• göt oğlu göt babalar çocuklarına bakma konusunda gerekli sorumluluğu yüklenmediğinden hep ve daima hesap sorulma ihtiyacı içinde olunan anne modeliymiş bu.
    bu anne modeli çoğcuğu bakıcıya teslim ediyormuş da iskelemin babası herif ne bok yiyormuş,
    kadın çoğcuğu tek başına mı üretmiş,
    çocuk sadece anneye teslim edilince her şey tamam mı hanzolar,
    baba babalığını yapmaya yanaşmayıp sürekli ve her daim kadın her hizmete baksın,
    üstelik bahşiş de beklemesin,
    zaten malı mülkü de herif yaptı, kadın sonra yan gelip yattıydı bi bokta hakkı yok herif boşanırsa kadına niçün bakmaya devam edecekmiş alla alla vs vs zihniyeti sizin gibi düdüklerle dolu bir ülke yarattı bize,
    böyle yarım akıllı bir hayat bahşettiyi için toplum mühendizlerimizden razı olsun.
    kadın çocuk üretme ve büyütme makinası mı lan,
    göt lalesi,
    onun çalışmaya,
    toplum içinde üretmeye ve yer edinmeye,
    kendi parasını kazanmaya gereksinimi yok mu?
    hala mağarada mı yaşıyoruz da kadın içeride çocuk bakacak herif gidip et getirecek!!!
    sen erkek halinle otur evinde 12 yaşına kadar çocuk bak sonra çalışırsın deseler oturup bunu yapmıyorsun da kadından nasıl bekliyorsun ki tek vasfı annelik olsun,
    hayvan!
  • çocuğuna 2 yaşına kadar kendisi bakacak olan ve 2 yaşında ya işyerinin kreşine götürecek, yada 2-3 arası anneanne / babaanneye baktırıp 3 yaşında kreşe götürecek olan bir anneyim. evet, şanslıyım. ve her gün şükrediyorum.

    şanslıyım ve şükrediyorum çünkü;
    2 yıl ücretsiz iznim var, olmayanlar ne yapsın?
    eşimin maaşı bize yetiyor, yetmeyenler ne yapsın?
    işyerimin kreşi var, olmayanlar ne yapsın?
    anneanne de babaanne de hayatta, sağlıklı ve torunlarına bakmaya çok hevesliler. bundan mahrum olanlar ne yapsın?

    ne yapsın? çalışmasın. bu mu yani cevap? geçinemesinler ama çalışmasın? kadın depresyonda gezsin ama çalışmasın?

    maddi şartları çalışmamaya elvermeyen insanların eleştirildiğini düşünmek bile istemiyorum. neymiş? eline 400-500 kalıyorsa çalışmasınmış. sosyal güvencesi ne olacak? ilerde nasıl emekli olacak? olmasın mı? psikolojik boyuta girmiyorum bile.

    maddi şartları müsait olsa bile çalışan anneleri de eleştirmeye kimsenin hakkı yok. önemli olan iyi anne olabilmek. bunun da çalışmakla çalışmamakla hiçbir ilgisi yok.

    çalışmayan bir anne devamlı "senin için evde oturdum, saçımı süpürge ettim, ay bunaldım, ay sıkıldım" diye söylenecekse (yani mutsuz olacaksa) o anne çalışsın lütfen. akşam eve çocuğunu özlemiş bir halde geleceğinden, çocuğuna olan sabrı da sevecenliği de geçirdiği kaliteli zaman da daha fazla olacaktır bu annenin. çalışan bir anne "senin için çalıştım, hem evde hem işte yoruldum, kaç parçaya bölündüm, ay yoruldum" diye söylenecekse (yani mutsuz olacaksa) o anne çalışmasın lütfen. (kısa sürede, ev hayatının sandığı kadar rahat, kolay ve eğlenceli olmadığını görmesi kuvvetle muhtemeldir ama yine de kişisel seçim meselesidir tabi, karışılmaz, eleştirilmez).

    insanları genellemeyi, hem de bunu yaparken en kötü modeli baz almayı, empati kurmamayı, her insanın ayrı bir dünya, her hayatın ayrı bir hikaye olduğunu bilmeden sadece eleştirmeyi, yaftalamayı, her ailenin maddi yada manevi şartlarının / beklentilerinin farklı olduğunu düşünmeden sadece konuşmayı, "boş" konuşmayı seven ne kadar çok insan olduğunu, anne olduktan sonra çok daha fazla gözlemledim.
    (bkz: çocuk sahibi olmayanların ebeveynleri eleştirmesi)
    (bkz: çocuk sahibi olmadan fikir sahibi olmak)

    bir ergen erkek mesajı üzerine gelen ekleme: çok karnım ağrıyorsa çocuk yapmamam tavsiye edilmiş ve benim karın ağrımın çok çalışmam olduğu belirtilmiş. daha şimdi ne anlattım ben evladım? hani insanları yargılamamak, genellememek, boş konuşmamak filan?
    (bkz: ne dedim ben şimdi)
    (bkz: ne anlatayım ben sana)
    (bkz: anne olunca anlarsın)

    bir de bu yazıdan bu çıkarımları nasıl yapabildin a evlat? yazdıklarımı tekrar okudum, nerede çocuk sahibi olmaktan şikayetçi gibi görünmüşüm diye, bulamadım. bulan varsa mesaj atabilir mi? bir de karın ağrımın çok çalışmam olması var ki, beni benden etti. bir kere yazıda açıkça belirttiğim üzere şu an için çalışmıyorum bile. üstelik, herkese saygı duymak gerektiğini belirtmekle beraber, kendi adıma 2 yaş itibariyle çalışmayı tercih ettiğimi yeterince açık belirttiğime inanıyorum.
    (bkz: nerden baksan tutarsızlık nerden baksan ahmakça)
    (bkz: anlayan beri gelsin)
    (bkz: okuduğunu anlamayan gençlik)
  • hayatında köşedeki bakkaldan ekmek almayan , insanlar kaç para maaş ile çalışıyor , bir paket çocuk maması kaça alınıyor, bir paket bez kaç para haberi olmayanlara göre annelik hakkına sahip olmayan bir modelmiş. (bkz: annelik hakkı verme merkezi) (bkz: rol dağıtımı ukalalık merkezi) (bkz: bazen elli karakter sorun olur)

    sabahın köründe kalkıp daha yürümeye bile başlamayan bebeğini bırakıp işe git, eşşek gibi çalış milletin ağız kokusunu çek, akşam yorgun argın eve gel, çocuğunla kısıtlı bir zamanda maksimum verimle ilgilenmeye çalış, büyümüşse derdini dinle onun için plan yap. aysonunda ancak evin geçimine, muhtemelen kiraya yetecek bir maaş al ve sen anne olmayı bile haketme. neden? yüksek gelirli bir koca bulup, bütün masrafı ona yıkıp evde oturup çocuğuna bakmadın diye. yaşlandığında emekli olmak dışında bir sosyal güvence ihtimalin yok diye. sana kendince hayat dersi verenler gibi kendini garantiye aldığın yağlı bir kapın yok diye. etrafta para ağaçtan toplanıyor, çocuklara onları getiren leylekler bakıyor sanan ergenler var diye sen çalışmayacaksın, yoksa anneliği haketmiyorsun.
  • hiç anlam veremedeğim anne modelidir. oysa ki en büyük hayalim birgün evlenip çocuk sahibi olmak ve gerçek bir anne olabilmek için de çocuğuma 24 saat bakmak. kaliteli zaman geçirmek fasa fiso, 24 saat aynı çatı altında olmalıyım. 6 yıl üniversite okudum, 4 yıl ihtisas yaptım, ailemin emekleri ve beklentileri, benim emeğim ve beklentilerim. olsun gerçek anne olabilmek için, annelik vasıfını hak edebilmek için bunların hepsi gözardı edilebilir. tusu kazanabilmek için insanlar yıllarını veriyor, doktor açığı varmış insanların uzman doktora ihtiyarcı varmış, olsun ben gerçek bir anne olmalıyım, anneliği hak etmeliyim. bunun içinde 24 saat çocuğumun yanında olmalıyım.

    evde olduğum süre içinde yemek, bulaşık, çamaşır, temizlik işleri beni bekler. bunları da yaparım, o işleri yaparken de çocuğumun yanında sayılırım. ne de olsa aynı dört duvar arasındayız.

    tek maaşla geçinmek de çok zor olacak, istediğim ve onun istediği şeyleri alamayacağım. ama olsun veren allah rızkını da verir değil mi. mesela eğitimi için gerekli kitapları, boyaları, oyuncakları alamayabilirim. ya da artık sosyalleşmesi lazım, arkadaşlarının olması lazım, okul öncesi eğiitim diye birşey var, ama okul fiyatları çok fazla. olsun ben çocuğumun arkadaşı olurum, oyuncağı olurum, kitabı olurum, 24 saat yanındayım ya yeter.

    hmm kaç yıl önermişler anneliği haketmek için. yaklaşık 4 yıl. 4 yıl kendimi evime çocuğuma adayıp, ona istediğim gibi bir hayat sunamadıktan sonra sürem dolduğu için artık çalışmaya başlayabilirim. ama o da ne tıp ilerlemiş, teknoloji ilerlemiş, ilaçlar değişmiş, ameliyat teknikleri değişmiş, yeni tedavi yöntemleri çıkmış. tabii bu arada çocuğumla 24 saat geçirdiğim için hiçbir kongreye, seminere katılamadım, yeniliklerden de hiç haberim olmadı. bu saaten sonra da çalışılmaz artık. en güzeli bir tane daha doğurmak, ne de olsa artık çok iyi bir anneyim. anneliği hakettim. ama üçüncünün arasını fazla açmamak lazım.
  • daha 18 yaşındayken çalışma hayatına girip başlığı açan tristanın adını bile duymadığı bir mezra köyüne giderek kendi ayaklarım üzerinde durmayı seçtiğim için, parababası bir piç yerine mütevazı bir geliri olan aşık olduğum adamla evlendiğim için üstüne üstlük hayatın anlamını bana öğreten bundan sonra alacağım nefeslerin nedeni olan dünyalar güzeli bir oğulu üç ay önce doğurup bırakın paralı okulları sadece bir devlet okulunda okuyabilmesi için hem annesinin hem babasının çalışması gerektiği için anne sayılmıyorsam in o sırça köşkten derim bunu iddia edene.
  • çocuk sahibi oldu diye tüm geçmişini ve kariyerini terk edip evde oturması savunuluyor. neden? neden? hepinizi 24 saat evde oturan anneleriniz büyüttüğü için mi böyle üstün oldunuz? çalışma hayatına 3-5 yıl ara verilince tekrar iş bulmanın kolay olabileceğini ve kalınan yerden aynen devam edilebileceğini mi sanıyorsunuz? bu anneye yapılacak en büyük haksızlık. bu benim tercihim. buna ne eşim karışabilir ne de bir başkası. yani yazar burada diyor ki bunu eleştirenlere ancak bok yemek düşer.

    ilk 1 yıl ücretsiz izin alarak çocuğuma kendim baktım ve bakıcısız geçen bu dönemin hala hayatımın en büyük hatası olduğunu düşünüyorum. aktif bir çalışma hayatından çıkıp eve kapanmak, ihtiyacı ve bakımı hiç bitmeyen bir kuzu ile tamamen yalnız başa çıkabilmek inanın çok çok zor. eş çalıştığı için ona ayrı tolerans. ben nasılsa evdeyim ve çalışmıyorum ya benim dinlenmeme, gece uykusuna ihtiyacım hiç yok sanki. bakıcının başladığı gün, ona mamasını ilk yedirdiği an sevinçten ağlamıştım. benden başka biri bu sorumluluğu paylaşıyordu. inanılmazdı. günüz evde oturan, gün yapan, birbirine gidip gelen arkadaşlarım yoktu ki. herkes çalışıyordu. sadece idil ve ben. idil ve ben. bu paylaşım sonrası ben kızımla daha iyi vakit geçirmeye başladım, aramızdaki ilişki daha güzel ve daha sağlıklı oldu.

    maaşım 1000 lira olsa ve bakıcıya 1000 lira vercek olsaydım bile çalışmalıydım. bunun nasıl bir ihtiyaç olduğunu anlamanızı beklemiyorum. sadece para meselesi değil. kişinin kendine saygısının bir göstergesi.
  • kadini eve baglamak isteyen zihniyetin sevmedigi anne modeli. annenin cocugunu buyutecek egitecek bilgisi gorgusu olup olmadigi muhim degildir onlar icin, kadinin evde oturmasi yeterlidir, cocuklar nasilsa buyur, allah rizkini verir, allah korur, allah kazadan beladan saklar, allahin yapamadigi tek sey ekonomiye katkidir ki cok dua edilirse, insanin durup dururken gemi sahibi oldugu, yirmiiki yasinda genel mudurluge oturuldugu da gorulmustur, yeter ki kisinin imani tam olsun.
    imani tam olmasi icin el kadar cocuklari kacak yapilmis binalarda kuran kursuna gondermek sevaptir, cocuk bina basina yikilir olurse anneye ve ozellikle babaya yazilan sevaplarla ma’aile cennete gidilir.

    fabrikator ogluyla evlenecek kadar imani olmayan kadin turu calismak zorunda kalirsa, suc tabii ki tamamiyle kendisindedir. hem calisip hem anne olmak curetini gosteren kadin, kirk katir ki kirk satir midiye sorulmalidir.
    ne demektir? sabahin korlerinde kalkip cocugun o gunku yiyeceklerini giyeceklerini ayarlayip, kocasinin kahvaltisini verip, ortaligi toparlayip, kocaman cantalari yuklenip yuvalara kosmak? akilli bir insan bunu yapar mi?
    sanki gittigi yerde helva dagitiyorlar? neymis? calisiyormus!
    ……………
    senin calistigindan ne olacak be kardesim, velev ki doktor olmussun, seni adam yerine koyan var mi? muhendis olmussan daha buyuk ayip etmissin elinin hamuruyla erkek islerine el uzatmissin, ustelik simdi de cocuk dogurmussun, simdi sen istifa da edersin cocuk dogurdum diye yok sut izini yok bilmem ne .. zaten ise yorgun argin geliyorsun, gozlerinin alti simsiyah betin benzin atmis, hasta misin nesin? bizi de hasta etmeyesin? ustun basin da dokuluyor, sacina bir tarak vur bari arada sirada. olmadi kuafore git olmayan vaktinde, boyle calisir mi zaten? amaaan iki kurus icin insanlarin yaptigina bak kardesim, ben olsan gul gibi otururdum evimde, evimin kadini olurdum, cekilir mi bu? ama hayiiiir illlaki kariyersahibi olacak haspam, sanki ondan birsey olurmus gibi. ustelik o burada boyle guya calisiyor diye bir erkek issiz kaldi goruyormusun?
    …………
    akilli insan bunu yapmaz da akilli olmadigi icin kadin bunlari sineye ceker, kocasina bile soylemez zamaninda. cocugun karni agrir, yuvadan illa ki anneye telefon edilir,

    -aysenin karni agriyor, gelirmisiniz?
    -tabii gelirim!

    sonra annenin karni agrir kivranir patrona nasil soyleyecegim diye, daha gecen gun doktor izni almamismiydin? demezler mi insana?
    ………………
    -afedersiniz mudur bey…
    -gene ne var handan hanim?
    -sey…ayse’nin yuvasindan aramislardi da...
    -……….
    -karni agriyormus.
    -………..
    -…. biliyorum, o proce..
    -yarina bitecek handan hanim.
    -evet ben…evet
    ……………………
    akilli insan evinde oturur…ahhh ahhh fabrikator ogluyla evlenilecekmis ki…
    ………………..
    aptal insanin derdi bitmez..

    -kizim ne bu hal?
    -isler cok baba, hem iste hem-
    -kizim sen boyle…fesupannallah, ya kizim hasta misin nesin?
    -hayir degil baba is cok da
    -ama olurmu bir aynaya bakiver istersen,
    -vaktim olsa bakacagim da vaktim-
    -yavrum nasil vaktin olmuyor, kocani gecen gun sinemada gormusler?
    -yaa o arada arkadaslari ile bulusuyor da ondandir.
    -ayseyi yuvaya hep sen goturuyormussun dolmusla otobusle..kocan neden goturmuyor, arabasi da var ustelik.
    -baba o aksi tarafa gidiyor, biliyorsun trafik, hem aysenin benim is yerine yakin olmasi gerekiyor,
    -neden?
    -…….
    -kizim yirmi sene okudun, su haline bir bak, bunun icin mi okudun?
    -……….

    (bir bilsem baba? bir bilsem?)
    .......................
    akilli insan yapmaz boyle seyler, akilli insan feride gibi evinde oturur calisan arkadaslarini taciz eder.

    -handan hayatim epeydir gorusmedik, bir gorussek?
    -isim cok feride ben de cok isterdim ama!
    -bak italyadan neler getirdim sana gosterecektim, gelsene seni kuafore gotururm,
    -ama ayse!
    -ayseyi de getir, bizim mualla ona da bakar nasil olsa burada huseyine bakiyor hahahah!

    akilli insan denize nazir oturup hahvesini yudumlar, sozluge girip cocugunu bakiciya teslim eden anne modeli basligini gorunce guler gecer….

    akilli insani koydun sa bul…
  • çoğunlukla bana teyzemler, bakıcılar falan baktı. annemle babam boşanmıştı, babam başımızda değildi. ben ilkokula başladıktan sonra bakıcı falan da olmadı. iki çocuk evde tek başımıza büyüdük. okula gidip geldik. annem kah vardiyalı çalıştı, kah şehir dışına çıktı, kah ülke değiştirdi.

    ha ne oldu? biz psikopat, sevgisiz büyümüş, kötü yola sapmış serseri çocuklar mı olduk, hayır tabii ki...

    ben istanbul üniversitesi'nde son sınıf rehberlik ve psikolojik danışmanlık okurken kardeşim balıkesir üniversitesi'nde elektronik teknolojisi bölümü birinci sınıfta şu anda...

    ölüp kalmadık yani. acıtasyona gerek yok, abartmayın.
  • gayet normaldir.

    cocuk dogurmak, 10-15 senesini cocugun ihtiyaclariyla ilgilenerek gecirmek anlamina gelmediginden, bu 10 kusur yillik sureyi kendi hayatini da dusunerek yasamak bir insanin yapacagi dogal hareketlerden biridir...

    elbette bu gorus sadece ilgili rolleri ustlenenleri baglar. kisimi cocuk yaptiktan sonra tum vaktini onunla onunla gecirmeyi, daha net bir ifadeyle kendisini cocuklarina adamayi dusunurken, kimisi de vaktinin tamamini cocuguna adamaz, kendi hayatini da yasamak ister. elbette, bakici tutacak parasi varsa bunu yapar...

    cocuk soyle yetistirilir, boyle yetistirilir, annelik budur, bu degildir gibi yasalasmis kurallar olmadigina gore, herkesin anneligi kendinedir. sahsen bir kadin olsaydim, imkanim dahilinde bir bakici tutup kendi ihtiyaclarima vakit ayirmaya calisirdim. ya da anneme birakirdim calistigim saatler dahilinde ne bileyim?

    ayrica (ara: zihniyet model dil*)

    not: boyle annelerin cocuklarinin psikolojik sorunlari olurmus. amina koyim, bizi analarimiz el bebek gul bebek yanimizdan ayirmadigi icin super saglam psikolojimiz var ha.
  • orta karar bir anaokulunun aylığının 1.200 tl, ortalama bir oyuncağın en az 30 tl olduğunu bilmeyen insanların yaptığı konuşmadır.

    benim annem de çalıştı. ıyi ki de çalıştı bize çok da güzel bir rol model oldu. ıyi ki de çalıştı sayesinde 8 yaşında tek başıma eve girip yemeğimi ısıtıp yemeyi, hayatı basarmayı öğrendim.

    ıyi ki de kazandığı tüm parayı bana harcamadı kendisine ayakkabı çanta olarak döndürdü. sayesinde nasıl bakımlı olunur öğrendim.

    ıyi ki de çalıştı babam iflas edip bizi tüm borçları ile terk ettiğinde ay biz ne yapıcaz yeaaa yerine o ana kadar aldığım tek başına ayakta durma dersleriyle hem çalışıp hem okumayı öğrendim. tabi bu arada annem de hala çalışan bir devlet memuru olarak devam edebiliyordu ki çabucak ayağa kalktık.

    evet bende çalışacağım evet çocuğuma da bakıcı bakacak ama güvendiğim biri bakacak. çocuğum da benim eteğimden ayrılmayan bir çocuk olmayacak. 3 günlük hayatta ben olmasam da bana bir şey olsa da var olmayı başaracak.
hesabın var mı? giriş yap