• daha önce, şu iki entryde biontech'in aşı adayının israil'de neden başarısız olduğunu incelemiştik;

    (bkz: #125737044)
    (bkz: #125566889)

    bugün de hiç bahsedilmeyen bir gruba bakalım. nedense çok enteresan bir şekilde pandemi süreci iki ana grup üzerinden takip edilmeye başlandı; aşı olanlar ve aşı olmayanlar. oysa milyonlarca insan doğal yollarla bu hastalığı geçirdi ve virüsün farklı varyantlarına karşı bağışıklık oluşturdular. geçin aşı adayı olmasını, hiçbir ruhsatlı aşı hastalığı doğal yollarla yenmiş kişilere uygulanmaz. hastalığı geçirdiğini bildiğimiz kişileri aşılamaya çalışmak tıp bilimine aykırı bir davranıştır ve en ufak rasyonel bir yanı yoktur.

    yine israil'den gelen veriler bunu çok net bir şekilde gözler önüne serdi;

    https://www.zerohedge.com/…a-variant-israeli-health

    hastalığı doğal yollarla yendiği kayıt altına alınan kişiler nüfusun %10'unu oluşturmasına rağmen yeni vakaların sadece %1'inden daha azını oluşturuyordu. oysa daha önceki entrylerde gördüğümüz üzere aşılılar nüfusa oranları ile doğru orantılı olarak hasta olmaya devam ettiler. aşıların etkinliği ve güvenliği üzerine olan tartışmayı bir kenara bırakalım. diyelim ki aşı adaylarınız iddia ettiğiniz kadar etkili ve güvenliler. peki hastalığı doğal yollarla yenenlerden ne istiyorsunuz? doğal bağışıklığın eksiği olmadığı, aksine fazlası olduğu da açıkça ortada. bu insanları aşılamaya çalışmanın gerçek amacı nedir? bu politikayı mantıklı bir zemine oturtabiliyor musunuz? hadi insan haklarına aykırı bir şekilde aşı olmak istemeyenlere uygulanan ve uygulanması çok muhtemel kısıtlamaları savunuyorsunuz, doğal bağışıklık sahipleriyle ne probleminiz var?

    tabi bu noktada virüsü kayıt altına alınmadan yenenler devreye girecek. test edilenden kat kat fazlası semptom bile göstermeden hastalığı yendi ve elimizde bu kişileri tespit etmek için t hücre testi ve antikor testi gibi güzel yöntemler var. herkese ruhsatsız, güvenlik testleri tamamlanmamış, etkinliği şüpheli genetik bir aşı adayını yapmaktansa, t hücre testi yapsak da hastalığı doğal yollarla geçiren insanları ortaya çıkarsak, çok daha güvenli, etkili ve ekonomik bir yöntem izlemiş olmaz mıyız?

    bunlar cevabı çok açık, basit sorular. inanıyorum ki algıları kapanmamış herkes bu sorulara aynı cevabı verecektir.

    herkesi aşı deneyinin bir parçası haline getirmek; bilimsellikten uzak, verimsiz, mantıksız, tehlikeli, şüpheli ve emsalsiz bir uygulamadır.

    bonus: aşıların siz hissetseniz de, hissetmeseniz de kaçınılmaz bir şekilde mikro ölçekte pıhtılaşmaya neden olduğunu ve bu pıhtılaşmanın sonuçlarının ne kadar ağır olabileceğini anlamanız için doktor charles hoffe'yi youtube videoyu kaldırmadan önce iyice dinleyin. https://youtu.be/1xr7xcj2fxk
  • bu gidişle;
    (bkz: never ending story)
  • "sars-cov-2 pandemisinde radyoloji kliniğinde hasta yönetimi, akciğer görüntülemenin rolü ve covid-19 pnömonisi ile ilişkili toraks bt bulguları" ile ilgili bir makale:
    https://jag.journalagent.com/…9-review-pekcevik.pdf
    https://i.hizliresim.com/me18p7w.jpeg
    https://i.hizliresim.com/ik3yo8q.jpeg
  • tarihe adını yazan hastalık. bu giride bilimsel çalışmalardan ziyade etrafımda vuku bulan iki olayı paylaşacağım. baştan söyleyeyim de sonra bilim bu değil bunlar münferit olaylar diye kafa siken çıkmasın.

    birincisi eskiden çalıştığım bir firmadaki çok sevdiğim bir formenin anne ve babası ile alakalı. kendileri bize çip takacaklar diye aşı olmayı reddedip hastalığa tutuluyor. hastalığın ağır seyretmesi ile karı koca 1,5 ay yoğun bakımda kalıyorlar ve hastaneden çıktıklarında yatalak hasta olarak taburcu oluyorlar. şu sıralar durumları stabil, evdeler ve iyileşme belirtileri pek yok. diğer olay da yine aynı firmadan bir yöneticim ile alakalı. o da aşı karşıtı olmuş benim yokluğumda. yaşı çok da ileri olmamasına, sigara kullanmamasına ve epey sağlıklı olmasına rağmen hastalığa yakalandıktan sonra bir müddet yoğun bakımda kalmış. hastanede ölümden dönmüş ama hastane çıkışı tip 1 diyabet teşhisi sebebiyle şu sıralar insülin alarak hayatına devam ediyor. uzun dönem etkisi ne olur bilemeyiz tabii.
  • mrna aşılarının oluşturduğu bağışıklığın doğal bağışıklıktan daha iyi olduğuna dair bulgular var: https://directorsblog.nih.gov/…s-from-an-infection/
  • 15 temmuz'da yakalandığım (pozitif olduğum) hede. yırtarsak 15 temmuz'u böyle hatırlarım artık.

    hafif geçen 3-4 gün sonrası öksürük çılgın atmaya başladı. bu arada aşının ilk dozunu olup yakalanan ayrıcalıklı kişilerdenim.

    kimsenin maske takmadığı bodrum seyahati sonrası yakalandığımı düşünüyorum. rehavete kapılmayın derim.
  • prof. dr. bengi başer:

    delta varyantının viral yükü, önceki suşlardan ~1.000 kat daha yüksek, hastalığın erken evrelerinde ise daha bulaşıcı.

    (bkz: https://twitter.com/…tatus/1415982254141157377?s=21)
  • neden herkes bu hastalığı aynı şiddette yaşamıyor? bu sorunun cevabı ile ilgili bir dolu araştırma yapılırken ve gerçek sebep harıl harıl aranırken karşıma çıkan bir haber ile konu aklıma yeniden takıldı!

    endonezya'nın başkenti jakarta'nın nüfusunun yarısı kadarının virüse yakalanmış olması ihtimali ile ilgili bir cnn haberiydi bu. bir şekilde enfekte olduğu tahmin edilen kişi sayısı 5 milyona yakın. bu rakam, şehirdeki resmi covid rakamlarının yaklaşık 13 katına eş bir oranda konumlanıyor.

    10 tenmuz 2021' de yayınlanan bir çalışmada 15-31 mart tarihleri arasında şehir genelinde yaklaşık 5.000 kişinin kanında koronavirüs antikorları test edildi. sonuçlar, test edilenlerin %44,5'inin antikorlara sahip olduğunu ve bu da onların kendileri dahi bilmeden covid-19 ile enfekte olduklarını gösterdi. gerçekten de çok sayıda insan enfekte olduğunu bile bilmiyor gibi... ve bildiğimiz gibi, bir dolu insan enfekte oluyor ama hasta olmuyor ya da hafif atlatıyor, kimi tablolarda ise çabukça ölüme kadar giden örnekler mevcut.

    konu hakkında en kapsamlı uluslararası çalışmalardan birisini buraya taşımak istiyorum. sanırım gizem çözülüyor gibi. çalışmanın resmi sitesi burada

    covid-19 host genetics initiative isimli bir insan genetik çalışması, hastalığın şiddetinde etkili olan yaş, altta yatan hastalıklar, virüs ile enfekte olunduğunda alınan doz miktarı gibi konuların yanında insan genomunda covid-19 duyarlılığını ve şiddetini etkileyen 13 lokasyon tespit etti.

    bilim adamları, insan genetik varyantlarının, (bkz: sars-cov-2) ile enfeksiyon da dahil olmak üzere bulaşıcı hastalıkların şiddetini etkileyebileceğini zaten biliyorlardı . ama insan genomunun covid-19'un şiddetine olan etkisini ortaya koymak mücadelesi için izlenecek stratejiye de katkıda bulunacağından, yaklaşık 3000 bilim insanı, 6 adet soy grubundan ve 19 ülkeden çeşitli katılımcı, covid-19 ile enfekte olmuş 49 bin kadar insan ve çeşitli şekillerde kontrol edilen 2 milyon birey içeren toplam 46 adet bilimsel çalışmanın verileri toplanarak ilk sonuçlara ulaşıldı.

    araştırmacılar covid-19'a yatkınlık ve ciddiyetle ilişkili genetik varyantları belirlemek için önce her çalışmada covid-19 ile enfekte olmuş kişiler ile kontrol bireyleri arasındaki milyonlarca genetik varyantın sıklıklarındaki farkı karşılaştırdı. daha sonra, verilerinin istatistiksel gücünü artırmak için 46 çalışmanın tümünün sonuçlarını birleştirdiler.

    bu birleşik analiz yoluyla daha önceki covid-19 insan genomik çalışmalarında bildirilmeyen 6 lokus dahil olmak üzere, sars-cov-2 enfeksiyonu ve hastalık şiddeti ile ilişkili 13 lokus tanımlandı. dört lokus, sars-cov-2'ye genel duyarlılığı etkilerken, dokuzu hastalık şiddeti ile ilişkilendirildi. daha önce ilişkilendirilmemiş lokuslardan ikisi, yalnızca doğu asya kökenli bireyler analize dahil edildiğinde keşfedildi.

    covid-19'un biyolojisini ve bu lokusları hastalık sonuçlarına bağlayan mekanizmaları daha iyi anlamak için araştırmacılar her lokusun yakınında bulunan genleri (yani 'aday genler') aradılar. birçoğu daha önce bağışıklık fonksiyonuna dahil edilmiş veya akciğerlerde bilinen fonksiyonlara sahip olan 40'tan fazla aday gen tanımladılar.

    mesela bir örnek tyk2 genidir . bu genin varyantları, diğer virüsler, bakteriler ve mantarlar tarafından enfeksiyonlara karşı duyarlılığı artırabilir. bu bilgiye paralel olarak araştırmacılar tyk2'de belirli mutasyonları taşıyan bireylerin , hastaneye yatırılma veya sars-cov-2 enfeksiyonundan dolayı kritik hastalık geliştirme riskinin arttığını buldular.

    diğer bir örnek, dpp9 geni . araştırmacılar, bu gende covid-19 ile kritik derecede hasta olma riskini artıran bir varyant buldular. özellikle, aynı varyant, akciğer dokusunda yara izi ile karakterize nadir bir akciğer hastalığı riskini de artırabiliyormuş.

    covid-19 konak genetik girişimi tarafından yapılan bu çalışma, insan genetiğinin sars-cov-2'ye duyarlılıktaki rolünü anlamamızda önemli bir kilometre taşını temsil ediyor; ancak daha yapılacak çok iş var. gelecekteki deneyler, tanımlanan genomik lokusları covid-19 sonuçlarına bağlayan tüm genleri, sinyal yollarını ve biyolojik mekanizmaları belirlemek zorunda. ayrıca, şiddetli hastaların sağlık hizmetlerine erişiminin ne derece olduğu gibi kritik sosyal sorunlar da ölüm oranlarına etki edebilir türden durumlar olacağından, çalışma bu koşulları da içine katacak ve daha fazla etnik grubu içine alacak şekilde genişletilirse doğruluk payı daha da artacaktır. okuduğum kadarı ile, artan mutasyonlu varyantların da hesaba yeniden katılarak çalışmanın daha da genişletilmesi ve tam global hale getirilmesi için de faaliyetlerini sürdürüyorlar.

    dilerseniz çalışmayı buradan da okuyabilirsiniz.
  • portland trail blazers‘ın bosna hersekli pivotu jusuf nurkic, bir süredir abd’den kullanılmamış covıd-19 aşıları alıp bosna hersek’e göndermeye çalıştığını açıkladı.

    bununla birlikte yıldız pivotun yasal olarak bunu yapması mümkün değil.

    nurkic, espn’den ramona shelburne’e konuşurken şunları söyledi:

    “sadece bağışlar var ama herkesi aşılamak için yeterli değil. ben bütün ülkeye almaya çalıştım. para, planlama ve her şeyi çözdüm ama yine de yapamıyoruz.

    aşıları bulsak bile sanırım abd kanunları, abd halkı aşılanana kadar satamayacağınızı söylüyor. dolayısıyla başka ne yapılabilir bilmiyorum. gerçekten denedim.”

    bosna hersek, 3,3 milyonluk nüfusu içerisinde toplamda 205.238 vakasına rastladı ve 9.664 vefat yaşandı. hayatını kaybedenler arasında iki haftadan uzun bir süre virüs ile savaştıktan sonra mücadelesini kaybeden nurkic’in büyükannesi de yer alıyordu:

    “17 gün boyunca savaştı, hayatta kaldı ve atlattı. 19. günde kalp krizi geçirdi. inanılmazdı.”

    abd ise aşı konusunda bolluk yaşayan ülkelerden biri ve nurkic, birileri aşı olmayı reddediyorken kendi ülkesinin halkına yardımcı olmak için aşıları satın alamıyor olmaktan ötürü rahatsız:

    “tüm bu ülkeler yokluk ve acı çekiyor ama abd tabii dünyanın bir numarası, aşısı var ve insanlar aşı olmak istemiyor. sanki insanlık burada sınıfta kaldı gibi geliyor bana. çünkü en azından tüm ülkeler belli oranda aşı ulaşmalı, değil mi?”

    https://www.eurohoops.net/…asi-satin-almak-istemis/
  • türkiye'de doğu ve güneydoğu anadolu'da aşılama oranı türkiye ortalamasına göre daha düşük ve düşük olmaya devam ediyor.

    bu konuda ek önlemler gerekiyor. halkı da ikna çalışmalarına girişmek işe yarayabilir.

    asıl sorun, türkiye'deki aşı çeşidinin azlığı. sinovac ve pfizer.

    halbuki 4 çeşit bağışıklık sağlama imkanı olan aşılar çıkıyor. adam diyor ki, dna'mızla oynayacaklar. biontech yerine başka teknoloji kullanan aşı varlığı ve bilgilendirme bu oranı artıracaktır.

    daha çok aşı ithal edilse aşılama oranı daha fazla olabilirdi.
hesabın var mı? giriş yap