• baba ile olan ilişkiden kaynaklı sorunlara verilen isimdir. genellikle baba ile kızı arasındaki ilişkinin kızın partner seçimini etkilediği söylenir. baba ile anlaşamama durumunda, kişinin babanın eksikliğini giderecek kişileri tercih ederek mutsuz olduğu iddia edilir. söylenenlerin ne kadarı doğru ne kadarı yanlış bilmiyorum. ama bildiğim bir şey var: babası ile sağlıklı iletişim kuramamış/kuramayan kadınlar özel ilişkilerinde mutsuz oluyorlar. kendimden biliyorum.

    öncelikle, babayla olan iletişimdeki eksikliğin öz güven eksikliğine, sevilmeme ve değersizlik hissiyatlarına yol açtığını söyleyebiliriz. (belki de her şeyin başı bu sevilmeme ve değersizlik hissiyatları.) her koşulda çocuğuna destek olan bir babanın (ve tabii annenin) varlığı çocuğun emin adımlarla yürümesine imkân yaratıyor. düşerse pamuktan bir kucağa düşeceğini hissetmek ile düşüşün yasaklanması ve olası bir düşüşün de cezalandırılması kişinin çok farklı karakterlerde, farklı yolları yürümesine neden oluyor. tabii, sevildiğini hissederek büyüyen bir çocuk ile sevgi sözcüklerinden ve davranışlarından mahrum bırakılmış bir çocuğun da yolları benzer şekilde ayrılıyor.

    yasaklarla, evin duvarları içinde hapis olarak, arkadaşsız ve sevgisiz büyümüş bir çocuk olarak babamla olan ilişkimin hiçbir zaman tam olarak düzelemediğini söylemeliyim. birisi toplumun kurallarına göre yaşayan diğeri özgür iradesiyle kendini tanımaya ve var etmeye çalışan iki kişinin bu kadar zıtlaşmasına şaşmamak gerek doğrusu. bu zıtlaşmalar bir noktadan sonra kişide kalıcı zararlar bırakıyor. şu itirafı da birkaç insana yapmışımdır: 30 yıllık hayatımda beni en çok üzen, en çok ağlatan insan babam olmuştur. "babasıyla bir şekilde sağlıklı bir ilişki kuramamış kadınlar ya orospu oluyor ya ruh hastası." demiş sözlük yazarlarından birisi. ben de kendimi ikinci kategoride görüyorum. belki ben farkında olmadan ruhum da orospu olmuştur, kim bilir?

    yıllardır, içimde oluşan yaraları kapamaya, babamla olan ilişkimi güzelleştirmeye çabalıyorum. aramızın iyi olduğu anlarda bunun için ne kadar çok uğraş verdiğimi söylüyor o da. değiştiğini biliyorum. ama bazı durumlarda her şey yalanmış gibi geliyor. sanki bir olayda fabrika ayarlarına dönüyor babam. ben de onun bu dönüşünü sindiremiyorum. kimseye olmadığı kadar çok yüksek çıkıyor sesim. nevrim dönüyor. sanki bütün yılların yaşanmışlığının öfkesini oracıkta çıkarmak istiyorum. ama geçmiyor. acım dinmiyor.

    geçtiğimiz yıl, estetik kongresi'nde önay sözer konuşması sırasında şöyle demişti: "geçmişten kurtulmak geçmişi de kurtararak mümkün olabilir." bu söz, öyle çok içime işlemişti ki babamla olan ilişkimi düzeltmeye çabalamanın doğru olduğunu düşünmüştüm. farkında olmadan doğru yoldaymışım gibi gelmişti. ben belki geçmişi konuşa konuşa kurtarmaya çabalıyordum; ama bir taraftan da şimdi bozuluyordu.

    babam kadar olamasa da beni bir şekilde mutsuz eden, değersiz hissettiren insanları sevmem de kendimi sevilmeye layık görmememle ilintili miydi acaba? zaten beni kimse sevmezdi? zaten kıymetli değildim? zaten mutlu olmayı hak etmiyordum? ben de şımarık bir piremses olsam, ne vardı? (istemezdim gerçi, hem olmayı beceremezdim de.) bütün bu sorunların temelinin babamla olan ilişkimden kaynaklandığını biliyordum. sanki babamla olan ilişkim düzelirse her şey yoluna girecekti. sanki lanet gibi bir şey vardı ve ben de babamla ilişkimi düzelterek bu laneti bozacağımı sanıyordum; ama öyle bir şey yoktu.

    annem dedi ki bugün, "umursama babanın söylediklerini." ben de dedim ki "o zaman onu sevemem ki." bir insanı hatalarıyla sevmek nasıl bir şeydi? yapabiliyordum aslında ben bunu. en son sevdiğim adam bunun kanıtıydı. ama babamın katmerleşmiş hataları vardı. belki de 25 yıldır tanık olduğum hatalar yapıyordu babam. hata olduklarını geç fark ediyordu, içimde yaralar açılacak kadar çok geç.

    "çello bokundan bıktım!" dedi babam bugün. ondan bu sorgulamalar. yoruldum, yaşamaktan, insanları (aslında babamı) sevmeye çabalamaktan.

    düzeltme: anlatım bozukluğu.
  • baba figürüyle ilgili sorunlar olması durumu. bir çok nedenden kaynaklanabilir:

    1. babanın hayatta olmaması
    2. babanın bir sebepten dolayı evde olmaması
    3. kötü davranan/suiistimal eden baba figürü
    4. sorumsuz baba
    5. fiziksel / psikolojik olarak dengesiz ebeveyn. .. vb.

    pozitif baba figürünün yerinde olmamasının olası sonuçları:

    1. özellikle kız çocuklarında erkeklere karşı aşırı öfke
    2. duygusal dengesizlik, gölge gibi takip eden güvensizlik/kendinden emin olamama hissi
    3. özellikle erkek çocuklarda içe kapanıklık
  • baba hayatta değil, baba terketti ve hayatta, baba terketti ve hayatta değil, baba terkedip yeni aile kurdu vs. vs. pek çok sebepten ortaya çıkabilen, kadınların en büyük arızası olduğunu düşündüğüm rahatsızlık.

    bu sorundan müzdarip çok kadın tanıdım. beraber olduğum kadınların da neredeyse hepsinin baba problemleri vardı.

    sorunun sebebine göre değişen davranışları var.

    babasına özlem duyanlar o adamı andırdığınız için sizle beraber oluyor. o karakteri tamamlamanız için ise kısa bir süreniz var. yoksa güle güle. çok sık sevgili değiştiriyorlar ve yalnız kalamıyorlar. devamlı o adamı aramak ve bulamamak.

    babasından nefret edenler (mantıklı davranmayı seçtiyse) babasının tam tersi özelliklerde eş arıyor. ama o nefret, içten içe özlemle karışıp sizde yine o adamı aramasına sebep oluyor. burada işler çok karışmakta.

    babasından nefret eden kadın bazen sırf babasına benziyorsunuz diyede sizle beraber olur. sonrasında babasından alamadığı intikamı sizden almaya çalışır. burada da işler sevimsizleşiyor.

    en belirgin ortak özellikleri hepsinin erkek ilgisine neredeyse aç olması. bütün erkekler benimle ilgilensin, bana hayran olsun, hatta aşık olsunlar kafasındalar. radarlarındaki bütün erkeklerle kısa sürede samimi olup flörtleşirler. bu sebeple yedekte çok fazla erkek beklemektedir. genelde en iyi anlaştıkları kişiler erkek olur.

    mevzu bahis tanıdığım kadınlar gerçekten kaliteli kültürlü kadınlardı. yaşadıkları şeylerin hepsi çok acı ve hepsinde büyük yaralar bırakmış. buradan onları öpüyorum. ama baba problemi olan bir kadınla ciddi ilişki düşünüyorsanız salim kafayla oturup tekrar düşünün derim.

    edit: ek ortak özellik. mutluluklarını her ortamda aşırı abartarak göstermeleri. özellikle buldukları erkeğin yanında mutluluktan maymuna dönebiliyorlar. en çok ben mutluyum ben kazandım. tabii erkek bunun nasıl yapay bir mutluluk olduğunun farkına varamayıp kadınımı çok mutlu ediyorum kafasını yaşıyor.
  • hatunların efendi adam yerine piç tercihindeki ana etmen. babayı ararken babayı alıyoruz; o ayrı.
  • burcu esmersoy bu soruna sahip kadınlara güzel bir örnek. alta burcu'nun bir röportajından alıntı koyuyorumm. evet üzgünüm ama sana burcunun röportajını okutacağım.

    -gazeteci:annenden mi yoksa babandan mı kalmış bu genetik miras?

    -burcu: annem de bence güzel bir kadın. göz ve yüz şeklimi ondan almışım. diğer fiziksel özelliklerim ve maalesef kişiliğim ise babamdan miras.

    -g: neden maalesef?

    -b: babam olduğu gibi bir insandır ama çok serttir.

    -g: şimdi nasıl peder bey ve valide hanım’la aranız?

    -b: babamla görüşmüyorum. annemle ise aramızda enteresan bir bağ var.

    -g: evliliğin yürümedi ama...

    -b: eski kocam anneme benzediği için ayrıldım. babama benzeyen erkeklerle ise hep mutlu oldum, öyle söylediğin gibi mutsuz beraberlikler falan yok yani.

    -g: nasıl bir sevgili burcu esmersoy?

    -b: ruhumda geyşalık var inanır mısın?"

    özet: babası sert bir adam ve bunu terk etmiş. bu da huzuru o adama benzeyen erkeklerle beraber olup onlara hizmet etmekte bulmuş.

    kendime not: geneli de burcu gibi böyle kıpır kıpır süslü ve seksi hatunlardı zaten. şimdi anlıyorum seni.
  • yatakta erkeği en fazla mutlu eden; ilişkide ise en fazla mutsuz eden kadınların sahip olduğu kompleks sorun.
  • bu konu ile ilintili istatistiki verilerin verildiği bir internet sayfası: http://thefatherlessgeneration.wordpress.com/…tics/

    kesinlikle konuyu direkt "kadınların dengesizliği"ne bağlamadan evvel, siz çok mükemmel insanların şu sayfayı gözden geçirip birkaç kere düşünüp öyle konuşması gerekiyor. tamam şakası da yapılır; ama bu çok ciddi bir konudur. yeri geldiğinde ("çoğu zaman"a tekabül eder.) susulur düşünülür.
  • fuckboy'un ekmeği.
  • bir kadın, bu soruna sahip olup olmadığını 30'lu yaşlarında falan anlar. kendisi, davranışları ve seçimleriyle ilgili yeterli veriye sahip olduğunda da diyebiliriz.
hesabın var mı? giriş yap