• az önce okan bayülgen ile beyazıt öztürk arasındaki farkı görmemizi sağlayan bir durum yaşanan program. biri gelişine çaktı, diğerine gelişine çaktılar. helal olsun okan bayülgen.
  • programında yaşananlar için amme hizmeti http://www.dailymotion.com/video/x3qvbs3
  • hey gidi sabahın 6'sına kadar ilgiyle ve kahkahalarla izlediğimiz zaga günleri...
    abi biz eski türkiye'yi her açıdan mumla aramaya mahkum muyuz?
  • oğlumun bana seslenirken kullandığı kelime. gerçi annesine de "dada" diyor. kaşığa da. sincap da "dada" onun için :/
  • "sürrealizm dadaizme anlam vermiştir, dadizm sürrealizme canını vermiştir."
  • nez var diye izleyeyim dedim, ondan bile rol çaldılar. ama asıl olay; programın en monoton anında sahneye fırlayıp soyunmaya başlayan bir seyircisine okan bayülgen'in vakit kaybetmeden siper olmasıyla başladı. akabinde onunla konuşup bu eylemi neden yapmaya çalıştığını sordu. ekran başında medusa görmüş kutup ayısı gibi kalakaldığımdaysa "yayını kesmeyin, devam edelim" demekle meşguldü. eylemci kızı giydirdikten sonra eylemciyi kendi koltuğuna oturtturup ona okkalı bir hayat dersi vermesi ise paha biçilmezdi. bilmiyorum belki o an eylemci kıza jedi mind trick yaptı. çünkü okan sözünü bitirdiğinde kız mahçup bir ifade ile herkesten özür diliyordu. valla "bravo" demekten kendimi alamadım. profesyonellik böyle bir şey, "show must go on" felsefesini benimsemek bunu gerektiriyor anlaşılan. hiçbir haltı beğenmeyen bir ekşi yazarı olarak puanlamalarımı yapayım:

    kriz yönetimi: 9/10
    günü kurtarma: 9/10
    reji tepki süresi: 9/10
    final konuşması: 9/10
    nez: 10/10

    merak edenler olmasın diye: https://www.youtube.com/watch?v=uckmj4fkd34
  • kaçıranlar için;

    kız geldi soyundu, (soyundu dediğim kazağını çıkardı) kamera başka yöne döndü,

    okan nedenini sordu, akp vekili falan dedi kız, sonrasında okan yayını kestirmedi, kızım ben kanalı da seni de koruyacağım, eylem yapmana taraftarım ama burada değil git gazetecilerin olduğu yerde yap eylemini dedi, kız özür diledi gitti geri yerine oturdu konu kapandı.

    edit: entry tarihinde bir kadın canlı yayında üstünü çıkarmıştı bir anda eylem yapmak için. onun açıklaması.
  • haksızlık etmemek gerek, okan bayülgen bu kadar saçmalık arasında tv için bir hayli makul ve kıymetli bir seçenek. eleştir, beğenme bir alternatifi yok; sadece 'medya arkası' yeter.
  • bu geceki yayında nil karataş isimli çirkinlik abidesi yarma medya maymunu abla, kel olduğu gerekçesiyle tolga tekin'inin yakışıklı olmadığını iddia etti. ulan leğen ağızlı mahalle yarması, sen önce bir aynaya baksana. kim ki bu kadınımsı? nedir, kimdir ki bu tipine rağmen 33.5 iq ve o tipiyle (bkz: kadın demeye bin şahit) çıkmış ağzını yaya yaya konuşuyor? kurban ol sen o adama, tipiyle döver iqsuyla sever seni o adam.

    not: kel değilim
  • birinci dünya savaşı sonrasında insanların birbirlerine neler yapabildiklerini, ne kadar vahşileşebildiklerini gören bir grup aydın, savaş tarafından gebe bırakılır. babadan alınan nefret ana rahminde bir karşı çıkışa dönüşür. teknolojiye karşı çıkış, sanata karşı çıkış, dine karşı çıkış, burjuvaziye ve burjuvazinin getirdiği her şeye karşı çıkış... ama en çok da savaşa ve barbarlığa karşı çıkış... ve 6 kasım 1916 da zurih' te cabaret voltaire adlı bir kafede aylardır - hatta yıllardır- yaşadıkları doğum sancıları sonunda, tristan tzara, jean arp, richard hülsenbeck, hugo ball, marcel janco ve emmy henningsin doğumu gerçekleştirirler ve ona orada ' dada' ismini verirler.
    onlar sanatın parayla ilişkisinden, parayla bir ilişkisi olmasından dahi rahatsızdırlar. sanatın satın alınamaz bir şey olmasını isterler ve bu yüzden cabaret voltaire' de bir araya gelerek, asla sanat yapma amacı gütmeden anlık yaratımlarda bulunurlar.' an' lar satın alınamaz, satılamaz ve çoğaltılamaz çünkü. şiirler okurlar, danslar ederler, şarkılar söylerler, tiyatrolar yaparlar. kural ve kalıpsızlıkları onları kendilerine, kendi gerçeklerine daha çok yaklaştırır. bu yaklaşma eylemi beraberinde; doğallığı, kendiliğindenliği, söylenmemiş sözleri, daha önce kullanılmamış bir şiir biçimini ve dilini, kolaj ve fotomontaj gibi teknikleri ve birçok önceden olmamış cesaret edilememiş hareketi getirir. dada böylece o dönem bahsi geçen ' sanat' kavramından kaçarken, yine ' sanat' a tutulmuş olur.ve tüm ' izm' lerden sıkılmışken onların karşısında dururken, getirdikleri yenilikler ve bunlardan etkilenen sanatçılar nedeniyle de adının sonuna ' izm' ekini alarak, bir sanat akıma dönüşmekten kendini kurtaramaz.
    dada hiçe sayar, dada karşı çıkar, dada inkar eder, dada alay eder. dada' nın derinlerinde savaş acısının birebir yaşanmışlığının izleri vardır. dada bir şeye karşı çıkarken elindeki bardaktaki nedenler neredeyse bardaktan taşacak kadar çoktur ve herbir bardağın içi mutlaka doludur.
    1922' lerde uyku haline geçen dada, dönem dönem dünyanın farklı yerlerinde ortaya çıkar ve bir süre sonra tekrar uykuya dalar. dünyanın şu anda ihtiyaç duyduğunu düşündüğüm dada'nın, bir yerlerde - ama en çok da ülkemizde - yeniden uyanabilmesi için gerekli gürültüyü yapabilmek umuduyla...
hesabın var mı? giriş yap