• am

    durun, yanlış anlaşılmasın. olay şu:

    dijital saat almıştı babam. ilk heves sürekli saate bakıyordum. bazen pm bazen de am yazıyordu. akşam vakti dayanamayıp ev ahalisine sordum. "baba, am ne demek" deyince ortam nasıl soğudu anlatamam. yaklaşık 15 20 saniye kimseden gık çıkmayınca, acımıştım onlara. yazık be ya bilmedikleri şeyi sordum sanarak vicdan azabı çekmiştim. bilmiyorlarmış felan diye.

    o sebepten bana en garip gelen kelime buydu.
  • (bkz: gocuk)

    hala garip gelir.
  • resmi hizmete mahsustur.
  • hiç kimse. ''hiç kimse gitmiyor'' dediğimizde bunun anlam olarak da olumsuz olması beni çıldırtırdı. "e hiç kimse gitmiyorsa birileri gidiyor demektir." diye delirirdim.

    iyi geceler. her gece söylediğimize göre neden çoğul kullanıyoruz diye buna da çok kıldım. hatta evde kendi çapımda boykot uygulayıp bizimkilere yatmadan önce "iyi gece" diyordum.
  • eczane
    okumayı yeni öğrendiğim zamanlar ezzane diye bildiğim kelimenin eczane diye yazıldığını öğrenmek çok garip gelmişti bana. acaba böyle başka kelimeler de var mı diye çok korkmuştum. türkçe'de kelimelerin yazıldığı gibi okunduğuna dair inancım kırılmıştı.
  • saat. ilkokul 1. sınıfa giderken, gerzek öğretmenimizin "türkçe'de iki sesli harf yanyana gelmez" demesi sonucu havale geçirmiştim.

    başımda annem, defterime inci gibi yazımla, yılmadan;

    sata
    asat
    tasa

    yazmam, annemin ben havale geçirirken delirmesi ve bunlara bir türlü anlam verememek. çocukların aklını karıştırmayın. :(
  • (bkz: kadın bağı)

    ben böyle saçma sapan başka bir tanımlama duymadım. ilk kez çocukken bir mukavva kutunun üzerinde okumuştum bunu ve nasıl bir bağsa artık koca kutuya ancak sığıyor diye düşünmüştüm. muhtemelen bir işkence aleti olduğuna kanaat getirmiş olmalıyım ama neye benzediğini kafamda canlandıramadığımdan annemle babama sorma gafletinde bulundum. cevap vermeden birbirlerine bakmaları şüphelerimde haklı olduğumu düşünmeme sebep olmuştu. kısacası kadın bağı benim çocukluk kabusumdu. ve yıllar sonra anladım ki işkence aleti olması konusunda tamamiyle yanılmamışım.
  • soğukluk.
    annanemin envai çeşit soğuk içeceğe verdiği ad.
    "bakkala git bir soğukluk al gel yavrum" dediğinde dumur olmuştum hala hatırlarım. salak görünmeyeyim diye "peki anane." dedim koştum. bakkal bir yıl taşak geçmişti allahsız.
  • ilkokula giderken harçlık yerine borçluk derdim...
hesabın var mı? giriş yap