• bir yasar kemal asigi olarak kucukken cakircali efeyi tanimami saglayan kitaptir.. kendisinin gercek bir hayat kesitine ve bu kadar surukleyici bir romana ragmen neden 200 sayfa civari yazdigini uzun zaman dusunup durmus, sebep bulamamistim.. zira istese bu adami cok uzadiya yazabilir, diger seri kitaplarina bakildiginda gorulen 50 sayfaya yaklasik girizgah betimlemelerini bu kitap icin de yazabilirdi.. cunku kendisinin soyledigi, tam olarak hatirlayamadigim bir cumlede yazdigi eserlerde istedigi kadar detayli bir betimleme yapip once kendisini o romana tam anlamiyla sokamiyorsa yirtip atarmis ne kadar yazmis olursa olsun.. ancak bu kitapta oyle bir durum sozkonusu degildi, yani elbette ki yeterli giristeki anlatimi ancak kisa olmasi kafamda soru isareti birakmisti..

    gittim, sordum yillar evvel. bana cakircali efeyle ilgili olarak konuyu cok uzatmak istemedigini, saygi duydugunu, ilave edecegi her cumlenin, her kelimenin onun buyusunu bozabilecegini soylemisti. elbette yine hakliydi yasar kemal. cunku bu kitap bu haliyle bile yeteri kadar vurucu olabiliyor.hatta cocuklugumda herkes action mandi, supermandi diye gezinirken beni cakircali efe olmaya zorluyordu.. *
  • yaşar kemal'in kaleme aldığı yaşam öyküsü var elimde."çakırcalı memed efe" ,babası çakırcalı ahmed efe'nin osmanlı tarafından kandırılarak öldürülmesinden sonra gelişen olaylarla kendisini de aynı onun gibi eşkıya olarak dağlarda buluyor. bu ona mutluluk vermiyor esasen, istediği bu değil. aslen dağlarda değil, düzde, huzurlu ve silahsız bir yaşam sürmeyi özleyen, duygusal ve naif bir eşkıya bu... yaşar kemal'in yazdıkları incelenirse, aslında kendi güvenliğine kastetmeyene,haketmeyene, iyiye asla zarar vermeyen, halkın sevgilisi bir profil çiziyor. halk tarafından bu denli sevilmesi, korunması da, gerek osmanlı, gerekse diğer eşkıyalar tarafından peşinde olunmasının baş nedeni aslına bakılacak olursa.sonu mu? babasınınki gibi...
  • debreliden* geçsen çakırcalıdan geçemezsin sözündeki iki kahramandan biri..
  • hepi topu iki entry var ankara devlet opera ve balesi'nin sahnelediği versiyon ile ilgili, bunların biri de ben yazamadan düşündüklerimin yarısını tam olarak aklımdan geçen kelimelerle özetlemiş: (bkz: ortaokul müsameresi)
    ama müsamereden bağımsız olarak parlayan biri vardı ki, o da çakırcalı efeydi (bkz: emre onuk).

    edit: kendisine talip olduğumu belirtmiştim ama boş bkz'ımı doldurmak için biyografisini aradığımda evli olduğunu öğrendim. talebimi geri çekerek sevgilerimi yollamakla yetiniyorum :)

    edit 2019: adam karısını dövüyormuş :/
  • yaşar kemal in güzide romanlarından biri. zeybek kültürünü merak ediyorsanız mutlaka okuyunuz çok şey katar, etmiyorsanız da okuyunuz yine çok şey katar
  • yaşar kemal'in kendi güçlü, arkasında derin kişilik analizleri saklayan bol tasvirli anlatımıyla osmanlı'nın son dönemlerine damgasını vurmuş etkili bir kişiliği anlattığı olağanüstü roman. kitabı okurken zaman zaman efeye öfkelendiğim anlar da oldu, eşkıya sonuçta ama osmanlı'nın gücünün yetmediği konularda, kolunun uzanmadığı yerlerde adalet dağıtmış olması da ayrıca takdire şayan. her şeyden önce yiğit ve efe kelimelerinin anlamını anlamak için bile okunabilir. osmanlı'nın son dönemi, aydınlanma çağının etkisinde ve şark kültürünün baskısında tümüyle kendine has bir kültürün oluştuğu bir dönemdi ve nasıl ki o dönemin istanbul'u meşhur kabadayı ve külhanbeylerinin hayatından bağımsız olarak anlatılamazsa dönemin batı anadolu'su da efesiz anlatılamaz. yabancı devletlerle ilişkilerini bilmem, hizmet ettiği biri var mıdır onu da bilmem ama çakırcalı efe şu dünyadan geçmiş olup da en çok saygı duyduğum karakterlerden birisidir.
  • dün okumaya başlayıp, bugün bitirdiğim roman. yaşar kemal yaptığı araştırmalar sonucunda, şöhreti dünyayı saran çakırcalının yaşamını ilginç yönleriyle anlatmış.

    “ çakırcalı’nın mezarı nazilli’nin dışında, yol üstündedir. köylüler mezarı o gün bugündür evliya türbesi makamında ziyaret ederler.”

    “ çakırcalı öldürüldükten yıllar, yıllar sonra bile, o yoldan geçen köylüler mezara yarım saat kala, olanca sesleriyle bağırırlar. çakırcalı efe! çakırcalı efe! yol ver geçelim, yaban değiliz”
  • yaşar kemal’in bir nevi osmanlıya yıllarca kök söktüren çakırcalı memed efenin hayatını anlattığı biyografi/romanı.

    yazardan beklenilenin aksine daha kısa ve öz anlatılmış bir kahramanlık romanı. uzun benzetmelerden uzak durmuş üstat lakin yine etkileyici ve akılda kalıcı. bir solukta okunup bitirilesi bir roman.

    efe kültürü ve gelenekleri hakkında bilgi de verir aynı zamanda.
  • zamanında arnavut ve çerkes mezarlığı yapmaya ant içmiş ve andını yerine getirmiştir.

    legacy denilen olayı o kadar güçlüdür ki, ölümünden yıllar sonra bile insanlar mezarının suyunu sıtmaya iyi geliyor diye içmiş, geçerken de destur istemiştir.

    bu da böyle bir anekdottur.
hesabın var mı? giriş yap