• eskiden ama cok da eski olmayan zamanlardaki bulusmalardir bunlar. (bkz: universite yıllari) (bkz: 80lerde cocuk olmak). zor bulusmalardi. ozellikle taksim istiklalde bulusulacaksa en sik belirlenen bulusma noktasi akm onu olagelmistir yillar boyu. hatta sirf bu yillardan kalma bir ilgi oldugu dusunulen baslik da bu nedenle acilmistir kanimca (bkz: akm onu randevusuyla sinirli klasik muzik ilgisi).
    en kotusu ise akm onunde agac olan* kisinin yaprak dokumu olayina girmeye baslayinca beklenilen kisinin evine telefon acmasi ve o kisinin annesinin "evden cikti ve cikali da x saat oldu" demesi olurdu. akm onunde beklemek istemeyenler ise buluşma yeri olarak mephisto gibi cafeleri tercih etmeye baslamislardi ki cep telefonlari cikti*
  • "nerdesin? he tamam ben yeni indim gelsene bu tarafa dogru" gibi muhabbetler olmazdi dogal olarak. nerde bulusulacaksa 1 saat gecsede o noktada bulusulurdu. bekleme acisindan daha musayit yerler tercih edilirdi o acidan ykm onu gibi orda merdivenlere filan oturup beklerken keyifle kariz kiz gotlerine kitlenebiliniyordu...
  • kadiköy yakasinda genelde buluşma noktalari , boğanin önü , iskele , ve bahariye mc donalds in önü olan buluşmalar
  • yeri geldiginde zararli olabilecek sonuclarda dogurabilir.

    canakkaledeki ogrenci bir arkadasin zeynep isimli ev arkadasi istanbuldadir ve ogrenci arkadasa daha once hazirlanmis bir odev bir ceviri gonderilecektir. zeynep ile telefonda konusulur (o ev ben ofis) altiyol bogada bulusmak icin belirli bir saatte sozlesilir. daha once hic tanisilmadigi icin uzerinde ne var bu var falan seklinde tarif verilir... randevuya tam saatinde olay yerine gidilir ve zeynep beklenmeye baslanir. yaklasik bir yirmi dakika gecer agac olunmustur ama zeynep gelmez... bunun uzerine dusunulmeye baslanir etrafta benimle beraber gelen ve bekleyen kizlar kesilmeye baslanir ve her turk genci gibi tanisilmak istenir.

    birinci kiza yaklasilir ve sorulur:
    - eee zeynep?
    - hayir degilim

    ikinci kiza yaklasilir ve sorulur:
    - pardon isminiz zeynep mi?
    - hayir degil lutfen beni yalniz birakin.*
    (ic ses) - hasiktir :(

    sira ucuncu kizda:
    - zeynep??
    - hayir!!!!
    (ic ses) - ne bagiriyon lan!
    - hmm pardon :(

    zeynep o gun hic gelmez trafik kazasi gecilmistir kos kos bir saate yakin beklendikten sonra ofise geri donulur.
  • özlediğim şeydir.

    sürekli haberleşmek çok sıkıcı olabiliyor bazen...

    18:00 - çıktın mı? - şimdi çıkıyorum, yarım saat sonra ordayım.
    18:10 - ben falan yerdeyim, 5 dakka gecikebilirim o yüzden. - tamam canım ben de zaten anca otobüs buldum.
    18:15 - benim şey şooldu, sen geldin mi? - yok 10 dakkam var daha..
    18:25 - motordan indim parkın oraya geliyorum, sen nerdesin? - ben minibüsten incem 5 dakka içinde.
    18:30 - parkta mısın? - yok gazete aldım, geliyorum, sen? - evet ben şimdi girdim de sana bakıyordum...

    n'oldu, bizim birkaç beyin hücremiz daha kızardı, turkcell zengin oldu...
  • o zaman buluşmalarda alelâdelik yoktu kanımca. buluşmak demek meşakkatli bir işti ve saati, yeri iyice kararlaştırılır, evden öyle çıkılırdı. şimdiki gibi,
    -yarın buluşalım
    -nerde ne zaman
    -yarın telefonlaşırız
    durumu yoktu.
    bekleyeni bekletmek gibi bir olasılık da son derece azdı cep telefonu yokken. çünkü kimse kimseyi arayamazdı nerdesin diye. o nedenle zamanında buluşulurdu. nasılsa bende cep telefonu var geç kalırsam arar diye kimse salamaz, bekleyeni bekletemezdi. acaba gelecek mi endişesi de çok azdı. buluşmanın gerçekleşeceği mutlaktı.

    bunun yanında, cep telefonu yokken evde anne babayla buluşmalar da son derece dakik olmalıydı. anne eve 8'de gel diyorsa 8'de eve gelinmeliydi; çünkü şimdiki gibi geç kalınca bir şey mi oldu acaba diye endişelenip telefona sarılan anneyi rahatlatacak cep telefonu yoktu. o zaman anne ya hastaneyi arardı ya polisi.
  • radyasyonsuz ve daha sağlıklı buluşmalar olarak literatüre geçmiştir.bazen tersi olup buluşacağınız sırada bir aksilik çıktı mı bildirememe gibi durumlar da olurdu tabiiki.karşı taraf herşeyden habersiz size olan sabırı kadar beklerdi ve sonra giderdi...
  • kadıköyde tiyatronun önü (haldun taner) veya beşiktaş iskelesinin büyük rol oynadığı buluşmalardı. ciddiyetsizlik yapılamazdı bu buluşmalarda zira sonradan fikir değiştirme ben geç kalıcam sen şuraya gelsene deme lüksü yoktu. buluşmayı gerçekleştirebilmek için kişi en başından iyi karar vermeli ve planlı bir şekilde uygulamalıydı.
    (bkz: eski günler)
  • ankara'da ykm'nin önünde buluşmak üzere plan yapılıp, vaktinde gelinse bile kalabalıktan arkadaşınızı farkedemeyip ykm'nin ayrı köşelerinde beklenilen ve bir tarafın daralıp etrafa bakınarak dolaşmaya başlaması sonucu tesadüfen(!) karşılaşmalara yol açan buluşmalardı... hey gidi günler
  • ankara'da "gima'nın postane tarafında" gerçekleşirdi. gima da kalmadı artık, yılların türk markasını carrefoura altlik yaptilar. heyhat!
hesabın var mı? giriş yap