes azbuçuk bişeyler okusun, bilsin, öğrensin ister bu deli gönül...parmaklarım yoruldu vallaha!
  • "disarda kar yagiyor" dediginizde diger insanlarin suratiniza mal mal bakip "eeeee" dedikleri cag
  • kudretli savas tanrisi mars'ın dahi elinden kurtulamadığı illet

    eh, 400 bin sene önce, sirf mitolojinin yüzü suyu hürmetine kazandigi karizmayi bembeyaz gelinlikler icinde tarumar eden mars'in da bu dogal döngüden pacayi kurtaramadigini dusununce, bizim minnos dünyamizda neler döndügünü anlamak icin biraz okuma yapmak gerekiyor.

    dünya tarihinde aslında beş adet majör buz çağı görünüyor (bkz: glacial period) bilinen ilk buz çağı takribi 2 milyar sene önce gerçekleşmiş huronyan buzul çağı (bkz: huronian glaciation)

    bir sonraki ise 850 milyon yıl önce başlayıp yaklaşık 200milyon yıl devam ederek 630 milyon sene önce sona ermiş ve muhtemelen en çetin koşulların oluştuğu buz çağı. o dönem icin derler ki dünyamiz uzaydan bembeyaz bi kartopu misali gorunurmus. ekvatora kadar gelmiş buzullar. böylesine kuvvetli bi peryod nasıl son bulabilmiş diye soracaksak, cevabı sera etkisi yaratan gazlar (bkz: greenhouse gases) olacak. sormaya devam edeceksek de volkanlar çıkacak karşımıza. öyle ya, en şiddetli sera gazı olan karbondioksit, bir o kadar şiddetli süpervolkan patlamaları ile dünyanın şu anda dahi her an amına koyabilecek kırattadır. venüs'ü mahveden, yüzey sıcaklığını 500c gibi çılgın seviyelere çıkaran sera etkisidir, güneşe yakınlığının direkt etkisi değil. öyle olsaydı, merkür yüzeyinden daha sıcak olmazdı venüsün yüzeyi. atmosferin mi var, derdin var aslında.

    buzullar, hem okyanuslarda hem karada yüksek miktarda bulunursa, karbondioksiti azaltacak ve suda çözünmesini sağlayacak en önemli iki etkeni inhibite ederler. silikat bozulması ve fotosentez. yani bu ikisini engellerseniz, karbondioksit alır başını yürür efendim. bu çağın sonu, kambriyen patlamasını da tetiklemiş olabilir. zira ciddi minvalde karbondioksit, azot ve oksijen derişimi için ani pik değişiklikleri mevcuttur sonlarına doğru.

    sonra andean-saharan denen buzul çağı çıkageldi. 460 milyon yıl önce başladı ve 420 milyon yıl önce sona erdi. arada 40 milyon yıllık bir zaman var. bununla ilgili çok bilgi yok elde. öyle gelmiş geçmiş. 40 milyon senesini almış lakin dünyanın. türümüzün henüz 200.000 yaşında olduğunu kavrarsak, bu süre içinde 200 kez insan türü çıkarıp yok edebilir örneğin dünyamız. hakikaten tahayyül sınırlarınızın ötesinde bi zaman dilimi 40milyon.

    sonralar sonrası, gezegenimizde karasal bitkiler evrimleşmeye ve hükümdarlıklarını ilan etmeye başlayınca, yani ortalığı klorofil krallığı istila ettiğinde, bittabii efenim atmosferdeki karbondioksit azalmaya, oksijen seviyesi ciddi oranda artmaya başladı. eh tabi bunun da sonucu, yeni bir buzul çağı olacaktı. oldu da.

    karoo ice age diye literatüre giren buzul çağı, 360 milyon sene önce başlayıp 260 milyon sene önce sona ermiş görünüyor. güney afrika'nın karoo bölgesinde buzul çökelleri bulununca insanoğlu, (bir nevi buzul fosili diyelim) 100 milyon senelik tarih aralığı netleşmiştir. bu çağ karbonifer döneminin neredeyse tamamını kapsar ve erken permien'e dek devam eder.

    şimdi ilginç gelecek belki ama son majör buzul çağı 2.8 milyon yıl önce başladı. şu anda devam ediyor. dikkat ederseniz yukarıda anlattığım buzul çağları öylesine uzun sürelere yayılmışlar ki, hiç te öyle the day after tomorrow heyecanı ile başlayıp bitmeyecek bu ızdırap. öyle bi bilim adamı çıkıp bağır çağır ortalığı ayağa kaldırmaya falan çalışmıcak. biz muhtemelen hiç hissetmeyeceğiz değişikliği. biz derken, insan türünü komple kastediyorum. ama nasıl olur? 20.000 sene önce ciddi bir kış yaşadı dünya. dünya üzerindeydik ve neanderthal türleri ile gen alışverişindeydik hatta. ee?

    el yanıd: o efenim, buz çağı değil. buzul dönemi idi. karıştırmamak lazım.

    her büyük buz çağı, (bkz: ice age) içinde dönemler barındırır. bu dönemler çevrim yapar sürekli olarak. az değil onmilyonlarca süren çağlardan bahsediyoruz. yukarıda 200 milyon yıllık, 40 milyon yıllık vesair çağlar gördük.

    bunlar çağ.

    bunların içinde 20bin 10bin gibi ufak çevrimler oluyor. işte milankovitch çevrimleri bu algoritmanın nasıl yürüdüğünü anlatmaya çalışıyor. yani biz şu an bir buz çağındayız onun kaçarı yok. lakin her buz çağı, iki çeşit çevrim atıyor ve bu sürekli döngü halinde.

    glasiyel periyod (bkz: glacial period) yani buzul devri, ve onu izleyen buzularası peryodu (bkz: interglacial period)* . ilk dönem bilimadamları, coğrafi bulgulara baktıklarında interglasiyel dönemlerin, glasiyel dönemlerden görece daha uzun sürdüklerini teorize etmişler. bunu, kaya erozyonları, buzul kökenli blok halindeki kil yapıların pozisyon değişimleri ve yerleşimleri, yine buzul sırtlarının ve tepeciklerinin oluşma şekilleri vs gibi birçok coğrafi oluşuma bakarak teorize ediyorlar ve aslında bütün bunlar buzul çağlarının gerçekten "olduğunu/yaşandığını" gösteren de ipuçları.

    neyse ,buzul çağlarındaki (bkz: ice age) bu iki peryot, yani glasiyel ve interglasiyel kardeşler, birbirlerini milankovitch döngüsü ile izler ve 20bin senede bir döngülenir. hiç olmazsa görünen o şu ana kadar. ya da daha açık olacaksak, rus buzul istasyonu vostok son verileri ile bize bunu anlatıyor. okurken, karbondioksit derişim oranının sıcak hava ile doğru orantılı olduğunu unutmayınız. malumunuz, yeşil ev etkisi** .zira o, soğuk sularda, sıcak sularda olduğundan daha iyi çözünür.

    bunca detay bi yana, 20bin sene önceki buz devrinden insan türü alnının akıyla çıkmış olsa da, neredeyse tür yokoluşu ile karşı karşıya kalmıştır. hakkaten şaka maka kibrit suyu sıkacakmış doğa ana kökümüze. elon musk, tim cook, mark zuckerberg, izzet altınmeşe* falan bunların ataları hep yokolacakmış.

    insan bazen hayret ediyor.

    nerden biliyoruz peki böyle olduğunu. paleoantoloji anlatıyor bize. bulgular, fosillerin coğrafik dağılımı hakkında deyim yerindeyse çılgın atıyor. bir buzul devrinde, soğuğa adapte olmuş organizmaların daha çok aşağı enlemlerde (bkz: ekvatora yakın paraleller) dağılım gösterdiği, daha sıcaksever bünyelerin ise tür yokoluşuna seyirttiği (bkz: extinction) ya da daha iyi ihtimalle ekvatora yakın paralellerde çok adetlerde ve yoğunlukta sıkışıp kaldığı gözleniyor. bunlar fosil kayıtları ve de oldukça açıklayıcılar.

    geçmişte buzullar, dönemlerin kendi iklim özelliklerini yaratmayı başardı. bu buzullardan alınan kesitler incelendiğinde eskilerin klimatik özelliklerini bulabiliyoruz. buna climate proxy deniyor. misal şimdi vostok gibi buzullardan alınan kesitlerde su içerikli ağır ve hafif izotoplar var. bilinen bir gerçek, ağır izotopların buharlaşma özgül ısısı çok daha yüksek. dolayısı ile kesitteki izotop (ağır/hafif) derişimi oranları hesap edilerek geçmişin sıcaklık haritası kolaylıkla çıkarılabiliyor. bu yöntem de buzul çağlarının varlığına işaret ediyor ve yukarıda anlatılan fosil bulguları ile oluşturulmuş peryotlarla örtüşüyor.

    hülasası, dünyada kitlesel anlamda çok çok büyük acılar varolagelmiş. dimağın sınırları toplam acının anlaşılması yahut tahayyül edilmesine yetmez. edebiyatla, felsefe ile bazen anlamlandırmaya, alegorik söyleyişlerle betimlemeye çalışırız sadece. hangi araç ile anlamlandırmaya çalışırsak çalışalım, yaşamın, o vital enerjinin, bütün bu çetin arazi ve iklim koşullarına rağmen halen varlığını sürdürebilmesindeki inatçılık, güzelliğin ta kendisi ve bütün o çekilmiş sonsuz acıyı unutturmaya bir nebze olsun yardımcı oluyor benim nezdimde.

    edid : kimi yazım hataları düzeltildi.
  • 20 bin yıl öncesinde dünyaya hakim olmuştur. insanların soğuktan korunma amacıyla mağaralarda saklandıkları ve vakit geçirmek için de renkli tablolar yaptığı açıktır.
  • kutuplarda hala buzullar bulundugundan dunya buzul cagindan cikmamis diyebiliriz. su andaki mevcut buzullarin erimeme sebebi ise atlas okyanusunda hareket eden sicak su akintilarinin kutuplari asarak tekrardan guneye inememesidir. yani bering bogazi yeteri kadar genis olsaydi su anda kutuplarda buzul olmayacakti.

    bundan bir onceki buzul cagi ise amerikada bulunan buyuk bir golun tasarak atlas okyanusuna karismasiyla baslamis. bu buyuk golden gelen tatli ve farkli sicakliktaki su okyanus akintilarini bozarak buzul caginin baslamasina sebep olmustur. bahsi gecen buyuk golun kalintilari amerikadaki goller bolgesini olusturur.

    ayrica buzul cagina gecis sanildigi gibi onyillar surmeyebilirmis. en son arastirmalar 6 ay gibi bir surenin dunyanin buzul cagina girmesi icin yeterli bir zaman oldugunu ortaya koymus.
  • yavaş yavaş sonlarına doğru geliyoruz. iklim değişikliği, küresel ısınma v.b gibi olaylar sonucunda oluşmasından ziyade, zaten son bulacak olan ve son bulmaya yaklaşan buzul çağının yan etkileri küresel ısınma v.b şeklinde düşünülebilir.

    peki ne olacak ? kuzey ve güney kutbundaki buzullar eridikten sonra ne olacak ? dünyanın hali hazırda 3/4 'ü su iken, belki 6/7'si sular altında kalacak. yeni bir dönem başlayacak. sıcak çağ. belki hayat sıfırdan başlayacak belki de "kıyamet" dedikleri olay tanımı bu şekilde anlatılacak. dünya daha sıcak olacak. dünya günümüz rakımıyla 1200 rakımdan altındaki yerleri sular altında kalacak. yeni rakım değeri 1200 m yükselecek. yapmış olduğumuz cami, avm, futbol sahası, klise, köprü v.b gibi yapıların hepsi sular altında kalacak.

    ne olacak daha sonra ? beyaz tenli, küçük ebatlı (beyaz ırk), sarı saçlı insanlar artık bu evrimsel süreçte kendilerine yer bulamayacaklar. ya da adapte olabilmek, nesillerinin devamı için zenci ve esmer kişilerle (sıcak iklime daha iyi ayak uydurabilecek kişilerle) çocuk yapacaklar. doğan çocuklar esmer ise yaşayacak beyaz tenli ise ölecekler. yediklerimiz değişecek. deniz oranı fazlaca olduğu için artık deniz mahsullerine yönelecekler ve sindirim sistemimiz değişecek. hastalık çeşitleri değişecek, bunlarla yeni mücadele yöntemleri üretecekler. ilk başlarda kaybedecekler. ta ki 1/7 lik dünya toprağı üzerindeki toprakta yaşanılacak miktardaki nüfusa gelinceye kadar bu, bu şekilde devam edecek. sonra optimum sayıya ulaşıldığında, standartlar sağlanıldığında insan oğlu tekrardan yaşamak için yeni yöntemler bulmaya başlayacak. mevcut sistem şartlarına ayak uydurmaya çalışan yeni canlı türleri meydana gelecek. şimdiki soğuk bölgelerde yaşayan (ren geyiği, kutup ayısı, penguen v.b) canlıların soyları tükenecek.

    ne olacak daha sonra ? yaşam tekrardan sıfırlanacak. tekrardan din sistemi dünyaya bahşedilecek. kıyamet koptu yeni siste için tanrı sizleri seçti, isyan etmeyin itaat edin. şeklinde bir takım insanlar insanlığa hükmedebilmek ve çalışan bir sistem kurabilmenin yoluna gidecekler. başaracaklar. farklı bir tanrı belki deniz tanrısı bilinmez. sonra bir takım insanlar yine bir takım kurallar icat edecekler. "tanrı böyle istedi" diyecekler. önce birbirlerine sarılacaklar. yaşam alanları ve kaynakları tükenmeye başladıktan sonra tekrardan kavgalar ve savaşlar başlayacak.

    sıcak çağ ne kadar sürecek ? 15 000 yıl belki 20 000 yıl . bilinmez. ne zamana kadar peki ? belki yeterince rejime giren dünyanın artık yeterli dolgunluğa ulaşan nem miktarıyla birlikte yavaş yavaş serinleyen havayla birlikte yağmur yerini doluya doludan da yerini kara bırakmasıyla birlikte ilk don olayı yaşanmasına kadar devam edecek.

    daha sonra ? tekrar kutuplardaki sular artık buz şekline dönmeye başlayacaklar. buzlar birbirleri üzerine gelerek buz dağlarını meydana getirecek. su seviyesi yavaş yavaş çekilecek. dünya ortalama sıcaklığı tekrardan 25 c de civarlarına gelecek. tekrar bu günlerimize döneceğiz. fakat ne kadar süre günümüz şartlarını yaşayacağız ? 4 000 yıl ? mevcut deniz rakımı günümüz şartlarına göre 0 mertebesine gelecek. fakat soğumaya devam eden dünyada "küresel soğuma" dan bahsedilecek. önüne geçmeliyiz denilecek. yine doğa kazanacak ve 0 rakımı -1000 rakımına doğru ilerleyecek. dünyadaki kara /deniz oranı 1/7 den belki 3/7 ye çıkacak fakat, kalan 4 / 7 nin %98'i buz kalan %2 lik kısmı içme suyu olacak.

    canlılar su-enerji kayıplarını ve yeme ihtiyaçlarını azaltmak için ebat olarak küçülecekler. kalmayacak öyle 60 000 yıl önceki iri kıyım zenciler. kalamayacaklar. daha küçük ufacık canlılar çekik gözlü canlılar meydana gelecek. mamutlar olur mu bilinmez fakat ısı kaybı minimum düzeyde olan, kar ortamında avlanabilen 70 000 yıl önceki genlerini çekip çıkartıp bulup getirecek canlılar peydahlanacak (kutup ayıları) . kuşlar soğuktan uçmayacaklar. uçsalar bile yem bulamayacaklar. karada kalıp daha az mesafe katedip daha fazla enerji tasarrufuna gidecekler. uçmayı unutacaklar, yüzmeyi öğrenecekler. nice nice farklı canlılar meydana gelecek.

    tekrar güneş doğmaya başlayacak. denizlerin yükselmesi alçalması depremler derken bazı toprak altında kalan bir takım yapılar yavaş yavaş günümüzde gün yüzüne çıkacak. insanlar tekrar yorumlar yapacaklar "burada alışveriş yapıyorlarmış, burada ibadet ediyorlarmış, buradan karşıdan karşıya geçiyorlarmış" diye.

    şimdi bunlar 10 yıl içerisinde olacakmış gibi anlaşılabilir. fakat 100 000 yıllık bir zaman diliminden bahsediyoruz. 2100 yılına kadar dünya üzerindeki deniz seviyesinin 65 cm yükseleceği ön görülüyor. öyle düşünün.

    not: rakamlar sallamasyondur *
  • kimilerine göre bitişi, insanlığın soysuzlaşmasına uzanan çağı açmıştır;

    "insanlık asaletini son buzul çağı ardından yitirmişti. kan içerek, ilik kemirerek hayatta kalan ataların torunu, sahte tanrı güneşin vıcık vıcık akıttığı ışıkla ve yalvartmaya bağımlı eden bahşediciliğiyle bir sefile dönüştü. insanı köpekleştiren, dilenmeyi öğütleyen bu yeni devir, altına kıymet kattı ve sonunda da dinleri doğurdu. yaşamak için artık savaşmaya gerek yoktu. çünkü tarım ve biriktirmek çoktan icat edilmişti. işler çığırından çıktığında her yeni devrimle köleliklerden kölelik beğenecek insanın soysuzlaşması işte böyle başladı. güneş insan tenine hiç ulaşmamalıydı."
  • bu yıl roland emmerich'in yarından sonra (the day after tomorrow) filmine konu olan çağ. buzul çağının sebepleri konusunda birçok bilim adamı tartışma içindedir. bazıları buzul çağına dünyanın yörüngesinin belli zaman dilimlerinde genişlemesinin sebep olduğunu düşünürken, bazıları dünya ekseninin değişmesinin neden olduğunu düşünür. bazıları da bunun sebebinin okyanuslardaki su akıntılarındaki ani değişiklikler olduğunu savunur. şu anda 100 yıl ile 5000 yıl arasında yeni buzul çağının gelmesi beklenmektedir.
  • buzul cagi dünya ekseninin binlerce senelik periodlarla, dik veya eğik arasında gidip gelmesi sebebiyle oldu, yani tekrardan yaşıycaz bu günden çok sonra.. dünya üzerinde ufak bir ısı düşmesi bile buzul cağına girmeye yeter, çünkü,yazın eriyen buzullar ve kışın donan sular bu günlerde birbirine eşit gitmekte. fakat ısı biraz düşünce eriyen sular azalıo ve çoğalan buzullar oluo, bu da seneden seneye gittikçe buzulların büyümesine ve yavaş dünyayı kaplamasına sebep oluyo.
  • geçtiğimiz buzul çağında (ki insan evladının ilk ve tek buzul çağı tecrübesi olur) dedelerimiz ilk olarak uzmanlaşma olayına girerek iş bölümü yapmayı filan akıl ederek daha büyük ve nispeten kalıcı yerleşim birimlerinde yaşamayı başarmış, bu sayede soylarını devam ettirebilmişlerdi zira öyle bir ayaz vardı ki 10-20 kişilik klanlarda sapır sapır dökülmek, kurda kuşa yem olmak işten bile değildi.

    bu arada normalde bu aralar buzul çağının çoktan başlamış olması gerektiğini, ancak küresel ısınmanın bu süreci geciktirdiğini savunan bir görüş de vardır.
hesabın var mı? giriş yap